Nurullah aydin 12 Ağustos 2012-ankara nasil diNLİyorlar



Yüklə 138,59 Kb.
səhifə1/2
tarix30.10.2017
ölçüsü138,59 Kb.
#22697
  1   2

Nurullah AYDIN

12 Ağustos 2012-ANKARA
NASIL DİNLİYORLAR

MUHALİFLERİ BÖYEL DİNLİYORLAR

Türkiye’yi böyle dinlemişler
Akit; Emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün gündeme getirdiği ve uyarısına sebep olan dinleme cihazlarının fotoğraflarına ve cihazların nasıl çalıştığına yönelik belgelere ulaştı.
İŞTE O CİHAZ

Akit; dinleme cihazlarının fotoğraflarına ve cihazların nasıl çalıştığına yönelik belgelere ulaştı. dönemde alınan cihazlarla tüm Türkiye izlenmiş ve dinlenmiş.


İNTERNET İZLEME SİSTEMİ KURMUŞLAR

İnternet İzleme Sistemi; internet haberleşmesini taşıyan kanalları (Uydu ve/veya karasal omurgaları) dinleyebiliyor, yakalanan haberleşme paketlerini birleştirip üzerinde istihbarat amaçlı filtreleme/analiz işlemleri gerçekleştiriyor.


Sistem yakalanan paketleri içerdikleri e-posta, internet sayfası, ICQ, MSN messenger ve FTP protokollerine göre birleştiriyor ve oluşan mesaj üzerinde operatör tarafından girilen anahtar kelimeler taranarak bu kelimeleri içeren mesajlar analiz edilmek üzere gerçek zamanda (real time) veritabanına aktarılıyor.
İzleme sistemi, omurga bağlantı birimlerinden (router ve/veya anten ekipmanları) bilgisayar yazılımından ve ağından oluşuyor.
GÖNDERİLEN VE ALINAN E-POSTALAR İZLENMİŞ, IP TAKİBİ YAPILMIŞ
İnternet İzleme Sistemi şöyle çalışıyor:

¥ Gönderilen ve alınan e-posta, webmail, internet sayfası, msn, icq mesajları gerçek zamanda birleştirilir ve anahtar kelime filtresinden geçirilir,

¥ Şifreli/imzalı e-posta mesajları ve şifreli ek dosyalar (attachment) tespit edilir,

¥ E-posta, msn, icq ile gönderilen ek dosyalar (.doc, .xls, .ppt, .pps, .pdf, .ps, .rtf, .zip, .rar, .arj, .gzip, .bz2 vb.) üzerinde anahtar kelime araması yapılabilir,

¥ E-posta ve dosya transferi (ftp) için girilen kullanıcı isimleri ve şifreleri tespit edilebilir,

¥ IP takibi yapılabilir (kişi referans alınarak internet üzerinde yaptığı tüm haberleşme kesintisiz olarak izlenebilir),

¥ Sesli (VoIP) haberleşmeler takip edilebilir,

¥ Resim dosyaları taranarak gizli mesaj içerenler bir olasılık değeri hesaplanarak tespit edilebilir,

¥ MSN ve ICQ mesajları incelenerek, sohbete katılanların internet üzerinde yaptığı e-posta gönderme/alma, internet sayfalarında gezme işlemleri takip edilebilir.

¥ Mesajların nereden gelip nereye gittiği, IP adresleri referans alınarak bir harita üzerinde gösterilebilir.

¥ Uydu üzerinden DVB (Dijital Video Dağıtımı) hizmeti ile sağlanan internet ve benzeri haberleşmelerin izlenebilmesi için UEKAE tarafından “DVB-IP Router” cihazı ve yazılımı geliştirilmiştir.
“SATIN ALINAN DİNLEME VE İZLEME CİHAZLARI BULUNAMADI”
Şener Eruygur'un, Jandarma Genel Komutanlığı döneminde tahsis edilen 14 milyon 330 bin liralık örtülü ödeneğin 7,5 milyon lirasının nereye harcandığı tespit edilememiş, satın alınan dinleme ve izleme cihazları bulunamamıştı.

Emekli orgeneral Şener Eruygur'a, Jandarma Genel Komutanı olduğu dönemde tahsis edilen 14 milyon 330 bin liralık örtülü ödenekle ilgili soruşturmayı tamamlayan Başbakanlık Teftiş Kurulu (BTK), 4 milyon lira ile 2.4 milyon doların nereye harcandığını tespit edemedi. BTK, örtülü ödenek parasıyla alınan 5 GSM dinleme ve 2 internet izleme cihazının da nerede olduğunu bulamadı. BTK raporunda; 3 milyon 531 bin dolar ve 62 bin 800 avronun, Eruygur'un talimatıyla, hassas gizli dinleme malzeme alımında kullanıldığına dikkat çekilmişti.


Balyoz erenekon ib Davlarda Kişilerin bilgisayar sistemlerine girildiği, ilgili bilgilerin çarpıtılarak dosyaya eklendiği ortaya çıkmıştı.
odasında gizli çekim aletlerinin bulunduğu ve görüşmelere ilişkin yasal olmayan kayıtlar alındığı iddia ediliyor

MUHALİFLERİ BÖYLE FİŞLİYORLAR

28 Şubat'ın bu belgesi çok konuşulacak!

Meclis, 28 Şubat darbesiyle ilgili şoke eden listelere ulaştı.


Darbe ve Muhtıraları Araştırma, 28 Şubat Alt Komisyonu'na tüyler ürperten belgeler geliyor. Bunlar arasında tasfiye ve atama listeleri de yer alıyor. 'Bin yıl süreceği' söylenen postmodern darbenin mimarlarının, tutuklanacak gazetecilerin listesini yaptıkları, atanacak mülki amirleri belirledikleri, kapatılacak sivil toplum kuruluşlarına karar verdikleri ortaya çıktı.
28 Şubat Alt Komisyon Başkanı ve AK Parti Kayseri Milletvekili Yaşar Karayel, çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Karayel komisyona çok önemli binlerce belgenin ulaştığını söyledi. 40 uzmanın incelediği belgeler içerisinde tutuklanacak gazetecilerin listesi, kapatılmasına karar verilen sivil toplum kuruluşları ve derneklerin listesi ile ataması yapılacak mülki amirlerin isimlerinin yer aldığı listelerin bulunduğunu dile getirdi. Karayel, "Bunlar çok önemli belgeler. Arkadaşlarımız inceliyorlar. Bunların doğruluğunu kesinleştirmeden kamuoyu ile paylaşmamız doğru olmaz. Ancak Balyoz Planı'ndaki listeyle uyuşuyor" dedi.

KAPATILAN KUR'AN KURSLARINI SORDUK


Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan da belge istediklerini ifade eden Karayel, "O dönemde kaç tane Kur'an kursu kapatılmış, ne kadar din görevlisi özlük haklarından mahrum bırakılarak mağdur edilmiş? Bunları Diyanet İşleri Başkanlığı'na sorduk. Ayrıca o dönemde yapılan yönetmelik vemevzuat değişiklikleri hakkında da bilgi istedik. Diyanet camiasının yaşadığı mağduriyetlerin gelecek belgelerle net bir şekilde ortaya çıkacağını düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.
ÖĞRETMENLERİN MAĞDURİYETLERİNE MERCEK
Komisyonun belge istediği kurumlar arasında Milli Eğitim Bakanlığı da yer alıyor. Bakanlığa '28 Şubat'ta irticai ve bölücü faaliyetler içerisinde yer alıyor iddiasıyla görevlerinden uzaklaştırılanlar, başka kurumlara geçmek zorunda kalanlar ve atılanları' sorduklarını vurgulayan Karayel, başörtüsü nedeniyle mağdur olan öğretmenleri de araştırdıklarını kaydetti. Karayel, Milli Eğitim'den mevzuat ve yönetmelik değişiklikleri ile ilgili bilgi istediklerini dile getirdi.
BANKACILARIN HESAPLARI İNCELENECEK
Komisyon, 1991-2007 tarihleri arasında Fon'a devredilen bankalar ve bu bankalarda görev alan üst düzey yöneticiler hakkında, TMSF ve BDDK'dan bilgi ve belge talebinde bulundu. Bankalarda o dönem görev yapan asker ve sivillerin şahsi hesaplarının inceleneceğini anlatan Karayel, bankalardan alınan kredilerin de inceleneceğini vurguladı. Karayel, Dünya Bankası'ndan alınan kredilerden kimlerin ne şekilde istifade ettiğinin araştırılan konular arasında yer aldığına dikkat çekti.
KANUN DEĞİŞİKLİĞİ ÖNERECEĞİZ
Karayel, banka ve şahsi hesap bilgilerinin ticari sır nedeniyle Meclis'e gönderilemeyeceği tartışmalarına değinirken "Sır kapsamında olmayan bilgiler bize ulaşacak. Ancak ticari sır konusunda Meclis'e inceleme yetkisi verilmesi için kanun değişikliği yapılması gerekiyor. Bunu hazırlayacağımız raporda teklif edeceğiz" dedi.
‘DİNLEMEYE VEKİLLERDEN BAŞLAYACAĞIZ'
Komisyon'un Meclis'in açılması ile çalışmalarına başlayacağını dile getiren Karayel, önce halen görevde bulunan milletvekillerini kaydetti. Mehmet Ağar ve Çevik Bir gibi isimlerin Adalet Bakanlığı'ndan alınacak izinle cezaevinde dinleneceğine işaret eden Karayel, medya patronları, STK yöneticilerini de dinleyeceklerini vurguladı. Karayel şu ana kadar Mesut Yılmaz dışında dinlenecek isimlerden olumsuz yanıt almadıklarını belirtti. Karayel şöyle devam etti: "Mesut Yılmaz yazılı olarak soru istedi. Ancak bu prensip olarak kabul edebileceğimiz bir durum değil. Biz bir araştırma komisyonuyuz ve bu konuda bir yaptırımımız yok."
OYAK'TAN BELGE İSTENDİ
Başkan Karayel, OYAK'tan da bilgi ve belge istediklerini dile getirerek, kuruluşun çalışma biçimleri, görev almış üst düzey yöneticilerle ilgili de çalışma yürütüldüğünü açıkladı.
BALYOZ'DA NE VARDI?
1. Ordu eski Komutanı Çetin Doğan ve kuvvet komutanları İbrahim Fırtına ile Özden Örnek'in yargılandığı Balyoz Darbe Planı'nda da 137 gazeteciyle işbirliği yapılması ve 36 gazetecinin tutuklanması öngörülmüştü. Ahmet Altan, Ahmet Taşgetiren, Ali Bayramoğlu, Cengiz Çandar, Ekrem Dumanlı, Emre Aköz, Etyen Mahçupyan, Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak ve Umur Talu gibi isimlerin yer aldığı listedeki 'tutuklanacak gazeteciler' suç duyurusunda bulunmuştu.
BUGÜN GAZETESİ
skiya bankalar kapatilsin
is bankasi ve oyak dünyada bankasi olan kac parti var ??? bankasi olan kac postalli kene var myanmarda bile yok mihmetcukka bank
HAÇLI İSLAMCILARLARA KARŞI MÜCADELE EDENLERİ ALKIŞLIYORUM

HAÇLILARLA İŞBİRLİKÇİ MÜSLÜMANLARA YAZIKLAR OLSUN

DİNCİ Başbakan'dan CHP ve medyaya sert sözler!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın düzenlediği iftarda muhalefeti ve medyayı eleştirdi


AA

________________________________________


İSTİSMARCILARINA

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP'nin Meclis'i olağanüstü toplantıya çağırmasına ilişkin, "Terörün, TBMM içinde, hem de Ana Muhalefet Partisi nezdinde Türkiye'de siyaseti şekillendirmesine asla izin vermeyeceğiz" dedi. Erdoğan, terörün "hükümeti yıpratmak amacıyla bir araç olarak kullanılmak istendiğini" söyledi.


Erdoğan, AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'nın WOW Otel'de düzenlediği iftarda yaptığı konuşmada, Londra 2012 Olimpiyat Oyunları Kadınlar 1.500 metre finalinde altın madalya kazanan Aslı Çakır Alptekin, gümüş madalya kazanan Gamze Bulut, tekvandoda gümüş madalya kazanan Nur Tatar'ı kutlayarak, önceki gün tekvando erkekler 68 kilo finalinde şampiyon olarak Türkiye'ye altın madalya kazandıran Servet Tazegül ile, ondan önce güreşte bronz madalya kazanan Rıza Kayaalp'e başarılarının devamını diledi. Erdoğan, iftara katılan sanatçı İbrahim Tatlıses ile eşine de "hoş geldiniz" dedi.
"IMF'ye borç veren ülke konumuna yükseliyoruz"
Erdoğan buradaki konuşmasında ekonomik gelişmelere değinerek, 2013 yılının ilk yarısında, muhtemelen nisan ayında Türkiye'nin IMF'ye borcunun sıfırlanmış olacağını belirtti. Erdoğan, "Şimdi artık IMF ile farklı bir borçlanma yapısını inşa ediyor, IMF'den borç alan ülke değil, IMF'ye borç veren ülke konumuna yükseliyoruz" dedi.
"Terörün ana muhalefet nezdinde..."
Sözü PKK'nın saldırılarına getiren ve örgütün, Kürt vatandaşlarla hiçbir alakası olmadığını, yapılan saldırıların ardında kimlerin olduğunu bildiklerini söyleyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"Biz bu saldırıların hangi saikle yapıldığını çok iyi biliyoruz. Biz, bu saldırılardaki zamanlamayı, bu saldırılardaki asıl hedefi, asıl gayeyi çok iyi biliyoruz. En önemlisi de biz, bu saldırıların arkasında kimlerin olduğunu, terör örgütünü kimlerin kışkırttığını, terör örgütünün kimlere taşeronluk yaptığını da biliyoruz. Başta Şemdinli olmak üzere, terör örgütünün yaptığı bu saldırılar, terör örgütünün kendisini bitirdiği, intihar ettiği saldırılardır. Terör örgütü, bu saldırılarla, kimlerin değirmenine su taşıdığını, hangi karanlık odaklara, hangi Türkiye düşmanı çevrelere piyonluk yaptığını çok net olarak ortaya koymuştur. Bu saldırılar karşısında asla geri adım atmayacağız. Terörün, Türkiye Büyük Millet Meclisi içinde, hem de Ana Muhalefet Partisi nezdinde Türkiye'de siyaseti şekillendirmesine asla izin vermeyeceğiz."
"Terörü hükümeti yıpratmak için kullanmak istiyorlar"
Terörün siyaseti şekillendirme gayreti içinde olduğunu ve bunu geçmişte kısmen başardığını ileri süren Erdoğan, "Terör, hükümetleri yıpratmak için bir araç olarak kullanıldı ve kullanılmaya devam ediyor bu ülkede. Bugün de terörü bu şekilde, siyaseti dizayn etmek, hükümeti yıpratmak için bir araç olarak kullanmak isteyenler var. Ne yazık ki, geçmişte muhalefet partileri bu tuzağa nasıl düştülerse, bugün de aynı şekilde düşüyorlar. İspanya'ya bakıyorsunuz, İngiltere'ye bakıyorsunuz, orada muhalefet partilerinin terör örgütlerine karşı iktidarla birlikte hareket ettiklerine şahit oluyorsunuz. Biz de ise tam aksine. Biz de muhalefet, 'terör örgütüne nasıl destek olurum?' gayreti içerisinde. Ana muhalefet partisi CHP'nin, 14 Ağustos'ta Meclis'i olağanüstü toplama girişimi tam bir basiretsizlik örneği olduğu kadar, aynı zamanda teröre de teslimiyettir. Hiçbir konuda hiçbir politikası olmayan CHP, böyle anlık tepkiler vererek terörün ekmeğine yağ sürmektedir."
Eleştiren köşe yazarı nedeniyle medya patronuna seslendi
Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşayan Müslümanların zulme uğradığını anlatan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ve kızı Sümeyye Erdoğan ile Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun Myanmar'a gitmesinin, bu ülke ile kurulan ilk diplomatik ilişki olduğunu söyledi. Basında bu ziyarete yönelik yer alan bir eleştiriyi konuşmasında hedef alan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Şimdi çıkmış birileri köşesinde yazıyor. Ne diyor? 'Dışişleri Bakanı'nın Myanmar'da ne işi var?'. 'Başbakan'ın kızının, hanımının gidişini anlıyorum da Dışişleri Bakanı oraya niye gidiyor?'. Ben buradan o medya patronuna 'yazıklar olsun' diyorum. Bu adamları köşe yazarı olarak nasıl tutuyorsunuz. Bu tür hedefi olmayan, bu tür aşkı, heyecanı olmayan insanların eline kalem vermişsin, köşe teslim etmişsin. Bunlar bu millete yabancı, bu milletin tarihine yabancı, bu milletin derdiyle dertlenen kalemler değil bunlar. Şehitlerimizin gittiği yerlere gittiğimiz gibi, biz, kardeşlerimizin, dostlarımızın, ihtiyaç sahibi her insanın olduğu yere gideriz ve gideceğiz."
Erdoğan, Haiti'ye, Şili'ye, Açe depremine, Srilanka'ya gittiklerini de hatırlattı.
Uzak diyarlara gittikleri için kendilerini eleştirenlere yönelik, "İstanbul'un Anadolu yakasına dahi geçmeyenler, geçme tenezzülünde bulunmayanlardır. Bunlar, Kocaeli'nin, Sakarya'nın nerede olduğunu da bilmezler. Bunların bir kısmı da Ankara'nın ötesine geçmez, Sivas'ın, Diyarbakır'ın, Van'ın nerede olduğunu bilmezler. 'Merkezi nasıl?' diye sor, anlatamazlar" dedi.
CHP'yi, "akan kan üzerinden mezhep tartışması yapmak" ile suçladı
Konuşmasında Suriye'de yaşanan iç savaş ve bu konudaki politikaları nedeniyle Türkiye'de kendilerine yöneltilen eleştirilere getiren Erdoğan'ın hedefinde yine CHP vardı. CHP'yi "akan masum kanlar üzerinden mezhep tartışması yapmak" ile suçlayan Başbakan Erdoğan, "Bakın şu anda CHP, en başta Genel Başkanı olmak üzere Suriye meselesine maalesef böyle bir nazarla bakıyor. CHP, boğazına kadar Baas rejiminin kirine, pasına, zulmüne bulaşmış durumdadır" diye konuştu.
"Esad rejimi arkasında bıraktığı kan deryasıyla o koltuktan kalkarken, Esad'ı destekleyen ülke ve çevreler, göreceksiniz suç ortaklığı lekesini ömür boyu üzerlerinde taşıyacaklar. Halkının birlik ve beraberlik içerisinde böyle bir zalim rejime karşı verdiği bu mücadele kutlu bir mücadeledir ve ben bu mücadeleyi alkışlıyorum" şeklinde konuştu.
TÜRKİYE MYANMAR ARASI KUŞ UÇURDUM !
KÖŞE YAZARLARI YİNE HEDEFTE
Erdoğan yine hedef gösterdi!
"Başbakan Erdoğan partisinin iftar yemeğinde yaptığı konuşmada yine gazetecileri hedef gösterererek, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eleştirilmesiyle ilgili olarak gazete sahiplerine "Bu adamları köşe yazarları olarak nasıl tutuyorsunuz" diye seslenmiş
Devam etmiş ;
rdoğan, Arakanlı Müslümanlara yardım için Myanmar'a giden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nu eleştirenlere sert çıktı. Gazete sahiplerine seslenen Erdoğan, "'Dışişleri Bakanı'nın Myanmar'da ne işi var?' Diyorlar. Bu adamları köşe yazarları olarak nasıl tutuyorsunuz" diye sordu. Erdoğan, "Buradan o patronlara 'yazıklar olsun' diyorum. Bu tür hedefi olmayan insanlardan eline kalem vermişsin köşe teslim etmişsin ne olur" dedi. (Cumhuriyet 11.08.2012)
Başbakan Erdoğan sanki Türkiye güllük-gülüstan imiş gibi Dışişleri Bakanını, saygıdeğer eşinin yanına katarak, hatta kızı Sümeyye'yi de heyete dahil ederek her zaman yaptığı gibi İslam Dünyasına ve kendi yandaşlarına, gösteri yapmak için Myanmar'a gönderdi.
Ne de olsa Devletin malı denizdir !!!

Türkiye kaynayan bir kazanın içinde iken,


Terör azmışken,
Bölücü Kürt'çülük doğuda batıda can alırken,
Suriye ile örtülü savaş varken,
Dışişleri Bakanının yeri Başkenttir.
Türkiye'nin çıkarları ve Dışişleri Bakanlığının görev sorumluluğu bunu gerektirir.

Ülkelerin Uluslararası ilişkileri siyasi ve ekonomik çıkarlar üzerine şekillenir.


Görünen odur ki ;
Farklı inançların yaşandığı ve çok uzakta olan bu ülke ile
ne siyasi ne de ekonomik çıkarımız vardır ?
RTErdoğan ülkemizin çıkarlarını sadece din benzeşmesine bağlamakta ve
Türkiye'yi hem siyasi hem de ekonomik açıdan zarara sokmaktadır.

Kızılay yardımı götürülmesi için Dışişleri Bakanının gitmesi gerekli midir ?


Bakan TV'lerde yardım paketlerini
kırmızı montuyla dağıtırken görüntülemek için mi gönderilmiştir ?
Yoksa Emine hanıma tercüman olması için mi ?
Emine ve Sümeyye hanımların ,
Veya,
AKP'nin siyasi çıkarları için,
Bu ve benzeri gidişlere
Devlet işi görüntüsü sağlamak için mi ???
Diyelim ki Devlet işi için gidildi,
Devlet'in uçağında ,
Başbakanın ailesinin ne işi vardır ?

Arakan'lı Müslümanlar'a yardım edeceklermiş !!!


Evet yardım etmek iyidir.
Ama kendi ülkenin ve halkının yardıma ihtiyacı olmadığı zaman !
Devlet çıkarı için uygun gerekler bullunduğunda yardım düşünülebilir.
Ülkende yokluk ve işssizlik tavan yaparken,
İşçi,memur ezilirken,
Van Depremzedeleri halen çadırlarda yaşarken
Böylesi bir yardımın zamanı mıdır ?

Size bir olayı hatırlatmak isterim ;


İki sene önceye gidelim , Tarih 02 Nisan 2010
"Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Ata uçağı ile düğüne gitti! "
Başbakan Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan,

Katar Emiri Şeyh Hamid bin Halife Al Thani'nin kızının düğününe özel davetli olarak Doha'ya gitti.


Devlet'e ait Ata Uçağı ile dün Doha'ya giden Emine Erdoğan'a , Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf, AK Parti Gaziantep Milletvekili Fatman Şahin, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun eşi Dr.Sare Davutoğlu eşlik ediyor.Hediye olarak gümüşten el yapımı takı götüren Emine Erdoğan, kına gecesine ve bu akşam Katar Emiri'nin sarayında yapılacak düğüne katıldıktan sonra yarın Türkiye'ye dönecek." *1*

Görüldüğü gibi Devlet'in tüm imkanları özel işler için kullanılmaktadır.


"Second" lady düğün davetine Devlet uçağıyla gitmiş, Uçak orada beklemiş, Yenilmiş, içilmiş, hoş beş edilmiş;
Sonra da uçak VİP ! yolcularını alarak Ankara'ya geri dönmüştür.
Devlet bu nedenle Başbakandan alacaklıdır...
RTErdoğan Tekel satılırken grevdeki Tekel işçilerine demişti ; "Devletin kör kuruşunu size yedirmem"
Doğru, Yedirmemiştir ...............
Türkiye Myanmar arası kuş uçuşu 6000 km.dir.
Bu tür, Devlet'e fayda sağlamayan fakat masraf getiren gidişler artık kambur olmaktadır.Ülkemizde tüm kararlar Başbakan tarafından alınmaktadır.
Başkanlık sistemi yasal olmasa da, zaten yürürlüktedir !!!
Kalemini kiraya vermemiş değerli köşe yazarları,
Bu durumu eleştirdikleri için,
RTErdoğan tarafından yine hedefe konmuşlardır.
Gazete sahiplerine seslenerek ;
"Bu adamları köşe yazarları olarak nasıl tutuyorsunuz" demektedir !!!
BU durum Başbakan ve AKP'nin İLERİ DEMOKRASİSİDİR !!!
Yani onlar demokrasiyi böyle sanmaktadırlar !!!

Siz siz olun,


Kendisi gibi düşünmeyen herkese adeta düşman olan,
Hakaretler eden, tehditler savuran, aşağılamaya çalışan,
kerameti kendisinden menkul,
Herşeyi bilen,
Başbakandan uzak durun !!!

Bu öfke salvolarının hergün artarak ortaya çıkıyor olması,,


Başbakanın ruh sağlığı yönünden hiç de iyiye işaret değildir.
Özetle Ülkemizi çok daha zorlu günler bekliyor.

İSLAM GÖRÜNTÜSÜ ALTINDA HAÇLI İTTİFAK

ABD, PKK’ya giden silahların üzerini örttü

Irak’ı işgal eden ABD’nin bu ülkede güvenliği sağlamak için 1.2 milyar dolara anlaştığı ve ‘Bush’un Gölge Ordusu’ diye anılan Blackwater, ABD Adalet Bakanlığı ile anlaştı
Uğur KOÇBAŞ / VATAN

--------------------------------------------------------------------------------


Irak‘a yasadışı yollardan silah sokup bunları PKK’ya sattığına yönelik iddialar 50 milyon dolarlık ceza ile hasıraltı edildi
Irak’ta Saddam rejiminin devrilmesinden sonra Bush hükümeti, çok tartışmalı bir karara imza atarak Blackwater isimli özel güvenlik şirketiyle anlaştı ve Irak’ın birçok bölgesinde güvenlik denetimini bu şirkete bıraktı. Birçok ülkenin ordusundan daha fazla askere ve son teknoloji silahlara ve helikopterlere sahip olan Blackwater, Irak’ta adeta terör estirmeye başladı. 2007 yılının eylül ayında ABD konvoyunu koruyan Blackwater askerleri, 17 Iraklı sivili öldürünce güvenlik şirketinin üyeleri Irak hükümeti tarafından istenmeyen adam ilan edildi. Blackwater askerlerinin Necef ve Felluce’de de sivilleri katlettiği ortaya çıktı. Ancak en büyük bombayı Amerikan Associated Press (AP) Ajansı’nın 21 Eylül 2007’de geçtiği haber patlattı.
AP’nin PKK bombası
AP, Türk ordusu tarafından düzenlenen bir PKK operasyonunda Amerikan menşeili silahlar ele geçirildiğini, Türkiye’nin bu silahların seri numarasını Bush yönetimine sunarak ‘PKK’nın eline Amerikan silahlarını kim veriyor?’ diye sorduğunu belirterek şüphelerin Blackwater üzerinde yoğunlaştığını duyurdu. İddiaya göre Blackwater, Irak’a yasadışı yollardan silahlar getiriyor ve ülkede bunları aracılara ya da doğrudan PKK üyelerine satıyordu. Hemen konuyla ilgili soruşturma açıldı. Yıllarca devam eden soruşturma sırasında büyük prestij kaybeden Blackwater ismini iki kez değiştirdi. Xe Services ve Academi LLC olarak Afganistan, Sudan, Kanada gibi ülkelerde güvenlik hizmetleri vermeyi sürdürdü.
İddianamede PKK yok
Amerikan Adalet Bakanlığı yıllar sonra hazırladığı raporda 17 maddelik bir suçlama listesi çıkardı. Sudan’a satılan kaçak uydu telefonlarından, Ürdün Kralı’na verilen silahlara kadar ufak tefek suçlamaların yanında Blackwater’ın, Dışişleri Bakanlığı’ndan lisans almamış olmasına rağmen yasadışı olarak faaliyet gösterdiği ülkelere kaçak silah getirttiği suçlaması da yer alıyordu. İddanamede PKK’ya herhangi bir atıf yapılmadı ancak burada kastedilenin Irak’taki suçlamalar olduğu anlaşılıyordu. Blackwater, uzun bir yargılama süreci ve sonunda yüksek miktarda prestij kaybı ve mali ceza ödemek yerine Adalet Bakanlığı’na anlaşma teklif etti.
Anlaşma yolunu seçtiler
Kuzey Carolina Bölge Mahkemesi’nde yargıç Louise W. Flanagan’ın onayı alınarak hayata geçirilen anlaşma Blackwater’ın tam istediği gibi oldu. Sadece Irak’ta yaptığı ‘hizmetler’ karşılığında 1.2 milyar dolar kazanan şirket, hakkındaki vahim iddialara karşılık 7.5 milyon dolar ceza ödemeyi teklif etti. Ayrıca izinsiz silah sevkıyatı suçlaması için de bunu lisanssız yaptığı için Dışişleri Bakanlığı’na 42 milyon dolar tazminat ödeyeceğini duyurdu. İki taraf imzaları attı, PKK suçlamaları uçup gitti.
Görev yeri Bağdat amacı Haçlı Seferi
Blackwater ile Bush yönetimi arasındaki yakın işbirliği, birçok uzman tarafından dini inançlara bağlanıyordu. Amerikan ‘The Nation’ dergisi yazarlarından Jeremy Scahill, ‘Bush’un Gölge Ordusu’ başlığıyla yayınladığı yazıda şu ifadeleri kullanmıştı: Bush yönetiminin şirketi kayırmasının Blackwater’ın başarısında payı olmadığı söylenemez. Şirketin kurucusu Prince, Bush’la aynı radikal inançları paylaşıyor. Prince’ın Malta Şövalyeleri ile de bağlantısı var. Malta Şövalyeleri, Haçlı Savaşları sırasında ünlenen ve Malta’dan Libya ve Tunus sahillerine sürekli baskınlar düzenleyen Tapınak Şövalyeleri’nin bir kolu. Bush 2001 ylında Afganistan’ın işgali öncesi ‘Haçlı Savaşı’ başlattıklarını söylemiş ve tepki çekmişti.
Şirket hakkında mahkemeye taşınan suçlamalar ise şunlardı:
- Blackwater yöneticileri Iraklılar’ın öldürülmesini teşvik ediyordu. Öldürenleri ödüllendiriyordu.
- Iraklılar’a işkence yapıldığını gösteren videolar, dokümanlar ve e-mailler soruşturma açılmasının ardından Blackwater yetkilileri tarafından hemen yok edildi.
- Şirketle ilgili soruşturmalarda yetkililere bilgi veren bir ya da daha fazla şirket üyesini bizzat öldürdü.
- Blackwater çalışanları Tapınak Şövalyeleri’nin gizli haberleşme yöntemlerini kullanarak birbirlerini tanırlardı.
- Blackwater askerleri, zihinlerini etkileyen ilaçlar ve uyuşturucular kullanırdı.
- Blackwater’ın sahibi Erik Prince, kendi özel uçağında Irak’a yasadışı silahlar sokardı. Patlayan mermileri kullanmasını ve bu şekilde “Iraklılar’a çok daha fazla zarar” vermesini isterdi.

Yüklə 138,59 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin