Diş Hastalıkları ve Tedavisi
Dis çürügünün insanda çok eski çaglardan beri var olan bir hastalik oldugunu biliyoruz. Dis çürügünün etyolojisi ve patojenezi uzun yillar meçhul kalmistir.
Pare, Hunter, Fauchard'a göre çürük birodontit yani dis iltihabi idi.
Magitot, Tomes ve Westcoot'un kimyasal teorisinden sonra D.M.Miller 1889 da simiko-paraziter teoriyi gelistirmistir. Buna göre lactobasilluslarin yaptigi fermantasyon ile karbon hidratlar asit üretmekte bu da dentin kanallarin nüfuz etmektedir. Teorihala geçerliligini yitirmemistir.
Frisbie, Nickollas ve Saunders (1946) mikroorganizmalarin mineye enzimatik etkisinden önce minenin organik matrisinin tahrip edildigini, Gottlieb ise (1946) minenin tahribinde asil etkenin proteoliz oldugunu söylemislerdir.
Çok yakin bir zamanda Muhlemann ve Konig (1965) yillar süren hayvan deneylerinde çürük olusumunda su zorunlu faktörleri tespit etmislerdir:
1. Dis plagindaki flora,
2. Fermante edilebilinen glusid'ler (bakterilerin metebolik artiklari ve fakültatif etkenler.)
1947 de Ficinus çürügü agizdaki salgilara baglamistir. Robin ise Leptotrice Buccalis'i çürükten sorumlu tutmustur.
Yukarida anlatilanlar dis etken teorileri yaninda, iç etkenlere öncelik veren teoriler de vardir.
Çürük etyolojisinin hala tam olarak aydinlatilmamis olmasi genel veya profilaktik tedavisinin de yapilmayacagini, böylece çürükten korunmada en etkin yolun lokal tedavi olacagini göstermektedir.
(Sekil: 30,21,32)'de dolgu teknikleri ile ilgili gelismeler görülmektedir.
1. Dis Turlari
Ilkçagda ve ortaçagda bazi basit matkaplar kullanilmissa da, asilnda dis çürüklerinin
prevantif amaçla tam temizlenmesi 1871 de A.B.D. li dis hekimi Morrison'unayak pedalini kesfi ile yapilabilmistir. (Sekil: 33). Fakat bu kesif daha önce gelistirilen çesitli tipteki ayitlarin bir sentezidir. Mesela Fauchard, 1728 de basit bir matkap kullanirken, 1805 de Linderer mekanik sisteme geçmis ve 1830 da Maury port-foret aygitnda buna sürat kazandirmisti. A.B.D.li John Greenwood ise bugünkü ayakli dikis makinalarini andiran aygitlar gelistirmisti. Dis turlarinin elektrikle dönen ilk örmekleri 1872 de yapilmistir. Morrison, daha sonralari ilk disçi fotöyünü de gelistirmistir.
KAYNAKLAR
1. Hoffmann-Axthelm,W.: History of Dentistry, Quintessence Ed., Chicago 1981, pp. 287-325.
Ortodonti
Çene ve dis anomalilerine tarih öncesi insaninda da rastlandigi daha önceki bölümlerde açiklanmisti. Ortodontik tedavi ile ilgili en eski kayitlara Celsus (M.Ö. 25-M.S.50)'un eserinde rastliyoruz. Yazar egri dislerin parmak basinci ile düzeltilmesini tavsiye etmistir. Romali Plinus (23-79)ortaçagda Abülkasim (ölm.1013) törpüleme ve çekim teklif etmislerdir. Celsus tarafindan zamaninda düsmeyen bir süt disinin sebeb oldugu bir ortodontik anomali tespit edilmis ve bu disin çekilerek, altindan gelen daimi disin parmak basinci ile yerine alinmasi tavsiye edilmistir. Ilk dis hekimligi monografisi olan Artzhei Burchlein'de de ortodonti yer almistir (Sekil: 26).
Otodonti biliminde ilk ilerlemeler Fransa'da kaydedilmistir. Yalniz ön dislerin düzeltilmesini amaçlayan bu tedavilerin çogu çekim ile gerçeklestiriliyor, doga ve basit anomalilerin tedavisi ile ilgili bilgilere eserinde yer vermisti. Fauchard, anomalilerin tedavisi için o zaman siklikla yapilan erken dis çekimlerine siddetle karsi çikmistir. Tel ve zembereklerle fena siralanmis veya eggilmis dislerin arkina yerlestirmis fakat daha sonralari bu islemi “çok yavas” buldugu için disleri “pelikan”ile sallayarak düzeltmis ve sonra da altin veya gümüs telle ve levhalarla tespit etmistir.
R. Bunon (1743), kalici dislerin iyi siralanabilmesi için süt dislerini çekmeyi tavsiye etmistir.
E. Bourdet (1757), Fauchard'in daha önce kullandigi metal levhalara, içinden tel geçmesini temin etmek için delikler açmistir. Dis arklarinda simetri saglamak için kanin veya premolar çekimlerini önermistir.
Hunte (1771) alt çene prognatisini tedavi için ilk kez egik düzlemi düsünmüstür. Fox (1803), daha önce disleri siralamak için gelistirilen metal levhalari, azilara kadar uzatmis, ayrica dislerin vestibüle alabilmek için fildisinden yapilmis isirma plaklari hazirlamistir (Sekil: 27). Ilk çene çikiklarinin tedavisi için yapilmistir (Sekil:28).
Catalan (1808) lingualdeki üst kesicileri vestibüle alabilmek için alt dis arkina egik düzlemler hazirlamistir. Burada, iki levha dislere tutturmakta, baska bir levhada egik düzlem olusturmaktadir.
Delabarre “Odontoloji veya Protezlerin Mekanizmasi Üzerindeki Yeni Fikirlere Göre Insan Disleri Üzerinde Incelemeler” adli eserinde ilk defa dislere metal kafesler yerlestirilmistir (1803). Bu kafesler bir yandan dislere tutturulurken diger yandan da üst çenedeki çapraz kapanan disleri düzeltiyordu. Ayrica Delabarre, rotasyon gösteren disleri de düzeltmeyi denemistir.
Maury (1829) aparey tutuculugu ve disetine kaymamasi için küçük kroseleri ipek iplikle baglamistir.
Kneisel (1836), geceleri takilan çenelige benzer aygitlar kullanmis, ayrica lingualdeki kesicileri küçük metal egik düzlem levhalar ile atlatmayi denemistir.
Leefoulon (1839) ilk kez bu bilim dalina “Orthodontosie” ve “Çene Ortopedisi” adini vermistir.
Bu dönemde teshis henüz çok ilkeldi. Arastiricilarin gayesi anomalileri düzeltmek için aparey hazirlamaktan ibaret olmustur.x
Lefoulon ayrica çekimsiz tedavi, dil ve vestibül zemberekleri ile ayni anda disleri düzeltmeyi denemistir. Ilk üst çene ekspansiyonu da o gerçeklestirmistir. Ilk üst çene ekspansiyonu da o gerçeklestirmistir.
Schange (1842) eski metotlara israr edilmemesini ögütlemistir.
Breuster, ilk kauçuk Ortodonti aygitlarini gerçeklestirmistir (1840). Azidan ankraj alan ve bir vestibül bandi ihtiva eden modern apareylerin ilk sekilleri Schange (1841), Harris (1842) ve Desirabode (1843) tarafindan gerçeklesmistir.
Talma (1850) yapilan apareylerin disetini tahris etmemesi gerektigini vurgulamistir.
J. D.White (1859) ilk ortodontik bandi kullanmistir. Bu bant açik serit seklinde idi. Ayrica iki yatay seritle uzuyordu.
Evans (859), kendi yaptigi ani seklindeki kapali bantlara tel lehimledi. Bu tür halkalari dise simanla yapistirmayi 1871 de Magill düsünmüstür.
Bu dönemde teknik ilerlemelerde basi A.B.D. çekmeye baslamistir. Modern ortodontinin kurucularindan olan Ferrar, ankraj vasitalarinin mutlaka sabit olmasi gerektigini söylemistir. Ayrica hizli dis hareketlerinin karsisindadir ve disin günde 1/10mm hareket etmesi gerektigini söylemektedir. Farrar, o döneme kadar düzensizce kullanilan vidalari da sistematize etmistir.
1872 de Coffin, piyano telinden w harfi seklinde bükülmüs teli yarikli plaga yerlestirerek genisletme aygitlarinda kulanmistir.
Artiküle atlatmayi Kingsley (1879) gerçeklestirmistir.
Magitot anomalileri, anteversion retroversion, yatay egim ve rotasyon olarak siniflandirnmistir. Kauçuk çubuklar, porteriyor traksiyon ve anteriyor presyon apareyleri de o yapmistir.
Dislerin hepsinin yer degistirmesini Dunning (1881) düsünmüs, Case (1892) de bu islemi gerçeklestirmistir.
Jackson (1887) plakasiz mobil apareyler yapmistir. Çeneler arasi elastik kuvvetler ilk kez Caze ve Baker tarafindan (1893) te kullanilmistir.
Ortodantiyi gercek bir uzmanlik dali haline E.H. Angle (1858-1930)getirmistir. Kendisinden önce bir diagnostik kavram yoktu. 1899 da ilk bilimsel klasifikasyonu yapmistir (Sekil .29). Angle'le göre, oklüzyon ortodonti biliminin temelidir.
Sandstedt (1904 ile oppenheim (1911), dislerin yer degistirmesi anindaki doku reaksiyonlarini histolojik olarak incelemisledir.
Angle (1908) kemik dokusunun büyümesi ile ilgilenmis tedavide daha ziyade mekanik yöntemleri uygulamistir.
Ortopedik yöntemler ilk defa Robin (1901) ve Herbst (1909) tarafindan gerçeklestirilmistir.
Apareylerin arklari, altin-platin alasimi yerine Mayesor'dan 1911 de yapilmaya baslandi. Paslanmaz çelik ise uygulama alanina 1929 da girmistir.
Myoterapi ile ilgili ilk uygulamalar 1917 de A.B.D.li Rogers tarafindan yapilmistir.
1921 de Kneisel ortodonti ile ilgili önemli bir eser yayinlamistir. Buna göre siniflandirma teshisin bir ggesidir. Rubbrecht'e göre estetik kavramlari da buna katmak gerekir. Dis arklarini, ark-yüz iliskisinin incelemek kaçinilmazdir. Fotograf ve yüz cephe-profil incelemeleri teleradyografi bilek radyografisi teshisi tamamlamalidir.
KAYNAKLAR
1. Uzel, I. : Ortondontinin Evrimi, Yayinlanmimis (1988).
Diş Protezi
a. Suni Disler ve Protez Kaide Plaklari
Protezlerde suni dis olarak önceleri sigir, koyun, at gibi evcil hayvan kemikleri ile geyik kemigi veya bazi yabani hayvanlarin (mors, deniz aygiri, hipopotam, fil gibi) disleri kullanilmistir.
18. yüzyil sonu ve 19. yüzyil baslarinda ise hipopotam disi daha dayanikli oldugu için çok sik kullanilmistir. Ancak “Ozanor” adi da verilen hipopotam disinden yapilan protezler, çok kötü koku yaptigindan kuru ortamda ve gümüs kapli kutularda saklanmislardir. Ayrica ozanor'lar çok çabuk asinmaktaydi ve asinan çigneyici yüzeyler kalay gibi maddelerle doldurulmaktaydi. Protezlerin rengi iki yil içinde kahverengiye dönüyor ve kullanilamaz hale geliyordu. Bu nedenle asinmayan, insan disinden daha çok dayanabilen suni dislerin arastirilmasi gerekmistir. Bu konuda Gillemeau (l550-l6l3)'nun çalismalari çok ünlüdür.
Pierre Fauchard, mineli gözlerden esinlenerek, törpüyle sekil verilmis metal plaklar yapmistir. Bu plaklarin dis tarafi açik renkli yapilmis ve dislere benzetilmistir. Diseti tarafi pembe oya ile boyanmistir. Fauchard'in porselenden dis yapmayi düsündügüne dair bir kayit yoktur. Bourdet, yukarida bahsedilen plaklari, daha iyi kirmizi mine tutacak sekilde büklüm vermistir. Ayrica alt çeneye yapilan protezlerde agirlik vererek stabilite saglanmistir. Bourdet,ince tutucularla disleri bu mineye baglamistir.
b. Porselen Dislerin Dogusu
Alexis Duchateau, (l7l4-l792) bir Fransiz kabasinda eczaci idi. Tasidigi hipotam disinden yapilan protezi çok kötü kokuyordu. Porselen ustasi Gerard'in yardimiyla tamamen porselen olan bir protezi l770 yilinda gerçeklestirmistir. Ancak ilk netice pek tatmin edici degildi. Bunun üzerine Parisli dis hekimi Dubois du Chemant (l753-l824)”in yardimina basvurdu. Ikisi bir arada Gerard'in yaptigi topraga biraz pipo topragi ve boya maddeleri ilave ettiler. Bu ilave, hamura daha alçak derecede pisirilebilme imkani veriyordu. Bu yeni medod l786 da Fransiz Kraliyet Cerrahi Akademisine sunulmus ve benimsenmistir.
Daha sonra Dubois de Chemant tek basina çalismaya karar vermis ve porselen hamuruna iyi ince kum, soda, kirmizi denir oksidi, kobalt ve mum ilave etmis özel bir firinda pisirilmek üzere protezler hazirlanmistir. Bu protezlerin ölçüsü mumla aliniyordu ölçüden alçi kalip elde ediliyordu. Çalismalarinda kendisine kimyager Jean Dancet (l725-l80l) de yardim etmistir.
Böylece Dubois de Chement l790 yilindi Fransa dan ve l79l de de Ingiltere den bulusunun patentini aldi. Bundan sonra kendisi hakkinda yapilan sikayetlerin çogaldigini görmekteyiz. Porselen müteharrik protezleri dis papimcisi Dubois-Foucou tarafindan dava edildi. 0paris mahkemeleri Dubois de Chement'in iddiasini reddederek onu mahkeme masraflarini ödemeye mahkum etti. Davayi kaybeden Dubois de Chement Ingiltere'ye göç ederek Claudius Ash adindaki suni dis imalatçisinin ortagi oldu. Ash daha sonralari l837 de piyasaya sürecegi tüplü dislerle de çok taninmistir.
Italyan asilli Guizeppo Fonzi (l768-l840) Paris'te Ash tarafindan porselenden yapilan plan platin çivili disleri, hipopotam disinden yapilan kaide plagindaki çivilere lehimledi.
Ayrica Fonzi bu kramponlari metal kaide plaklarina da lehimlemistir. Porselen yari saydamligini da ilk defa kesfeden de Fronzi olmustur. Ne yazik ki buluslari gizli kalmistir. buna karsilik 3-4 çivisi olan porselenden yapilan kaliodont denilen disleri Maury, Audibran gibi arastiricilarca yayinlanmistir.
Ingiltere'de Ash ve dört oglu, porselen dis yapimini basariyla sürdürmüslerdir. Dishekimi olan Thomson ve Manuel Cobet isimli kisiler de önce altin sonra platin kilifli tüplü disler yapmislar, sonralari da bu kilifi tamamiyla kaldirmislardir (1857-1887).
A.B.D. de porselen disler ilk defa Plantom (1817) tarafindan yapilmaya baslanmistir. Paul Goddard kitabinda bunun nasil yapildigini yazmaktadir (1844). Küçük imalattan fabrikasyona geçis bugünkü SSW firmasini kuran S.White ve W.Stockon (1844)
Tarafindan gerçeklestirilmistir. Mütesebbislerin yillik üretimleri l852 de 2 milyondan l876 da 4 milyona ve l900 da da l2 milyona çikmis ve giderek firma dünyanin en büyük suni dis imalatçisi hüviyetine bürünmüstür.
Dislere gittikçe daha transparan görünüm verilmis, morfoloji ve renkleri de islah edilmistir.
Günümüzde kullanilan akrilik dislerden ilerden bahsedecegiz.
28. Ölçü Maddelerinin Gelisimi
Prostodontide ilk ölçüler mumla gerçeklestirilmistir. 1648-1721 yillari arasinda yasayan Godfroy Purman ile 1708 de Dubols-Fouccu balmumu veya sari model mumu ile nasil ölçü alindigini yayinlamislardir.
Pfaff ilk defa 1744 te alçi ölçüyü kullanmis ve bu sonralari yayginlasmistir.
Ilk ölçü kasiklari 1820 da Delabarre ve Maury tarafindan kalay, kursun ve “Küvet Kasik” adiyla tanitilmistir.
Reischembach,1831 de balmumuna parafin katarak ölçü alimini kolaylastirmistir.
Sumatra zamki adiyla da taninan Gutta-Percha, Avrupa'ya1844 lerde Montgomery ve joseph Almeida tarafindran sokulmustur.
Mum ve reçineden yapilan Stens pati ile sari mum, reçine ve gutaperkadan yapilan Godiva 1856 da piyasaya çikmistir.
Günümüzde, parsiyel protezler için termoplastik maddeler, aljinatlar, total protezler için Kerr pati, hidrokolloidler, oksit dö zenk pati, akril, reçineler ve sabit protezler için agar agar ihtiva eden Negcoll, hidrokolloidler ve sentetik elastomerler ölçü amaciyla kullanilmaktadir.
29. Müteharrik Protezlerin Gelisimi
Eski Roma edebi metinlerinde müteharrik protezlere ait kayitlar varsa da simdiye kadar böyle bir buluntu ele geçmemistir. Ilk parsiyel protezler 1560 larda Gernoth Rath tarafindan Isviçrede kullanilmaya baslamistir.
Lorenz Heister (1683-1768) ilk kez müteharrik protezlerin çok temiz tutulmasi ve uyku esnasinda çikarilmasi gerektigini bildirilmistir. Heister, fildisi kaide üzerine insan dislerini oturtmus agizdaki dislere bu protezi ipek ipliklerle baglamistir.
Protezlerin gerçek degerinden bahseden ve yapimina bazi prensipler getiren kisi ise Pierre Fauchard olmustur. Dissiz agizda bir veya iki çeneyi birden ilgilendiren yayli protezler yapmis ve daha o dönemde bile alt protezlerin stabilitesi ile mesgul mesgul olmustur. Çagdaslari çeneleri perfore ederek tellerle protezi çivilerken o bunlari disetinin üzerine oturtmayi denemistir.
Protezlerde kroseyi ilk kez Magitot düsünmüstür. Ayrica üst protezlerin iyi tutmasi için palatinal plaklarna özel sekil vermistir.
Sonralari protez stabilitesini saglamak ve kaide plaginin sekli ve metalini islah için çesitli arastirmalar yapilmissa da 19.yüzyilin basinda bile henüz protezler yetersizdir, gürültülü fonksiyon yapmaktadir, kirilgandir ve yapimlari da bir hayli güçtür (Sekil: 23).
Guttaperka 1847 de dis dolgusu olarak kullanima girmis, Delabarre bunu 1847 de Ozanor dislerin islahinda kullanmistir. 1850 lerden sonra Guttaaperka dis protezlerinin kaidesini olusturmus, kükürt ve Vermiyonla karistirilarak corallite denilen bir madde yapilmistir. Bu maddeye yanlis olarak “Volkanite” de denilmistir.
1840 da Charles Goodyear'in kauçugu kükürtleme veya vulkanizasyon yoluyla sertlestirdigini biliyoruz. Oglu Nelson Goodyear 1855 de C.S.Patman'in yardimiyla dishekimleri için vulkanizatör'ler gerçeklestirmistir. Buna 1858 de A.B.D.li dishekimleri hemen kullanmaya baslamislardir. Ebonit 1851 de, Vulcanit 1855 de A.B.D. ve kauçuk ta Fransa'da 1854 de kullanilmaya baslamistir.
Vulkanize kauçuk yaklasik bir asir tek basina kullanilmistir.
Kaide plagi olarak kullanilan altin önceleri estampaj yoluyla hazirlanmis ise de basinçla mum bosluguna döküm metodu 1907 de Soldbring-Platschick tarafindan yapilmistir.
Ilk sentetik reçineler 1935 ten itibaren piyasaya sürülmüslerdir. Ilk reçineler fenollu idi. Fazla basari elde edilememistir.
Housset 1939 da dekolte protezleri, Dubeca iskelet protezleri ortaya atmislardir. Son zamanlarda kaide plaklari yeniden etüd edilmis, kroseler de bunlara göre 1940 larda Ney ve Roach tarafindan yeniden düzenlenmistir.
5.Sabit Protezler
Sabit protezlerin orijinini Etrüsk ve Fenikelilere kadar götürmek mümkündür. (Sekil: 24)
Ayrica, Eski Yunan, Romali ve Müslümanlarin altin teller veya levhalarla dislere tutunan protezler yaptiklarini biliyoruz. Fakat köprü protezlerinin icadini P.Fauchard'a baglamak daha dogru olur. Köklerin durumu iyi ise bunlara yapilan kuronlar, gomalak terebentin, mercan tozu gibi özel yapistiricilarla tutturuluyordu.
Eger suni dislerin tutturulacagi uç veya kök iyi degilse bir veya birkaç saglam dise yapilan kuronla köprü protezi gerçeklestiriliyordu.
Mouton (ölm.1760) dis teknisyenleri için yazdigi kitapta, suni dislerin daha dogal görünümleri amaciyla ön tarafina estetik materyal konmasindan bahsedilmektedir.
1757 de Bourdet, Fauchard'in kullandigi tespit çivisini (pivo) mükemmellestirdi ayrica kanallari kizgin igneyle daglayarak cerahatli akintiyi da önlemeyi denedi.
Pivolar geçen asirda çok sik kullanilmistir. 1805 te Gariot “Agiz Hastaliklari” eserinde bu tur protezlere bir bölüm ayirmisti. Maggiolo l854 de müteharrik tüplü picolu disler yapmistir. 1854 de Dwinelle kök kirilmasini önlemek için kök etrafinda ince halkali bir vidali dis yaplistir. Bu konuda daha önemli çalismalar 1k880 de Richmont tarafindan gerçeklestirilmistir.
30. Kuronlar
Ilk altin kuranlar l6. yüzyilda Jacob Horst'un “Altin Disin Esrari” eserinde görüldügü üzere gerçeklestirilmisti.
J. Paterson Clark, l876 da, asinmis, kirlmis kurolari restore etmek amaciyla altin ve porselenden yapilmistir.
Ilk Jaket kuronlar 1890-1990 larda, Lund, Capot ve Spaulding tarafindan yapilmistir.
7. Inlay-Onlay'lar
1884 te Aguilhon de Sarron pulpali disler üzerine yapilan döküm metal inlayi kesfetmistir.
W. F. Litch 1886-1888 de ilk onlaylari, C. L. Alexandry, X.P Carmichail de üç bölü dört ve dört bölü bes kuronlari yapmislardir.
8.Köprüler
Fauchar'in yaptigi köprülere yukarida deginmistik, fakat James Gardette ve La Forgue l8l0 da bugünkü anlamda köprülerden bahsetmislerdir.
1820 de Delabarre yazdigi “Dis hekimligi Sanatinda Mekanik-Pratik” adindaki eserlerinde pivolu dis ihtiva eden bir seri köprü modeli yayinlamistir.
W.H. Dwinelle (l856) gerçek köprü modellerini tarif eden arastiricidir. Sonralari B.J.Birg (l859) M. H. Welf (l873), M. Richmo8nd (l880) ve W. Licht'in arastirmalariyla bu protezler daha da mükemmellestirmistir.
Licht 1887 de “Amerikan Disçilik Sistemi “adiyla bir eser yazdi. Ayrica geoge Evans ilk defa bir kuron köprü protezi eseri yazdi. 19. asrin sonlarina dogru A.B.D. DE SABIT PROTEZLER “Bridge Work” adiyla anilmistir. Köprüler 1906 yilina kadar hep estampe olarak hazirlanirdi. Döküm tekniginin gelismesi ile dikkate deger düzelme elde edilmistir.
9. Gnatoloji
Çene hareketleri ve artikülatörlerle ilgili ilk çalismalarin Alman dis hekimi Philipp pfaff (l756) tarafindan gerçeklestirildigini bilmekteyiz. Pfaff, balmumu ile agizdan ilk ölçüye almis, sonra bu ölçüye alçi döküp kalip elde etmistir. Sonra bu modelleri alçi içinde artiküle etmistir.
Gariot l805 yilinda basit mentese hareketli ilk artikülatörü gelistirdi. Metalden yapilan bu artikülatör sadece açma-kapama hareketlerini yapmaktadir. Kendisi alt çene hareketlerini yapmaktadir. Kendisi alt çene hareketlerini ilk inceleyen arastirici olarak anilmistir.
Evans ve Cameron (1840) ise artikülatörlerin gelisiminin tarihçesinde öncü olarak anilirlar.
Evans artikülatörü iki boyutlu gotik ark tipi bir artikülatördür ve Goriot artikülatörünün prensiplerini kopya etmistir (Sekil:25). Alt çene pdotrüzif retruzif ve lateral hareketlerini taklit etmek üzere gelistirilmistir. Burada kondillerin horizontal düzlem arasindaki hareketlerini elde etmek mümkündür ve yalniz Balkwil Bennett hareketi elde edilememektedir.
Cameron artikülatörü açma-kapama hareketini yapabilen kaba bir aygitti.
Bonwil (1833-1899) dengeli üç nokta temas oklüzyonu'nun babasi olarak kabul edilmektedir. Çigneme sistemi tasarisi ve alt çene hareketleriyle ilgili “Üçgen Hipotezi'ni o gelistirmistir (l858). Bu hipotez çene hareketlerini ilk kez açiklayan teoridir.
Bonwill'e göre, kondillerin tepesi arasindaki mesafe, her kondilin tepesi ile alt santrallerin temas noktasi arasindaki mesafeye esittir ve ortalama 10 cm dir. Böylece kondiller arasi boyut üçgenin tabani, kondil tepe noktasi alt kesici noktasi uzaklik ise üçgenin yan kenarlarini olusturmaktadir.
Bonwill'in gelistirdigi artikülatör iki boyutlu bir gotik ark artikülatörüdür. Bonwil artikülatörü sinirli bir sekilde lateral hareketler yapabilmektedir. Kesici rehber açisi yaklasik olarak 120 derecedir.
Bonwill prostodontinin kurucularindandi ve vakalarinda suni dis diziminde gelistirdigi kuramlari uyguladi ve oklüzal düzlem terimini ortaya atti.
F.H Balkwill 1866 yilinda alt çenenin bugün bilinen hemen hemen bu tür hareketlerini (çalisma tarafindaki kondilin yatay, geri ve yukari, geri ve asagi ve egrili yan hareketleri hariç) tanimlamis ve göstermistir.
Daha sonra Luce, Hays ve Walker tarafindan da tanimlanirik kondillerin asagi hareketi ve yan kaymasi da ilk defa Balwill tarafindan belirtilmistir.
Ayrica gotik ark'da ilk defa Balwill tarafindan tanitilmis, alt çene hareketlerinde dis rehberligi için kaninlerin önemine onun tarafindan deginilmistir. Daha sonra C.E. Luce 1889 da Balkwill'in çalismalarini deneysel olarak da dogrulamistir.
KAYNAKLAR
a. Dechaume, M., Huard, P.: Histoire Illustere de I'Art Dentaire Ed. Roger DaCosto, Paris, l977,s:77-110.
b. Hoffmann-Axthelm, W.: History of Dentistry, Quintessence Ed., Chicago, 1981, s: 252-286.
Dostları ilə paylaş: |