Eşitler Arasında Birinci MK
Milli Mücadele kadrosu kim? MK, İsmet Paşa, Mareşal Fevzi Çakmak, sivil olarak Fethi Okyar, Adnan Adıvar, Asker olarak Refet Bele, Rauf Orbay, Kazım Karabekir… ne yapacakları liste halinde yok ama arayıştalar. MK liderleri mi? Hayır, iş bölümünde kendi payına Anadolu’ya öncelikle gitmesi düşmüş kişi. Çünkü kadroda boşta olan kişi MK’dır. Diğerlerinin İstanbul’da görevleri var. Bu aşamaya kadar eşitler arasında birincidir MK.
İT’nin B takımı dediğimiz üst düzey kumandanlar 30 Ekim 1918’den sonra çoğu İstanbul’dalar ve birbirleriyle temas halindeler. Bunu Kazım Karabekir Paşa’nın, İsmet Paşa’nın anılarından anlayabiliyoruz. Hepsi çok sıkı ilişki içerisindeler ve anlaşılıyor ki bu ekip, gördükleri işgal manzarası karşısında bir şeyler yapılması gerektiğini düşünüyorlar. Bu ekibin tamamı, yaklaşık 6ay-1sene sonra Anadolu’daki Milli Mücadelenin kumandanları olacaklar. Hepsi İstanbul’dan gizlice Anadolu’ya geçecekler. Ama önden giden kişi MK. Milli Mücadelenin lider kadrosu kendi aralarında Anadolu’nun işgalden nasıl kurtarılabileceği konusunda bir planlama yapıyorlar. Bu planlamada hepsi birbirine eşitler çünkü bir defa dönem arkadaşları Harp Okulundan. . Bu bir arkadaşlık ekibi aynı zamanda. MK bu grubun lideri mi? Hayır, eşitler arasında birinci. Hiçbir önceliği ve ayrıcalığı yok. Yalnızca anlaşılıyor ki zamanla, kendi aralarında belirsiz bir plan yapmışlar: İçimizden birinin Anadolu’ya gitmesi lazım (MK), MK 9.ordu müfettişliği görevini bu yüzden kabul ediyor çünkü Anadolu’ya yetkiyle gitmesinin en önemli yolu Vahdettin’in onu 9.ordu müfettişi olarak görevlendirmesi. Bütün bu arkadaşlar birbirinden haberdar olarak ve belirsiz bir planla hareket ediyorlar. MK bir öncü kumandan olarak Anadolu’ya bir çıksın, ne yapılabilir bir anlasın diye gönderiliyor yani karar veriliyor. MK lider değil, primus inter pares. Samsun’a çıktıktan sonra 3-4 hafta yoklama yapıyor etrafı vs. sonra da bu konuda bir örgütlenme yapılabileceğine ikna oluyor çünkü o görevde temas ettiği kişiler ittihatçılardır. İT’nin taşra örgütü ve taşra eliti Milli Mücadele’nin örgütlenmesinde çok önemli bir katkı yapıyor, MK da bunlarla görüşüyor işte. Bunun üzerine Erzurum Kongresi yapılıyor Amasya Genelgesinden falan sonra.
1920-23 arası I. Meclis Döneminde MK Paşa bir lider olarak öne çıkmaya başlıyor. Eşitler arasında birinci konumundan öne çıkarıyor çünkü 1-Meclis Başkanı 2-Başkumandanlık. Bir asker olarak gazi unvanını da alıyor Sakarya Savaşından sonra.
1920-1923 Arasında başkumandanlık meclistedir. MK Sakarya Savaşı öncesinde ani kararlar vermek gerektiği için meclisten geçici süreyle başkumandanlık talep ediyorum diyor. 3 Aylık görevlendirir meclis. Fakat başkumandanlıkta bir problem var, MK tam başkumandanlık istiyor yani meclisin yetkilerini istiyor yani meclis atama yapma azletme kanun koyma vergi koyma gibi yetkilere sahiptir. MK diyor ki benim orduya emir vermem yetmez çünkü çok kritik bir dönem yaşıyoruz ben anlık olarak maddi ihtiyaçlarımız olabilir ordumuzun, vergi koymak da isterim diyor. Bunun üzerine mecliste çok tartışılıyor bu konu. Sen diktatör mü olmak istiyorsun deniyor. Diktatör ama hakaret olarak değil de Roma Cumhuriyeti döneminde kritik dönemlerdekidir. Meclisin bir kısmı sen tek adam olmak istiyor gibisin de diyor. Ama bir yandan da savaşılıyor, bir süre sonra top sesleri Meclisten duyulmaya başlanıyor. Meclis MK’ya Başkumandanlık yetkisini verdi, 3’er aylık sürelerle de uzatıldı hatta.
Başkomutanlık Meydan Savaşının kazanılmasından sonra MK artık karşı konulamaz karizmatik bir liderliğe kavuştu. Hem gazi hem mareşal hem Başkumandanlık Savaşını kazanmış bir kumandan (Sakarya Meydan Muharebesini kazandıktan sonra gazi unvanını aldı mareşalliğe yükseldi 1921).
Cumhuriyetin Kurucusu meclistir, bir kişi değildir. Modern Türkiye’yi kuran bu meclis ve demokratik reflekstir. Peki sonra ne oldu? Milli Mücadele kadrosu arasındaki gerilim nedir? 30 Ekim 1918 Mondros imzalanmış MK İstanbul’a gelmiş, o dönemin kadrosu Milli Mücadele kadrosu oluyor çoğu. Ve MK eşitler arasında birinci, iş bölümü var arkadaşlarıyla arasında. Diğer arkadaşların üstün ve emir veren bir konumda değil MK ve Cumhuriyetin İlanına kadar da konumu primus inter pares. Fakat 1920-23 I. Meclis Döneminde ve özellikle Lozan Andlaşmasının müzakereleri imzalanması süresince Milli Mücadele arkadaşları da MK ve İsmet İnönü’yü kendilerinden habersiz bir müzakere yürütmekle suçlayacaklar. Biz bu müzakereden haberdar edilmiyoruz diyecekler. Mesela Rauf Orbay ben vekiller heyetinin reisiyim (Başbakan gibi) ve benim bir sürü konuşmadan görüşmeden haberim olmuyor. Ali Fuat Cebesoy ben meclis 2. başkanıyım ama benim de haberim olmuyor gibi rahatsızlıklar dile getirilecek mecliste. Bu eleştirilerden sonra Lozan Andlaşması yeni meclis toplanacak seçimler yapılacak yeni meclis imzalayacak ve İsmet Paşa Lozan’dan dönecek. Onun karşılanması esnasında Rauf Orbay ve Cebesoy, İsmet Paşayı karşılamak istemediklerini hatta ayıp olmasın diye seçim gezisine çıkmak istediklerini söyleyecek. MK bunu yapamazsınız istifa edin gelmeyecekseniz diyecek ve ikisi de istifa edecekler. Ve Orbay’ın yerine reis olarak Fethi Okyar seçilecek, MK’nın işaret edilmesiyle. Okyar aynı zamanda içişleri vekaletini de üstünde tutacak, 2 görevi olacak yani. Bundan sonraki süreç ne?
MK cumhuriyetin ilanıyla ve hemen ardından CB seçilmesiyle primus inter pares konum ve rolünden üste çıkıyor. Yani artık Türkiye Devletinin bir numaralı adamı oluyor. Eşitler arasında birinci konumundan direkt birinci konumuna geçiyor, DB oluyor. Lozan’dan itibaren başlayan cumhuriyetin kurucu eliti arasındaki ya da milli mücadele eliti arasında mücadeleyi kazanmış oluyor.
Cumhuriyet ilan edildi. Meşru mu? Meşru. Her türlü mevzuata uygun. Buna uygun olarak MK CB seçilmiş ve primus inter pares değil, rejimin birinci siyasi kişiliği olmuş durumda.
Dostları ilə paylaş: |