'ınız hayırlı olsun. Hayırlı olacağı muhakkak, çünkü dergimiz gerçekten



Yüklə 20,51 Kb.
tarix29.10.2017
ölçüsü20,51 Kb.
#21193

OSMANLICILIK'IN RACONU
Baskın Oran
Efendim, haftalık Aydınlık'ınız hayırlı olsun. Hayırlı olacağı muhakkak, çünkü dergimiz gerçekten hayırlı bir haftanın hemen bitiminde çıkıyor. Tüm camilere ve sokaklara asılan "Kutlu Doğum Haftası Mübarek Olsun" afişlerinden anladığınız üzere, 20-26 Nisan arası Hazreti Muhammed'in doğduğu haftayı kutluyoruz. Refahlı belediye başkanlarımız da, ne kadar cadde ve park adı varsa değiştirip "Fatih", "Kanuni", "Mehmet Akif" gibi Osmanlı'yı anımsatan adlar vererekten, bu haftaya bambaşka bir anlam kazandırıyorlar. Şu sıralarda Osmanlıcılık muazzam gidiyor.

Gidiyor da, bu nasıl Osmanlıcılıktır, belli değil. "Osmanlı" demek, herşeyden önce, Millet Sistemi demekti. İmparatorluktaki çeşitli milletlerin (dinsel cemaatlerin) büyük bir uyum içinde birarada yaşaması demekti. Bu dinlerin birbirinin haklarına ve adetlerine sonuna kadar saygılı olması demekti. İmparatorluğun dayandığı temel direk buydu. Bizim Osmanlıcılarda tarih bilinci sıfır. Tek ilkeleri, nalıncı keseri gibi, "Rabbena, hep bana!" Bu ülkede yaşayan başka dinden vatandaşları ne kadar sindirebilirsen, o kadar iyi Müslümansın! Üstelik, insan ve azınlık haklarının doruğa çıktığı bir dünyada!

Bizim Osmanlıcılarda tutarlılık da sıfır. Lozan'ın 40. maddesini hiçe sayıp, Ermeni cemaatinin kendi özel okullarında Ermenice eğitim yapmasını MEB Talim ve Terbiye Kurulu'na yasaklanmak bunlarda. Fener Rum Patrikhanesi'ni taşlatmak, Rum mezarlarını tahrip etmek bunlarda. Ayasofya'nın müzeden camiye çevrilmesini istemek gene bunlarda. Ama, Batı Trakya'da Yunan hükümetleri Türk azınlığın Türkçe eğitim hakkına vurdukça, İskeçe'de fanatik Yunanlılar Türk mezarlığını yıktıkça, mahkemeden çıkan Türkleri taşladıkça, yol açacağım diye camileri yıktıkça, bu haksızlıklara hangi yüzle karşı çıkacaklarını düşünmek bunlarda değil. Rabbena, hep bana!

Bilmem farkında mısınız, bu haftanın bir özelliği Hazreti Muhammed'in doğum haftası oluşu ise, ikinci özelliği de Paskalya, yani Hazreti İsa'nın ölüm haftası oluşu. Yahudilerin çarmıha gerip öldürdüğü İsa bu cuma çarmıhtan indirildi. Pazar günü de "göğe uçtu". Osmanlıcı Müslümanlarımız, Ortodoks vatandaşlarımızın bu dinsel haftasını doğrusu iyi kutluyorlar!

Clinton, ABD'deki Rum lobisini memnun etmek için Patrikhane'ye "iyi muamele" yapılmasını istemiş, bizim Osmanlıcılardan "Patrikhane Kapatılsın!" feryatları. Düşünmek yok ki, bir dinsel kurum ancak cemaati varsa yaşar ve İstanbul'daki Rum cemaati kelaynaklar kadar, 2500 kişi kalmıştır! Düşünmek yok ki, çok yakın bir gelecekte Patrikhane, papaz bulamamaktan kapanacaktır. Ondan sonra, otur da izah et bakalım, kapısında diz çürüttüğün Avrupa'ya, bin yıllık dinsel kurumun kapanmasını! Düşünmek yok ki, Türkiye'de dinsel hoşgörü olduğunu göstermek için Fener'i kapatmak değil, yaşatmak lazımdır! Düşünmek yok ki, insan hakları sabıkalısı Türkiye'yi aklamanın küçük adımlarından biri de budur!

Fener, ikinci bir Vatikan oluyormuş! Oha bre, oha! 2000'i yetmişini aşmış olan 2500 kişilik cemaatle, öyle mi? Patrik, yurt dışında devlet başkanı gibi karşılanıyormuş! Düşünmek yok ki, Batı dünyası can çekişmekte olan bu dinsel kurumu bir yandan manevi olarak ayakta tutarken, bir yandan da Moskova Patrikliği'nin Ortodoks dünyasını tekeline alma çabalarına karşı önlem alıyor. Sen adam ol ve THY'nin akrabayı taallukata dağıttığı bedava biletlerden ikisini Patrik'e tahsis et de, Olympic Havayolları'nın her seferinde özel uçak tahsis etmesine ondan sonra laf et! Sen kendi Patrik'ine sahip çık da, başkalarının sahip çıkmasına sonra dırdır et! Bu ülkede biraz aklı başında tek kurum Dışişleri Bakanlığı. İki yıldır, Patrik'in yurt dışı gezilerinde onuruna büyükelçiliklerimizde kokteyl veriliyor. Memleketi satmak için mi yapıyor bunu Dışişleri, yoksa bir bildiği mi var, hiç oturup düşünmek yok mu?



Aslında, benim derdim Osmanlıcı Müslümanlarımızla değil. Onlar tutarsızlıklarını sürdürüp kendi altlarını oymaya devam etsinler. Benim derdim, uyanık geçinen sağcı politikacılarla.

İstanbul'da adım başına cami yokmuş gibi Ayasofya'nın müzeden camiye çevrilmesini isteyen Müslümanlarımız, ikinci adım olarak da "Camide putların ne işi var? Bu mozaikler derhal sökülsün veya alçıyla kapatılsın!" diyecekler. O zaman ne yapacaksınız? Bin yıllık anıtın paha biçilmez mozaiklerini sıkıysa kapatma ve sıkıysa bunu, kapısında diz aşındırdığın Batı'ya anlat! Başını örtüp Müslüman aldatan DYP'lilerimiz, Ayasofya'yı cami yapacaklara yağ çeken ANAP'lılarımız, bir taraftan Türkiye'yi uluslararası planda rezil ederken, bir yandan da RP'ye çalışıyorlar, farkında değiller. Bu kadar ileri zekâlılık beni hayrete düşürüyor, hepsi bu.
Yüklə 20,51 Kb.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin