Osmanlica lügat



Yüklə 11,57 Mb.
səhifə117/181
tarix17.11.2018
ölçüsü11,57 Mb.
#83297
1   ...   113   114   115   116   117   118   119   120   ...   181

MISKAL Cilâlayan, parlatan âlet. * İnce. Zarif.

MISKAT Su kovası.

MISGAR Sarı yüzlü.

MISKA' (C: Mesâki) Fasih dilli, güzel sesli kişi.

MISR (C.: Emsâr) İki şey arasındaki perde, hâil. * Memleket. Şehir. * Afrika'nın şimalinde bir memleket ismi. * Bir hububat adı.

MISRA' Kapı kanadı. * Edb: Bir manzum yazının her bir satırı. Tam bir vezin ölçüsüne göre tanzim edilmiş söz.

MISRÂ-İ ÂZÂDE Edb: Başlıbaşına mânası bulunan mısra.

MISRÂ-İ BERCESTE Edb: En güzel ve en kuvvetli olan mısra.

MISRAM (C: Mesârim) Orak.

MISRAN Basra ile Kufe şehirleri.

MISRÎ (Mısriyye) Mısırlı. * Mısır ülkesiyle alâkalı.

MISTABA (C.: Mesâtıb) Peyke, sedir.

MISTABANİŞİN f. Sedirde oturan.

MISTAR Yazının güzelliğine, düzgünlüğüne yarayan âlet. Yazı yazarken satırları doğru gösterebilmek için lâzım olan çizgileri yapmağa yarayan âlet. * Sıvacıların bir âleti.

MISTAR-I HİKMET Hikmetin mıstarı.

MISVA Uylukları zayıf ve etsiz olan kadın.

MISVAT Çok haykıran, çok bağıran. * Ses kuvveti.

MISVELE (C: Mesâvil) Harman süpürgesi.

MISYAF Yaz günlerinde çok yağmur yağan yer. * Sakalı ağarmayınca evlenmeyen erkek.

MISYED(E) Av avlamağa mahsus âlet. Tuzak, kapan.

MIŞAT (Mışt. C.) Taraklar.

MIŞMIŞ Zerdali, erik veya kayısı.

MIŞRAK Güneşi bol olan yer.

MI'TA (C: Mıât-Mıâtâ) Bahşişi ve hediyesi çok olan kişi.

MIT'AM Çok yemek yediren.

MIT'AM Çok yeyici, fazla yiyen.

MIT'AN (C.: Metâin) At sürücüsü.

MI'TAR (C: Meâtır) Devamlı güzel kokular sürünen.

MITFEHA Kevgir.

MITHAN Değirmen.

MITHAR Uzağa giden ok.

MITHERE Su kabı. Matara.

MI'TÎR Güzel kokular sürünen.

MITLA (C: Metâli) Dikenli otlar biten yumuşak yer.

MITLAK Sık sık kadın boşayan erkek.

MITMER Yapı ipi.

MITRAB Neşeli adam. Neşesi bol kimse.

MITRAK(A) (C.: Metârık) Sopa, değnek. * Tokmak. * Mızrak. * Çekiç.

MITRED (C: Metârıd) Avın ardından atılan kısa süngü.

MITREDE Yünden veya haz denilen kumaştan yapılan elbise.

MITRÎ Cendereci.

MITV (C: Mitâ) Hurma salkımı.

MITVA' Çok muti', çok itaatli.

MI'VEL (C: Meâvi) Sivri külünk ve balta.

MIZFAR Zafer kazanan. Galib. olan. Asma çubuğuna sarmaşık gibi sarılan filiz.

MIZMAR (C.: Mezâmir) Koşu meydanı. Yarışma sahası.

MIZRAB (MIZRÂB) (C.: Medârib) Saz zahmesi. (Onunla saz çalarlar).

MIZRAK Ucu sivri uzun saplı harp âleti. Kargı.

MIZREB Büyük çadır, oba.

MIZYA' Malını çok harcayan kimse. Malını fazlaca zâyi eden adam.

MIZZ Yemeğin lezzetinden ağzını şapırdatmak.

MİA Günlük adı verilen zamk.

MİÂ' (C.: Em'â) Bağırsak.

MİÂ-İ A'VER Körbağırsak.

MİÂ-İ GALİZ Kalınbağırsak.

MİÂ-İ İSNÂ-AŞER Oniki parmak bağırsağı.

MİÂ-İ RAKİK İncebağırsak.

MİAD Vaad edilen gelecek zaman veya yer. * Müsaade edilen zaman. * Kıyâmet. Mahşer. * Vaad. Müddet.

MİÂÎ (Miâiyye) Bağırsakla alâkalı.

MİAT (Mie. C.) Yüzler. Yüz sayıları.

Mİ'BER Suyu geçmeğe yarıyan kayık, sal gibi vâsıtalar. * Köprü. Su geçme geçidi.

Mİ'BER (Mi'bere) İğne kutusu, iğne kabı.

MİBLA' (Bel'. den) Obur.

MİBNAH Heybe.

MİBRED Eğe. * Eğe cinsinden bir yazı âleti.

MİBREE Kalemtraş. Kalem açmağa yarıyan âlet.

MİBTAN Çok yemekten karnı şişen etli ve yağlı kişi.

MİBVEL (Mibvele) Sidik kabı. Küçük abdest edilecek delikli taş veya oluk.

MİBZA' Kan almakta kullanılan âlet. Neşter.

MİBZAG Nişter, kan alacak âlet.

MİBZEL (C: Mebâzil) Süzgeç.

MİBZELE (C: Mebazil) Her gün giyilen kaftan, günlük elbise.

MİBZER Tohum ekmekte kullanılan bir âlet.

MİCDAF (C: Mecâdif) Sandal, kayık küreği.

MİCDAH (C: Mecâdih) Kavut karıştırdıkları ağaç. * Menazil-i Kamerden bir yıldız.

MİCDAR Bostan korkuluğu. Korkuluk.

MİCDEL (C.: Mecâdil) Köşk, kasır, kâşâne.

MİCENE (C.: Mevâcin-Meyâcin) Kassar tokmağı.

MİCENN Kalkan, siper.

Mİ'CER Bir cins kadın başörtüsü. Eşarp.

MİCERR Gem çenberi. * Matkap kayışı.

MİCERRE (C: Mecirr) Yer düzeltilen sürgü. * Demir kürek. ("Bel" denir)

MİCESSE Ağaç budamada kullanılan keskin demir.

MİCEŞŞ El değirmeni.

MİCHAR Yüksek sesle konuşan.

MİCLAT Ağaç budamada ve bağ filizini kesmekte kullanılan demir.

MİCMER İçinde tütsü yakılan bakır yahut bronzdan küçük şamdan şeklindeki aletin adıdır. "Buhurdan" da denilir.

MİCR Çenber.

MİCREFE (C: Micref-Mecarif) Ateş küreği.

MİCSED Cesede yapışık olan elbise.

MİCVAD Güzel şiirler söyliyen şâir.

MİCVEB Bir şey kesmeye yarıyan demir.

MİCVEL Gömlek. * Küçük esvap. * Kalkan.

MİCZAF (C: Mecâzif) Gemi küreği.

MİCZAM Pek keskin kılıç.

MİCZEM Çok keskin kılıç.

MİDA' Bir şeyin son bulduğu yerin sonu. * Yolun sıklaştığı yeri.

MİDA' (MİDEA) (C.: Mevadi') Eski kaftan, eski elbise.

MİD'A(T) Şehrin burcu.

MİDAD Yazı mürekkebi. Mürekkeb.

MİDADİYE Mürekkep konan şey. Mürekkep hokkası.

MİDAE Kırba. Deriden su kabı. İbrik. Matara. * Çeşme lülesi. * Abdest alınan yer.

MİDAKA (MİDAKKA) Kendisiyle bir şey dövülüp ezilen şey. Havan.

MİDANEM f. Biliyorum.

MİDARE Çuvaldız gibi bir demir. (Kadınlar onunla saç düzeltirler.)

MİD'AS Çok işlek olduğundan yumuşamış olan yol.

MİDAS Pabuç.

MİDDE Cerahat, irin.

Mİ'DE (C.: Miad) İnsan ve hayvanlarda, yenen şeyleri hazmetmek vazifesi olan bir iç uzvu.

MİDE-NÜVAZ Mide okşayan (maydanoz).

MİDEVÎ Mide ile alâkalı mideye ait. * Mideye yarar.

MİDFA' (C.: Medâfi') Ask: Top.

MİDHANE Buhurdan.

MİDHAT Medhetme, övme.

MİDHATGER f. Övücü, medhedici.

MİDİLLİ At cinsinin küçük çaptaki nev'ine verilen addır. Bu türlü atlar Midilli adasında yetiştirildiği için bu adı almıştır.

MİDKAS İpek.

MİDLES (C: Medâlis) Def'edecek yer.

MİDMAK Binanın iskeleti.

MİDMEK (C: Medâmik) Ziynet verecek âlet. * Haberi şâyi eden, duyuran nesne.

MİDRA Boynuzdan veya demirden çuvaldız gibi bir nesne. (Kadınlar onunla saçlarını düzeltip islâh ederler ve tarakla da tararlar.)

MİDRAR Yağmur yağdıran bulut. * Çok su döken.

MİDRAS Okuma yeri. * İçinde Tevrat dersi verilen ev.

MİDRE Bahadır, kahraman.

MİDREBE Demir yerine ucuna boynuz takılan süngü.

MİDVEK Bir şey ezmekte kullanılan taş.

MİDYAN (C.: Medâyin) Daima borç eden kimse.

MİE Yüz. Yüz sayısı.

MİETEYN İki yüz. (200)

MİFAD Kebap demiri.

MİFER Hizmetkâr, hizmetçi.

MİFEZZA Tokmak.

MİFRAK (C: Mefârik) Başın ortası (saçın bölük olduğu yerdir.)

MİFRAS (MİFRÂS) (C: Mefâris) Gümüş kesecek âlet. * Demir.

MİFSAD Kan almakta kullanılan âlet. Neşter.

MİFSAL Dil, lisan.

MİFTAH Açan âlet. Anahtar. Kilidleri açan anahtar.

MİFTELE Yün eğirmekte kullanılan çatal değnek.

MİFZAL Fazilet ve şeref sahibi.

MİFZAL Gündelik iş elbisesi.

MİG f. Duman, sis, duhân. * Kara bulut.

MİGDAD Çok gadaplı, çok kızgın.

MİGFER Ateşli silâhların icadından evvel, muharebede kılıç, mızrak ve ok gibi harp âletlerinden korunmak için başa giyilen bir nevi başlık idi. Miğfer, zırh ile beraber bir bütün teşkil ederdi. Osmanlı miğferleri çeşitli şekillerde olmakla beraber genel olarak iki kısma ayrılırdı. Bir kısmı ince bakırdan, diğer kısmı ise çelikten yapılırdı. Miğfer; tepesi sivri fes biçiminde idi. Asıl tepeye gelecek yer temrenle süslenir, temrenin ucu kâh sivri olur, bazan da lâfza-i Celâl ve bazı kere de hilâl ile son bulurdu.

MİGFERÎ Miğfer şeklinde olan, miğfer biçiminde olan. * Miğferle ilgili.

MİGLAK (C.: Megalik) Kilit, mandal.

MİGNAK f. Dumanlı, sisli. Bulutlu.

MİGSEL Tas, ibrik. Yıkanmada kullanılan kab.

MİGVEL (C.: Megavil) İnce kılıç. Hançer.

MİGZEL (C.: Megazil) İplik eğirmekte kullanılan âlet. iğ.

MÎH f. Çivi, mıh. Kazık.

MİH (C.: Mihâ) f. Ulu, büyük. Azim, kebir.

MİHA Yaş değnek.

MİHAD Yer. Arz. * Beşik. * Döşeme. Döşek.

MİHADDE Baş ve yüz altına koydukları yastık. * Kazma. * Balta.

MİHAFFE Mahfe. Katır veya develerin sırtına konulan ve iki kişinin oturabileceği büyüklükte olan sepet.

MİHAH (Muhh. C.) Beyinler. * İlikler.

MİHAİL Resul-i Ekremin (A.S.M.) geleceğini haber veren ve bir ismi de Mişâil olan eski zaman Peygamberlerinden bir Zâttır. Kitabının 4. bab'ında: "Ahir zamanda bir ümmet-i merhume kaim olup, orda hakka ibadet etmek üzere, mübarek dağı ihtiyar ederler. Ve her iklimden oraya birçok halk toplanıp Rabb-ı Vâhide ibadet ederler. O'na şirk etmezler." diye bahsetmiştir.(İşte şu âyet, zâhir bir surette dünyanın en mübarek dağı olan Cebel-i Arafat ve orada her iklimden gelen hacıların tekbir ve ibadetlerini ve ümmet-i Merhume nâmıyla şöhret-şiar olan ümmet-i Muhammediyeyi (A.S.M.) tarif ediyor. M.)

MİHAK (Mahâk-Muhâk) Her arabi ayın son üç gecesi.

MİHAL Kuvvet. Azab. Ukubet.

MİHAMME Küçük bakır ibrik.

MİHAMME Yer süpürgesi.

MİHAN (Mihnet. C.) Mihnetler, sıkıntılar.

MİHAN (Mih. C.) Ulular, büyükler.

MİHANİKÎ KIRAET Kelimeleri, terkibleri doğru telâffuz etmekle beraber ezber dersi dinletiyormuş gibi çabuk çabuk okumaktır. Böyle okuyuş dinleyene bir şey anlatmaz. Ancak okuyanın mevzuu kavramış olduğunu anlatır. Öyle kıraet bir makinanın duygusuz işlemesine benzetilir.

MİHANİKİYYET yun. (Mihanik. den) Makine sanayiini ihate eden fen ve ilimler. Makine gibi cansız şeyler. * Cansız ve duygusuz fakat ahenkli hareket ve hareket kabiliyeti.

MİHAR (Mühür. C.) At yavruları. Taylar.

MİHAŞŞ(E) Ot biçtikleri âlet. Orak ve tırpan. * Ot koydukları kap.

MİHATT Deriden kıl ve yün yolacak demir.

MİHAZ Çizme mahmuzu.

MİHBAZ (C.: Mehâbiz) Hallaç tokmağı.

MİHBEB Tâne tâne kesecek âlet.

MİHBERE (C.: Mehâbir) Mürekkep koydukları kap.

MİHCEM(E) (C.: Mehâcim) Hacamat şişesi. * Çekip emmeğe mahsus âlet.

MİHDA İçine hediye konulan kap.

MİHEK f. Küçük çivi. * Karanfil.

MİHEN (Bak: Mihan)

MİHENK (Mihek) Altının ayarını anlamaya mahsus bir taş. Ölçü. İyiyi kötüyü ayıran, ayar âleti. * Mc: Bir insanın kıymetini, ahlâkını anlamaya yarayan vasıta.

MİHFAR Toprak kazan âlet. Kazma.

MİHFEN Değirmen sepeti.

MİHFER(E) (C.: Mahâfir) Kazma. Bel.

MÎHÎ f. Çivi şeklinde. Çiviye âit.

MİHÎN (Mihine) Daha büyük, daha ulu.

MÎHKADEM f. Ayağı kırık.

MİHLA(T) İçine yulaf koyup davara vermekte kullanılan torba.

MİHLAF Vaadinde çok hilâf eden, sözünde durmayan kimse.

MİHLAK Ustura.

MİHLEB (C.: Mehâlib) Yırtıcı kuşların tırnağı, pençesi. * Orak, bıçak.

MİHLEB İçine süt sağılan kap.

MİHMAN f. Misafir.

MİHMANDAR f. Misafire hizmet ve yardım eden. Misafiri ağırlayan.

MİHMANDAR-I KERİM Dünya misafirhanesinde kullarına yardım ve in'am eden Rabbimiz, Allah (C.C.). * Müslümanlara dünya misafirhanesinde rehberlik eden, Hazret-i Peygamber (A.S.M.)

MİHMANDARÎ f. Mihmandarlık. Misafir ağırlayıcılık.

MİHMANHANE f. Misafirhane. Misafir edilecek yer. Otel. * Mc: Dünya.

MİHMANÎ f. Mihmanlık, misafirlik.

MİHMANNEVAZ f. Misafire iyi muamele ederek ikram eden. Misafir ağırlayan.

MİHMANPERVER f. Misafir ağırlayan, misafire ikram eden, misafir seven.

MİHMANPERVERÎ f. Misafirperverlik, misafir ağırlayıcılık.

MİHMANSERAY f. Misafirhane. Otel. * Mc: Dünya.

MİHMEL (C.: Mehâmil) Kılıç bağı. * Büyük mahfe.

MİHMER (C.: Mehâmir) Semer atı.

MİHMEZ (MİHMÂZ) Çizme mahmuzu.

MİHNEKA (C.: Mehânık) Maktul. * Gerdanlık. * Boğacak âlet.

MİHNET Zahmet. Eziyet. Dert. Belâ. * Mc: Tecrübe, sınamak.

MİHNET-ÂBÂD f. Keder, mihnet ve gam dolu olan yer. * Mc: Dünya.

MİHNETDİDE f. Musibete uğramış. Keder ve mihnet görmüş.

MİHNETGÂH f. Keder, gam ve mihnet çekilen yer. * Mc: Dünya.

MİHNETKEDE f. Gam ve keder çekilen yer. Nihnet yeri. * Mc: Dünya.

MİHNETKEŞ f. Keder, eziyet ve mihnet çeken.

MİHNETZEDE f. Afet ve belâya uğramış. Keder, mihnet ve musibete giriftar olmuş.

MİHR (Bak: Mehr)

MİHRAB Camide imamın namaz kılarken cemaatin önünde durduğu yer. * Şiddetli harbeden cengâver. Bahadır. * Evin şerefli yüksek yeri, çardak. * Meclisin sadrı ve ekrem mevzii. * Mc: Harb âleti. * Orman. * Melikin hususi makamı. * Mc: Şeytan ve hevâ ile muharebe edecek yer. * Ümit bağlanan yer.

MİHRAB-I CEMŞİD Güneş, Şems.

MİHRACE (Hind'ce: Mahraca) Hindistan'da Hindu dininden olan hükümdarların büyüklerine verilen ünvandır. Hindu kral.

MİHRAF Hekimin yarayı muâyene ettiği âlet.

MİHRAK Çok hareket eden. * Hareket âleti. Karıştıracak nesne.

MİHRAK Fiz: Küre içi biçiminde (içbükey) bir aynaya müvâzi (paralel) gelen ışıkların, aksettikten sonra toplandıkları nokta. Yakıcı nokta. * Hareket merkezi.

MİHRAKÎ Mihrak noktasına âit.

MİHRAK (C.: Mehârik) Ağaç kılıç. * Yırtıp parçalayacak âlet.

MİHRAS (C.: Mehâris) Dibek taşı.

MİHRAT Tennur odunu karıştırdıkları âlet. * Çiftçi sabanı.

MİHRAT (C.: Mehârit) Her yıl derisi kavlayıp soyulmak âdeti olan yılan.

MİHRBAN f. Merhamet ve şefkat sahibi. Muhabbetli, sevimli, yumuşak huylu ve güleryüzlü.

MİHRBANÎ f. Dostluk, muhabbet, sevgi.

MİHRE f. Acemi ördekleri avlamak için su kenarlarına bağlanan ördek.

MİHREF (C.: Meharif) İçine yemiş koydukları kap.

MİHREZ İğne, ibre.

MİHRGAN f. Sonbahar. Güz mevsimi. * Eski İranlıların iki büyük bayramlarından birinin adı.

MİHRNAZ f. Naz güneşi. Çok nazlı.

MİHSAD Ekin orağı.

MİHSAF (C.: Mehâsıf) Biz dedikleri ince uzun demir.

MİHSAL Ok yapılan demir.

MİHSAL Keskin kılıç.

MİHSARRE Bir kimsenin elinde tuttuğu sopa veya değnek.

MİHSERE Süpürge.

MİHŞAH (C.: Mehâşi) Kaba kilim.

MİHTAB Balta. Odun kesmekte kullanılan âlet.

MİHTAT Cetvel tahtası.

MİHTER (C.: Mihterân) Daha büyük. Daha ulu.

MİHTERÂN (Mihter. C.) f. Daha büyükler.

MİHTERÎ f. Büyüklük, ululuk, azimlik.

MİHVAL Çok hilekâr. Hileci. Dolandırıcı.

MİHVEKA Süpürge.

MİHVER Dünyanın kuzey ve güneş kutbu arasından geçtiği farz olunan hat, dönen bir şeyin ortasından geçen mil. Düzgün geometrik şekilleri iki eşit kısma ayıran doğru çizgi. Çark ve tekerlek gibi dönen şeylerin ortasından geçen mil. Merkez. * Mat: Üzerinde bir müsbet ciheti var farzedilen sonsuz hat. * Kağnı arabasının dingili.

MİHVER-İ ÂLEM Arzın merkezinden geçerek semâ küresini her iki tarafta kesen mevhum hat.

MİHVER-İ HAREKÂT Askeri harekâtın yapıldığı yer.

MİHVER-İ ARZ Arzın kuzey ve güney kutupları arasında uzanıp, merkezden geçtiği farz olunan hat.

MİHVER-İ NEBAT Kök, gövde ve yaprakların tamamı.

MİHYAC Şiddetli. * Çok, ziyâde, fazla.

MİHYAF Tez susayan davar.

MİHYAL Bir yıl ekilip, bir yıl ekilmeyen arazi.

MİHYAT İğne.

MİHZA (MİHZAB) Ateş karıştırmakta kullanılan ağaç.

MİHZAB Boyacıların elbise boyadıkları küp.

MİHZAC Çamaşır tokacı.

MİHZAK Çok gülen kadın.

MİHZAR Mânâsız ve saçma sapan sözler konuşan.

MÎK f. Çekirge.

MÎK Çabuk ağlayan, yufka yürekli olan.

MİKA Muhabbet, sevgi.

MİKAA Kassarların üzerinde bez döğdükleri ağaç. * Kassarlar tokmağı. * Yaşlı ve uzun boylu kimse.

MİK'AB Geo: Küb. * Mat: İki defa kendisi ile çarpılan sayı.

Mİ'KAB Kızdan sonra oğlan doğuran kadın. Bir oğlan sonra bir kız doğuran.

MİK'AB (C.: Mekâıb) Topuk mesti.

MİKÂİL Rezzakıyyet arşının hamelesi olan büyük Melek. Dört Büyük Melekten birisi. (Bak: Melâike)

MİKAMME Süpürge.

MİKAT Bağırdak ipi, (oğlancıkları beşikte onunla bağlarlar.) * Kesilme ânında koyunun ayağını bağladıkları ip.

MİKAT Bir iş için tayin edilen zaman veya yer. * Mekke-i Mükerreme yolu üzerinde hacıların ihrama girdikleri yer.

MİKATÎ Hacc mevsimini beklemek üzere Mekke-i Mükerreme'de kalan kimse.

MİKAT SÜNNETİ Hacca niyet edenin ihrama girmesi.

MİKATT (C.: Mikât) Üzerinde kalem kesecek âlet.

MİKDAD Demir kesme âleti.

MİKDAM (C.: Makadim) Çok ayaklı. * Kıdemli. * Çok çabalayıp uğraşan. Fazlaca gayret sarfedip ikdâm eden.

MİKDAR Parça. Kısım. Bölük. * Kıymet. Değer. Derece.

MİKDAR-I KÂFİ Yeter derecede.

MİKDAR-I KAMET Namaza başlamak için okunan kamet zamanı kadar.

MİKELE Sofra takımı.

MİKHAL (C.: Mekâhil) Göze sürme çekmekte kullanılan âlet.

MİKLEB Eskiden ciltlenen kitapların sol tarafındaki fazlalık parçanın adı.

MİKLEME Kalemlik, kalem konacak âlet.

MİKNE (C: Mekenât) Süpürge.

MİKNESE Süpürge.

MİKNET Güç, kudret, kuvvet.

MİKRA' Balta gibi bir alettir ve onunla taş parçalarlar.

MİKRAA (C: Mekâri) Davul çomağı. * Çoban değneği.

MİKRAM Çok ikram ve kerem eden. Bağışlayan, ihsan eden.

MİKRAM (MİKRAME) (C: Mekârim) Kadınların başını ve yüzünü örttükleri nakışlı bez.

MİKRAT (C: Mekârâ) Su mecrâsı. (Her taraftan gelen yağmur suyu orada toplanır.) * Büyük havuz. * Büyük çanak.

MİKRAZ (C.: Mekariz) Makas.

MİKREB (C.: Mekârib) Çift sürmede kullanılan saban.

MİKRON Fr. Metrenin milyonda biri. Milimetrenin binde biri.

MİKROSKOP Fr. Gözle görülmeyecek kadar küçük cisimleri, çok defa büyük göstermeye yarayan âlet.

MİKSAHA (C.: Mekâsih) Süpürge.

MİKSAL Çok keskin kılıç.

MİKSAR Çok konuşan, sözü uzatan, geveze. * Çoğaltan, teksir eden.

MİKSEFE (Kesâfet. den) İçine elektrik enerjisi yığılan âlet. (Kondansatör)

MİKSEHA (C.: Mekâsih) Süpürge.

MİKSİR Çok söyleyici, çok konuşan.

MİKŞAT Hattatların, kamış kalemlerinin kabuğunu soymakta kullandıkları âlet.

MİKTA' Kesecek âlet.

MİKTEBE Tabak üstüne örttükleri nesne.

MİKTEL Onbeş sa' miktarı nesne alır ölçek.

MİKVAL Çok konuşan.

MİKVED (C.: Mekavid) Yular.

MİKVEL Lisan. Dil.

MİKYAL (C.: Mekâyil) (Keyl. den) Ölçek. Tahıl ölçeği.

MİKYAS Kıyas edecek, ölçecek âlet. Ölçü âleti. Uzunluk ölçüsü. Ölçek.

MİKYAS-I KUVVET Kuvvet ölçer. Dinamometre.

MİKYAS-I MÂ Hidrometre.

MİKYAS-I ZELAZİL Yer sarsıntısının şiddet ve yönünü gösteren âletler.

MİKYAS-ÜL HARARE Harâret derecesini ölçen âlet. Termometre.

MİKYAS-ÜL MÂYİAT Sıvıların yoğunluk derecesini ölçen âletin adı.

MİKYAS-ÜR RİYAH Rüzgâr hızını tâyin eden âlet.

MİL İğne gibi ince ve uzun bir âlet. * Göze sürme çekecek âlet. * Ucu sivri çelik kalem. * Sivri dağ tepesi. * Bir çarkın, üzerinde döndüğü mihver, eksen. * Elektromotordan iş tezgâhına kuvvet nakleden uzun çelik çubuk. * Selin bıraktığı en verimli münbit toprak. * Mesafeyi gösteren işaret çubukları. * Bir kilometreden fazla mesafe, uzaklık.

MİL-İ BAHRÎ İngiliz deniz mili. (1852 metre)

MİL-İ BERRÎ Kara mili. (1609 metre)

MİLA Bir kap dolusu nesne.

MİLAD (Velâdet. den) Doğum günü. * Hz. İsa'nın (A.S.) doğum günü kabul edilen yıl başı.

MİLADÎ Milada ait. Milada dayanan. Ekser Avrupalıların takvim başlangıcı yaptıkları Milad yılına ait. * İsa'nın (A.S.) doğumundan itibaren başlayan takvim ki, miladî tarih denir.

MİLAH (Milh. C.) Milhler, tuzlar.

MİLAHAT Gemicilik. Gemicilik bilgisi.

MİLAK Bir nesnenin kıyam ve sebâtına sebep olan nesne.

MİL'AKA (C.: Melâik) Tahta kaşık.

MİL'AKA-TIRAŞ f. Tahta kaşık yapan.

Mİ'LAT (C: Meâli) Yas tuttuğunda, kadınların gözyaşı sildikleri bez.

MİLAT Duvara yaptıkları çamur. Sıva balçığı.

MİLBEN Kerpiç kalıbı. * Süt sağacak kap.

MİLDEM (MİLDÂM) Çekirdek dövdükleri taş. * Ahmak ve iri vücutlu kimse.

MİLDES Hurma çekirdeğini dövdükleri büyük taş.

MİL'E Dolu, dolusu. * Cemaat. (Bak: Mele') * Havuz.

MİLEL (Millet. C.) Milletler. Bir millet sayılan topluluklar. * Bir din veya mezhebde olan topluluklar.

MİLEL-İ MÜTEMEDDİNE Medenileşmiş milletler.

MİLEL-İ SÂİRE Başka, diğer milletler.

MİLEZZ Katı, şiddetli, şedid.

MİLG Ahmak.

MİLH (C.: Emlâh-Milha-Milah) Tuz.

MİLHA (Milhât) (C.: Melâhi) Eğlence, oyun, cümbüş.

MİLHA (Milh. C.) Tuzlar.

MİLHA Kutu. Dağarcık.

MİLHAB (C.: Melâhib) Kesecek âlet. * Ber nesnenin kabuğunu soyacak âlet.

MİLHAFE Bürünecek şey. Yorgan.

MİLHE Güzel kelâm, lâtif söz.

MİLHEZ Mürekkep karıştırmakta kullanılan bir âlet.

MİLHÎ (Milhiye) Tuzla alâkalı. Tuzdan.

MİLİ f. Kedi.

MİLİS Fr. Orduya yardımcı halk kuvveti.

MİLK Mal cinsinden olan yer. Birisinin tasarrufu altında bulunan yer. Mülk.

MİLK-İ YEMİN Köle, cariye.

MİLKA Eskiden mürekkep hokkalarına konulan ham iplik.

MİLKAT Cerrah cımbızı.

MİLKAT (C: Melâkıt) Tandırdan ekmek çıkaracak âlet.

MİLKDAR f. Hükümdar, pâdişah. Mülk sâhibi.

MİLKED Nesne dövecek âlet.

MİLLET Bir dinden olanların topluluğu. Din, dil ve târih beraberliği bulunan insan cemaatı. Sınıf. Topluluk. * Bir sülâleden gelenlerin hepsi. * Maddi, mânevi bir unsurdan sayılıp beraber yaşayanların hepsi.

MİLLET-İ BEYZA Bütün Müslümanlar.

MİLLET-İ HÂKİME Hâkim millet.

MİLLET-İ MERHUME Müslümanlar, İslâm Milleti. (Allah'a ve onları ebedi saadete sevkeden emirlerine itaat ettiklerinden, kendileri rahmete mazhar olmuşlardır.)

MİLLÎ (Milliye) Din ve millete âit, milletle alâkalı, millete mensub.

MİLLİYET Ümmet. Aralarında din, dil ve tarih birliği olan topluluktaki hâl. Millet olma. Aralarında maddi mânevi birlik ve beraberlik râbıtaları bulunan topluluktaki vasıf. (Milliyetimiz bir vücuddur. Ruhu, İslâmiyyet; aklı, Kur'ân ve imândır.)(Kimin himmeti milleti ise, o tek başiyle küçük bir millettir. M.)(Fikr-i milliyet, şu asırda çok ileri gitmiş. Hususan dessas Avrupa zâlimleri, bunu İslâmlar içinde menfi bir surette uyandırıyorlar, tâ ki, parçalayıp, onları yutsunlar.Hem fikr-i milliyette bir zevk-i nefsâni var; gafletkârâne bir lezzet var; şeâmetli bir kuvvet var. Onun için şu zamanda hayat-ı içtimaiye ile meşgul olanlara, "Fikr-i milliyeti bırakınız!" denilmez. Fakat, fikr-i milliyet iki kısımdır. Bir kısmı menfîdir. Şeâmetlidir, zararlıdır; başkasını yutmakla beslenir, diğerlerine adâvetle devam eder, mütayakkız davranır. Şu ise, muhâsamet ve keşmekeşe sebebdir. Onun içindir ki, hadis-i şerifte ferman etmiş: $Ve Kur'an da ferman etmiş: $ İşte şu hadis-i şerif ve şu âyet-i kerime; kat'i bir surette menfî bir milliyeti ve fikr-i unsuriyeti kabul etmiyorlar. Çünki: Müsbet ve mukaddes İslâmiyet milliyeti, ona ihtiyaç bırakmıyor... M.) (Bak: Türk)(Menfî milliyette ve unsuriyet fikrinde ifrat edenlere deriz ki:Evvelâ: şu dünya yüzü, hususan şu memleketimiz, eski zamandan beri çok muhaceretlere ve tebeddülâta mâruz olmakla beraber; Merkez-i Hükümet-i İslâmiyye bu vatanda teşkil olduktan sonra, akvâm-ı sâireden pervane gibi çokları içine atılıp, tavattun etmişler. İşte bu halde Levh-i Mahfuz açılsa ancak hakiki unsurlar birbirinden tefrik edilebilir. Öyle ise, hakiki unsuriyet fikrine, hareketi ve hamiyeti bina etmek mânasız ve hem pek zararlıdır. Onun içindir ki: Menfî milliyetçilerin ve unsuriyet-perverlerin reislerinden ve dine karşı pek lâkayd birisi mecbur olmuş; demiş: "Dil, din bir ise; millet birdir." Mâdem öyledir. Hakiki unsuriyete değil; belki dil, din, vatan münâsebatına bakılacak. Eğer üçü bir ise, zaten kuvvetli bir millet; eğer biri noksan olursa, tekrar milliyet dairesine dâhildir. M.)

MİLLİYETPERVER f. Milliyetini seven.

MİLSAH (C.: Melâsıh) Keten tarağı.

MİLT Nesebi bilinmeyen.

MİLTAN Yağ değirmeni.

MİLTAT Dimağa ermiş olan baş yarası. * Deniz kenarı.

MİLVAH Tuzak yanında koydukları kuş. * Semiz olmayan hayvan.

MİLVAT Mala.

MİLZAB (C.: Melâzib) Aşırı derecede cimri, pek hasis.

MİM Kur'ân-ı Kerim alfabesindeki yirmidördüncü harf olup, ebced hesabında kırk sayısının karşılığıdır. * Tarih yazarken bazan Muharrem ayına bir işaret olabilir. * Bir kitap veya ibarenin sonuna veya altına temme (bitti) yerine ve "mâlum oldu, görüldü" makamında konulan bir harftir. (Bak: Ebced)


Yüklə 11,57 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   113   114   115   116   117   118   119   120   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin