Buna rağmen İran’daki Türk yetkililer aşiret kuvvetlerinden ümitlerini kesmediler. Tahran Büyükelçisi Asım Bey 1915 yılı Mart ayında İran’a girmesi kesinleşen I. Kuvve-i Seferiye Kumandanı Halil Bey’e peş peşe telgraflar göndererek onu aşiret kuvvetleri konusunda umutlandırdı. O, Avşarlar da dahil olmak üzere kuzey İran aşiretlerini elde ettiğini belirtiyor, yeterli miktarda silah ve cephanenin gönderilmesi durumunda aşiretleri Ruslara karşı ayaklandırabileceğinden bahsediyordu.30 Halil Bey Asım Bey’e bu çabalarından dolayı teşekkür ederken Başkumandan Vekili Enver Paşa Tahran Büyükelçisi’ne gönderdiği telgraflarda İranlılara verilecek olan top, tüfek, subay, para ve her türlü isteğin karşılanacağını belirterek Asım Bey’i teşvik ediyordu.31
Aslında I. Kuvve-i Seferiye kumandanı Tahran Büyükelçisinin Asım Bey’in hazırlayacağı aşiret kuvvetlerinin Rusları oyalayıcı teşebbüslerde bulunmalarının bile yeterli olacağı görüşünde idi. Halil Bey kumandasındaki Kuvve-i Seferiye 17 Nisan 1915 günü Rusları kovalayarak Urmiye’ye girdiklerinde Urmiye Avşarları da Osmanlı kuvvetlerini bağırlarına bastılar.32
Bu arada Urumiye’de aşiretlerden bir süvari grubu oluşturulmaya çalışıldı. Bu grubun kumandanlığına süvari Binbaşısı İshak Bey erkân-ı harbiyesine de Yüzbaşı İsmail Hakkı Bey getirildi. Aşiret süvari grubunda bir kısım Avşar atlısı da yer aldı. 28 Nisan-1 Mayıs 1915 tarihlerindeki Dilman savaşlarında bu aşiret kuvvetleri de görev yaptılar.33 Dilman yenilgisi üzerine aşiret kuvvetlerinin çoğunluğu savaş sırasında bağlı bulundukları Kuvve-i Mürettebe Kumandanı Binbaşı Salih Bey’i terketmişler, O da kalan birkaç kişiyi de serbest bırakmıştır.34 Ruslar 2 Haziran’da Urmiye’yi zaptettiklerinde bu defa diğer aşiretler gibi Avşarlar da Ruslara meylettiler.
Bu dönemde İran’da dağınık halde yaşamakta olan Avşarlar bulundukları yerlerdeki etkili güce göre tavır alıyorlardı. Duruma göre bazıları Türk, bazıları Alman bazıları da Rus ve İngilizlere meylediyorlardı. Önce Türklere destek olan bir grup daha sonra Ruslara dönebiliyor, Almanları destekleyenler İngilizlere taraftar olabiyordu. Bu kaygan zeminde Avşarlar da kaygan bir politika takip ediyorlardı.
Kazvin, Meyane bölgesi Avşarları genellikle bu bölgeler Rus kontrolünde olduğu için Ruslarla işbirliği içerisinde göründüler. Devletabad bölgesi Avşarları Almanlarla ve Nizamüssaltana ile yakın ilişki içerisinde idiler. Kengaver Avşarları da Almanlarla işbirliğine girdiler. Buralar Rusların eline geçtiğinde de Ruslara yönelme ihtiyacı duydular.
Birinci Dünya Savaşı’nda İran Cephesi’nde Avşarlarla siyasi ilişkilerimiz XIII. Kolordu’nun Hemedan’ı zaptı ve sonrasında Bicar’ın ele geçirilmesi ile birlikte hız kazanmıştır. Savaşın başından beri bir kısım beyanname ve fetvalar Avşarlara ulaştırılmışsa da bu çalışmalardan bir sonuç elde edilememiştir. 18 Ağustos’ta Bicar’ı boşaltmak zorunda kalan Ruslar 6.000’e yakın piyade ve süvari kuvveti bulunan Avşar Emiri Cihanşah Han’ın arazisine sığındılar.35 Bicar’ın elde tutulması Hemedan’ın güvenliği açısından son derece önemliydi. Mülazimi Evvel Yusuf Efendi Bicar Kumandanlığı’na getirildi. Yusuf Efendi Sine Müfrezesi Kumandanı Hacı Arif Bey’e bağlı olarak çalışmaktaydı.36 Ruslara karşı etkili olabilmek için bu bölgede gerçekten önemli bir güç olan Avşarları yanımıza çekebilmemiz lazım geliyordu. Bunun için ise dikkatli bir politika izlemek gerekiyordu. Zira, Sine civarındaki Kürt aşiretleri ile araları açık olan Avşarlar Kürtler Osmanlı Devleti’ne taraftar oldukları için Rus taraftarı gibi görünmekte idiler, Kürt aşiretleri de Avşarları kötülemek amacıyla onları Rus taraftarı gibi gösteriyorlardı.37
Asıl amaçları mal ve mülklerini korumak olan Avşarların öncelikle zamanın icaplarına göre hareket ettikleri görülmektedir. Kolordu’nun Hemedan’ı işgal etmesi ve Bicar’a kadar gelmesi üzerine Avşar Emiri Cihanşah Han Kolordu Kumandanı’na itaat ve bağlılık arzederek cihada iştirak etmek istediğini bildirmiştir. Afşar Emiri 8.000 atlı ve piyade38 ile muharebeye iştirak edebileceği taahhüdünde bulunduğu gibi Kolordu ile irtibata geçmek üzere adamlarından Ali Ekber’i Sine’ye gönderdi. Bunun üzerine Ali İhsan Bey de cihad için gerekli hazırlıklara girişmesini Cihanşah Han’a emretti.39
Ali İhsan Bey 20 Ağustos 1916 tarihinde Cihanşah Han’a gönderdiği telgrafında Hemedan’a bir mutemed adamını ve birkaç atlı göndermesini isteyerek şu talimatı vermiştir.
“Rusları o tarafa katiyyen sokmayınız ve inşa’allah yakın vakitte Kazvin’i feth için yürürken siz de Sultaniye ve Zencan, Müncil taraflarını zabt ve istirdâd ediniz. Şimdilik Sultaniye ve Zencan taraflarına sık sık adam göndererek o taraflarda ve Kazvin ve Reşt taraflarında Rusların ne yaptıklarına dair bana sık sık haber gönderiniz”.40
Ali İhsan Bey’in yanına mutemedi olarak Seyyid Sultan’ı ve beraberinde de birkaç atlıyı Gerus yoluyla Hemedan’a gönderen Cihanşah Han Rusların Avşarlara
ve arazilerine zarar vermesini engelleyebilmek için bir miktar nizamiye askeri ile 4-5 topun kendi yanına gönderilmesini istedi. Bu isteklerinin gerçekleşmesi durumunda Hamse mıntıkasını Ruslardan temizleyebileceği vaadinde bulundu. Avşar emiri acilen hareket edilmezse bütün Zencan ahalisinin Ruslar tarafından katliama uğrayacağı ve mallarının yağma edileceği endişesini taşıyordu.41
Diğer taraftan da Cihanşah Han Türk kuvvetlerini derhal Kazvin istikametinde saldırıya geçmeye teşvik ederek bu durumda Rusların Kazvin’de dahi tutunamayarak hezimete uğrayacakları ihbarında bulunuyordu. Böyle bir harekat başlatılacak olursa Avşarlar da Sultaniye hattından taarruza geçmeyi taahhüt ediyorlardı.42 Öyle anlaşılıyor ki Avşarlar bir an önce bölgelerinin çatışma ve yağma alanı olmaktan çıkarılmasını ve Türk egemenliğine geçmesini arzuluyorlardı.
Bugünlerde Cihanşah Han ile Ali İhsan Bey’in arası gayet iyi idi. Avşar emiri sık sık güven tazeliyor, malının Ruslarca yağmalanmasına ehemmiyet vermediğini Osmanlı Devleti ve İttihad-ı İslam’a sarsılmaz bir bağ ile bağlı olduğunu ifade ediyordu.43
Avşarlardan Kolordu ile irtibata geçen sadece Cihanşah Han değildi. Aka Muhammet Avşar da Ali İhsan Bey’e başvurarak 100 atlısı bulunduğunu ve İslam Ordusu emrinde hizmet görmek istediğini bildiriyordu. Ali İhsan Bey ise bu kişiden Ave ve Kazvin yolu üzerindeki Rus kafilelerine ve Rusların erzak ve cephane kollarına hücum ederek mümkün olduğu kadar esir ve ganimet elde etmesini, Rusları sürekli taciz etmesini ve göndereceği beyennameleri de civar köylere dağıtmasını istedi. Her esir için mükafat vereceğini bildiren Kolordu Kumandanı Aka Muhammed’den Kazvin yakınına gelindiğinde kendisini ziyaret etmesi ricasında da bulundu.44
Kolordu kumandanı’nın Avşarlardan beklentisi Gerus’daki Türk kuvvetleri ile işbirliği yaparak Ruslar’ı sürekli olarak rahatsız etmesi idi. Kolordu kumandanı Avşarları teşvik için elde edecekleri ganimetlerin kendilerine helal olduğunu iletiyor, bu ganimetleri onlara bırakacağı taahhüdünde bulunuyordu.45
Buna rağmen Avşarlardan tam olarak emin olunamadı. Zira, Bicar’daki Türk yetkilileri Cihanşah Han’a güvenmiyorlardı. Tereddüt içerisinde idiler.46 Elde edilen istihbarî bilgiler de bu istikamette idi. Türk istihbaratına göre Cihanşah Han’ın adamları Rusların Zencan’dan Bicar’a taarruz edecekleri yolunda asılsız haberler uydurmuşlar ve kendileri firar ettikleri gibi şehir ahalisi ile Serdar Muktedir kuvvetleri ve Mündemi Aşireti’nin de firarına sebep olmuşlardı.47 Oysa Avşarların ilettikleri bilgiler doğruydu. Nitekim Rus taarruzları karşısında Yusuf Efendi kuvvetlerinin de tutunamamaları üzerine Bicar kaybedildi. Ruslar 29 Ağustos’ta 1 alay süvari ve 1 batarya toptan oluşan kuvvetleriyle Bicar’a yerleştiler.48 Burada Avşarların verdikleri istihbarat değil belki ciddi bir şekilde savaşmamaları eleştiriye tabi tutulabilir.
Ancak, 3 Eylül’de asker ve mücahitlerden oluşan Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Bicar’ı Ruslardan geri aldılar. Şehri boşaltan Ruslar 35 ölü verdikleri gibi birçok silah ve cephane de bırakmak zorunda kaldılar. Osmanlı müfrezesi ahali, ayan ve mücahidîn tarafından tantanalı bir şekilde istikbâl edildi. Ancak, Mülâzım-ı Evvel Yusuf Efendi Bicar’dan Avşar arazisine firar etmiş olan Rusları takip edip etmemek hususunda tereddüt gösterdi.49 Bunun üzerine Ali İhsan Bey Yusuf Efendi’yi uyararak tereddütlerini ortadan kaldırmaya çalıştı. O, bu konudaki telgrafında özetle şunları yazıyordu:
“Avşar da bizimle beraberdir. Kendisine hürmet etmelisiniz. Kürdistan aşairi ile Avşarlar arasında hüsn-i münasebet olmadığını haber aldım. Bunun için Kürtlerin Avşar arazisine tasallut ve tecavüzlerine kat’iyyen meydan vermeyiniz.”50
Bu arada Ali İhsan Bey Savuçbulak Şehbenderhanesi Süvari Binbaşısı Muhtar Bey’in maiyetine “iyi binici ve cesur bir zabit namzedi” ile birkaç atlı vererek Avşarlar nezdine göndermeye karar verdi. Ali İhsan Bey’in Avşarlar üzerinde etkili olabilmek için gösteriş yönünü özellikle dikkate aldığı görülmektedir. Aşair nezdinde iyi bir intiba uyandırabilmek için hayvanlar en kuvvetlilerinden seçildiği gibi askerin giyimi ve hayvanların techizatının çok iyi olmasına dikkat edildi.51 Daha önceki bir tarihte Mülâzim-i Evvel Şevki Efendi de beraberinde birkaç atlı olduğu halde Avşar bölgesine gönderilmişti.52
Diğer taraftan Kolordu Kumandanı Muhtar Bey’e Avşar Kumandanı unvanını da verdi. Avşar Kumandanı Muhtar Bey’e53 verilen talimatname şöyledir:
1- Avşar Kumandanlığı’na tayin edildiniz.
2- Avşar aşiretinden lehimize bilfiil istifade temini vezâif-i esasiyenizdir. Bilhassa bunlardan her hafta 5-6 yüz kadar atlı ile Rusların menzil hatlarına akınlar icrası, kâfile ve kollarını vurmak ve ganâim ve esir almak ve her suretle Rusları taciz etmek matlûb olup bu hususta alacağınız ganâim ve bana göndereceğiniz üserâ faaliyetiniz hakkında bir fikir verecektir. Bu akınların Ave ile Kazvin arasında menzil hattına yapılması lâzımdır.
3- /./Rusların Hemedan-Zencan, Hemedan-Bicar yoluna tecâvüz etmelerini mâni olunuz.
4- Aşiretlerden hizmeti sebk edenlere suver-i muhtelifede mükâfât veririm. Ancak, her halde bir semere-i nâfia olmalı ve her taltif için böyle bir vesile ile vucûha sizden inhâ yapılmalıdır.54
Ali İhsan Bey Cihanşah Han’dan da Avşar arazisine Rusları sokmamasını, Hemedan-Zencan yolu üzerindeki Tepedibi ve Kalacık taraflarına birkaç yüz atlı göndererek Rus Kazaklarının Hemedan-Zencan ve Hemedan-Bicar yoluna tecavüz etmelerine engel olmasını istemiştir. Kolordu Kumandanı Avşarların Rus kafilelerini vurup yağma etmeleri gerektiğine değinerek ele geçirilen malların fi-sebil-illah cihad edildiği için ganimet niteliğinde olduğuna bir kez daha dikkati çekmiştir.
Aşiretleri kendisine bağlayabilmek için Türk kuvvetlerine olan güveni güçlendirmek isteyen Ali İhsan Bey Kolordu’nun gerçek gücü ile bağdaşmayan, ancak, Avşarları motive etme amacına yönelik teşvik ve taahhütlerden de geri kalmadı. Bu konuda örnek olmak üzere Avşar emirine gönderdiği bir telgrafından şu cümleleri aktarmak istiyoruz
”Ahvâl-i harbiye pekçok şerâite tabi olduğundan Kazvin, Tahran, Zencan, Müncil istikametlerine nasıl ve ne zaman yürüyeceğimi bu şerâite göre ben tayin ederim. Size şunu söyleyeyim ki bu zaman pek karîbdir ve ben yürüdüğüm zaman hiçbir Rus kuvveti önümde sebât edemez. Bu defa öyle hazırlanıyorum ki tâ Reşt’de soluğu alarak Ruslara vapura binmeye vakit bırakmayacağım. Diğer taraftan Tahran için ayrı bir ordu ve Azerbaycan için ayrı bir ordu hazırlıyorum. Onlar bir taraftan Tahran’ı ve diğer taraftan Azerbaycan’ı ve Tebriz’i zaptedeceklerdir”.55
Öte yandan Avşar Kumandanı 8 Eylül’de Bicar’a gelmiş ve parlak bir törenle karşılanmıştır. Yolculuk sırasında Sine-Süleymaniye yolu üzerinde bulunan Avramaniler ve Merdanilerden bir kısım atlılar da Muhtar Bey’e katılmışlardır.56
Bu arada Avşarların merkezi Gerus’a gelen Rusların geri atılmaları ve kasabanın tekrar ele geçirilmesi sırasında yararı dokunan Avşar emirine harp madalyası verildi.57
Sine Müfrezesi’nden Bicar’a gelmiş olan aşair kuvvetleri Sine’ye dönünce Avşar Kumandanı Muhtar Bey Bicar’ın boş kalmaması için Emir Avşar’ın 2-3 yüz atlı göndermesini emretti. Ayrıca Zencan ile Bicar arasındaki Yasıkend’de Bahadırüssultan adındaki birisinin 60 kadar atlısını görevlendirdi. Burası Rusların daimi postası bulunan Yenikend Köyü ve köprüsüne 6 saat mesafeda idi.58
Ancak, Emir Avşar kendisine sadece bir kumandan gönderilmesinden memnun değildi. O, birkaç top ve bir miktar nizamiye kuvvetinin de gönderilmesinde ısrar ediyordu. Bu sayede civar aşiretlerin toplanmasının ve kendi kuvvetlerinin de canlanmasının mümkün olabileceğini ifade ediyordu.59 Cihanşah Han’ın amacının öncelikle Avşar topraklarına girerek ahaliye şiddet gösteren ve mallarını yağmalayan Ruslara engel olmak olduğu anlaşılıyordu.60
Fakat, Kolordu kumandanı bu isteğe olumsuz cevap verdi. Emirin Zencan’daki 400 Kazak’tan çekinmesini doğru bulmadığına işaret eden Ali İhsan Bey 7-8 bin Avşar atlısının cüzi sayıdaki bu Kazak kuvvetini tükürük ile dahi boğabileceğine dikkat çekti. Ali İhsan Bey Avşar Kumandanı Muhtar Bey’den Bicar’daki aşiretlerden ve Avşarlardan da yararlanmak suretiyle Yenikend Köyü’ndeki Rus postasına ve Zencan’daki Rus kuvvetlerine baskın yapmasını istedi.
“Aşiretler kendilerinin muhâfazası için bizden asker isteyeceklerine bilakis kendileri Asker-i İslam’a yardım etmekle, hiç olmazsa kendi memleketlerine düşman sokmamakla İslam ordusuna muâvenet etmelidirler.” diyen Kolordu Kumandanı Avşarların endişelenmelerini gerektirecek hiçbir durumun mevcut olmadığı görüşünü onlara empoze etmeye çalıştı. Ona göre Rusların Müncil’e ve Zencan havalisine kuvvet sevketmeleri Türkler’in Zencan üzerinden kestirme yoldan Müncil’e ilerleyecekleri endişesinden kaynaklanmaktadır.61
Öte yandan Cihanşah Han ailesini 13 Eylül günü büyük bir kafile ile Kirmanşah istikametinde yola çıkarmayı kararlaştırdı. Güvenlik gerekçesiyle bu yola başvuran Avşar emiri 250 atlı ve 100 piyadeden oluşan kafileye 600 de hayvan ilave etmiş idi.
Ali İhsan Bey Kirmanşah Menzil Hattı Kumandanlığı’na, Hanikin, Horasan ve Kazımiye kaymakamlıklarına ve VI. Ordu Kumandanlığı’na Bağdat’a gidecek olan Emir’in ailesine gerekli kolaylığın gösterilmesi için tebligatlarda bulundu.62 Bu doğrultuda Bicar Kumandanı da kafileye 10 kadar muhafız ayırmış ve ellerine vesika vererek 2 Ekim’de Bicar’dan hareket ettirmiştir.63
Öte yandan Eylül ortalarında Bicar’da siyasi durum Osmanlılar aleyhine dönmeye başladı. Bicar ileri gelenleri Emir Muktedir’i hakim yaptılar. Edinilen istihbarata göre Emir Muktedir Cihanşah Han’ın Ali İhsan Bey’e yazdığı telgrafı telgrafhaneden çalarak Baratov’a göndermişti.64 Kolordu Kumandanı Bicar’daki temsilcimiz Yusuf Efendi’ye hükümet işlerine müdahale etmemesini emrettiği için Yusuf Efendi pasif kalmış ve Bicar’da bu gelişmeler olmuştu.65
Emir Muktedir ve yakın adamlarından Beni Efendi Bicar’daki Aşair Kumandanı Yusuf Efendi’ye zorluk çıkarmaya başladılar. Aşaire Osmanlı kuvvetlerine iaşe maddeleri satmamaları konusunda baskı yaptılar. Aşiret kuvvetleri içerisinde fitne-fesat çıkararak çoğunu kaçırttılar. Hatta, Yusuf Efendi’ye aşairi dağıtması teklifinde bulunmaktan bile çekinmediler. Yusuf Efendi Gerus ahalisi Bicar’ı müdafa edebilecekse ve silah altına gireceklerse aşairi başka bir yere gönderebileceğini söyledi.66
Aslında Bicar halkındaki bu değişikliğe Kolordu’nun Hemedan’da beklemesi sebep olmuştu. Avşar
Kumandanı Muhtar Bey, Ali İhsan Bey’e gönderdiği telgraflarda güce itibar eden aşaire Osmanlı’nın gücünü ispatlamak lazım geldiğini sık sık vurguladı. Muhtar Bey 2.000 asker, birkaç top ve makinalı tüfek gönderilmesi durumunda aşairden 10.000 kişilik bir kuvvet toplayabileceğini ve Ruslara karşı etkili olabileceğini bildiriyordu. Aksi takdirde Osmanlı ordunun ilerlememesinden dolayı ümitsizliğe düşmüş olan halkın Ruslara boyun eğmesine muhakkak nazarıyla bakıyordu. Muhtar Bey bu durumda kendi adamlarının dahi dağılabileceği uyarısında bulunuyordu.67
Bu tarihlerde Bicar’da Muhtar Bey’i doğrulayan bir gelişme daha oldu. Bicar ulema ve sâdâtından oluşan bir heyet Emir Avşar’ı ve Muhtar Bey’i ziyaret ederek Rusların Bicar’a yürüyerek katl ve garatda bulunmalarından korktukları için aşair kuvvetlerinin şehirden uzaklaştırılmasını istediler. Bicar ileri gelenleri aşiret kuvvetlerinin Rusların düşmanlığını şehir üzerlerine çekmekten başka bir işe yaramadığı düşüncesinde idiler.68
Bicar’da aleyhimize dönmeye başlayan siyasi gelişmeler69 ve Emir Avşar’ın taleplerinin Kolordu’ca karşılanmaması gibi sebepler yüzünden Cihanşah Han bizimle olan ilişkilerinde daha da ölçülü davranma ihtiyacını duydu. Avşar Emiri diğer taraftan da Ruslardan aldığı nişanın hatırı ve onların galip gelme ihtimali düşüncesiyle Ruslara mektuplar göndererek kat’iyyen bitaraf kalacağı taahhüdünde bulundu.70 Cihanşah Han bu taahhüdünün gereği olarak Bicar’dan Kurve’ye kadar olan telgraf tellerini kestirdi.71
23 Eylül’de İran Cephesi’nde umumi taarruza geçen Ruslar Bicar Cephesi’ni kendileri için uygun bir durumda yakaladılar. Ruslar 1 süvari alayı ve 2 toptan oluşan bir kuvvetle Bicar’da Hacı Arif Bey kumandasındaki aşiretlere taarruz ederek şehri zaptettiler. Şehrin savunulmasında ne Emir Muktedir, ne Bahadır Sultan ve ne de Emir Avşar’dan hiçbir fayda sağlanamadı.
Bu çatışmalarda 2-3 bin Avşar atlısının Hacı Arif Bey’i yalnız bırakmaları Kolordu Kumandanı’nı çok kızdırdı. O, Nizamüssaltana’ya gönderdiği bir şikayet yazısında Cihanşah Han için “iki yüzlü ve sözüne itimâd edilen bir adam olmadığını arzeyleyelim” diyordu.72 Diğer yetkililer de Avşar emirine güvenmiyorlar ve ilk fırsatta Ruslar’la teşrik-i mesai içerisine gireceği kanaitini taşıyorlardı.73 Zaten Emir’in damadı Karinüssaltana’nın Rus taraftarı olduğu da biliniyordu. Bu kişi Rus ileri harekatı sırasında Baratovla beraber Kasr-ı Şirin’e kadar gelmişti.74
Diğer taraftan Rusların Emir’e göndermiş oldukları bir başka telgraf da Cihanşah Han’ın Ruslarla işbirliği içerisinde olduğu şüphesini artırdı. Ruslar 24 Eylül tarihli telgraflarında Cihanşah Han’ın hatırı için atlılarını Zencan-Bicar yoluna göndereceklerini belirterek ondan Osmanlılarla ilişkisini kesmesini istediler.75
Öte yandan Bicar’ın elde tutulmasına büyük önem veren Ali İhsan Bey zaman kaybetmeden yeni bir taarruz harekatı başlattı. Hanikin Hudut Taburu, 14. ve 15. İstihkam Taburları ile 2 adi cebel topunu Hacı Arif Bey’in kumandasına vererek Bicar üzerine sevketti. Bu birlik 1 Ekim tarihinde Bicar’ı kurtarmaya muvaffak oldu.76 Bu çatışmalarda Ruslara 30 kadar ölü verdirilmiş olup bir kısım silahlar ile 14 sandık cephane ve çok sayıda at ganimet olarak elde edilmiştir.77
Cihanşah Han’ın her iki tarafı da oyalayıcı bir siyaset güttüğü anlaşılmaktadır. O, bir taraftan Ruslara bitaraf kalacağını vaad ediyor, diğer taraftan da Türklere Ruslar’ı iğfalen böyle söylediğini ifade ediyordu. Hemedan’a gelerek Kolordu’ya katılmak istemiyor, şimdiden Hemedan’a gelirse Rusların bunu husumet talakki ederek aşiretinin gerilerini yağma ve harab edeceği bahanesini öne sürüyordu. Avşar emiri oğlunun Avşar içine gidip orada bekleyeciğini ve Türk ordusu ileri harekatı başlattığı zaman verilecek talimata göre Rusların yanlarına hücum edeceğini belirtiyordu. Ali İhsan Bey ise Avşar emirinin oğlunu ve Avşar reislerini derhal Hemedan’a göndermesini talep etti.78
Kolordu Kumandanlığı Emir’in oğlunun Bicar’da toplanan Gerus atlılarıyla beraber Rusların yanlarına hücum etmesini istedi. Aksi takdirde düzenli birliklerle beraber aşairin Avşar arazisi içinden geçerek Ruslara saldıracakları ve bu esnada Avşar köylerine bir zarar gelirse mesuliyet kabul edilmeyeceği uyarısında bulundu.79 Tabii ki bu uyarı Avşarları harekete geçirebilmeye yönelik bir taktik özelliği taşıyordu.
Hem Ruslar hem de Türkler tarafından sıkıştırılan Emir Avşar sonunda Kirmanşah’a ailesinin yanına gitmeye karar verdi. Ali İhsan Bey bu kararı öğrendiğinde Muhtar Bey’den Emir’i engellemesini istedi. Avşar emirinin yolculuğunu engellemeye yönelik bir kısım vaadlerde de bulundu. Kolordu kumandanı telgrafında şunları yazıyordu:
“Ordunun tevakkufu muvakkattır. Revandiz cihetinden Azerbaycan’a ilerleyecek VII. Ordumuzla tevhîd-i hareket için bundan başka yakında başlayacak ileri harekette soluğu Reşt’de almak istediğimiz için esaslı hazırlıklar yapıyoruz. Birkaç güne kadar 50.000 kişilik bir kuvvet daha size iltihâk edecektir. Moskoflar tel örgülü tahkimât yaptığı için onları birkaç dakikada perişan edecek ağır toplar ve obüsler geliyor.”80
Bu uyarıya ilâveten Cihanşah Han’ı kararından vazgeçirebilmek için ayrıca yeni bir harp madalyası veril-
mesi yoluna da gidildi. Ancak, verilen madalya da Avşar emirini kararından döndüremedi.81 Muhtar Bey’in çabaları da bir fayda vermedi.82
Cihahşah Han’ın kararından vazgeçmemesi Ali İhsan Bey tarafından sertçe uyarılmasına sebep oldu. Avşar emiri bu sert uyarı üzerine “Ailemi Irak-ı Arab’a gönderdim. Eğer münâfık ve İran’a dost olmasaydım sâirleri gibi yapardım”diyerek sitem etme yolunu tuttu.83
Cihanşah Han’ı durduramayacağını anlayan Ali İhsan Bey Emir Avşar’ın Salabad’a gelerek kendisiyle görüşmesini istemişse de Cihanşah Han bu emri de dinlemedi.84 Hemedan Ordusu ilerlemedikçe Avşar kuvvetlerinin de ilerlemeyeceğini söyleyen Cihanşah Han85 Muhtar Bey’e “işi uzattınız artık şimdiden sonra Rusların tarafını iltizâm edemeyeceğimden bizzarûre evlâd-ı ıyâlimin yanına hareket edeceğim.”86 diyerek Kurve’ye uğramadan Kirmanşah’a hareket etti.87
Bunun üzerine Kirmanşah’daki ataşemiliterimize başvurularak Emir Avşar’ın atlılarını toplayıp Bicar’daki ordumuza iltihak etmesinin temini istenildi. “Bu kadar büyük bir aşiretin İran’ın tahlisi muharebesinde hiçbir hisse-i iftihârı olmaması cidden şâyân-ı teessüf olacak.”88 sözleriyle Avşarlar üzerinde psikolojik baskı yaratılmaya çalışıldı. Bu arada Emir Avşar’dan hiçbir sonuç elde edilmezse oğullarından birisinin Ali İhsan Bey’in maiyetine alınarak taltif edilmek suretiyle Avşarların kazanılması da düşünüldü.89
Ancak, yine de Ali İhsan Bey 8 Ekim’de Kirmanşah’daki ataşemilitere bir kez daha başvurarak Emir Avşar Kirmanşah’a gelirse ikna edip derhal kendisine göndermesini istedi. “Eğer iştirâk etmezlerse bilcümle aşair kendisini küfür ile ithâm edeceklerdir. Arazi ve emlâkine vaki olacak saldırıları men’edemeyiz.” ikazında bulundu.90
Emir Avşar Kirmanşah’da fazla durmadı. Bir süre sonra da rahatsızlığını beyan ederek sıcak bir yere gitmek üzere Kasr-ı Şirin’e hareket etti.91 Emir 2 Kasım’da Serpol’e gelmiş ve 3 Kasım’da da 150 atlısıyla Luristan Valisi Hüseyin Kulu Han’ın oğlunun yanına gitmiştir.92 Cihanşah Han’ın mümkün olduğu kadar Ali İhsan Bey’in tesirinden uzak kalmak istediği anlaşılmaktadır. Fakat, yine de Avşarlar gibi güçlü bir aşiretin önemi ve bu aşiretin kazanılmasının kuzey aşiretleri üzerinde uyandıracağı olumlu tesirler göz önüne alınarak dikkatli davranıldı.
Ömer Fevzi Bey’in 8 Ekim tarihli telgrafı Emir Avşar’ın ve diğer aşiret reislerinin davranışlarını açıklayabilecek mahiyettedir. Ömer Fevzi Bey şunları yazmaktadır:
“İran zenginleri devletin istikbâlinden kat-ı ümid edip yalnız köyünün mahsulünü muhafaza derdine düşmüşlerdir. Bunlar menâfi-i şahsiyetlerini istikamet ile değil entrika ile temine mecbur kaldıklarından bu adetten kolayca ayrılmazlar. Bu müşkil ahvâl tahtında yegâne düstur bîtarifidir. Ruslara bîtaraflığı ücret ile satarlar, bize Müslümanlık hatırı için ikram etmiş olurlar. Emir bizim muvaffak olduğumuzu ve kendi hissiyatımızı meydana çıkarmayı ister. Fakat bir daha Rusların hakk ile yeksân ve kendisinin Bağdat’a ilticaya mecbur olacağını bilir ve korka korka hep bunu düşünür. Bu rüesânın siyasetidir.”93
Bu arada Kirmanşah Hükümet-i Muvakkası Reisi Nizamüssaltana da Ali İhsan Bey ile Cihanşah Han’ı uzlaştırmaya çalıştı. Bu çabalar neticesinde Avşar emirinin damadı Karinüssaltana Kolordu’dan talimat almak üzere Hemedan’a geldi. Ali İhsan Bey Karinüssaltanayı 2-3 gün süre ile Hemedan’da tutarak ona bir talimat vermiş ve Avşarlardan beklentilerini dile getirmiştir.94
Cihanşah Han bütün bu pazarlıklar sonucunda oğlunun kumandasında büyük bir kuvvetin Hamse mıntıkasında bulundurulmasına razı olmuştur. O’nun gerçek amacının sadece Avşar arazisini ve mülkünü koruyabilmek olduğu ortada idi. Avşar emiri bu amacını Hamse mıntıkasının Bicar, Sakız ve Sine’nin savunulması açısından stratejik öneme sahip olduğu tezi ile de destekleyebiliyordu.
Dostları ilə paylaş: |