Osmanlı Tarihi Kuruluş Dönemi Özet (1299 1451) By: ethemgünay Date: 10 May 2008, 16: 16: 13


Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx



Yüklə 0,56 Mb.
səhifə6/8
tarix02.11.2017
ölçüsü0,56 Mb.
#28102
1   2   3   4   5   6   7   8

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
19 ncu yüzyıl ıslahatları
Osmanlı devleti'nin 19. Yy. Daki ıslahatları

sultan ıı. Mahmut döneminde yapılan ıslahatlar


sultan üçüncü selimin yanında yetişmiş olan sultan ikinci mahmud ondan etkilenmiş, padişahlığı döneminde de ıslahatlar yapmanın gerekliliğine inanmıştı. Askeri ve idari alanda ıslahatlar yapmaya çalışan sultan ikinci mahmud, sekban-ı cedit adı verilen yeni bir askeri teşkilat kurdu (14 ekim 1808). Ancak yeniçeriler kendilerine tehlike olabilecek alternatif bir askeri kuvvet istemiyorlardı. Ayaklanarak sekban-ı cedit'in kaldırılmasını sağladılar.

Eşkinci adı verilen yeni bir askeri teşkilat kuran sultan ikinci mahmud'a karşı yeni bir yeniçeri ayaklanması oldu. Sultan ikinci mahmud, artık osmanlı devleti için kanayan bir yara haline gelen yeniçeri ocaklarını vaka-i hayriye adı verilen olayla ortadan kaldırıldı (15 haziran 1826). Yeniçeri ocağı kaldırıldıktan sonra, onun yerine asakir-i mansure-i muhammediye adı verilen yeni bir askeri teşkilat oluşturuldu.

Yapılan yeniliklerin merkezden uzakta bulunan valiler ve idareciler tarafından da benimsenmesi gerektiğine inan alemdar mustafa paşa, sultan mahmud döneminde ayanlarla sened-i ittifak'ı imzaladı. Buna göre ayanlar merkeze sadık kalacak ve yenilik hareketlerini destekleyecek, padişahlar da ayanların elde etmiş oldukları hakları tanıyacaktı. Sened-i ittifak ile ayanlar padişahın mutlak otoritesine karşı siyasi bir meşruiyet kazanmış oluyorlardı. Padişah otoritesinin başka herhangi bir güçle ortaklık kabul etmesi mümkün değildi ve osmanlı idari yapısının hem ruhuna, hem de tabiatına aykırıydı. Bu sebeple zaten ölü doğan sened-i ittifak çok uzun ömürlü olmadı. Kısa bir süre sonra sultan ikinci mahmud, idareyi tamamen eline alarak ayanları bir bir ortadan kaldırarak merkezi otoriteyi güçlendirmeye çalışmıştır.

Sadece askeri alandaki yeniliklerle bir yere varılamayacağını düşünen sultan ikinci mahmud, divan teşkilatı'nı kaldırarak onun yerine bakanlıklar (nazırlık) kurdu. 30 mart 1838'de sadrazamlık mak!!!!! "başvekalet", sadrazama "başvekil" denilmesi kararlaştırıldı. Ölen ya da azledilen devlet memurlarının mallarına el konması anl!!!!! Gelen "müsadere" usulünü kaldırdı. Ayrıca devlete ıslahat hareketlerinde yardımcı olmak, yeni teklifler getirmek, memurların terfi ve yargılanmasıyla uğraşmak üzere darü'ş şuray-ı bab-ı ali kuruldu.

Sosyal alanda da bazı yenileşme hareketlerine ve ıslahatlara girişen sultan ikinci mahmud, 3 mart 1929'da kıyafet değişikliği hakkında bir ferman yayınlandı. İlk türk gazetesi takvim-i vekayi yayın hayatına başladı (1 kasım 1831). Medreselerin yanında avrupalı tarz eğitim veren yeni okullar açıldı ve avrupa'ya öğrenciler gönderildi.

Posta teşkilatının kurulması ve karantina uygulaması da yine sultan ikinci mahmud döneminde gerçekleştirildi. Avrupalı tüccarlarla rekabet edebilmeleri için türk tüccarlara gümrük kolaylıkları getirildi. İlk nüfus sayımı yapıldı. Bu sayım sonucunda anadolu'da 2.500.000'dan fazla, rumeli'de de 1.500.000 erkek vatandaşın yaşadığı tespit edildi.

Ülke içinde ve dışında yapılacak seyahatlar için, bazı esaslar kabul edildi. Buna göre ülke içinde seyahat yapacak yurttaşlar mürur tezkiresi (geçiş belgesi) taşıyacaklar, ülke dışına çıkacak yurttaşlar da hariciye nezaretinden (dış işleri bakanlığı) pasaport alacaklardı.

Sultan ı. Abdülmecid döneminde yapılan ıslahatlar

(tanzimat fermanı)

tanzimat hareketleri osmanlı'ya batılı anlamda bir düşünce biçimi ve yönetim şekli getirmek için avrupa'dan esinlenerek yapılan programlı bir yenilik ve kültür hareketiydi. Bu hareket sultan ikinci mahmud'un padişah olduğu yıllarda başlamıştı.

Sultan birinci abdülmecid tarafından londra elçiliğinden alınıp hariciye nazırlığına (dış işleri bakanlığı) getirilen mustafa reşit paşa, avrupa siyasetini iyi bilen bir devlet adamıydı. Tanzimat hareketinin bugüne kadar yapılan ıslahatlardan farklı olduğunu sultan birinci abdülmecid'e kabul ettirdi.


Tanzimat fermanı; topkapı sarayının gülhane bahçesinde düzenlenen ve yabancı elçilerle, devlet adamlarının hazır bulunduğu bir toplantıda, mustafa reşit paşa tarafından kasım 1839 tarihinde ilan edildi. Tanzimat fermanına tarihimizde tanzimat-ı hayriye veya gülhane hatt-ı humayun'u da denir.

Tanzimat fermanı'nın getirdiği önemli yenilikler şunlardı; müslüman veya gayrimüslim olan herkesin can, mal, namus güvenliği devlet garantisi altına alınacak, vergiler herkesin gelirine göre düzenli bir şekilde alınacak, askerlik belirli bir düzene göre olacak, mahkemeler herkese açık olacak ve mahkeme kararı olmadan kimse idam edilmeyecek, herkesin mal ve mülk sahibi olması ve bunu miras olarak bırakabilmesi sağlanacak, rüşvet ve iltimas kaldırılacak, kanun gücünün her gücün üstünde olduğu kabul edilecekti.

Tanzimat fermanı, osmanlı devleti'nde anayasal düzenin başlangıç noktası olarak kabul edilebilir. Bu fermanla sultan birinci abdülmecid, kendi gücünün üzerinde bir güç olduğunu kabul ediyordu. Tanzimat fermanı ile azınlıklara bazı haklar verilmişti. Bu hakları bahane eden avrupa devletleri osmanlı devleti'nin iç işlerine karışmaya devam ettiler. Oysa tanzimat fermanı, bir anlamda bu tip müdahaleleri önlemek için ilan edilmişti.

(ıslahat fermanı)

ıslahat fermanı osmanlı devleti'nin bir iç düzenleme olmakla beraber rusya ve avrupa'nın iç işlerine karışmasını önlemek amacıyla ilan edilmiştir. Bu ferman paris konferansı'nın başlamasından hemen sonra istanbul'da yabancı devlet temsilcilerinin huzurunda okunarak açıklandı. Fermanın getirdiği önemli hususlar şunlardı:

- din ve mezhep özgürlüğü sağlanacak, okul kilise ve hastane gibi binaların tamiri yapılacak

- müslümanlarla gayrimüslimler kanun önünde eşit sayılacak

- patrikhanede yeni meclisler kurularak bu meclislerin aldığı kararlar osmanlı devleti tarafından onaylandıktan sonra yürürlüğe girecek

- devlet hizmetlerine, okullara askerlik görevine bütün uyruklar eşit olarak kabul edilecekti.

- vergiler eşit alınacak iltizam usulü kaldırılacak

- yabancılar da osmanlı devleti sınırları içinde mülk sahibi olabileceklerdi.

Bu fermanla gayrimüslimlere daha fazla hak verilmiş, avrupalı devletler osmanlı devleti'nin içişlerine karışmayacaklarını paris antlaşmasıyla kabul etmelerine rağmen sözlerinde durmamışlar ve bu fermanı bahane ederek osmanlı devleti'nin içi işlerine karışmışlardır.

Otuz sekiz yaşında ölen abdülmecid, osmanlı padişahları arasında, ilk avrupa kültürü alan padişahtır. Osmanlı imparatorluğu'nun her bakımdan avrupalılaşması için yapılan hareketlere daima yardımcı olmuş, bu hareketler sonucu, padişahın yetki ve otoritesinin azalmasına rağmen bu duruma itiraz etmemiş, ülkede gazete çıkarılmasına, özgürlük fikirlerinin yayılmasına, yeniliğin yerleşmesine, memlekette meşrutiyet havasının esmesine engel olmamıştır.

Sultan ı. Abdülaziz döneminde yapılan ıslahatlar


abdülaziz döneminde, abdülmecid döneminde başlayan yenilik hareketleri sürdürüldü. Yeni bir vilayet teşkilatlanmasına geçildi. Kadılık kurumu daha sıkı denetim altına alınarak 1 nisan 1868 şura-yı devlet ve 1870 yılı içerisinde de divan-ı muhasebat kuruldu (danıştay ve sayıştay). Ayrıca eğitim, ulaşım ve bankacılık konularında çeşitli düzenlemeler yapıldı.

Sultan abdülaziz döneminde donanmanın modernleştirilmesine de çalışıldı. 1875 yılına doğru türk donanmasında 816 top taşıyan 21 zırhlı ve 173 yardımcı gemi vardı. Türk bahriyesinde 50.000 efrad, 700 subay, 208 yüksek rütbeli subay, 11 tümamiral, 6 koramiral ve üç oramiral vardı. Bu görüntüsüyle ingiltere ve fransa'dan sonra dünyanın üçüncü büyük donanması haline gelmişti.

Sultan abdülaziz 14 sene 11 ay beş gün tahtta kalmıştır. Bu süre içerisinde meşrutiyet fikrine başta sıcak baksa da, sonraları değişip bu fikri savunanlara karşı zor kullanacaktır.dönemin aydınlarından şinasi, namık kemal ve ziya paşa ile padişahlığının ilk dönemlerinde sıcak ilişkiler kurduysa da namık kemal'i vatan yahut silistre piyesinden sonra kıbrıs'a sürgün edecek kadar sertleşmiştir. Ülkede meşruti yönetimin gelmesini isteyenlerin yarattığı bu özgürlük havası içerisinde abdülaziz'in tahttan indirilmesi konusunda kamuoyu oluşturuldu. Mithat paşa'nın kışkırtmaları sonucu üniversite öğrencileri 10 mayıs 1876 tarihinde bir protesto yürüyüşü düzenlediler. Bundan bir süre sonra, 30 mayıs 1876 salı günü sabaha doğru saray hüseyin avni paşa komutasındaki askerlerce basılmış ve sultan abdülaziz kansız şekilde tahttan indirilmiştir.

Sultan abdülaziz'in tahtan indirildikten dört gün sonra, hapis hayatı yaşadığı feriye sarayında sakalını düzeltmek için istediği söylenen makasla bileklerini keserek intihar ettiği söylense de öldürülmüş olabileceğine dair kanıtlar da vardır (4 haziran 1876).

Sultan ıı. Abdülhamit döneminde yapılan ıslahatlar


(ı. Meşrutiyet�in ilanı)

ittihat ve terakki cemiyeti ileri gelenleri, balkanlar'da ard arda çıkan isyanlar ve giderek çoğalan ülke bunalımlarını bahane ederek, sultan abdülaziz'i tahttan indirip yerine sultan beşinci murad'ı padişah yapmışlardı. Kısa bir süre sonra sultan murad'ın hasta olduğunun anlaşılmasından sonra yerine sultan ikinci abdülhamit getirildi. Avrupa ile olan ilişkiler sonucu osmanlı devleti'nde de bir aydın sınıf oluşmuştu. İttihat ve terakki cemiyeti bu aydınların sözcüsü gibi çalışıyor ve meşruti yönetimin gelmesiyle ülkede bir rahatlama olacağına inanıyorlardı. Sultan ikinci abdülhamid tahta çıkmadan önce meşrutiyeti ilan edeceğini vadetmişti. Padişah olur olmaz bu sözünü tuttu ve 23 aralık 1876'da osmanlıların ilk anayasası olan kanun-i esasi'yi ilan etti.

İlan edilen ı. Meşrutiyet çok uzun sürmedi. Mithat paşa padişahların yetkilerini kısıtlamak istiyordu. Bu durumdan rahatsız olan sultan ikinci abdülhamid, sultan abdülaziz'in öldürülmesinden sorumlu tuttuğu mithat paşa'yı sadrazamlıktan azletti ve sürgüne gönderdi. Osmanlı-rus savaşı ve meclisteki mebusların aralarındaki çekişmeleri yüzünden meclis çalışamaz hale gelmişti. Sultan abdülhamid meclisi tatil ettiğini açıkladı (1878).

(ıı. Meşrutiyet�in ilanı)

meşrutiyet yanlıları jön türkler adı altında çalışmalara başlamışlar ve padişah sultan ikinci abdülhamid'e meşrutiyeti tekrar ilan etmesi için baskıda bulunuyorlardı. Daha çok makedonya'da örgütlenen ittihat ve terakki partisi ileri gelenleri beraberindekilerle ayaklanmaya başladılar bu isyanların daha da büyümesinden çekinen sultan ikinci abdülhamid, meşrutiyeti ikinci kez ilan etti (23 temmuz 1908).

İkinci meşrutiyetin ilanı ile; ülkede asayiş ve güven ortamı kurulmuş, sansür kaldırılarak basına serbestlik tanınmış, hürriyet ve güven ortamı kurulmuş, siyasi partiler oluşmaya başlamış, kanun-i esasi yürürlüğe girmiş ve anayasa üzerinde önemli değişiklikler yapılmış ve halk ikinci kez yönetime padişah yanında katılma imkanı bulmuştur.

(31 mart vak�ası)



meşrutiyetin yeniden ilanından sonra çeşitli gruplar arasında çekişmeler ve tartışmalar başlamıştı. Meşrutiyete karşı olanlar avcı taburları ile birleşerek istanbul'da büyük bir isyan başlattı. Selanik'ten gelen hareket ordusu bu isyanı bastırdı. Tarihimize 31 mart vakası olarak geçen bu olaydan sonra ittihat ve terakki partisi daha da güçlendi ve bu olaydan dolayı sorumlu tutulan sultan ikinci abdülhamit tahttan indirildi. Sultan ikinci abdülhamid'in yerine sultan mehmed reşad padişah oldu.

Xxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
20 nic yüzyıl başlarında osmanlı devleti özet
Xx. Yüzyıl başlarında osmanlı imparatorluğu

Trablusgarp savaşı

Savaşın nedenleri

Trablusgarp savaşı’nın çıkmasında;

  • Sömürgecilik yarışında geç kalan italya’nın sanayisi için hammadde ve pazar arayışı

  • Osmanlı devleti’nin trablusgarp’ı koruyamayacak durumda olması

  • Coğrafi konumu itibariyle italya’ya yakın olan trablusgarp’ın ticaret yolları üzerinde bulunması ve zengin petrol kaynaklarına sahip olması

Gibi nedenler etkili olmuştur.

Osmanlı devleti, balkan savaşlarının başlaması üzerine italya ile ouchy (uşi) antlaşması’nı imzaladı (18 ekim 1912). Bu antlaşma ile trablusgarp savaşı sona ermiştir.

Savaşın sonuçları

  • Osmanlı devleti, kuzey afrika’daki son toprağını da italyanlara bırakarak bu kıtadan tamamen çekilmiştir.

  • Rodos ve oniki ada’yı ele geçiren italya, ege denizi’nde etkin bir güç haline gelmiş, osmanlıların ege’deki hakimiyeti sarsılmıştır.

  • Osmanlı devleti, balkan savaşlarından mağlup çıktığından italya’ya bırakılan adaları geri alacak güce sahip değildi. Bu nedenle italya adaları geri vermedi. Oniki ada, ıı. Dünya savaşı’nın sonuna kadar italya’da kaldı. Savaşta mağlup olan italya, adaları yunanistan’a bırakmıştır (1947).

Balkan savaşları

Balkan savaşlarının nedenleri

  • Rusya’nın tarihi emellerine ulaşabilmek amacıyla balkan uluslarını osmanlı devleti’ne karşı kışkırtması

  • Balkan uluslarının iyice zayıflayan ve yıkılmakta olan osmanlı devleti’nin balkanlardaki topraklarını ele geçirmek istemeleri

  • Balkanlarda panislavizm politikası takip eden rusya’nın milliyetçilik fikirlerinden yararlanarak balkan uluslarının aralarında uzlaşma sağlaması

  • Osmanlı devleti’nin almanya’ya yaklaşmasından rahatsızlık duyan ingiltere’nin reval görüşmesi (1908) sonucunda rusya’yı osmanlı toprakları, boğazlar ve balkan politikasında serbest bırakması

  • Avrupalı büyük devletlerin kendi politikaları doğrultusunda balkan uluslarını desteklemeleri

  • Osmanlı devleti’nin politik bölünmüşlük içerisinde bulunması ve askeri birliklerinin bir kısmını terhis etmesi

Birinci balkan savaşı

Karadağlıların saldırısıyla ı. Balkan savaşı başlamıştır (8 ekim 1912). Bu savaş sırasında bulgaristan, yunanistan, sırbistan ve karadağ devletleri osmanlı devleti’ne karşı aralarında ittifak yapmışlardır.

I. Balkan savaşı’nda;

  • Balkanlardaki osmanlı ordusunun düzensiz durumda bulunması ve askerlerinin bir kısmının terhis edilmesi

  • Orduda particilik ve ikiliğin çıkmasından dolayısıyla disiplinin bozulması

Gibi nedenler, osmanlı devleti’nin mağlubiyetine sebep olmuştur.

I. Balkan savaşı’nın sonuçları

  • Osmanlı devleti, edirne ve kırklareli dahil balkan topraklarından çekilmiştir. Midye - enez hattının doğusundaki topraklar osmanlı devleti’nin elinden çıkmıştır.

  • I. Balkan savaşı sırasında arnavutluk bağımsızlığını ilan etmiştir. Arnavutluk, osmanlı devleti’nden ayrılan son balkan devletidir (28 kasım 1912).

  • Londra’da görüşmeler devam ederken ittihat ve terakki partisi ı. Balkan savaşı’ndaki yenilgiden dolayı yıpranan kamil paşa hükümeti’ni “babıali baskını” ile devirerek iktidarı ele geçirmiştir. (23 ocak 1913).

  • I. Balkan savaşı sonunda bulgaristan ege denizi’ne ulaşmıştır.

  • Birinci balkan savaşı’ndan sonra osmanlıcılık fikrinin başarılı olamayacağı görülmüş ve milliyetçilik düşüncesi güçlenmiştir. Balkanlarda türk azınlığı meselesi ortaya çıkmış, osmanlı devleti’nin elinden çıkan balkan topraklarından birçok türk ve müslüman anadolu’ya göç etmek zorunda kalmıştır. Balkanlarda türk azınlığı ortaya çıkmıştır.

İkinci balkan savaşı

Londra antlaşması’na göre en fazla toprağı bulgaristan aldı. Büyük bir bulgaristan devleti’nin ortaya çıkması ve topraklarını ege denizi’ne kadar genişletmesi, yunanistan ve sırbistan’ın tepkisine neden oldu. Sonuç olarak osmanlı devleti’nden alınan toprakların paylaşımı konusunda anlaşmazlıklar çıkması balkan ulusları arasında ikinci balkan savaşı’na neden olmuştur.

Bu durumdan faydalanmak isteyen osmanlı devleti harekete geçti. Kurmay yarbay enver bey komutasındaki türk ordusu londra antlaşması’nda belirtilen midye-enez sınırını geçerek kırklareli ve edirne’yi geri almıştır.

Birinci dünya savaşı (1914 – 1918)

Savaşın nedenleri

Savaşın çıkmasında etkili olan genel nedenler; fransız ihtilali’nin getirdiği ulusçuluk akımı ve sanayi inkılabı’nın getirdiği sömürgecilik yarışıdır.

Birinci dünya savaşı’nın en önemli nedeni devletler arasındaki ekonomik yarıştır.

Birinci dünya savaşı’nın çıkmasında;

  • Almanya ile ingiltere arasındaki hammadde ve pazar rekabeti

  • Fransa’nın almanya’ya kaptırdığı alsas – loren kömür havzasını geri almak istemesi

  • Rusya’nın dünya ticaretinde pay sahibi olmak amacıyla sıcak denizlere ulaşmak ve balkanlarda otoritesini artırmak için slav toplulukları kendi idaresi altında birleştirmek istemesi

  • Sömürgecilik yarışına geç katılan italya’nın akdeniz’de etkinliğini artırmak ve yeni sömürgeler elde etmek istemesi

  • Avusturya - macaristan imparatorluğu’nun ülkesindeki ulusçuluk hareketlerini engelleyerek birliğini korumaya ve balkanlarda gücünü artırmaya çalışması

  • Avusturya ile rusya arasında balkanlara hakim olma yarışı

  • Almanya’nın osmanlı topraklarındaki emellerine ulaşma konusunda rusya’yı engel olarak görmesi

  • Avusturya - macaristan veliahtının saraybosna’da bir sırp tarafından öldürülmesi

: amerika birleşik devletleri, en az lise mezunu 50 bin işçi alacak.maaşlar en az 3 bin dolar.ayrıntılar ve başvuru formu için tıklayın

Gibi özel nedenler etkili olmuştur. Avusturya – macaristan veliahtının öldürülmesi, birinci dünya savaşı’nı fiilen başlatmıştır.

Osmanlı devleti’nin savaşa girmesi

Osmanlı devleti’nin savaşa girmesinde;

  • Devlet adamlarının savaşı almanların kazanacağına inanmaları

  • Xıx. Yüzyılın sonlarında ve xx. Yüzyılın başlarında kaybedilen toprakların geri alınmak istenmesi

  • İttihat ve terakki fırkası’nın alman hayranlığı ve askeri ıslahatlarda almanya’dan faydalanılması

  • Ege adalarının geri alınmak istenmesi

  • Osmanlı devleti’nin kapitülasyonlar ve duyun-u umumiye borçlarından kurtulmak istemesi

  • Osmanlı devleti’nin siyasi yalnızlıktan kurtulmak istemesi

  • Osmanlı devlet adamlarının almanya’nın desteğiyle ülkenin kalkınabileceğine inanmaları

Gibi nedenler etkili olmuştur.

Osmanlı devleti’nin birinci dünya savaşı’na girmesi sonucunda;

  • Yeni cepheler açılmış ve savaş alanı genişlemiştir.

  • İngiltere kıbrıs’ı topraklarına kattığını açıklamıştır.

  • Osmanlı devleti birçok cephede birden savaşmak zorunda kalmıştır.

  • Osmanlı toprakları itilaf devletleri arasında yapılan gizli antlaşmalarla paylaşılmıştır.

Osmanlı devleti ı. Dünya savaşı’nda kafkasya, çanakkale, ırak, suriye – filistin, yemen – hicaz, kanal, galiçya, romanya ve makedonya cephelerinde savaşmıştır.

Wilson ilkeleri (8 ocak 1918)

I. Dünya savaşı’nın uzun, masraflı ve yıkıcı sonuçları savaşan tarafları oldukça yıpratmıştı. Her iki taraf da barışın yapılmasını arzu eder hale gelmişti. Bu ortamda amerika birleşik devletleri başkanı woodrow wilson barışın koşullarını ortaya koyan ilkelerini yayınladı. Bu ilkeler temel olarak savaş sonunda uyulması gereken kuralları belirleyerek, insanlığın daha fazla zarar görmeden barış içinde yaşamasını öngörmüştür.

Wilson ilkelerinin önemli maddeleri şunlardır:

  • Barış antlaşmaları ve diplomasilerde açıklık esas olacak.

  • Galip devletler, yenilen devletlerden toprak ve savaş tazminatı almayacak.

  • Bütün devletlerin egemenlik ve toprak bütünlüklerini karşılıklı olarak garanti altına alacak bir miilletler cemiyeti kurulacak.

  • Ülkelerin silahsızlanmasını sağlayacak yeterli garantiler getirilecek.

  • Ülkelerin karasuları dışında kalan denizlerde tam bir serbesti hakim olacak.

  • Ekonomik engellemeler mümkün olduğunca kaldırılacak.

  • Sömürgelerdeki sorunlar, halkın ve sömürgeci devletlerin çıkarları eşit olarak gözetilerek tam bir tarafsızlıkla halledilecek.

  • İşgal edilen rusya, fransa, sırbistan, karadağ, romanya toprakları boşaltılacak.

  • Polonya ve belçika bağımsız olacak, avusturya – macaristan halklarına muhtariyet altında gelişme imkanları sağlanacak.

  • Osmanlı devleti’nin türk olan kısımlardaki egemenliği sağlanacak, türk olmayan milletlere kendi kendini yönetme hakkı tanınacak, çanakkale boğazı milletlerarası geçişe açık olacak ve milletlerarası kontrol altında tutulacak.

Wilson ilkelerinin sonuçları

  • S mağlup devletler wilson ilkelerini sürekli barışın sembolü olarak görmüş ve barış için ümitlenmişlerdir.

  • S anlaşma devletleri kendi çıkarlarına ters düşen ilkeleri benimsememelerine rağmen, amerika’nın desteğini kaybetmemek için kabullenmiş gibi görünmüş, yenilen devletlerden tamirat ve onarım adı altında savaş tazminatı almış, manda yönetimi altında sömürgecilik faaliyetlerini sürdürmüşlerdir.

Bu durum anlaşma devletleri’nin ilkeleri kendi çıkarlarına göre yorumladıklarını gösterir.

  • S ilkeler, osmanlı toprakları üzerinde bağımsız bir türk devleti kurulmasını gündeme getirmiş, ancak azınlıkları bağımsız olma konusunda cesaretlendirmiştir. Bu durum wilson ilkelerinin osmanlı devleti’ni milliyet esasına göre parçalamayı hedeflediğini gösterir.

Wilson bu ilkeleri yayınlayarak sömürgeciliği sona erdirerek dünyadaki bağımsız devlet sayısının çoğalmasını, böylece amerika’nın dünya siyasetinde ve ekonomisindeki etkisini artırmayı da hedeflemiştir. Ancak bu ilkeler uygulanabilir olmaktan uzak olduğu için hedefine ulaşamamıştır.

Birinci dünya savaşı’nın genel sonuçları

  • Osmanlı, almanya ve avusturya – macaristan imparatorlukları ile rus çarlığı parçalanmıştır.

  • Polonya, çekoslovakya, yugoslavya, litvanya, macaristan ve türkiye gibi yeni devletler kurulmuştur.

  • Dünya barışını korumak amacıyla cemiyet-i akvam (milletler cemiyeti) kurulmuş, sömürgeciliğin yerini manda yönetimi almıştır.

  • Sınırların çizilmesinde “milliyetçilik” ilkesine dikkat edilmemesi azınlıklar sorununa neden olmuştur.

  • Cumhuriyet rejimleri ağırlık kazanmış bazı ülkelerde rejim değişiklikleri olmuştur. Almanya, türkiye, bulgaristan ve avusturya’da cumhuriyet rusya’da ise sosyalist yönetimler kurulmuştur.

  • Osmanlı imparatorluğu’nun yıkılması, almanya, avusturya – macaristan ve rusya’daki değişiklikler orta doğu ve avrupa’da dengelerin bozulmasına ve otorite boşluğuna neden olmuştur.

  • İngiltere ve fransa en önemli rakipleri almanya’yı safdışı ettiler. Savaştan en kârlı çıkan devlet ingiltere olmuş, almanya gücünü yitirmiştir.

  • S ümmetçilik anlayışı sona ermiş, araplar osmanlı devleti’nden ayrılmıştır.

  • Yüklə 0,56 Mb.

    Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin