Orijinal adı: Şerh-i Hadis-i Cunud-i Akl ve Cehl Merhum İmam Humeyni (r a)


Dördüncü Bölüm Dünyaya Rağbet Etmenin Hak’tan Örtülü Olmaya Sebep Olduğunun Beyanında



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə44/66
tarix24.02.2018
ölçüsü1,28 Mb.
#43328
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   66

Dördüncü Bölüm

Dünyaya Rağbet Etmenin Hak’tan Örtülü Olmaya Sebep Olduğunun Beyanında


Bil ki dünyaya rağbet etmek, insanın haktan örtülmesine ve Allah’a doğru süluk etmekten geriye kalmasına neden olmaktadır. Dünyadan maksat ise insanı Hak Teala’dan kendisini alı koyan şeydir. Bu anlam mülk aleminde daha çok gerçekleştiği için bu isim daha çok onun hakkında kullanılmaktadır. Nitekim Misbah’uş-Şeria’da yer alan bir hadis zühdün insanı Hak Teala’dan kendisiyle meşgul eden ve gafil kılan her şeyi terk etmek olduğunu beyan etmektedir. Marifet ehli kimseler, zulmani ve nurani hicapları –ki hadis-i şerifte Allah-u Teala için yetmiş bin nurdan ve yetmiş bin de zulmetten hicap olduğu beyan edilmiştir. - eşyanın varlığı, alemler ve onların varlığı olarak tefsir edilmiştir. 1 Zira bunlardan biriyle meşgul olmak, insanı cemilin cemaline ulaşmaktan alıkoyar ve örtülü kılar. Bazen, bu sayısız hicaplar tümel olarak yedi hicap olarak ifade edilmiştir. Nitekim Hadis-i şerifte şöyle yer almıştır. Secde hususunda nakledildiği üzere, Hüseyin b. Ali’nin (a.s) mezar toprağına secde etmek, yedi hicabı yırtmaktadır.”2 Bu yedi hicap, bahsedilen hicapların üstünde yer alan hicaplar da olabilir. Nitekim İlel’uş-Şerayi’de yer alan bir hadis de bunu ifade etmektedir.

İlel’uş-Şerayi’ kitabında yer aldığına göre Hişam b. Hakem şöyle demiştir: “Ebi’l-Hasan Musa’ya (a.s) şöyle sordum: “Neden namazın başlangıcında yedi tekbir, en üstün tekbirler olarak kabul edilmiştir?” İmam (a.s) şöyle buyurdu: “Ey Hişam! Şüphesiz ki gökler yedi kat ve yerler de yedi kat olarak yaratılmıştır. Dolayısıyla hicaplar da yedi tanedir. Peygamber miraca götürüldüğünde ve rabbine yaklaştığında, “Araları iki yay aralığı kadar belki daha da yakın oldu” Peygamber için Hak Teala’nın hicaplarından bir hicap kalkmış oldu. Bunun üzerine Resulullah, tekbir getirdi ve namazın başlangıcında söylenilen kelimeleri dile getirdi. İkinci hicap kalktığı zaman da yeniden tekbir getirdi. Böylece yedi örtü kalkıncaya kadar bu şekilde devam etti ve yedinci tekbiri getirdi. İşte bu yüzden namazın başlangıcında yedi tekbir söylenmektedir.”3

Velhasıl her varlığın vücudu veya alem bir hicaptır. Onun tecessümü de ayrı bir hicaptır. Bu hicap insanı sevgilinin cemalinden mahrum kılmaktadır. Haktan gayrisine bağlanmak, Allah’a doğru süluk yulunun dikeni konumundadır. Dolayısıyla Allah’a doğru süluk eden, Allah ile görüşmeye erişen ve ilahi marifetler miracına yükselen bir kimse, bu yol dikenini şer’i riyazetler ile ortadan kaldırmalıdır.

İnsan haktan gayrisine bağlandıkça, mide ve tenasül şehvetlerine yöneldikçe asla ruhani kemallere yükselemez ve cemilin cemaliyle mülakata erişemez. Dolayısıyla bütün hicaplar, bir anlamda kendisine dönmektedir.

“Sen kendin bir hicapsız hafız, kendini ortadan kaldır”1

“Benimle senin aranda, benim varlığım benimle çatışmadadır

O halde lütfunle benim varlığımı ortadan kaldır.”2

Bu özet bilginin detaylarına girmek burada uygun değildir.



Beşinci Bölüm

Züht Fıtriyattan vede Yoğrulmuş Fıtratın Gereklerindendir, Rağbet ise Örtülü Fıtratın Gereklerindendir.


O halde anlaşıldığı üzere insan, bütün beşer ailesinin üzerinde yaratıldığı ilahi fıtrat hasebiyle, asli ve fer’i olmak üzere iki fıtrata sahiptir ve belki de bütün fıtratlar bu ikisine dönmektedir.

İlk fıtrat, mutlak kemala aşk fıtratıdır ki, bu fıtrat asli ve bağımsız bir fıtrattır. İkincisi ise noksanlıktan nefret etme fıratıdır ki o da fer’i bir fıtrattır.

Azameti yüce olan Allah, insanı kendisi için yaratmıştır. Nitekim kutsi bir hadiste şöyle yer almıştır: “Ey ademoğlu! Ben her şeyi senin için yarattım ve seni ise kendim için yarattım.”3 Kur’an-ı Kerim ve hadislerde de bu anlama çok işaret edilmiştir. 4 Bu açıdan Allah-u Teala insanı yaratırken bu iki fıtrat üzere yaratmıştır ki birisi ile Allah’tan gayrisinden kopmakta, diğeriyle ise cemilin cemaline erişmektedir. İnsanda var olan bütün fıtratlar bu iki fıtrata dönmektedir ve onun şubelerinden biridir. İlahi temiz şeriatın hükümler sistemi, mutlak olarak bu fıtrat üzere yönlenmiştir.

Dolayısıyla noksanlıktan nefret etmek ve Hak Teala’nın gayrisinden yüz çevirmekten ibaret olan züht, yoğrulmuş fıtrata dönmektedir ve fıtratullahın fer’i hükümlerinden biridir. Nitekim her ne olursa olsun Hak’tan gayrisine rağbet etmek de fıtratın örtülmesi vasıtasıyladır. Zira fıtrat, örneğin tabiat örtüleriyle örtüldükten sonra, kendi sevgilisini yanlışlıkla tabiatın şubelerinden bir şubesinde zannedince, muhabbet bağlarıyla ona bağlanınca ve kalben onu sevince cemilin cemalinden geri kalır ve likaullahtan mahrum ve örtülü düşer.

O halde hakiki züht, aklın ve rahmanın en büyük askerlerinden biridir ki insan onun vasıtasıyla temiz ve kutsal alemlere yükselir, tümüyle alemden uzaklaşır ve kendisi için Allah’tan gayrisinden kopma haleti mutlak olarak hasıl olur. Nitekim dünyaya ve süslerine rağbet etmek ve dünyanın süslerine sevgi ile bağlanmak da İblis ve Cehaletin en büyük askerlerinden biridir ve de nefsin en ince tuzaklarından biri konumundadır ki onun vasıtasıyla da insan bela tuzağına düşmekte, hidayet ve rüşt yolundan mahrum kalıp sapmakta ve de insanlığın neticesine ulaşmaktan ve velayet ağacının meyvelerinden mahrum ve örtülü kalmaktadır.

İnsan bu konuyu derk edince, insaf ve basiret gözüyle ilk ve son işlerini gözden geçirince, kendisi için kesin ve gerekli bir şey görür ki edebildiğince yol dikeni olan muhabbet, dünyaya ve mala rağbeti süluk yolunun üzerinden kaldırmaya çalışır, her hatanın başı olan helak edici hatayı1 ve her hastalığın annesi olan bu hastalığı kalp evinden uzak kılmaya çalışır. Sevgilinin menzili ve ideal hedeflerin tecelli yeri olan bu evi, pisliklerden arındırır, İblis’in askerlerinden boşaltır ve şeytanın şirkinden temiz kılar. Aşağılık şeytanın gasp elini Allah’ın evinden koparıp atar, içindeki tüm putları dışarı döker ki evin sahibi kendi evine teveccüh etsin ve tecellileriyle o evi aydınlatsın.

Ey Allah’ım! Bizler, şeytan ve nefsin karmaşık tuzaklarına düşmüş durumdayız. Biz, bu güçlü düşmanın elinden kaçacak yol bulamamaktayız. Ona karşı koyma gücüne sahip değiliz. Her tuzaktan kaçtıkça daha ince ve sağlam bir tuzağa düşmekteyiz. Meğer ki senin sonsuz lütuf elin ellerimizden tutsun, bizleri mutlak hayır ve saadete ulaştırsın, bizleri tabiatın ve nefsani isteklerin zulmet kuyusunden kurtarsın.

Ey efendim! Sermayesi ümit ve silahı ağlamak olan kimseye merhamet buyur.”2




Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   40   41   42   43   44   45   46   47   ...   66




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin