Orucun Fayda ve Bereketi



Yüklə 3,4 Mb.
səhifə23/42
tarix02.01.2022
ölçüsü3,4 Mb.
#32394
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   42
Yapılan Gıybeti Dinlemek

Gıybeti işiten kimsenin vazifesi, gıybete kulak vermemek ve mümin kimseyi savunmaktır. Hadiste şöyle geçer: “Her kim gıybeti işitir de susar ise, gıybeti yapan kimsenin günahına ortaktır.”740

Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurdular: “Her kim bir gıybeti dinler ve onu reddetmezse, Allah onun için dünyada ve ahirette olan bin şer kapısını yüzüne açar. Böyle bir kimse yapılan gıybeti susar dinlerse, gıybeti yapan kimsenin günahı onun için de yazılır. Eğer gıybeti yapılan kimseyi savunabilecekken savunmazsa dünya ve ahirette zelil olur.”741

Elimize ulaşan bir rivayette ise gıybet etmek küfür, gıybeti dinlemek ve – durumdan – razı olmak ise şirk olarak kabul edilmiştir.742

İsra suresinin 36. ayetinde şöyle buyrulur: “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” Buna göre biz söylenilen her sözü dinlemek hakkına sahip değiliz.

114.
Misafirlik Adap ve Görgüsü

 هَلْ اَتٰيكَ حَدٖيثُ ضَيْفِ اِبْرٰهٖيمَ الْمُكْرَمٖينَ اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًا قَالَ سَلَامٌ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ فَرَاغَ اِلٰى اَهْلِهٖ فَجَاءَ بِعِجْلٍ سَمٖينٍ فَقَرَّبَهُ اِلَيْهِمْ قَالَ اَلَا تَاْكُلُونَ 

“İbrahim’in ağırlanan misafirlerinin haberi sana geldi mi? Onlar, İbrahim’in yanına girip: ‘Selam sana’ demişlerdi, İbrahim de: ‘Selam size’ demişti; içinden de, onların ‘tanınmamış bir topluluk’ olduğunu geçirmişti. Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: ‘Yemez misiniz?’ demişti.”

Zariyât, 24 – 27

Ele aldığımız ayet misafirlik adap ve görgüsü hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.

1 – Misafir, muhterem ve saygıdeğerdir: “…ağırlanan misafirleri…”

2 – Misafir, içeri girdiğinde selam vermelidir. “Selam sana…”

3 – Misafirin selamını yanıtlamak gerekir. “…İbrahim de: ‘Selam size’ demişti.”

4 – Ev sahibi, misafirin göremeyeceği bir yerde yemek hazırlamalıdır. “…ailesine giderek…”

5 – Yemeği evde hazırlamalıyız. “Hemen ailesine giderek…”

6 – Yemek sunumu hızlı yapılmalıdır. (Arapça orijinal halinde gelen ‘feca’ kelimesindeki ‘fe’ harfi kısa zamanda ve süratle yapıldığına işaret eder) “Hemen…”

7 – En güzel yemekler hazırlanmalıdır. “…semiz bir buzağı”

8 – Misafirler açılan sofraya götürüleceğine, sofra misafirlere getirilmelidir. “…onların önüne sürüp”

9 – Misafirlere ‘yemek yer miydiniz’ diye sorulmamalıdır. (Hz. İbrahim (a.s) misafirlere bir soru sormadan yemek hazırlamaya gitmiştir) “Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş…”

10 – Misafirleri bizzat kendimiz ağırlamalı ve hizmet etmeliyiz. (Hz. İbrahim’in (a.s) kendisi yemek hazırlamıştır) “Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş…”

11 – Yemek, misafirlerin elinin ulaşabileceği mesafede olmalıdır. “…onların önüne sürüp”

12 – Misafirler kendilerine sunulan yemeği kabul etmeli ve yemelidirler ki, ev sahibinin bir kuruntu ve gocunması olmasın. “…Yemez misiniz?”

13 – Önce yemek sunumu sonra sohbet yapılmalıdır. “…İbrahim: ‘Ey Elçiler! Göreviniz nedir?’ dedi.”743

14 – Eğer misafirin müjdeli ya da acı bir haberi var ise; önce müjdeli haberi sonra acı haberi söylemelidir. (Önce Hz. İbrahim’e (a.s)’a bir erkek evlat müjdesi sonra ilahi dine karşı çıkanlara azabın geleceğinin haber verilmesi…) “Onlar, ‘korkma’ dediler ve onu bilgin bir oğul ile müjdelediler.”744 “Onlar şöyle dediler: “Biz suçlu bir kavme, üzerlerine çamurdan, pişirilmiş ve Rabbinin katında haddi aşanlar için belirlenmiş taşlar yağdırmak için gönderildik.”745

115.
Ayet ve Rivayetlerde Arzu

 اَمْ لِلْاِنْسَانِ مَا تَمَنّٰى فَلِلّٰهِ الْاٰخِرَةُ وَالْاُولٰى وَكَمْ مِنْ مَلَكٍ فِى السَّمٰوَاتِ لَا تُغْنٖى شَفَاعَتُهُمْ شَيْپًا اِلَّا مِنْ بَعْدِ اَنْ يَاْذَنَ اللّٰهُ لِمَنْ يَشَاءُ وَيَرْضٰى 

“Yoksa her umduğu şey (temenni ettiği) insanın mıdır? Hayatın ilki de sonu da Allah’ındır. Allah, dilediğine ve hoşnut olduğuna izin vermedikçe, göklerde bulunan nice meleklerin şefaati bir şeye yaramaz.”

Necm, 24 – 26

Ayet ve rivayetlerde arzu (temenna) konusuna genel bir bakış;

Arzunun Değeri

Arzu, harekete geçmenin ve rüşd etmenin nedeni ve dürtüsüdür. Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurur: “Eğer arzu olmasaydı, ne anne ne bebeğine süt verir, ne de çiftçi bir ağaç dikerdi.”746 Hz. İsa (a.s) eline bir bel almış ve ağacın altını belleyen yaşlı bir adamı görünce şöyle buyurdu: “Allah’ım! Bunun bu arzusunu elinden al.” Hemen akabinde yaşlı adam beli ağacın yanına bırakıp bir köşede uyumaya başlar. Hz. İsa (a.s), Allah’tan ona tekrar arzusunu geri vermesini isteyince, bir müddet sonra adamın uykudan uyanarak yarım bıraktığı işine devam ettiğini görür.747

Arzulara Boyun Eğdirmek

Arzular imkân, yetenek, koşullar ve kapasite çerçevesinde olmalıdır. Aksi takdirde sahipleri belirsizlik ve müphemiyete duçar olur. İmam Ali (a.s) şöyle buyurur. “Size yönelik en büyük korkum; heveslerinize uymanız ve uzun arzulara dalmanızdır.”748

Olumsuz Arzular

Kur’an’da bazı arzular tenkit edilmiş ve yasaklanmıştır. Karun’un serveti gibi zenginliğine sahip olma arzusunu taşıyan kimsenin durumunda olduğu gibi. Onlar şöyle diyorlardı: “Karun’a verildiği gibi bizim de olsa; doğrusu o büyük bir varlık sahibidir.”749

Kimileri de gereksiz övgü arzusundadırlar: “Ettiklerine sevinen ve yapmadıklarıyla övülmekten hoşlananların, sakın onların azaptan kurtulacaklarını sanma.”750

Bazıları da birilerine üstün gelme arzusuyla yanıp tutuşurlar: “Bu ahiret yurdunu, yeryüzünde böbürlenmeyi ve bozgunculuğu istemeyen kimselere veririz…”751

Allah “Onların malları ve çocukları seni imrendirmesin…”752 ve “Sakın onlardan bazı sınıflara verdiğimiz dünya malına göz dikme”753 ayetleriyle müminleri zenginlere ve refah içinde olanlara imrenerek bakmasınlar diye defalarca uyarmıştır.

Ulaşılamayan Arzular

Kıyamet gününde cezalandırılacaklar ‘ya leyteni’ (keşke) ifadesini kullanacaklardır.

Ya leyteni kuntu türaba”754(Keşke toprak olsaydım!) (Toprak, bir tohum tanesini alır ve onu yararak başak vermesini sağlar. Toprak, atık suyu içine alarak suyu duru hale çevirir ve insanoğluna geri sunar. Ancak bazı insanlar fesattan başka bir şey yapmamaktadır.)

“…Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım!”755

Kitabım keşke bana verilmeseydi; keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim…”756

Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım...”757

“…Ne olurdu dünyaya döndürülseydik, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasaydık da müminlerden olsaydık.”758

116.
Günahın Çeşitleri ve Etkileri

 اَلَّذٖينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ اِلَّا اللَّمَمَ اِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِ هُوَ اَعْلَمُ بِكُمْ اِذْ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاِذْ اَنْتُمْ اَجِنَّةٌ فٖى بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ فَلَا تُزَكُّوا اَنْفُسَكُمْ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقٰى 

“Onlar, ufak tefek kusurları dışında, büyük günahlardan ve çirkin işlerden uzak duran kimselerdir. Şüphesiz Rabbin, bağışlaması çok geniş olandır. Sizi, topraktan yarattığında da ve analarınızın karnında ceninler iken de, en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınanları en iyi bilendir.”

Necm, 32

Her insanın kıymet ve değeri, günah karşısında mukavemet ettiği kadarıyladır. Eğer bir gram altın için günah işlersek, kıymetimiz de bir gramlık olacaktır. Eğer uğruna günah işlediğimiz altın yüz gram olursa, kıymetimiz de yüz gram olacaktır. Hz. İmam Ali (a.s) şöyle buyurur: “Eğer karıncanın ağzındaki buğday kabuğunu almak suretiyle bile olsa günah işlemem karşılığında dünyayı bana verseler, biliniz ki ben böyle bir şeyi asla yapmazdım.”759

Hiçbir Günahı Küçük Görmeyelim

İmam Ali (a.s) şöyle buyururlar: “En kötü günah, insanın bir günahı küçük ve hafif görmesidir.”760

Yakınlığın Ölçütü Günahtan Takvadır

Rivayetlerde şöyle geçer: “Peygamberin dostu, Allah’a itaat eden kimsedir, her ne kadar nesebi yakınlığı olmasa da. Peygamberin düşmanı da Allah’ın emirlerini yerine getirmeyen kimsedir, isterse yakınlarından olsun.”761

Küçük Günahların Büyük Günahlara Dönüşmesi

Bazı etkenler küçük günahların büyük günahlara tebdil olmasını sağlar. Bu etkenlerden başlıcaları; küçük günahta ısrarcı olmak, günahı hafife almak, günah yaparken mutlu olmak, tuğyan ve asi olarak günah yapmak, Allah’ın verdiği mühlete güvenmek, günahı aşikâr yapmak ve günahın büyük ve önemli şahsiyetlerce işlenmesidir.

Günahın Etkisi

Kalbin katılaşması, nimetin kesilmesi, duaların reddedilmesi, rızkın değişmesi, gece namazı gibi bazı ibadetlerden mahrum kalınması, ansızın gelen belalar, yağmurun kesilmesi, evlerin viraneye dönüşmesi, rezillik, ömrün kısalması, deprem, fakirlik ve düşkünlük, sıkıntı ve hastalık, şerir kimselerin musallat olması şeklindeki afetler günahın etkilerine örnek olarak ayet ve rivayetlerde zikredilmiştir.




Yüklə 3,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin