Batılıların ve Komitecilerin tahrikleriyle şartlanmış Ermenilerden uysallık göstermeleri beklenemezdi. Adana’da Türklerin elindeki silahlar tehdit yoluyla toplanıyor, silahlandırılan Ermeniler tarafından her gün birkaç Türk katlediliyor, Ermenilere kurdurulan Tesviye-i Mesalih Komisyonları marifetiyle Türklerin emvaline el konuluyordu.
10 Ocak 1919’da Kahyaoğlu Çıvarında Abdo Ağa’nın Çiftliği’ni basan askeri kıyafetli 15 Ermeni, Abdo Ağa, kızı ve savunmasız 15 işçisini katlettiler.107 Adana Emniyet Müdür Muavinliği’ne getirilen Kel Parsumoğlu Vahan marifetiyle Ermenilerin yağma ve katletme olaylarını108 artırmaları üzerine, 19 Şubat’ta toplanan İngiliz-Fransız savaş komitesi Ermeni lejyonlarından bir kısmının109 dağıtılmasına karar verdi. Adana Valisi Haşim Bey110 Anadolu dışına sürgüne gönderildi. Adana bağlarında ve mahallelerinde adları tespit edilemeyen Türklerin katlinden sonra 25 Şubat 1919 Salı gecesi sarraf Vanlı Ahmet Efendi’nin Saracan Mahallesi’ndeki evi komşusu Agop ve 15 kadar Ermeni askeri tarafından basıldı. Ahmet Efendi katledildi. Çocuğu dipçikle yaralandı. Boğulmaya çalışılan karısının feryatları üzerine kaçan Ermeniler evden çok sayıda para ve mücevheri gasp ettiler.111
Adana 4 Mart’ta bağ evinde katledilen Dellal Ahmet’in112 haberi ile çalkalandı. Şehrin saygın ailelerine dayak atılmak, ucu telli kırbaçlarla çarmıha germek suretiyle113 gözdağı veren İngiliz-Fransız askeri yetkililerinin ve Ermeni zulmü nedeniyle Türkler, Ermenilerin semtlerine114 gidemez oldular.
Kolonel Normand adlı İngiliz subayı, Kara Yusuf çetesini arama bahanesiyle avdan dönen Sislioğlu Ali Ağanın infazını Ermenilere yaptırdı. Kayıkçılar ve çiftliklerdeki Türklerden yakalananlar, çeteye yardım ettikleri iddiasıyla, Karşıyaka ve Kumluk meydanında115 Ermeniler tarafından kurşuna dizdiriliyordu. Adana’da güzel sesiyle tanınan Dabağoğullarından Ragıp, Kızıl-dağ Yaylası civarında dönüş hazırlıklarını yaparken, Kuzucuoluk Ermenileri tarafından gözleri oyulmak suretiyle şehit edildi. Hafızın iki arkadaşı ise başları kesilerek116 katledildi. Bremond, çete oldukları suçlamasıyla birçok Müslümanı kurşuna dizdirdi.117
Heyet-i Temsiliye Çukurova’da olanlardan haberdardı. Bölgenin milis kuvveti kullanılarak kurtarılması amaçlanmıştı. Bu yönde yayın yapan basında Fransızları tahrik edici ifadeler yer almazken, Ermenilerin yaptıkları mezalim için zaman zaman “vahşet”118 yakıştırması yapılmıştır.
“Zavallı Adana daha ne kadar katil ellerde kalacaktır” diye yakınılan Adana’da hükümetin acizliği119 Türk milletine şikayet edildi. Fransızlar Adana Vilayet bütçesine el koymuşlar,120 silahlandırmaya devam ettikleri Ermenilere her gün sekiz on Türkü121 kurşuna dizdirmeyi sürdürdüler. Halk can, ırz ve namusundan emin olmadan gün geçirmektedir.122
22 Aralık 1919 Pazartesi Adana’nın Eski İstasyon civarındaki Ermeni mahallesinde 14 yaşlarında parçalanarak öldürülmüş bir Türk çocuğunun cesedi bulundu.123 Gülek Boğazı’nda 3 Türk jandarması da Ermeniler tarafından çok feci şekilde katledilmişti.124 Fransızlar zulümde Ermenileri aratmıyorlardı. İloğlu Köyü’nü işgal ettikleri sırada İslam halkı bir eve toplanarak, çoluk-çocuk demeden 20 kadar nüfusu katletmişlerdi.125
Adana’da 1920 Yılı Katliamları
Ermenilerin taşkınlıkları nedeniyle Adana esnafı dükkanlarını kapatmış, halk komitecilerin nutuklarıyla
intikam naraları atan Ermenilerin insafına terkedilmişti. Kenarda bucakta yalnız yakalanan Türkler üzerinde imha politikası devam etmekteydi. 2 Şubat 1920’de Ermeni gençlerine silah dağıtılacağı haberinin126 ardından, 10 Ocak’ta biri İncirlik yolu üzerinde, diğeri Şakirpaşa yönünde şehre gelen iki Türk komiteciler tarafından şehit edildi127 Fransız subayları Ermenilerle birlikte varlıklı Türklerden tehditle rüşvet ve para toplamaya128 başladılar.
Maraş’taki Türk direnişi üzerine, Fransızlar 27 Ocak-4 Şubat tarihlerinde Beyrut’tan altı tabur asker sevki yaptılar.129 Ermeni ve Asurilere silah dağıtımı130 yapılırken, Avrupa kamuoyunu yanlış haberlerle131 etkilemeye çalışıyorlardı.
22 Şubat’ta Sırkıntı nahiyesinden hayvan almak üzere Adana’ya gelmekte olan Beğceli Köyü’nden Hacı Mehmed oğlu Mehmed ve arkadaşı Emir Ali, aynı nahiyenin Danacılar Köyü’nden Hatib’in oğlu Abdulkadir ve amcazadesi Osman ve Sarıgeçit merkez nahiyesinin sabık muhtarı Hallacoğlu Mehmed güpe-gündüz önlerine çıkan 7 silahlı Ermeni tarafından feci şekilde katledildiler.132
6 Mart 1920’de Bağlar bekçisi Karaköse oğlu Mustafa’nın yeğeni Dadağ Mahmut, Ermenilerin pususuna düşerek öldürüldü. Aynı gün, Kozan’a yarım saat mesafede Uyuzpınar mevkiinde posta sürücüsü olan Hasan Ağa da Ermeni çetelerince katledildi. 7 Mart gecesi Kayarlı Karakol Kumandanı Mustafa Efendi’yi karakolda bulunan Ermeni Jandarmaları, uyurken öldürerek firar ettiler.133 13 Martta şehirde müthiş bir patlama oldu. Abidinpaşa Caddesi’nde Ermeni Kilisesi Piskopusu Muşeg’in evinden papazın kardeşinin, Arşak’ın ve 5 Ermeninin cesedi çıkarıldı. Yıkıntılar arasında yapımı yarım kalmış 600 bomba, 8 Alman mavzeri ve binlerce mermi bulunması134 masum! Ermenilerin ne tür oyuncaklarla uğraştığının göstergesiydi.
6 Nisan’da Adana’nın eski ailelerinden olan Abuzade Ali Efendi, bağına giderken gündüz vakti Ermeniler tarafından öldürüldü. Aynı gün gece yarısı 6 kişilik bir Ermeni çetesi Bahçelidam’da Kaplan Bey’in çiftliğini basarak iki ameleyi, bir bekçiyi öldürdüler.135 10 Nisan’da Belemedik’i düşüren Milli Kuvvetler, Ermenilerce yüzlerine katran sürülerek, güneşin altında günlerce bırakıldıktan sonra ölen birçok Müslümanın cesediyle karşılaştılar. 30 Nisan’da demiryoluna bomba koydukları iddiasıyla üç Türk kurşuna dizildi136 Ermenilerin şuursuzca Türklere saldırmalarının nedeni, 11 Şubat 1920’de Maraş’tan atılmalarının kızgınlığından kaynaklanan intikam alma saplantısıydı.
Fransızların en güvendiği Pozantı Garnizon Kumandanı Binbaşı Mesnil, 19-21 Mayıs 1920 II. Kavaklıhan Muhaberelerinde taburu ile küçük sayıdaki Milli Kuvvetlere yenilmiş, daha sonra da çıkış yapmak için geldiği Karboğazı’nın Panzın Çukuru mevkiinde 42 Türk köylüsüne137 teslim olmuştu. Çukurova’da Türk direnişinin gelişmesi karşısında TBMM hükümetini muhatab kabul eden Fransız hükümeti, Robert’de Caix başkanlığındaki heyetin Mustafa Kemal Paşa ile 23 Mayıs 1920’de görüşmesini sağladı. Sonuçta 29-30 Mayıs 1920 gece yarısından geçerli olmak şartıyla 20 günlük ateşkes anlaşması imza edildi.138
Geçmiş tarihte olduğu gibi, Fransızlar bu ateşkesi kuvvetlerini takviye etmek, Antep, Maraş ve Pozantı bozgununun olumsuz izlerini silmek amacıyla yapmışlardı. Ateşkese rağmen, 3 Haziran’da Gök Alioğlu Duran Ali ile 5 adamının, Karaoğlanlı Köyü’nden 10 Türkün Ermenilerce katledilmesi139 bunun göstergeleriydi. 15 Haziran’da topluca imhasına çalışılan İncirlik’in boşaltılmasının ardından köy Ermenilerce yakıldı.140 Olanlardan habersiz ele geçirilen Cingöz Bekir, İskender, Mehmet Şerifi karısı Hediye ve iki oğlu Ermenilerce katledildi.141 Kozan’ın Karacaali Köyü’nden olan Arap Mehmet’i kurşunla yaralayan142 Ermeniler 4 çobanı öldürdüler. Kulaklarını ve diğer uzuvlarını keserek143 vahşet sergilediler.
11 Haziran 1920 Kahyaoğlu Katliamı’nda 43 erkek, 21 kadın ve sayısı belirlenemeyen çocukların acıklı sonu144 Adana’yı ve Ankara’yı yasa boğdu.
Ermeniler 12 Haziran 1920 Cumartesi günü Adana bahçelerinde halka ateş açarak 2 kişiyi öldürdüler 7 kişiyi de yaraladılar.145 14 Haziran’da Çameli ve Gürcüler köylerinde 5 kişi hariç toplu katliam yapıldığı haberi146 şehir halkını inletti. 15 Haziran’da Camili ve Dedepınarı147 köylerini basan 575 kişilik Ermeni-Asuri çetesi toplam 95 nüfus Türkü Ceyhan nehri kıyısında katlederek suya attılar.148
Osmaniye’nin Hasanbeyli nahiyesinde Ermeni Cumhuriyeti kurduğunu ilan eden149 Manok Şişmanyan, Abidinpaşa Caddesi’ndeki Ermeni Kilisesi’ni katliam yeri haline getirmişti. Katledilen Türklerin kemiklerinden yığınlar oluşmuştu.150 Kozan’da binlerce Türk acımasızca katledildi. Muhasebeci Hamdi, Yazı İşleri Müdürü Ali Rıza, Emekli Yüzbaşı Mehmet Beyler Ermenilerin işkencelerinden sonra fırına151 diri diri yakılmak suretiyle katledildiler.
Osmanlı idaresinde Türlere göre çoğunlukta bulunan Ermenilerin etkin olduğu Haçın sayesinde Ermeniler mebus çıkarmışlar, Amerikalı misyonerler burada ko-
lej bile açmışlar152 çoğu zaman Fransa, Rusya ve Amerika ile temas ederek bağımsızlık yollarını araştırmışlardı.
Fransız işgaliyle birlikte 1915 tehcirinden dönen Ermeniler Haçın’a akın ettiler. Fransız işgali, yıllardır hayallerini kurdukları bağımsız Ermenistan düşünü gerçekleştirebilirdi. Bu nedenle Adana ve Haçın’a nüfusta görülmeyen organizatör ihtilalciler doluşacaktır. İlk iş olarak Türk memurların işine son verildi. 1909 Adana Olaylarında yönlendiricilik yapan Çalyan Karabet Kaymakamlıkla görevlendirildi. 12 kişiden oluşan intikam komitesinin başkanı Terziyan Manik’in oğlu Aram Çavuş’tu. Kazadaki Ermeni Milli Meclisi’nin aldığı karar üzerine her biri 700-800 kişiden ibaret silahlı iki tabur kuruldu. Fransız usulüyle talim yapan bu taburların komutanı Cebeciyan, Doğu Anadolu’da Türk kanı akıtmakta tanınan Antranik’in intikam alayında görev almış153 bir Ermeni subayı idi.
Askeri teşkilatlanma işlerini tamamlayan Ermeni komitecileri kasaba içinde yerli ve yabancı Türkleri misafir etme bahanesiyle öldürerek, “kendi cenazemizdir” söylemiyle Ermeni mezarlığında bir çukura atıyorlardı.154 Civar köylerin durumu da yürekler acısıydı. Köseler köyünde Ermeni jandarması Agop ile Artın’in sataşmasına karşılık veren Emine, yediği dayaklardan sonra altı aylık çocuğunu155 düşürecektir. Gizik Duran’ın karısı Şerife, Kozan bölgesi işgal Komutanı Taillardat’nın emrine çalışan jandarma Teğmeni Misak tarafından tecavüze uğradı.156 Taillardat, Feke’nin Bozat köyü Muhtarı Hamza ve kardeşi Musa’yı157 kurşuna dizdirtti.
Saimbeyli merkezine yarım saat uzaklıkta, Ermeni fedailerinin 11 yaşlarında 2 Türk çocuğunu kuzu gibi boğazlamalarına müdahale eden Lozade İsmail adındaki genç, diğerleri gibi kulağı, burnu kesilmek ve gözleri oyulmak suretiyle katledildi.158 Kasabadan tehditle uzaklaştırılan Halil İbrahim’in evine zorla giren Jandarma çavuşu Artin, onun kız kardeşine tecavüz etti.159
Bölge Kuvayı Milliye Komutanı Kemal Doğan Bey ile yardımcısı Osman Tufan’ın160 Develide bulunmaları Ermenileri kızdırmıştı. Komiteciler yörede katırcılık yapan Develili Hikmet oğlu Kamil, Vahap oğlu Mehmet, Mehmet oğlu Halit, Derviş oğlu Emin ve Mehmet, Salih oğlu Ali ile Cırtlaz Mehmet’i koyun boğazlarcasına keserek161 şehit ettiler. İğdebel Köyü’nden İsmail Bey Obruk belinde öldürüldü.162 Maraş’tan kovulan Ermenilerin de bölgeye gelmesiyle, Mart 1920’den itibaren civar köylerdeki Türkleri toplayan komiteciler Saimbeyli’de adları tespit edilebilen 217 masum insanı türlü işkencelerle katlettiler.163
Ali Efendinin ayaklarından kan fışkırıncaya kadar dövülmesi, sobada kızdırılan çay taşının mazlumların koltuk altlarına konulması,164 Cebeciyan’a namusunu teslim etmeyen Kaytancızade Mürsel Bey’in hanımı Fatma Hatun’un Kalekilise’de hazırlanan, idam sehpasında165 Milli Kuvvetlere teşhir edilmesi yapılan vahşetin boyutlarını gösterir.
Saimbeyli kuşatmasını yöneten Kemal Doğan Bey’in isteği üzerine Doğu Bölgesi Komutanı Osman Tufan Bey cepheye çağrılmış ve göreve başlamıştı. Yaş grupları değişiklik arz eden gönüllü kuvvetler eğitimsiz ve acemi insanlardı. Askeri eğitimli, seçme Ermeni birliği ise kullandıkları silahlarla daha üstün durumdaydılar. 29 Mart’tan itibaren kuşatılan Saimbeyli’deki esirlere yerden işleyen siperler kazdırmışlardı. Milli Kuvvetler 15 Mayıs 1920 itibariyle Saimbeyli’nin kuzey yönündeki altı binadan oluşan mahalli166 ele geçirmişler, dört mermisi kalan167 top yardımıyla kuşatmayı sürdürmüşlerdi.
Fransızların Çukurova da batağa saplandıklarını gören pek çok Ermeni ailesinin Amerika’ya gitmek üzere bölgeden ayrılırlarken, Fransızların Milli Kuvvetlere karşı direniş168 ve katliamları169 devam etmekteydi. Bölgede milli hareketin başarı göstermesi, Fransız-Ermeni katliam, tecavüz ve tedhiş hareketlerinin170 boyutlarında tırmanış göstermiştir.
Adana ve civarındaki gelişmelerinden tedirgin olan, bekledikleri erzak ve asker yardımını alamayan komiteciler Aram Çavuş’un 200 seçilmiş intihar timi ile l Ağustos 1920 başlarında Saimbeyli’den kuşatmayı yararak çıkış171 yapmışlar, katliam yapılacağı endişesi kuşatma kuvvetlerinin bir kısmının dağılmasına172 neden olmuş, kuzey yönünde çıkış yapanların Zeytun ve Göksun Ermenileriyle birleşme ihtimali173 endişeleri artırmıştı. 23 Eylül’deki çıkış hareketi sırasında Rumlu Köyü’nde bulunan Doğan Bey katliamdan174 yaralı olarak canını kurtarmıştı. Kozan taraflarında ateş gücü etkili silahlarıyla çarpışarak Ceyhan’a ulaşan Aram Çavuş’un timi, geridekileri kendi kaderleriyle baş başa bırakacaktır.
Dağlık arazi şartlarında dağınık kuvvetlerin yeniden toparlanmasıyla175 Eylül başlarında Osman Tufan Bey komutasında harekete geçen Milli Kuvvetler 4 Eylül’de Şar’ı176 ele geçirmişlerdi. Çarık, yemeni, cephane sıkıntısı177 içindeki 10 kişilik Feke kuvveti 7 Ekim’de Amerikan Koleji’ni178 işgal etti. Esir tutulan masum Türklerin insanlığa sığmaz işkence yöntemleriyle toptan katledildiği Saimbeyli, Osman Tufan Bey’in 15 Ekim gecesi179 düzenlediği genel saldırı sonucu ele geçirildi ve Türk düşmanlığının odak noktası olarak yıllarca görev
yapan bu katliam yuvası tamamen susturuldu.180 Çukurova’da ise, acımasızca katledilenler üzerine yakılan ağıtlar, yıllarca değişik şekilde, dilden dile söylenip durdu.
Mustafa Kemal Paşa’nın organizesinde başarıya ulaşan Çukurova’daki milli direniş, emperyalistlere güvenerek Türk kanı akıtan Ermenilerin Ermenistan ümitlerini sona erdirmişti. Varlıklarının yegane teminatı Türk idarelerine karşı ihanet ederek bir çok ülkeye göçen soykırımcı Ermenileri vatansızlık ve aldatılmışlığın acılarıyla dolu yeni bir maceralı yaşam bekliyordu. Rüzgar ekerken fırtına biçeceklerini unutmuşlardı.
Sonuç
Milletlerin kültürel konumları ve çağdaşlıklarıyla ilişkileri tarihsel süreçte onların istikballerini belirler. Günümüzdeki Ermenilerin vatanı Ermenistan değildir. Bu coğrafi bölgeye sonradan gelen bu topluluk, bir çok etnik zümre ile kaynaşarak yaşamıştır. Mizaçlarının değişkenliği nedeniyle, hakimleri tarafından sürekli sürgün edilmişlerdir. Bu vesileyle geldikleri Anadolu’da Türk idareleri onların her alanda gelişmelerini sağladı. Aşağılanan toplum olmadılar, ayrıcalıklı millet örneği oldular. Sömürülmediler, devletin yönetim kademelerinde, bürokraside yer aldılar.
Dünyanın stratejisine ve hammadde kaynaklarına hakim olmak isteyen Ruslar ve Batılı devletler onların geleceklerini tayin etti. Sürekli bağımsızlık vaadinin etkisiyle XIX. yüzyılın başlarında ruh ve fiil değişimi gösterdiler. Dış tahriklere çabuk kapıldılar. Kendileriyle aynı Tanrı’ya el açan Türkleri tarihin ender kaydedeceği kıyıma uğrattılar. Yaklaşık sekiz yüzyıl varlıklarının teminatı olan devleti parçalamaya çalıştılar. Nankörlüklerinin bedelini müşfik Osmanlı Devleti tarafından kısmen göç ettirilerek ödediler. Servetlerini kullanarak hayali soykırım masalları ile dünya kamuoyunu kandırmaya çalıştılar.
Devlet kurma vaadiyle tekrar geldikleri Çukurova’da Türk soykırımı yaparken, yine kırıldıklarını propaganda ettiler. Devlet kurmalarına bile izin vermeyen emperyalist dostlarıyla Anadolu’dan ayrılırlarken maşa olarak kullanıldıklarını geç anladılar. Günümüzde servetlerini kendi devletlerinin kalkınmasından bile esirgeyerek dünyayı kandırmaya çalışan Ermenilerin Anadolu’da yaptıkları katliamlar, insan hakları adına insanları birbirine kırdıranların anısına kara bir leke olarak geçecektir.
DİPNOTLAR
1 T. G. Djuvara-Emir Şekip, Türkiye’yi Parçalamak İçin 100 Plan, İst. 1979.
2 VII. ve VIII. Haçlı Seferi Kral IX. Louis tarafından yapılmıştı. Bkz.: Işın Demirkent, “Haçlılar”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ans., c. 14, s. 525 vd.
3 Steven Runcıman, Haçlı Seferleri Tarihi, Çev. Fikret Işıltan, Ank. 1989, c. I, s. 157-160.
4 Annesi Alice Ermeni kökenliydi. Bkz.: Steven Runcıman, a.g.e., c., II., s. 151.
5 Steven Runcıman, a.g.e., c. II. S. 289-291.
6 Esat Uras, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İst. 1987, s. 86; Kamuran Gürün, Ermeni Dosyası, Ank. 1985, s. 27.
7 Steven Runcıman, a.g.e., c. III, s. 379.
8 Enver Z. Karal, Osmanlı Tarihi, c. VI., T. T. K. yay., Ank. 1976, s. 36.
9 Geniş bilgi için bkz.: Dündar Aydın, “Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkmasında Fransa’nın Rolü”, Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyumu (Erzurum 8-12 Ekim 1984), Ank. 1985, s. 289.
10 Ayrıntılar için bkz.: Yılmaz Kurt, 16. Yüzyıl Adana Tarihi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü basılmamış Doktora tezi, Ank. 1992, s: 79-81.
11 Enver Z. Karal, a.g.e., c. V, s. 130 vd.
12 Duyun-ı Umumiyye adına 1880’li yıllarda Adana Vilayeti’nin sosyal ve ekonomik durumunu araştıran Vital Cuinet, Ermenileri 97.450, Türkleri 93.200 kişi olarak açıklayarak Türkleri azınlık durumuna düşürmeye çalışmıştır. Bkz.: Vital Cuinet, La TurguieDasie Tome II, Paris 1891, s. 5 vd.
13 Dündar Aydın, a.g.e., s. 287.
14 Hayri Mutluçağ, İzmir Ermeni İhtilal Komitesi ve Terör, İst. 1986, s. 150.
15 Komiteler ve çalışmaları için bkz.: Esat Uras, a.g.e., s. 430 vd.; Osman Karabıyık, Türk-Ermeni Münasebetlerinin Dünü Bugünü, İst., 1984, s. 58, vd.; Kamuran Gürün, a.g.e., s. 129 vd.; Cemal Anadol, Ermeni Dosyası, İst. 1982, s. 95 vd.
16 Faaliyetleri için bkz.: M. Hidayet Vahaboğlu, Osmanlıdan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okulları, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 109, Ank. 1990, s. 22 vd.
17 Bkz.: Azmi Süslü, “Şark Meselesi, Fransa ve Ermeniler”, Şahinbey Semineri (23 Aralık 1985 G. Aantep), Ank. 1988, s. 43.
18 Yeni Tasvir-i Efkar, 23 Kanun-ı evvel 1324, sayı: 204.
19 Yahya Akyüz, Türk Eğitim Tarihi, İst. 1994, s. 175.
20 Esat Uras, a.g.e., s. 491 vd.
21 Ernest E. Ramsour, Jön Türkler ve 1908 İhtilali, Çev.: Nuran Yavuz, İst. 1982, s. 53 vd.
22 Süleyman Kocabaş, Tarihte Türkler ve Fransızlar, İst. 1990, s. 342.
23 A. Thomazi, Çanakkale Deniz Savaşı, Çev.: Hüseyin Işık, Ank. 1997, s. 20.
24 Selahattin Tansel, Mondros’tan Mudanya’ta Kadar, c. I, Ank. 1973, s. 157-158.
25 Fransa’nın uzun ve çekişmeli süren Katolik propagandası sonucu 1830’da Osmanlı Devleti, Ermeni Katoliklerinin varlığını tanıyacaktır. Bkz.: Mim Kemal Öke, Ermeni Sorunu (1914-1923), Ank. 1991, s. 70.
26 Bayram Kodaman, Sultan II. Abdulhamid Devri Doğu Anadolu Politikası, Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü Yayınları: 67, Ank. 1987.
27 Mehmed Asaf, 1909 Adana Ermeni Olayları ve Anılarım, T. T. K. Basımevi, Ank. 1982 s. 10 vd.
28 Cemal Paşa, İttihat Terakki ve I. Dünya Savaşı Anıları, Haz. Behçet Cemal, İst. 1977, s. 349-350.
29 Salahi R. Sonyel, “İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları (Temmuz 1908-Aralık 1909)”, Belleten. LI, Sayı 201, Aralık 1987, s. 1267.
30 Yılmaz Kurt, 16. Yüzyıl Adana Tarihi, s. 79-81.
31 Ahmet Cevdet Çamurdan, Kozan’ı Tanıyalım, Ank. 1973, s 101 vd.
32 Ahmet Cevdet Paşa, Tezakir III, Çev. Cavit Baysun, Ank. 1963, s 237-239.
33 Mustafa Onar, Kurtuluş Savaşında Haçın Gavuru, İst. 1975, s. 30.
34 Ahmed Cevdet Paşa, Ma’ruzat, İst. 1980, s. 113 vd; Kasım Ener, Adana Tarihine ve Tarımına Dair Araştırmalar, M. E. Basımevi.
35 Cezmi Yurtever, Kadirli Tarihi, Alperen Yayınları, İst. 1981, s. 108-109.
36 Alfred Philipson, Küçük Asya, çev. Abdullah ve Şürekası, İst. 1979, s. 144.
37 Enver Kartekin, Ramazanoğulları Beyliği Tarihi, İst. 1979, s. 144.
38 Halkın tepkisi üzerine, Hükümet işletme akdini iptal etmişti. Bkz.: Mercimek Çiftliği Kısa Tarihçesi, Adana 1993, s. 1.
39 Ermeni Komitelerinin Amal ve Hareket-i İhtilaliyesi, İst. 1332, s. 54.
40 Esat Uras, a.g.e., s. 551.
41 Salah, R. Sonyel, İngiliz Gizli Belgelerine Göre Adana’da Vuku Bulan Türk-Ermeni Olayları, Ank. 1988, s. 32.
42 Esat Uras, a.g.e., s. 551.
43 Mehmet Asaf, a.g.e., s. 24.
44 Esat Uras, a.g.e., s. 552’de Müslümanlara karşı hareket için çavuş, onbaşı, erlerden müteşekkil kollar kurularak iki yüz yeminliden oluşan bir fedai çetesi hazırlandığını belirtmektedir.
45 Mehmet Asaf, a.g.e., s. 7.
46 Esat Uras, a.g.e., s. 552’de Mersin, İskenderun gümrüklerinden Adana’ya 12.840’ı aşkın silah getirildiğini; Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 30-31’de Adana genelinde bu sayının 40.000’e ulaştığını belirtmektedir.
47 Kamuran Gürün, a.g.e., s. 174.
48 Muşeg Efendi Kahire’de bastırdığı Adana Katliamı ve Teşvikçileri adlı eserinde itirafta bulunmaktadır. Bkz.: Esat Uras, a.g.e., s. 52.
49 Mehmed Asaf, a.g.e., s. 33.
50 Esat Uras, a.g.e., s. 555; Mehmed Asaf, a.g.e., s. 45.
51 Mehmed Asaf, a.g.e., s. 45’te olay tarihini 13 Nisan olarak vermektedir.
52 Cebel-i Bereket Mutasarrıfı Mehmed Asaf Bey, a.g.e., s. 45’te katilin Adana dava vekillerinden Gökdereliyan Karabet tarafından Kozan’daki çiftliğine kaçırılıp saklandığını belirtiyor.
53 Esat Uras, a.g.e., s. 556.
54 Enver Yaşarbaş, Ermeni Terörünün Tarihçesi, Petek Yayınları, İst. 1984, s. 53.
55 Osmanlı Bankası Baskını’ndaki rolü nedeniyle müebbed küreğe mahkum edilmiş, Meşrutiyetin ilanı ile affedilerek serbest bırakılmıştı. Bkz.: Damar Arıkoğlu, Hatıralarım, İst. 1961, s. 49.
56 Celal Bayar, Bende Yazdım, İst. 1965, s. 1479.
57 Bu komiteci I. Dünya Savaşı başında Fransız donanmasından Dörtyol iskelesine casusluk amacıyla çıkarken tutulup, idam edilecektir. Bkz.: Mehmet Asaf, a.g.e., s. 9.
58 Ermenilerce, Bedros Paşa ünvanıyla anılan komiteci komuta görevini yürütmüştür. Bkz.: Mehmet Asaf, a.g.e., s. 9.
59 Mehmet Asaf, a.g.e., s. 9.
60 Mehmet Asaf, a.g.e., s. 9.
61 Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 9.
62 Çeşitli hatırat ve kaynaklarda bir iki gün farkıyla bu olay tarihleşmektedir.
63 Cemal Paşa, Hatıralar, İst. 1959 s. 345-346; Mehmet Asaf a.g.e., s. 44; Karabet Çallıyan, Adana Vakası ve Mesulleri İst. 1909, s. 34-35.
64 Takvim-i Vekayi, 3 Mayıs 1909.
65 Mehmed Asaf a.g.e., s. 46.
66 Alper Gazigiray, Osmanlılardan Günümüze Kadar Vesikalarla Ermeni Terörünün Kaynakları, İst. 1982, s. 219; Salahi R. Sonyel a.g.e., s. 36.
67 Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 39-43.
68 Yusuf Kemal Tengirşenk, Vatan Hizmetinde, İst. 1967, s. 120.
69 1908 İntihabında Sis sancağından milletvekili seçilen ermeni isyanlarında yönlendiricilik yapmış olan Hacınlı Ermenidir. Bkz. Ahmet Cevdet Çamurdan, a.g.e., s. 106.
70 Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 47.
71 Takvim-i Vekayi, 17 Mayıs 1909.
72 Cemal Paşa, Hatıralar, s. 346 vd; Kamuran Gürün, a.g.e., s. 176.
73 Askeri mahkemede tanıklık yapan M. Gilbbons ve M. Chambers adlı İngilizler ile İngiliz büyük elçisi Lowther’a rapor verenDoktor Christe adı Amerikalı misyoner rahip, Adana’daki Ermenilerin hemen hemen tümünün ihtilalci olduklarını açıklamışlardı Bkz.; Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 45.
74 Sadece 2 Haziran 1909 itibariyle 412 Müslüman’a karşılık, 174 Gayrimüslim tutuklanmıştı. Bkz.: Takvim-i Vekayi, 4 Haziran 1909.
75 Salahi R. Sonyel a.g.e., s., 50.
76 Olaylardan sonra Dahiliye Nazırı olan Talat Paşa, Agop Babikyan’ı Adana Olaylarının Ermenilerin eseri olduğunu bizzat söylediğini belirtiyor. Bkz.: Enver Bolayırlı, Talat Paşa’nın Hatıraları, İst. 1946, s. 16-17.
77 Adana Mebusu Damar Arıkoğlu, a.g.e., s. 556-58’de Yusuf Kemal (Tengirşenk) Bey’in azami 1800 Ermeni telefatının olduğunu, 20. 000 rakamla asılsız ve çok mübalağalı olduğunu” yıllar sonra kendisine itiraf ettiğini söylüyor.
78 Bu sırada Muratyan’ın yakın takibine uğruyor, gizlice görüştüğü Yusuf Kemal Bey’den “çocuklarına acımasını” istiyordu. 4 Ağustos 1909 tarihli İngiliz gizli belgeleri, Babikyan’ın Ermeni aşırı eğilimlerinden tehdit yazıları aldığını, kuşkulu koşullar içinde öldürüldüğünü şüphesini doğrulamaktadır. Bkz.: Salahi R. Sonyel, a.g.e., s. 46-47.
79 Ali Münif Bey, “Adana Baskını”, Hayat Tarih Dergisi, sayı: 10 Kasım 1969, s. 76.
80 Sabah, Tanin ve Akşam gazetelerinin yanı sıra Cebel-i Bereket Sancağı’nın sabık Tahrirat Katibi Ali İlmi’nin, Kolağası Murat Mustafa’nın, Cemal Paşa’nın açıkça Ermeniler lehinde davrandığını anılarında belirten Mehmet Asaf Bey, yanlı şikayetler üzerine iki kez mahkeme edilmiş ve suçsuz görülerek beraat etmişti. Bkz.: Mehmed Asaf a.g.e., s. 48 vd.
Dostları ilə paylaş: |