On biRİNCİ YÜzyil bağdatinda müSLÜman eğİTİm kurumlari 1



Yüklə 460,7 Kb.
səhifə5/6
tarix30.01.2018
ölçüsü460,7 Kb.
#41506
1   2   3   4   5   6
L'affaire d'Ibn 'Aqîl': George Makdisi,' Nouveaux détails sur l'affaire d'Ibn 'Aqîl', in Mélanges Louis Massignon. Tom. III. Damascus, Institut Français de Damas, 1957, 91-126.

Baghdad: Guy Le Strange, Baghdad during the 'Abbasid Caliphate. Cambridge, University Press, 1900.

Bidâye: İbn Kesir, al-Bidâye ve’n-Nihâye fi't-Târih, Kahire, es-Saâde, 1358/ 1939.

Zeyl: İbn Receb, Zeyl 'alâ Tabaqâti’l-Hanâbile, ed. H. Laoust-S. Dahhan, Vol. I. Damascus, Institut Français de Damas, 1951.

Zeyl (ed. Fiqî): İbn Receb, Zeyl 'alâ Tabaqâti’l-Hanâbile, ed. Muhammad Hamid al-Fiqî. Kahire , es-Sünnetü’l-Muhammediye, 1372/1952-3.

Diary”: George Makdisi, 'Autograph diary of an eleventh-century historian of Baghdad,' 5 parts, in Bulletin of the School of Oriental and African Studies, XVIII, 1-2, 1956, XIX, 1-3, 1957 (Metinin tahkiki, takdim ve notlarla birlikte İbnü’l-Bennâ’nın et-Târîh isimli eserinin tercümesi)



Fevâid: el-Fevâidü'l-behiyye fî terâcimi'l-Hanefiyye, Kahire, es-Saâde, 1324/1906.

Fünûn: İbn Akîl, Kitâbü’l-Fünûn, MS Arabe Paris (Arap yazmaları Paris), 787.

GAL: Carl Brockelmann, Geschichte der arabischen Litteratur, 2 vols., 3 supplement vols., 1898 ve devamı.

Cevâhir: İbn Ebi'l-Vefâ', el-Cevâhirü'l-mudıyye fî tabakâti'l-Hanefiyye., 2 cilt. Haydarabat, Dairatü’l-Maarif, 1332/1913.

Kâmil: İbn el-Esîr, al-Kâmil fi't-Târîh, Kahire, Müniriye, 1348/1929 ve devamı.

Madrasa Nizâmîya: Esad Talas, La madrasa Nizâmiyya et son histoire. Paris, P. Geuthner, 1939.

Mir'âtü’z-Zamân : Sibt b. al-Jevzî, Mir'âtü’z-Zamân fî Târîhi’l-Ayân. MS Arabe Paris (Arap yazmaları Paris), 1506.

Muntazam: İbn al-Cevzî, al-Muntazam fi Târîhi’l-Mülûk ve'l-Ümem, Haydarabad, Dairatü’l-Maarif, 1357-8/1938-9.

Şedarât: İbn el-Imâd, Şedarâtü’z-Zeheb fi Ahkâm men Zeheb, Kahire, es-Saâde, 1358/1939.

Tabakâtü’l-Hanâbile: İbn Ebi Ya'lâ, Tabakâtü’l-Hanâbile, Kahre, es-Sünnetü’l-Muhammediye,1952.

Tabakâtü’ş-Şâfiiyye: Sübkî, Tabakâtü’ş-Şâfiiyyetü’l-Kübrâ, Kahire, el-Hüseyniye, 1324/1906.

Tarih-i Bağdat: al-Kâtib al-Bağdâdî, Târîhü Bağdat, Kahire, es-Saâde, 1349/1931.

'Topography': George Makdisi, 'The topography of eleventh-century Baghdad: materials and notes ', Arabica, VI, 2, 1959, 178-97; VI, 3, 1959, 281-309.

Zübde: Bundârî, Zübdetü’n-Nusrâ ve Nuhbetü’l-Usrâ, (Histoire des Seldjoucides de l'Irâq, par al-Bondarî, vol. II. Recueil de textes relatifs a l'histoire des Seldjoucides), ed. M. Th. Houtsma. Leiden, E. J. Brill, 1889.

Müslüman (İslam) eğitimiyle ilgili genel konulara dair güzel bir bibliyografi çalışması için bkz. A.S. Tritton, Materials on Muslim education in the Middle Ages, London, Luzac, 1957, ss. IX-XII



4 Paris, Oxford, Bologna ve diğerleri.

5 Bağdat Nizamiyesine kıyasla düşük düzeyde olsa da büyük övgü alan diğer bir medrese ise Nişabur Nizamiyesi’dir.

6 Die Akademien der Araben und ihre Lehrer (Göttingen, 1837).

7 Bkz. Le dogme et la loi de I’Islam: histoire du développement dogmatique et juridique de la religion musulmane (Paris, P. Guethner, 1920; tercüme yazar tarafından kontrol edilmiştir, s. 98); ayrıca bkz. Çalışmanın originali, Vorlesungen über den Islam (Heidelberg, 1910, s. 120) ve Fr. Babinger’in ikinci baskısı (Heidelberg, 1925, s. 118). Tercüme alıntıdaki italik bölümler bana (yazara) aittir.

8 Yani Hanbelîlik.

9 Bkz. Madrasa Nizâmîya.

10 Bkz. Mustafa Cevâd, “En-Nizâmiye fî Bağdâd”, Sumer, IX, 1953, 317-42.

11 İlerleyen bölümlerde de görüleceği gibi, Nizamiye Medresesi fıkıh kürsüsü dışında ayrı bir kelam kürsüsüne sahip değildi.

12 Bahsi geçe ulucamiler ve diğerleri için bkz. Baghdad, index.

13 Ayrıca bkz. Tabakâtü’ş-Sâfiiyye, Ebu Mansur el-Cîlî’nin (ö. 452/1060) ataması yapıldığında Halife’ye soruldu: “keyfe tü’til-halkate meni’ş-şûhu hâzâ?” (Böyle yaşlı bir kişiye halkayı nasıl verdin?).

14 Bu kürsü Halkatü’l-Berâmike idi ve İbn Akîl’in ataması, kendisinden daha kıdemli olan Şerif Ebu Cafer’i atlayarak yapılmıştı. Bkz. “L’affaire d’Ibn ‘Aqil, 121 ve devamı.

15 İbnü’l-Bennâ için bkz. “Diary-I”.

16 Bu halka ismini, büyük olasılıkla başında Ebu Hafs Ömer b. Ahmed el-Bermekî’nin (ö. 387/997 bkz. Tabakâtü’l-Hanâbile,II, 153-55) bulunduğu aileden almaktadır ki onun Ebu Abbas Ahmed (ö. 401/1010; bkz. a.g.e, 191), Ebu Ishak İbrahim (ö.445/1053; bkz. a.g.e., 190-191) ve Ebu Hasan Ali (ö.450/1058; bkz. Muntazam, VIII, 191) adında üç oğlu vardır. Ebû Ya’lâ 450/1058’de ailenin son temsilcisinin ölümünün ardından bu kürsüye atanmıştır. Ebû Ya’lâ’nın oğlu yazmış olduğu tarih kitabında (Tabakatü’l-Hanâbile, II, 200-201) 29 Zülkâde 450 tarihinde (17 Ocak 1059 Pazar) babası tarafından geniş bir dinleyici kitlesine verilen ve kendisinin hazır bulunduğu hadis dersine, ki bu ders muhtemelen babasının Bermekî halkasındaki ilk dersidir, özel bir önem vermektedir. Ebû Ya’lâ bu görevini ölünceye kadar devam ettirmiştir (bkz. a.g.e., 231-232, kendi ölünceye kadar Şihr Hibat Allah el-Mukrî burada Ebû Ya’lâ’nın derslerine düzenli olarak katılmıştır). İbn Akîl ile birlikte halka sıkıntılı bir döneme girmiştir (bkz. ‘L’affaire d’Ibn Aqîl).

17 Bkz. Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 193.

18 Bkz. ‘“Diary-I”, 19, Dipnot 7.

19 Zeyl, I, 21.

20 Bağdat’ın iki yakasındaki değişik bölgeler ve diğer topografik materyaller için bkz. “Topography” index.

21 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 250-251.

22 Muntazam, VIII, 76.

23 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 188.

24Diary-I”, 18.

25 Muntazam, IX, 176.

26 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 234.

27 A.g.e, II, 189 ( “fî halkatih”i “fi halkateyh” şeklinde oku. Ayrıca önceki sayfalara bkz.)

28 Bkz. Fünûn, vr. 247b.

29 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 201. Ebû Ya’lâ’ya ait emâlînin (talebelerine yazdırdığı hadislerden oluşan eser) bir bölümü Şam’daki Zahiriye Kütüphanesinde bulunmaktadır.

30 Yani el-Mehdi Camii; Zeyl, I, 10.

31 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 234: kendisinin ders ve fetva verdiği aynı zamanda da münazarada bulunduğu yer olan halkatü’n-nazar ve’l-fetva (münazara ve fetva halkası).

32 Zeyl, I, 168: li’l-münâzara (münazara için).

33 A.g.e., 217.

34 Muntazam, VII,172; Kâmil, VII, 162 (383 yılı); Bidâya, XI, 312; Şadarât, III, 104. Muntazam (VII, 172) adlı eserinde İbnü’l-Cevzî’nin belirttiğine göre Darü’l-İlm iki duvar arasında Kark adı verilen bir bölgede yer alıyordu. Bu kurumun yeri tam olarak tespit edilememiştir. Le Strange, Baghdad adlı eserinde iki duvarı hâvi Kark isimli bir bölge hakkında hiçbir bilgiye yer vermemektedir. Fakat öyle zannediyorum ki İbnü’l-Cevzî’inin ifade ettiği Halife Mansur’un Yuvarlık Şehrini (Round City) çevreleyen iki duvardır. Le Strange (a.g.e. 320), şehrin tarihinin ilk dönemlerde, tıpkı Ruşâfe’nin şehrin bütün doğu yakasına atfedilen bir isim olması gibi, Kark isminin nasıl Bağdat’ın bütün Batı yakasına atfedilen bir isim olarak kullanıldığından bahseder. Bu terim böyle anlaşılırsa Darü’l-İlmin bu iki duvar arasında herhangi bir yerde bulunması mümkündür, tıpkı Le Strange’in haritasında Metbak Hapishanesinin konumlandırılması gibi. (a.g.e., harita no. II, referans no. 4).

35 Şehy Ebu Bekir Muhammed b. Musa el-Havârizmi; bkz. Muntazam, VII, 172.

36 İbnü’l-Cevzî (Muntazam, VIII, 205) bu binanın yok oluşunun sorumluluğunu Şiîliği savunan Türk general Basâsîrî’nin ayrılışını müteakip Şiî bölgesindeki bu bina ve diğer binaları yakan Sünnilere atfetmektedir.

37 Muntazam, VII, 266; onun fıkıh talebelerinin arasında dönemin iki meşru ismi olan Şiî er-Râdi (ö. 406) ve Hanefî eş-Şeymerî (ö. 428) de yer almaktadır.

38 Hâzin Dârü’l-İlm; bkz. Samânî, Ensâb, vr. 185a.

39 Eski Darü’l-Kütüb’de kütüphaneci (Hâzin Dârü’l-Kütüb el-Kadîme) olarak bilindiği söylenen ve 510/1116 tarihinde ölen bir İmamiye Şiası fakîhiyle ilgili bilgi için ayrıca bkz. Muntazam, IX, 189-190. İbn Akîl’in Fünûn adlı eserinden Darü’l-Kütüb’ün ilgili dönemde mevcut olduğunu ve bu sebeple bu kuruma “eski” atfının yapılamayacağını öğrendiğimizden ötürü kuvettle muhtemel “eski” Darü’l-Kütüb esasında Darü’l-İlm idi; ayrıca bu iki kurumun temel özellikler noktasındaki benzerliğinden ötürü muhtemelen Darü’l-İlm yeni Darü’l-Kütüb döneminde “eski Darü’l-Kütüb” olarak bilinir olmuştu.

40 Şehrin batı yakasındaki “İbn Ebu Avn yolu” hakkında bilgi verilen Le Strange’in Baghdad adlı eserinde böyle bir mevkiden söz edilmemektedir. Fakat hem Muntazam’da (VIII, 216) hem de İbn Akîl’in Fünûn adlı el yazmasında “Avf” ifadesi net bir şekilde yer almaktadır.

41 Muntazam, VIII, 216.

42 Funûn, vr. 195a.

43 Yazar ve eseri için bkz. GAL, I, 124, Ek cilt, I, 188.

44 Târih-i Bağdat, III, 121-122; Muntazam, VII, 170-171.

45 Bkz. Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, III, 230; “fe vakkafehû Nizam el-Mülk bi Dârü’ll-Kütüb bi Bağdad” (Nizâmülmülk Bağdat Dârü’l-Kütüb’ünde bir vakıf mirası oluşturmuştur). Esad Talas buradaki Dârü’l-kütüb’ün Nizamiye Kütüphanesi olduğu şeklinde yanlış bir tespit yapmaktadır. (bkz. Madrasa Nizâmîya, 41, dipnot 1: ‘Nizâm fit don à l'école de Baghdad de ses précieux manuscrits’). Arıca şu da bilinmelidir ki, Nizâmülmülk’ün bu medreseyi Mu’tezile ile mücadele etmek için kurduğu tezini dile getiren Talas, Kazvînî Mu’tezilesinin bu dinî hareketler arasında yer aldığı konusunda ısrarcı olmamaktadır.

46 Supplément aux dictionnaires arabes (Leiden-Paris, 1927), “jls” kelimesi.

47 Özellikle, sonraki dönemlerde (ö. 771/1370) yaşamış bir yazar olan, fakat yazmış olduğu eserde daha önceki dönemlere ait birçok kaynağa yer veren ve eğitim alanındaki teknik terimlerin gelişimi noktasında bir farkındalığa sahip olan Sübkî; Örnek için bkz, a.g.e., II, 314 (satır: 11-12).

48 Zeyl, I, 13-14.

49 A.g.e., 118-19.

50 Bkz. Tarih-ı Bağdat, XI, 267 (satır: 13-14). İbn Şâhîn’le ilgili olarak ayrıca bkz. GAL, I, 165, Ek cilt, I, 276

51 İbnü’l-Mezhep olarak bilinen Ebu Ali el-Hasan b. Ali et-Temîmî el-Vâiz; bkz. Tarih-i Bağdat, VII, 390-392 ve Muntazam, VIII, 155-156.

52 “Tarihî Gelişim” başlıklı bölüme bkz.

53 Bkz. Dozy, a.g.e, mashhad ve zâwiya.

54 Birinci babtan “nâbe”, “yenûbü” fiilinden gelir ve “an” harfi ceriyle birlikte kullanılır ve mastarı olan “niyâbe” kelimesi ise teknik bir terim anlamında tedris’in mükabili olarak vekil-müderrisin öğreticilik pozisyonuna işaret eder. Onun öğretme durumuna işaret edildiğinde “derrase” fiili kelimenin mastar haliyle birlikte kullanılır: derrase niyâbeten (an...).

55 Bkz. Sübkî, Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, IV, 86: “derrase bi’n-Nizâmiye niyâbeten inde mevti Yusuf ed-Dimeşkî”, (Yusuf ed-Dımeşkî vefat ettiğinde Nizamiye Medresesinde vekil müderris olarak fıkıh öğretti). Bu olaydan dolayı Bağdat’ı terk ettiğinde Gazzâlî’nin kendi kardeşini yerine vekil bırakmasını onun geri döneceğine dair niyetine ya da otoritelerin bunu böyle değerlendirmesine delil olarak göstermemek gerekir. Zira kardeşinin görevine bir yıl sonra son verildi ve Gazzâlî Bağdat’a geri döndüğünde o, Ebu Sa’d Ribat’ında öğretmenlik yapmaktaydı.

56 Dördünce babtan “eâde” fiilinden türetilmiştir. Mastarı olan iâde kelimesi ise teknik bir terim anlamında tedris ve niyâbe kelimelerinin mukabili olarak hocanın dersinden sonra öğrencilere dersi kavratan kişinin görevini işaret eder.

57 İbn Akîl, Şirâzî’nin hocası Ebu Tayyib et-Taberî’nin gözetiminde öğrenim görmek için geldiğinde, Taberî’nin medresedeki hocalık görevinden ayrılmış olduğunu nakleder.

58 Bkz. Hılaf üzerine yazılmış ta’lîkanın “el-Mu’tarad” şeklinde isimlendirilmesi hususunda bkz. bkz. Sübkî, IV, 198, ; ayrıca İbnü’l-Cevzî’nin isimleriyle birlikte, yazmış olduğu eserler arasında zikrettiği üç ta’lîk için bkz. Zeyl (ed. Fiqî), I, 418,420

59 İhtisas öğrencisi hocasının ta’lîkini tamamlayan kişiydi. bkz. Zeyl (ed. Fiqî), I, 176; “kemmele’t-ta’lîka” (ta’lîkayı tamamladı)

60 Fârikî’nin (ö. 528/1133), hocası Ebu İshak Eş-Şirâzî’nın ta’lîki istinsah edilirken bir öğrencinin başka bir profesörün gözetiminde daha ileri bir eğitime ihtiyaç duymayacağıyla ilgili övgüsünün önemi burada yatmaktadır. İlgili alıntı için bu çalışmanın son kısmında 242 numaralı dipnotla işaret edilen yere bkz.

61 Farklı hacimlerdeki üç ta’lîka İbnü’l-Cevzî’ye atfedilir. Bkz. Dipnot 58.

62 Vaaz ve hutbe arasında net bir ayrım mümkündür, zira vaaz için herhangi bir mekân sınırlaması yokken hutbe okunması Ulucamilere mahsustur. “Tarihî Gelişim” başlıklı bölüme bkz. Bu kavramların birbirinin yerine kullanılması, medrese ile cami kavramlarının da birbirinin yerine kullanılması sonucunu doğurmuştur.

63 Makdisi, bu döneme ait ihtisas eğitimi veren kurumlara işaretle “kolej” kavramını kullanmıştır. Fakat bu kavram Türkçe’de Batı’daki kullanımından farklı bir anlam çağrıştırdığından metnin ilerleyen bölümlerinde bahse konu olan kurumlara karşılık “tahsisli eğitim kurumları” ifadesi tercih edilecektir.

64 İlim öğretmenin, salih amel işlemenin ve kendisi için dua edecek salih bir evlat yetiştirmenin o kişi için ilahi lütfu kazanmaya bir vesilesi olacağına işaret edilen hadis için bkz. İbn Kayyim el-Cevzîyye, Kitabü’r-Ruh, Haydarabad, 1357/1958, 158 (satır: 10-12). Bu hadisin daha ayrıntılı metni için ayrıca bkz. İbn Hanbel, Müsned, V, 269 ( satır: 21-22).

65 Nizamiye Medresesinde bu kuralın ihlal edildiği durumlardan birisi, ilerleyen bölümde de görüleceği üzere, iki farklı profesörün yarı zamanlı atanması suretiyle müderrislik kürsüsünün ikiye bölünmesidir.

66 Ebu’l-Hüseyin Ahmed bin Muhammed el-Kudûrî el-Bağdâdî (ö. 428/1037); bkz. GAL, I, 174-175, ek cilt, I, 295-296.

67 Ebu Abdullah el-Hüseyin b. Ali el-Şeymerî ( ö. 436/1045), bkz. GAL, Ek Cilt, I, 636.

68 Ebu Abdullah Muhammed b. Ali ed-Damegânî (ö. 478/1085); GAL, I, 373, Ek cilt, I, 637.

69 Ebu Bekir Ahmed b. Ali el-Râzî el-Cessâs (ö. 370/981); Tarih-i Bağdat, IV, 314-315; Muntazam, VII, 105-106; Fevâid, 27-28.

70 Ebu Abdullah Muhammed b. Yahya el-Cürcânî (ö. 398/1008); Tarih-i Bağdat, III, 433; Muntazam, VII, 243; Fevâid, 202.

71 Ebu Bekir Muhammed b. Musa el-Havârizmî (ö. 403/1012); Tarihi-i Bağdat, III, 447; Muntazam, VII, 266; Fevâid 201-202.

72 Ebu Tâhir İlyas b. Nâsır ed-Deylemî (ö. 461/1069); Cevâhir, I, 163’e ek olarak bkz. “Diary-IV”, 299, Dipnot 5.

73 Nûrü’l-Hüdâ Ebu Tâlib b. Hüseyin Muhammed ez-Zeynebî (ö. 512/1118); bkz. “Diary-IV”, 300, Dipnot 4; Muntazam, IX, 201; Cevâhir, I, 219-220.

74 Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed Ed-Damegânî (ö. 513/1119); Muntazam, IX, 208-212; İbnü’n-Neccâr, Zeyl Tarih-i Bağdat, MS Arabe Paris (Arap yazmaları Paris) 2131, vr. 2a-2b.

75 İsmi geçen ve diğer Bağdat fukahâsına dair daha geniş bir araştırmaya, Bağdat tarihinin bu dönemiyle ilişkili yakında yayımlanacak bir eserde yer verilecektir.

76 Bkz. İbnü’n-Neccâr (ö. 643/1245) ve İbnü’l-Hemedânî’ye (ö. 513 veya 521/1119 veya 1127) dayandırılan Cevâhir, II, 274’te “künyeler” başlığı altında yer alan biyografik bilgi; ayrıca bkz. Louis Massignon, Bibliographie Hallâjienne, No. 282; muhtemelen sonraki çağdaş tarihçi, Cevâhir’in yazarına ulaşamamış doğrudan İbnü’n-Neccâr’dan yararlanmıştır.

77 Cevâhir, II, 99.

78 Onunla ilgili biyografik bilgi için bkz. Cevâhir, II, 141.

79 Cevâhir, I, 163.

80 Bkz. Muntazam, VIII, 245: “ve fî hâzihi’l-eyyami benâ Ebu Sa’d el-Müstevfi el-mülekkabü Şerefülmülk meşhede Ebi Hanife ve amile li kabrihî melbenen ve akade’l-kubbete ve amile’l-medresete bi izâihi ve enzelehe’l-fukahâ ve rattebe lehüm müderrisen

81 Muntazam, VIII, 238

82 Zübde, 32: “ve vecede (Şerefülmülk…) nüvvâbe Nizâmülmülk el-vezîr kad şera’û fî binâi’l-medreseti fa’ğteneme iktidârehu ale’l-iktidâi ve benâ alâ darîhî Ebî Hanîfe - rahimehüllâh – bi Bâbi’t-Tâk meşheden ve medraseten li ashâbihi ve a’leme bi ma’lemihâ sevbe sevâbihî”

83 İbnü’l-Cevzî türbenin tamamlanmasının ardından dönemin şairi Ebu Cafer el-Beyâdî’nin Ebu Hanife Türbesi’ne yapmış olduğu bir ziyaret esnasında türbe ve medreseyi kastederek irticalen iki beyit okuduğunu ve bundan böyle de oranın Hanefi mezhebinin kurucusunun ismiyle anılır olduğunu nakleder.

Bu türbede yatan zât tarafından bir araya getirilinceye kadar dinî tahsilin yok olduğunu görmez misin?



Aynı şekilde Amîd Ebu Sa’d’in cömertliği sayesinde yeniden dirilitilinceye kadar bu toprak parçasının ölü -yani nadasta- (olduğunu görmez misin?)”

84 Haravî, Kitâbü’l-İşârât ilâ Ma’rifeti’z-Ziyârât, ed. Sourdel-Thomine, Şam, Institut Français de Damas, 1953 (Yine J. Sourdel-Thomine tarafından yapılan Fransızca çevirisi, Guide des lieux de pélerinage, Şam, IFD, 1957) s. 74 (çeviride s. 165)’te bu yer Hayzurân mezarlığı şeklinde ifade edilmektedir; meşhed (türbe) ve kabir ya da makber (mezar) terimleri kaynaklarda sıklıkla birbirlerinin yerine kullanılmaktadır; bkz. Muntazam, IX, 201.

85 Ayrıca bkz. Alûsî’ye dayandırılan, ki kendisi bu konuda bir kaynak vermemektedir, bilgilerin yer aldığı Madrasa Nizâmîya, 27-8.

86 Nizâmülmülk’ün, Şâfiî mezhebinin kurucusu olan İmam Şâfiînin naaşının Kahire’deki el-Arafa mezarlığındaki kabrinden Bağdat’a taşınması arzusuna dair bilgi için bkz. Louis Massignon, 'La cité des morts au Caire: Qarâfa-Darb al-Ahmar ', Bulletin de I'Institut Français d'Archéologie Orientale (Kahire, Institut Français d'Archéologie Orientale du Caire), LVII (s. 25-79), 58.

87 Nizamiye Medresesi’nin tam yeriyle ilgili bir dizi çalışma bulunmaktadır; bkz. Dipnot 169.

88 Bkz. Madrasa Nizâmiya, 13, Dipnot 7.

89 Muntazam, X, 11.

90 Ebu Ali Yahya b. İsa b. Cezleh et-Tabîb (ö.493/1100); bkz. Muntazam, X, 119; GAL, I, 485; Ek Cilt, I, 887-888.

91 Cevâhir, I, 320.

92 İbn Bekirûn’un 597/1201 tarihinde Halife Divanı’nın kütüphanecisi ve Nizamiye Medresesi’nin imamı (musalli) olarak atandığına dair bilgi için bkz. İbn Sâî, el-Câmi el-Muhtasar (ed. M. Jawâd- Anastase-Marie, Baghdad, Syrian Catholic Press, 1934), 44-45; Madrasa Nizâmîya adlı eserde de bu alıntıya yer verilmiştir, s. 42.

93 Bkz. Madrasa Nizâmîya, 42; “Nâib” terimi üst düzey bir devlet görevlisi (haut fonctionnaire) anlamına gelmez, o sadece gerek öğretim gerekse yönetim alanında görev yapan yardımcı ya da vekile işaret eder. Bu terimle ilgili daha ayrıntılı bilgi önceki bölümde geçmişti.

94 Onunla ilgili başka bilgi bulunmadığını gösteren dipnot 5 için bkz. “Diary-IV”, 299 (tercümesi).

95 Bu mezarlık, türbe ve medrese ile ilgili bilgi için bkz. Baghdad, 191-193.

96Diary –IV”, s. 300 (tercümesi).

97 Bu iki hususla ilgili “Diary” adlı eserde yer verilen yeni bilgiler ışığında, aynı eserin IV. bölümündeki 131 ve 136. paragraflar daha iyi anlaşılabilir. Eserin 136. paragrafındaki “oturdular” (eclesû) ifadesi “atandılar” anlamında alınmalıdır; Ebu Hanife Türbesisi ise bu türbeyle birlikte anılan Türbe Medrese’den başka bir yer değildir. Son cümlede ise onun ölümünden iki hafta sonra yani Recep ayının dördünde yeni bir definden bahsedilir.

98 Louis Massignon’un listesi için bkz.’Cadis et naqîbs baghdadiens’, WZKM, LI, 1-2, 1948, 112.

99 Başka bir kaynakta bu süre takribî olarak 50 yıl şeklinde ifade edilmektedir. Bkz. Cevâhir, a.g.e.; ayrıca görevine ara vermeden devam ettiğiyle ilgili olarak bkz. Muntazam, a.g.e.

100 Türbe Medrese’de göreve yapan müderrislerin listesi için bkz. Mustafa Cevâd, “Müderrisü Medreseti Ebu Hanife beyne seneti h.459 vesseneti h.771”, el-Muallimü’l-Cedîd, (Bağdat), VII, 1941-42, 4-15, 111-119, 200-2009 (Kürkîs Uvad, “Mâ tübia an büldâni’l-Irâk bi’l-lügati’l-Arabiyye”, Sumer, IX, 1953 adlı çalışmada ‘Mustafa Cevad’ başlığı altında alıntılandığı gibi). Bu kaynak benim için ulaşılabilir olmadığı için şu ana kadar bu makaleyi görme imkânım olmadı.

101 Ebu Hamid Ahmed b. Muhammed al-Isfarâyinî (ö. 406/1016); bkz. Muntazam, VII, 277; Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, III, 24-31; Ebu İshak el-İsferâyinî ile karıştırmamak gerekir. (ö. 418/1027; GAL, Ek cilt, I, 667).

102 Ebu Abdullah el-Hüseyin b. Muhammed el-Taberî el-Keşfulî (ö. 414/1023); bkz. Muntazam, VIII, 13; Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, III, 163.

103 Ebü’l-Feth Süleym b. Eyüb b. Süleym er-Râzî (ö. 447/1055); bkz GAL, ek cilt, I, 730.

104 İbn el-Lebbân olarak bilinen Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed el-İsfehânî (ö. 446/ 1054); bkz. Muntazam, VIII, 162; Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, II, 207-208.

105 Ebü’t-Tayyib Tâhir b. Abdullah et-Taberî (ö. 450/1058); bkz. Muntazam, VIII, 198; Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, II, 176-197.

106 Ebu İshak İbrahim b. Ali el-Fîruzâbâdî eş-Şirâzî (ö.476/1083); bkz. GAL, I, 387-388, ek cilt., I, 669-670.

107 Ebu Nasr Abdüsseyyid b. Muhammed b. Eş-Şebbâğ (ö. 477/1084); bkz. GAL, I, 388, ek cilt., I, 671.

108 Ebu Bekir Muhammed b. Muzaffer el-Hamevî el-Şâmî (ö. 488/1095); bkz. Muntazam, IX, 94; Tabakâtü’ş-Şâfiiyye, III, 83-84.

109 Ebu Bekir Muhammed b. El-Gaffâr eş-Şâşî (ö. 507/1114); bkz. GAL, I, 390-391, ek cilt, I, 674.

110 Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mübârek el-Hanzelî (ö. 181/797). Onun mezarının Hît’te olduğuna dair bilgi için bkz., Şedarât, I, 295-297; mezarının Rahbe’de bulunduğuna dair bilgi için ayrıca bkz. Haravî, Ziyârât (ed. J. Sourdel-Thomine), 66 (eserin J. Sourdel-Thomine tarafından yapılan ‘Guide des lieux de pèlerinage’ adlı tercümesi s. 149).

111 Şirâzî’nin bir öğrencisi tarafından verilen rakam için bkz. Muntazam, X, 37, satır: 10-16. İlgili bölümün tercümesi bu çalışmanın son kısmında 242 numaralı dipnotla işaret edilen yerde bulunmaktadır.

112 Bkz. Haravî, Kitâbü’z-Ziyârât (ed. J. Sourdel-Thomine), 65, 1. 1.

113 Kâzerûnî hakkında bilgi için bkz. Tabakâtü’ş-Şâfiyye, III, 50-51; Ebu Bekir eş-Şâşî için bkz. Dipnot 109.

114 “Zafer bahçesi” anlamına gelmektedir; “buqrâj” ifadesinin “bi karah” şeklinde okunması için tashih edilmesi gereken yer dair bkz. GAL, Ek cilt, I, 674; buradaki hata Tabakâtü’ş-Şâfiiyye’deki (IV, 58, 1.8) bir yazım hatasından kaynaklanmaktadır ki, burada metin “Buqrâj Zafer tarafından onun için bir medrese inşa edildi”den ziyade “Şâşî, kendisi için Karatü Zafer’de bir medrese inşa etti” şeklinde anlaşılmalıdır. ('... lehrte in Bagdâd zuerst an einer von Buqrâğ Zafar fur erbauten Medrese .. .'). “Zafer” için bkz. “Topography” indeksi.

115 “Zaferiyye” için bkz. “Topography” indeksi.

116 Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, IV, 58.

117 Bkz.Kâmil, VIII, 152 (482 yılı).

118 Tâcülmülk lakabıyla bilinen Ebu Ganâim el-Merzubân b. Hüsrevî Firûz (485/1093); kendisiyle ilgili biyografik bilgi için bkz. Muntazam, IX, 74.

119 Muntazam, IX, 38; yıl içinde hangi zaman inşa edildiğiyle ilgili net bir tarih verilmemektedir.

120 A.g.e., IX, 46; Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, IV, 58; Le Strange, İbn Esîr ve Yâkût’u kaynak göstererek bu kurumun 482 yılı dolaylarında Bâb Abraz yakınlarında inşa edildiğini söylemektedir. Bkz. Baghdad, 287-288. İbn Esîr, Kâmil adlı eserinde 480 yılında kurumun inşasına başlandığıyla ilgili bir bilgiye yer vermemekte, sadece 482 yılındaki açılış töreninden bahsetmektedir. Tıpkı Nizamiye ve Ebu Hanife Türbe Medresesi gibi Tâciye Medresesi’nin inşası da yaklaşık iki yıl sürmüştür.

121 Muntazam, IX, 74. Şâfiî tabakat yazarı Sübkî (Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, IV, 19) onun isminden ve vezir unvanından bahsetmekte ve bunun için bir satırdan daha az bir yer ayırmaktadır. Muhtemelen bu kusur Kahire nüshası elyazmasındaki bir eksiklikten kaynaklanmaktadır; fakat aynı zamanda bu durum Sübkî’nin, Nizâmülmülk’ün rakibi olan Tâcülmülk’e karşı önyargısından da kaynaklanıyor olabilir.

122 İbnü’l-Cevzî’nin (ö. 597/1200) türbenin halen görülebileceği bilgisini verdiği Şirâzî hakkındaki biyografik bilgi için bkz. Muntazam, IX, 8.

123 Bkz. Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, III, 303; “ve eâde inde Fahrü’l-İslâm eş-Şâşî”.

124 Biyografi yazarı Sübkî (adı geçen eserin bahsi geçen paragrafında) hangi medresede Şâşî’ye muidlik yaptığı konusuna değinmeden onunla ilgili kısa bir bilgiye yer vermektedir. Daha önce bahsi geçtiği üzere Şâşî, ilk olarak 482 yılına kadar kendine ait küçük medresede, daha sonra 504 yılına kadar Tâciye Medresesinde ve son olarak da vefat ettiği tarih olan 507 yılına kadar da Nizamiye Medresesi’nde ders vermiştir. 493 yılının Zülhicce ayında Mehâmilî vefat ettiğinden dolayı Nizamiye Medresesi’nde Şâşî’ye muidlik yapamamıştır; fakat en azından Tâciye Medresesi’nde bu görevi yaptığı anlaşılmaktadır.

125 Ebu Muhammed Abdullah b. Muhammed eş-Şâşî (ö. 528/1133); bkz. Muntazam, X, 37-38; Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, IV, 235.

126 Ebu’l-Fütûh Ahmed b. Muhammed el-Gazzâlî et-Tûsî (ö. 520/1126), bkz. Muntazam, IX, 260-262, Tabakâtü’ş- Şâfiiyye, IV, 54.

127 Ebû Abdullah el-Hasan b. Hamîd el-Hanbelî (ö. 403/1013); bkz. Tarih-i Bağdat, VII, 303; Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 171-177.

128 İbnü’l-Bakkâl olarak bilinen Ebû Tâlib Ahmed b. Abdullah (ö. 404/1048); bkz. Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 189-190.

129 Ebû Ya’lâ Muhammed b. Hüseyin b. El-Ferrâ (458/1066); bkz. GAL, I, 398, ek cilt, I, 686 ve Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 193-230.

130 Ebû Câfer Abdülhâlik b. İsa b. Ebu Musa el-Hâşimî (470/1077); GAL, Ek cilt, I, 687; Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 237-241; ayrıca bkz. “Diary-II”, 253, Dipnot 1 ve ‘L’affaire d’Ibn ‘Aqîl’ adlı eserin muhtelif bölümleri.

131 Ebü’l-Vefâ Tâhir b. Hüseyin b. El-Kuvâs (ö. 476/1083); bkz. “Diary-II”, 253, Dipnot 2 ve ‘L’affaire d’Ibn ‘Aqîl’, 110.

132 Ebû Sa’d el-Mübârek b. Ali el-Muharrimî (ö. 513/1119), bkz. Zeyl, I, 199-205.

133 Ebu’l-Ganâim Ali b. Tâlip b. Zibibye (Zibîbâ ?) el-Bağdâdî (ö. 460/1068); Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 231; Zeyl, I, 9-10.

134 Ebû Muhammed Şâfî b. Sâlih el-Cîlî (ö. 480/1087); bkz. Zeyl, I, 63.

135 Daha önce ifade edilen Ebû Ya’lâ’nın oğlu ve Hanbelî tabakât yazarı olup 526/1131’de vefat eden ve İbn Ebî Ya’lâ diye bilinen Ebû Hüseyin Muhammed b. Muhammed; bkz. Zeyl, I, 212-214.

136 Ebu’l-Feth Muhammed b. Ali el-Hulvânî (ö. 505/1112); bkz. Zeyl, I, 131-132; hocası Şerif Ebu Câfer’le ilgili bölümde kendisi hakkında yer verilen bilgi için bkz. ‘L’affaire d’Ibn ‘Aqîl’, 119.

137 Ebu’l-Vefâ Ali b. Akîl (ö. 513/1119); bkz. GAL, I, 398, ek cilt, I, 687; ayrıca bkz. “Diary-II”, 252, dipnot 6 ve ‘L’affaire d’Ibn ‘Aqîl’.

138 Ebu’l-Berekât Ahmed b. Ali b. El-Abrâdî (ö. 531/1137); bkz. Muntazam, X, 70; Zeyl, I, 226

139 Ebu’l-Meâlî Sâlih b. Şâfi el-Cîlî (ö. 543/1148); bkz. Zeyl (ed. Fiqî), I, 213-214: el-Kalvadânî’nin (ö. 510/1116, bkz. GAL, I, 398, ek cilt, I, 687; Zeyl, I, 143/154) tahsisli bir kurumda müderrislik yapmadığı görülmektedir. O, öğrencisi Ebu Bekir ed-Dinâverî’nin (ö. 532/1138) kendisinden görevi devraldığı yer alan Saray Camii’nde görev yapmıştır. Bkz. Fünûn, vr.247b.

140 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 189-190, ‘Bâbü’t-Tâkât”, bölgenin doğu yakasının çoğul formudur.

141 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 245, 254.

142 Bkz. Baghdad, index.

143 Bkz. Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 231; Zeyl, I, 9.

144 Bkz. “Diary-1”, 20, Dipnot 3; Hirakî için bkz. GAL, I, 183, Ek cilt, I, 311.

145 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 238; Zeyl, I, 21.

146 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 238; Zeyl, I, 63, 131.

147 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 238; Zeyl, I, 21.

148 Tabakâtü’l-Hanâbile, II, 244; Muntazam, X, 8; Zeyl, I, 50,51.

149 Ayasofya Yazmaları 3010, vr.102a; “Kâne yeskünü’z-Zaferiyye ve mescidühû bihâ ma’rûf”, (Kendisine ait meşhur mescidinin de bulunduğu Zaferiye bölgesinde oturuyordu)

150 Funûn,
Yüklə 460,7 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin