OrtadoğU’da rusya faktöRÜ ve dünden bugüne askeri geriLİm stratejiSİ ÜzeriNE



Yüklə 227,17 Kb.
səhifə3/5
tarix17.12.2017
ölçüsü227,17 Kb.
#35185
1   2   3   4   5

"...Rusya'nın Suriye sorununda nihai amacı muhtemelen Esad'ı ya da Baas rejimini korumak değildir. Rusya, Suriye'de bir değişim olacaksa bunun Rusya'nın hayati çıkarlarını dikkate alması gerektiğini ve Esad sonrası yapılanmada kendisinin baş aktörlerden biri olduğunu kabul ettirmeye çalışmaktadır. Esad ve Baas rejiminin korunması bir ön cephe olarak bu amaçlara hizmet etmektedir. Rusya'nın savunma sanayii anlaşmaları devam edecekse, Tartus limanında sahip olduğu ayrıcalıklar sürecekse, Müslüman Kardeşler ya da Selefilerin mutlak iktidarının olmayacağı garanti verilirse, Suriyeli Ortodoksların çıkarları korunacaksa, ülkedeki yatırımları zarar görmeyecekse ve Suriye'de bir kaosun yaşanmayacağını düşünürse Esad'ın iktidardan ayrılmasına yeşil ışık yakacaktır. Dolayısıyla Rusya'nın Esad rejiminin yıkılışı karşısına koyduğu direncin kırılması ancak bu ülkenin stratejik çıkarlarının Esad sonrasında da korunacağını garantisinin verilmesi ile gerçekleşecektir. Bu ise küresel aktörlerin de içinde olduğu büyük bir pazarlığı gerektirmektedir..."

Bu bağlamda daha 1970’li yıllarda yapılan değerlendirmeler aradan 40 yıl geçtikten sonra da geçerliliğini korumakta ve Ruslar Suriye’nin Tartus limanından daha fazla istifade etmenin yollarını aramaktadırlar. Klasik anlamda söylendiği üzere Sovyetler Birliği’nin sıcak denizlere çıkma ve okyanuslara serbestçe açılma düşüncesi zaman zaman ABD'yi ve ABD liderliğindeki NATO’yu bu ülkeyle karşı karşıya getirmiştir. Sovyetler Birliği ve sonrasında da Rusya’nın özellikle Akdeniz’de donanmasıyla boy göstermesi bölge ülkeleri kadar dünya kamuoyuna da bir süper güç olduğunu kanıtlama çabası olarak da algılanmaktadır.71 Büyük güçlerin prestij kavgası penceresinden bakıldığında ise itibarını her şart altında koruması gereken Sovyetler Birliği'nin örneğin İsrail tehdidi karşısında Suriye'ye her daim askeri ve siyasi destek verecek güce sahip olduğunu göstermesi gerekmektedir. 1982 Lübnan Savaşı sonrasında bunu gerçekleştiren Sovyetler Birliği prestij ve güvenilirlik bağlamında Gorbaçov'dan Putin'e bu konuya ayrı bir önem vermektedir. Soğuk Savaş sürecinde Cebelitarık yanında Türk boğazlarının muhtemel bir çatışma ortamında son derece kritik bir pozisyonda olacağı değerlendirilirken Rusya’nın devamlı olarak gücünü artırması ise denizlerde sıcak bir ortam yaratmaktadır. Bugün Akdeniz'de devamlı seyir halinde olan ABD 6. Filosu karşısında özellikle vur-kaç taktiği uygulayacak ve "muhtemelen uyarıya gerek kalmadan"72 kısa menzilli füzelerini ateşleyecek Rus donanması tehdit olarak algılanmaktadır.73 2014 yılı itibarıyla bile İngiltere’nin Cebelitarık’ta bir deniz üssü bulundurması, aynı şekilde ABD’nin de bu bölgeye yaklaşık 100 kilometre uzaklıktaki Rota bölgesinde son derece donanımlı bir deniz üssüne sahip olması bu yüzdendir. NATO dâhilindeki bütün savaş gemileri erken uyarı sistemleriyle donatılmış durumdayken Rus donanmasına ev sahipliği yapacak en yakın üs ise binlerce kilometre uzakta bulunmaktadır. Bu durum yıllar boyunca NATO’da komuta kademelerine gelmiş üst düzey denizcilerin kendilerinden son derece emin davranmalarına da neden olmuştur. Şüphesiz bu davranış tartışmalara açık bir durumdur. Örneğin bir dönem NATO Güney Kanadı Komutanı olarak görev yapan Amiral Horacvio Rivero bu durumu NATO güçlerinin olası bir çatışma halinde kısa sürede Rusları etkisiz hale getireceğini ve Rusların da bunun aşağılık kompleksi içinde olduklarını belirtmekten kaçınmaz.74

Öte yandan 2000'li yıllarla birlikte Rus donanmasında mukayese kabul edilmez bir gelişme söz konusudur ve 2008'de Panama Kanalı'nın geçilmesinin ardından Rus donanması dış sularda daha çok ve daha cesurca dolaşmaktadır. Örneğin 2009 yılında Rus donanmasına bağlı 4 farklı deniz gücü aynı anda ve farklı güzergâhlarda uzun soluklu seyirler gerçekleştirmiş ve Rus medyası da bu durumu 1991'den bu yana denizlerde aynı anda gerçekleştirilen seyirler bağlamında 18 yılın toplamından daha fazla olduğunu yazmıştır.75 Bu seyirler arasında en kayda geçmesi gerekeni 22 Eylül 2008 tarihinde başlayan ve 5 Ekim 2008 tarihinde Akdeniz sularına giriş yapan Kuzey Donanması'na bağlı nükleer savaş gemisi Büyük Pedro ve Amiral Chabanenko isimli destroyerin refakatçi gemiler ve bazı denizaltıların da eşliğinde 6 ay sürenidir.76 Söz konusu gemilerin bu seyri sırasında değişik hava ve deniz tatbikatları gerçekleştirilmiş, ayrıca Ka-27 helikopterleriyle de bazı arama-kurtarma tatbikatı yapılmıştır. Bu 6 aylık seyir sırasında ayrıca rehine kurtarma operasyonları, güverteye çıkan düşman unsurlarının bertaraf edilmesi ve deniz piyadelerinin özel arama-kurtarma çalışmaları da söz konusu olmuştur. Bu iki gemi daha sonra Baltık Donanması'na bağlı Neustrashimyi ve Karadeniz Donanması'ndan Ladnyi ile birlikte de müşterek tatbikatlar yapmıştır. Hemen ardından Libya'da Trablus ziyareti yapılmış, 3 günlük ziyaret sonrasında Neustrashimyi gemisi Türk karasularına girerek 22-26 Ekim 2008 tarihinde Aksaz deniz üssüne demir atmıştır. Geminin Suriye ve özellikle Tartus ziyareti ise bilinmeyen bir nedenle yapılmamıştır. Gemilerin Akdeniz ziyaretinin son döneminde ayrıca Fransa'nın Tolulon limanı ziyaret edilmiş, burada Fransa Deniz Kuvvetleri Komutanlığından üst düzey askeri yetkililerle muhtemel müşterek deniz tatbikatları, askeri işbirliği çalışmaları, daha önce gerçekleştirilen müşterek tatbikatların durum değerlendirmesi yapılmış, Akdeniz'de güven ve istikrar ortamının yakalanması için yapılması gerekenler üzerinde görüş alışverişinde bulunulmuştur. Akdeniz’deki Rus donanması Kasım 2008 tarihinde ise 1988'den sonra ilk defa olarak Güney Amerika ülkelerini ziyaret etmek üzere bölgeden ayrılmıştır. Rus donanması son 6 yıl içerisinde de Pasifik'ten Akdeniz'e, Karayip Denizi'nden Panama'ya kadar açık denizlerde seyretmeye ve gövde gösterisinde bulunmaya devam etmektedir. 2013 Mayıs ayına gelindiğinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin destek gemileri ve toplam 16 muharip savaş gemisinden oluşan yeni bir görev kuvveti oluşturulması ve Doğu Akdeniz'de göreve başlaması talimatı verir.77

Hemen ardından Rus yetkililer de yaptıkları açıklamada bu görev kuvvetinin özellikle Doğu Akdeniz'de devamlı olarak mevcudiyetini koruyacağını, muhtemelen Suriye'nin Tartus limanında karargâh kuracağını ve özellikle Suriye'de yaşanan çatışmalar sırasında da Suriye hükümetine destek verileceğini bildirirler.78 Böylece Putin Rusya'yı bir kere daha süper güç haline getirmek ve Sovyetler Birliği döneminde olduğu üzere bölgede bir denge unsuru olarak mevcudiyetini devam ettirmek düşüncesindedir. Hemen ardından Rusya çatışmaların yaşandığı Suriye'de Beşer Esad rejimine P-800 Oniks olarak bilinen karadan denize füze sistemleri ve füzeler gönderir. Ruslar tarafından bir yandan "Akdeniz'de ben de varım." mesajı verilirken öte yandan özellikle Akdeniz coğrafyasında çeşitli işbirliği ve güven artırıcı tedbirler kapsamında yardımlaşmalar da devam etmektedir. Rusya böylece Akdeniz'deki mevcudiyetini sürekli kılmaya özen göstermekte, tek limanı olan Tartus vasıtasıyla dünya kamuoyuna da bu mesajı vermektedir.

Bu arada Rusya Akdeniz'de askeri varlığını pekiştirmek amacıyla GKRY'nin Baf bölgesinde bulunan Andreas Papandreu Hava Üssü’nü kullanmak amacıyla Kıbrıs Rum Yönetimi’nden resmi talepte bulunur.79 Rum Yönetimi’nin Rusya’nın önerisine sıcak baktığı ve anlaşmanın GKRY Lideri Nikos Anastasiadis’in Rusya’ya yapacağı ziyarette imzalanmasına da karar verilir. Suriye’nin Tartus limanında bir askeri üssü bulunan Rusya ekonomik kriz nedeniyle sarsılan AB üyesi Rumlara daha önce 2.5 milyar Euro kredi vermiş, Rumların alınan kredinin ödemesinin geciktirmesi nedeniyle bu hava üssünün kullanılması bir anlamda şantaja dönüşmüştür. Konuyla ilgili olarak Rum Politis gazetesi "Ruslar üs istiyor." manşetiyle konuyu haber yapar ve bu konunun Rum Savunma Bakanı Fotis Fotiu ile Rusya Savunma Bakanı Sergey Shoigu görüşmesinde gündeme geldiğini belirtir. Shoigu bu görüşmede Rus Deniz Kuvvetleri’ne bağlı gemilerin Rum limanlarına demirlemesi, Tartus'ta olduğu üzere liman altyapılarının kullanılması, gemi mürettebatının değiştirilmesi ve ayrıca Baf’taki hava üssünün Rus savaş uçakları tarafından kullanılmasını talep eder. Rum Bakan Fotiu da Shoigu’ya Rus donanmasına limanlarda kolaylıklar sağlanması konusunda hazır olduklarını belirtir. Öte yandan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrof ile görüşen Rum Dışişleri Bakanı Yoannis Kasulidis ise bu konuda bazı çekincelere sahiptir ve bunları dillendirmekten de çekinmez. Kasulidis’in Moskova yönetiminden somut öneriler beklediği belirtilirken Rumların Rusya ile askeri anlamda yakınlaşması Batı dünyasını tedirgin ederken özellikle AB içinden bazı ülkeler tarafından diplomatik olarak uyarıldığı da ileri sürülür. Bu arada ABD'nin bir yandan NATO için Kıbrıs adasını ileri karakol olarak kullanma gayretleri, öte yandan GKRY ile görüşmelere başlayarak Limasol'da kalıcı bir üs elde etme gayretlerinin ardından Rusya ile GKRY arasında yapılan anlaşma gereği Rus savaş uçaklarının Baf yakınlarındaki Andreas Papandreu Hava Üssü'nü kullanmalarına, ayrıca Limasol limanını da Rus donanmasına açılmasına karar verilir.80 GKRY Savunma Bakanı Fotis Fotiou Moskova'da Mayıs 2013 tarihinde meslektaşı Sergei Shoigu ile yaptığı görüşmeler sonrasında konuyla ilgili anlaşmanın öncelikle insani ve acil durumlarla ilgili hava harekâtlarıyla sınırlı tutulacağını, Rus hava kuvvetlerinin üssü yığınak yapma ve lojistik destek için kullanmasına izin verilmeyeceğini belirtir. GKRY Savunma Bakanı ayrıca Ruslara adada kalıcı bir üs verilmesinin söz konusu olmadığını da belirtir.

Tartus Limanı ve Rus Donanması

Özellikle 1960’larda ve hemen ardından 1970’lerde Arap coğrafyası ve Kuzey Afrika ülkeleriyle sıcak ilişkiler kurmaya başlayan Sovyetler Birliği bu süreçte Cezayir, Mısır, Libya ve Suriye gibi ülkelere ciddi anlamda askeri ve ekonomik yardımlarda bulunur. Bu yardım faaliyetlerinden istifade edenler arasında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşu sonrasında Batı ve ABD’den uzak bir strateji planlayan Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve Başpiskopos Makarios da vardır ve başta Sovyetler Birliği, bu ülke kaynakları olmak üzere Mısır, Çekoslovakya ve Hindistan’dan ciddi ölçülerde askeri malzeme Kıbrıs’a getirilir.81 Askeri ve ekonomik ilişkilerin yavaş yavaş gelişmeye başladığı bu süreçte Sovyetler Birliği askeri eğitim vermek ve kalıcı bir üs oluşturmak üzere Akdeniz’de kendilerine uygun bir yer tespit etme derdine düşmüş durumdadırlar. 1971 yılında Suriye ile Sovyetler Birliği arasında yapılan askeri bir anlaşmayla bu ülkenin Tartus limanını denizaltılar, kargo gemileri ve muharip sınıf savaş gemileri için kullanabilmesinin de önü açılmış olur. Soğuk Savaş döneminde Sovyet gemilerinin bakım ve onarım için en çok ziyaret ettikleri liman Tartus limanı olmuştur. Soğuk Savaş’ın sonlanması ve Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında ise Rusya kısa süreli de olsa bir sarsıntı geçirir ve bu limanı kullanma konusunda bazı tereddütlerle birlikte hazırlıksızlıklar da ortaya çıkar. Böylece Tartus eski stratejik önemini kaybederken Rusya da Ortadoğu ve Kuzey Afrika eksenli ortaklıklarını kaybetmeye başlar. Böylece limandaki tesisler yanında donanmanın bakım-onarım faaliyetleri de sekteye uğramaya başlar. Örneğin sadece 1984 yılında Sovyet donanması 230 nükleer denizaltı devriyesi yaparken 2002 yılına kadar geçen süreçte sadece birkaç gün süren eğitim amaçlı seyirler dışında hiç devriye dolaşılmadığı ortaya çıkar.82 2010 sonrasında ise özellikle Vladimir Putin’in donanmanın eski gücüne kavuşması ve Rus donanmasının yine süper güç olarak kabul edilmesi gerektiği yönündeki yaklaşımlarıyla birlikte daha çok dış sularda seyreden ve demirleyen bir donanma isteğiyle Tartus limanı yeniden gözde olur. 2006 yılından itibaren Rus donanmasında gözle görülür ölçüde bakım-onarım, gemi yapımı, altyapının iyileştirilmesi ve modernizasyonu çalışmaları devam etmekte ve bunun için hatırı sayılır bir bütçe ayrılmaktadır.83 Bütün bu çalışmaların sonucu olarak 2008 yılında Admiral Chabanenko isimli bir Rus destroyeri İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa Panama Kanalı’nı geçen ilk Rus gemisi olacaktır.

Donanma bu süreçte ayrıca Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde pek çok deniz haydutluğu (korsanlığı) operasyonuna da katılır. Amerikan donanması açısından Aden Körfezi’nde yapılan devriye görevleri rutin olarak değerlendirilirken Rus donanması bu tip deniz devriye görevine ilk defa 2008 yılında çıkacaktır. Bu dönemde Rusya tarafından değerlendirilen bir başka husus ise Amerikan 6. Filo’nun açık denizlerdeki hükümranlığına karşı koyacak bir deniz gücü oluşturmaktır.84 Böylece Rusya ve ABD bir yandan karşılıklı olarak birbirlerinin muharip güçlerini görme ve test etme imkânı bulurken bir yandan da NATO’nun Active Endeavour Operasyonu gibi farklı askeri operasyonlarda güvenlik eksenli işbirliğine girmekten de kaçınmazlar.2012 itibarıyla Rus donanması bölgede toplam 7 uzun soluklu deniz haydutluğu harekâtına katılmış durumdadır.85 Bu faaliyetler 2014 yılı itibarıyla da aynı bölgede devam etmektedir. Gerek Rus siyasetçiler ve gerekse Rus askeri yetkililer Rusya’nın bir süper güç olarak “yeniden doğuşunu ortaya koyabilmek”86 için sıcak denizlerde daha çok seyreden güçlü bir donanmaya ihtiyacı olduğunun farkındadırlar ve bunu gerçekleştirebilmek için de Tartus limanı kilit rol oynamaktadır.87 Tartus limanı her ne kadar Rus donanmasının devamlı surette kullandığı bir liman olmakla beraber bugün itibarıyla Rus donanması NATO ülkesi olan farklı Akdeniz ülkelerinin limanlarına da uğramakta ve demir atmaktadır. Örneğin Yunanistan’ın Pire limanı da Tartus gibi aşağı yukarı aynı imkân ve kabiliyetlere sahip bir limandır. Rus donanmasının demir attığı diğer limanlar arasında Küba, Vietnam ve Şeysel Adaları gibi bölgeler de bulunmaktadır.88Bu bölgelerde altyapı kurma ve bakım-onarımla ilgili tesisler kurma çabasındaki Ruslar faaliyetlerinin çok da deşifre olmasından ise hoşlanmazlar.89Rusya bir yandan da eski hasımlarıyla işbirliği ve ticaret anlaşmalarının içine girme çabasındadır. Örneğin bir Kore şirketi olan STX vasıtasıyla Fransa’nın Atlantik’te bulunan St. Nazaire limanında demir atmış Mistral sınıfı amfibi hücum gemileri almaya karar verir. 12 Temmuz 2012 tarihinde başlayan bu çalışmaların ardından Eylül 2012 tarihinde gemilerin inşasına başlanır. STX şirketi adı geçen saldırı/hücum gemilerinden ilk ikisini St. Nazaire’de inşa ederken daha sonrakileri ise Rusya’nın St. Petersburg kentindeki fabrikada üretecektir. Suriye’nin Tartus limanı bugün itibarıyla dağılan eski Sovyetler Birliği’nin ve bugün de Rusya’nın kendi ülkesi dışında donanması için askeri liman olarak kullandığı ve Doğu Akdeniz’de adeta ileri bir karakol olarak değerlendirdiği tek stratejik noktadır ve doğaldır ki Rusya da bu limanın kendileri açısından stratejik öneminin farkındadır.

Rus Amiral Sergey H. Gorshkov'un "Donanmaya karşı donanma"90 ve "Sahile karşı donanma"91 stratejisi böylece Akdeniz'de seyir halinde olan ABD donanması yanında NATO deniz gücüne ve özellikle Kıbrıs adasını kullanan İngiltere ve Fransa'yla ABD'ye karşılık Tartus limanının lojistik altyapısından faydalanan Rus donanmasıyla hayata geçirilir. Her ne kadar Suriye’deki çatışmalar sürecinde buradaki askeri personelinin bir kısmını geriye çekse de Rusların bölgeden vazgeçme gibi bir düşünceleri söz konusu değildir.92 Tartus limanı bu haliyle Rusya’ya sadece askeri bir karargâh ve liman olarak hizmet etmenin ötesinde özellikle Akdeniz eksenli çatışma ortamlarında siyasi bir malzeme olarak da hizmet etmektedir. Bu noktada örneğin Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin değişik zamanlarda yaptığı açıklamalarda Suriye krizine değinerek bu ülkenin toprak bütünlüğünü koruyacaklarını ve Suriye’yle ilgili uluslararası bir çatışma ortamını önleyeceklerini ve bunun kendileri açısından birincil öncelik olduğunu belirtmiştir.93 Böylece Arap dünyasında eski Sovyetler Birliği ile yakın ilişkiler içerisinde bulunmuş Suriye konusunda da Rusya tavrını ortaya koymuş olur. Rusya’nın Tartus limanını kullanmasıyla ilgili gerçek menfaati ve geleceğe yönelik stratejisi ise Rus donanması ve Suriye krizinden Rusya’nın nasıl istifade edeceği sorularının cevabıyla doğrudan ilintilidir. Tartus şehri Akdeniz kıyısında ve Suriye-Lübnan sınırının yaklaşık 25 kilometre kuzeyinde bir liman kentidir. Liman her türlü kargo gemisinin yükleme ve boşaltma yapabileceği ve tam kapasite hizmet veren altyapısı ve büyük tonajlı gemilerin kolayca yaklaşabileceği ve demir atacağı türden yeterli derinliğe sahip bir limandır. Demir-döküm, madencilik, kum ve çakıl gibi maddelerle sıvı ve deniz ürünleri de dâhil olmak üzere 120.000 tona kadar yükleme kapasitesine sahip olan Tartus limanı ticari gemilere hizmet etmesinin ötesinde askeri amaçla da kullanılmaktadır. 2008 yılı itibarıyla limandan istifade eden 2.776 gemi toplam 12.9 milyon tonluk bir kargo yüklemesi yapmış durumdadır ve bu da her gün yaklaşık 8 ticari geminin tam kapasitede yükleme yapması anlamına gelmektedir.94 Tarsus’ta Rus donanmasına hizmet vermekte olan kolaylık tesisleri ise resmi olarak ve özellikle tasarlanmış bir donanma merkezidir. Limandaki iskele ve altyapı tesisleri Rusya’nın elindeki tek uçak gemisi olan Amiral Kuznetsov haricindeki Rus donanmasının bütün gemilerine ev sahipliği yapabilecek kapasiteye sahiptir. Amerikan donanmasının Japonya’nın Yoklosuka ve Bahreyn’in Manama bölgesinde bulunan limanları büyük ölçekli tamir ve bakım ihtiyaçları için gerekli altyapıdan yoksunken Rusların Tartus’taki limanları yedek parçadan en üst düzey bakım ve onarım faaliyetlerine cevap verecek kapasitededir. Tartus limanında bakım ve onarımla ilgili her türlü yedek parça ve acil ihtiyaçlar ise PM-138 isimli Rus tamir-bakım gemisi vasıtasıyla sağlanmaktadır.

Böylece Tartus limanı Rusların kendi ülkeleri dışında ve Akdeniz gibi sıcak bir çatışma bölgesinde temel güvenlik ihtiyaçlarını fazlasıyla karşılayan bir askeri üs konumundadır. Bununla beraber Tartus’ta Rus donanmasıyla ilgili herhangi bir komuta-kontrol merkezinin bulunmaması ise Rus donanmasının Tartus’tan herhangi bir askeri operasyonu yönlendiremeyeceği anlamına gelmektedir. Liman genişliği ve iskele kapasitesi de Admiral Kuznetsov isimli tek Rus uçak gemisinin limana girmesine müsaade etmemekte, gemi Akdeniz’e indiği zamanlarda açık denizde demirlemek zorunda kalmaktadır. PM-138 isimli tamir-bakım gemisi ise Sivastopol limanına demir atmış durumdadır ve her zaman Tartus’a gelmesi ise Rusya açısından ekonomik kayıp yanında zaman kaybı anlamına da gelmektedir. Bunların ötesinde limanın özellikle askeri kolaylıklar bağlamında tesislerden yoksun olması da sıkıntı yaratmaktadır. Örneğin bölgede bir askeri hastanenin bulunmaması bu sorunların başında gelmektedir. Bununla birlikte nüfusu yaklaşık 100.000 civarında olan Tartus kentinde yeterli altyapı tesisleri, hastane ve sağlık üniteleri, yeterli lokanta ve otel gibi tesisler de bulunmaktadır. Rus askeri personeli bölgeye geldiğinde ve eğer kendilerine müsaade edilmişse Tartus kentine gelmek suretiyle Tartus limanındaki küçük askeri kantin yerine buradaki imkânlardan istifade edebilmektedirler. Bütün bunlara rağmen Rus askeri yetkililerin Tartus limanından vazgeçme gibi bir niyetleri yoktur ve uzun vadede de bu limanı kullanacakları konusunda deklarasyonları bulunmaktadır. Örneğin 25 Temmuz 2012 tarihinde Rus deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Viktor Chirkova yaptığı açıklamada Rusya’nın bu üsse ihtiyacı olduğunu ve bu üssü kullanmaya devam edeceklerini ifade eder.95 Hemen 2 gün sonrasında ise Rusya Jeopolitik Sorunlar Akademisi (Russian Academy of Geopolitical Problems) Başkanı General Leonid Ivashov da bir açıklama yaparak Tartus’da modernizasyon çalışmasına ihtiyaç olduğunu, bu kapsamda liman dibinde drenaj çalışmaları yapılacağını, iskelede yapılacak iyileştirme ve geliştirme çalışmalarıyla limana uçak gemisi girişinin de imkân dâhilinde olacağını belirtir.96 Ayrıca özellikle Akdeniz ve Ortadoğu’da muhtemel askeri operasyonların Tartus merkezli olarak yönetilebilmesi amacıyla komuta-kontrol merkezinin de burada inşa edilmesi gündemdedir; ancak tepki çekeceği kaygısıyla Ruslar bu konuda açıklama yapmaktan kaçınırlar. Böylece limanda altyapı yeniden tasarlanmakta, ihtiyaçları karşılayacak şekilde tamir-bakım üniteleri kurulmakta, Sivastopol merkezli olarak yedek parça getirilmesi sorununa da çözüm bulunmaya çalışılmaktadır. Modernizasyon ve iyileştirme çalışmalarının ilk safhası 2012 yılında tamamlanır ve liman uçak gemisi dışında bütün donanmaya doğrudan hizmet vermeye devam eder.97

Bununla birlikte yaklaşık 30 aylık bir süre içerisinde limanda sadece drenaj çalışması yapılarak daha ağır tonajlı savaş gemilerinin güvenle limana girme imkânlarının artırılması ise ticari limanlarda rutin yapılan bu faaliyetin neden bu kadar uzun süre aldığı ve daha ciddi altyapı eksikliklerinin tamamlanmasının ise neredeyse imkânsız olduğu düşüncesini ortaya koymaktadır. Rusya’nın limandaki altyapı eksiklerini tam anlamıyla tamamlaması ise Rusya açısından gerek limana demir atmış savaş gemisi sayısı ve gerekse gemi çeşitliliği anlamında büyük bir zenginlik ve güç olacaktır. Böylece kıyıdan komuta-kontrol faaliyetleri yürütülebilecek ve limana acil durumlarda çok daha büyük tonajlı gemilerle çok daha fazla sayıda geminin demir atması sağlanabilecektir. Öte yandan Rusya bu limanın kendileri açısından ortaya koyduğu hayati önemi bilmelerine ve zaman zaman kamuoyuyla paylaşmalarına rağmen 2014 itibarıyla bu limandaki altyapı tesisleri 30 yıl öncesine nazaran çok daha kötü durumdadır.

Bugün genel anlamda bakıldığında Rusya’nın Tartus limanındaki askeri mevcudiyetinin askeri ihtiyaçlardan çok siyasi olduğu da görülecektir. NATO’nun Akdeniz Diyaloğu Programı çerçevesinde daha önce neredeyse tamamı eski Sovyetler Birliği “müşterisi” olan Cezayir, Fas, Mısır, İsrail, Ürdün, Moritanya, Tunus gibi ülkelerle işbirliği yaptığı ve bu ülkelerin NATO’nun planlı tatbikatları ve konferanslarına katılma konusunda son derece istekli olmaları göz önüne alındığında Rusya açısından bu coğrafyada görünen tek “müşteri” Suriye olmaktadır. Yukarıda bahsedilen Arap ülkelerinin de deniz korsanlığı ve deniz terörizmi konusunda NATO tarafından yürütülmekte olan Active Endeavour cinsinden askeri operasyonları yakından takip ettikleri ve gerekli hallerde her türlü desteği vererek işbirliğinden kaçınmamaları da Tartus’u Rusya açısından can simidi yapar. Bugün Tartus limanı özellikle Rusya çıkışlı olarak gönderilen askeri malzemenin Esad rejimine teslim noktası olarak da son derece önemli bir nokta durumundadır. Örneğin silah tüccarı Vessel Alaed Rus MI-24saldırı helikopterlerini Tartus limanında her ne kadar Ruslar inkâr etseler de98 Suriye ordusuna teslim etmiştir.99

Kaynakça

A-Arşiv Kaynakları


  1. Amerikan Merkezi Haber Alma Ajansı (CIA) Arşivi


B-Basılı Kaynaklar

AKAD, M. Tanju, Askeri Tarihte Stratejik Düşünce, İş Bankası Yay., 2012, İstanbul

BOROWIEC, Andrew, The Mediterranean Feud, Praeger Publishers, New York, 1983

ÇEÇEN, Anıl, Kıbrıs Çıkmazı, Toplumsal Dönüşüm Yay., Eylül 2005, İstanbul

HARP AKADEMİLERİ KOMUTANLIĞI, Kıbrıs'ın Dünü Bugünü Yarını, Harp Akademileri Basımevi, İstanbul, Mayıs 1995

HÖPKER, Wolfgang, Akdeniz; Kesin Sonuçların Alınacağı Deniz, Genelkurmay Başkanlığı Yay., Ankara, 1970



GORENBURG, Dmitry, Russian Naval Deployments; A Return to Global Power Projection or a Temporary Blip, Harvard University, Mayıs 2009

KESER, Ulvi, 1945–1948 Sürecinde Türkiye-Kıbrıs-Filistin Ekseninde Yahudiler, Atılım Üniversitesi, Ankara, 2012.

KOCABAŞ, Süleyman, Kuzey’den Gelen Tehdit Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul 1989

MALLLINSON, William, Cyprus; A Modern History, I. B. Tauris & Co. Ltd, New York, 2005

ÖZTÜRK, Osman Metin, Stratejik Açıdan Doğu Akdeniz ve Kıbrıs, Altın Küre Yay., Nisan 2003, Ankara

RAY, Oliver A., The Nature of Growing Soviet Power in the Mediterranean, National Technical Information Service; US Department of Service, Springfield, 15 Ekim 1973

ŞENTÜRK, M. Hüdai, Osmanlı Devleti’nde Bulgar Meselesi (1850-1875), TTK, Ankara 1992

YAVUZ, Celalettin, Strateji ve Güç Kullanma Üzerine; Milli Strateji-Askeri Strateji-Milli Güvenlik Siyaseti, Berikan Yayınevi, Ankara, 2013

ZAKHEIM, Dov. S., The United States Navy and Israeli Navy, Defense Technical Information Center, Washington DC, Şubat 2012.


Yüklə 227,17 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin