Nüfus Artışı: Belirli bir bölgede yaşayan nüfusun önceki yıllara göre gösterdiği sayısal değişime nüfus artışı denir. Bu değişim doğumlar, ölümler ve göçler arasındaki ilişkiye bağlıdır. Bir ülke veya bölgede doğum oranı, ölüm oranından azsa, bu durumda nüfus artışı yerine nüfus azalması olur.
Nüfus Artış Hızını Etkileyen Faktörler
Doğum oranının yüksek olması
Savaşlar ve tabii afetler
Evlenmeler
İktisadi ve sosyal şartlar
Eğitim
Sanayileşme
Nüfus planlaması uygulamaları
Çevre
Ölümler
Hızlı kentleşme
Beslenme şartları
Gelenek, görenek ve dini inanışlar
Sağlık hizmetlerinin artması
Nüfus artışı ile kalkınma hızı arasında ilişki vardır. Bunlar:
Nüfus artışı kalkınma hızından yüksek ise
ülkenin gelişimi yavaşlar.
Nüfus artışı kalkınma hızından düşük ise
ülkenin gelişimi hızlanır.
Nüfus artış hızı açısından ülkeler
kıyaslandığında, gelişmiş ülkelerde çok
düşük, az gelişmiş ülkelerde ise çok yüksek
olduğu görülür.
Yeryüzünün iklim ve bitki örtüsü koşullarına
bağlı olarak, bazı bölgelerde nüfusun
toplanması ve yerleşmesi sınırlanırken, bazı
bölgeler; iklim, tarım koşulları, madencilik,
ulaşım, endüstri ve ticari faaliyetlere bağlı
olarak oldukça yoğun nüfus özelliği gösterirler.
Nüfus Artışının Olumlu Sonuçları
Mal ve hizmetlere talep artar.
Vergi gelirleri artar.
Üretim artar, işçi ücretleri düşer.
Piyasa genişler, yeni yatırım sahaları açılır.
Nüfus Artışının Olumsuz Sonuçları
Enflasyon artar.
İşsizlik artar.
Kalkınma hızı azalır.
Tüketim artar.
Eğitim ve sağlık harcamaları artar.
Hızlı ve plânsız kentleşme oluşur.
Konut sıkıntısı görülür.
Dış ödemeler dengesi bozulur.
İç ve dış borçlar artar.
Kişi başına düşen milli gelir azalır.
Tasarruflar azalır, tüketim artar.
Göçler artar, hızlı şehirleşme görülür.
Belediye hizmetleri zorlaşır.
Nüfusa bağlı yatırımlar artar.
Çevre kirlenmesi artar.
Doğal kaynaklar hızla tükenir.
Alt yapı sorunları oluşur.
Gelir dağılımı eşitsizlenir.
Tarım alanları miras yoluyla parçalanır.
Tarım alanlarının amaç dışı işgali artar.
Enerji kaynakları hızla tükenmeye başlar.
TÜRKİYE'DE NÜFUS ARTIŞI, NEDENLERİ VE SONUÇLARI
Türkiye nüfusunun sayısı, dağılışı ve özellikleri nüfus sayımı ile belirlenir.
-COĞRAFYA-
57
Sayım Yıllart
Türkiye Nüfusu
1927
13 648 200
1935
16158 000
1940
17 820 900
1945
18 790 200
1950
20 947 200
1955
24 064 700
1960
I 27 754 800
1.NÜFUSARTIŞI
Sayım Yılları
Türkiye Nüfusu
1965
31 391 400
1970
35 605100
1975
40 347 700
1980
44 736 900
1985
50 664 400
1990
56 473 035
2000
67 803 927
Sayım yıllarına göre Türkiye nüfusuna göz attığımızda 1927 - 2000 arasındaki ülke nüfusunun özellikleri şu başlıklarla belirtilebilir.
» Nüfus hızlı bir şekilde artmaktadır.
» Genç nüfus yaşlı nüfustan daha fazladır.
» Erkek nüfus kadın nüfustan daha fazladır.
» Nüfusun eğitim düzeyi giderek yükselmektedir.
» Ortalama insan ömrü giderek uzamaktadır.
» Kentsel nüfus giderek artmaktadır.
» İç ve dış göçler yoğun olarak yaşanmıştır.
(Milyon)
NÜRJS MİKTARI _^_ART1Ş ORANI
Sayım yıllarına göre Türkiye'nin nüfusunda artış miktarı ve artış oranı
Yukarıdaki grafiğe bakılarak sayım dönemlerindeki değişimler ile ilgili şu sonuçlar çıkarılabilir,
En düşük artış binde 11 ile 1940-1945 yılları
arasında olmuştur. Bunun nedeni Türkiye II.
Dünya savaşına girmemesine rağmen çok
sayıda genç erkek nüfusun silah altında
tutulmasıdır.
En yüksek nüfus artışı 1955-1960 döneminde
olmuştur. Bu dönemde sanayi önceki dönemlere
göre ilerlemiş, ulaşım ağı yaygınlaşmış, sağlık
hizmetlerinde iyileşmeler sağlanmıştır.
1975-1980 yılları arasında nüfus artışında az da
olsa bir düşme görülmektedir. Bunda bazı
ekonomik ve sosyal olumsuzlukların etkisi de vardır.
2. NÜFUS ARTIŞININ NEDENLERİ
Türkiye'de nüfus artışının başlıca nedenleri şu başlıklar altında toplanabilir:
Doğurganlık oranının yüksek olması.
Bebek ölüm oranlarının azalması.
Beslenme ve sağlık koşullarının iyileşmesi ve
buna bağlı olarak ortalama insan ömrünün uzaması.
Dış ülkelerden göç alma.
a.Doğurganlık oranının yüksekliği: Nüfus
artışınm temel ve doğal nedeni olan doğurganlık,
doğum yapabilecek çağdaki (15-49 yaşları
arasındaki) kadınların doğurduğu ortalama çocuk
sayısı ile ifade edilir. Türkiye'de doğum oranı,
kalkınmış ülkelere göre 2 - 3 kat daha fazla, geri
kalmış ülkelere göre ise azdır. Yurt genelinde
düşünüldüğü zaman, kırsal kesimdeki doğum oranı
kentlere göre çok daha fazladır. Bunun başlıca
nedenleri, aile plânlamasının kırsal kesimde
uygulanmaması ve geleneksel aile kavramıdır.
b.Bebek ölümlerinin azalması: Türkiye'de nüfus
artışının önemli nedenlerinden biridir. Bebek
ölümleri son yıllarda hızla azalmaktadır. Çünkü
anneler çocuk sağlığı konusunda
bilgilendirilmektedir. Bebek ölümlerinin azalmasının
başka bir nedeni de beslenme koşullarımn
iyileşmesidir. Ayrıca bebek ölümlerine neden olan
hastalıkların aşılarının uygulanması ve tedavi
yöntemlerinin geliştirilmesi de bu konudaki önemli
etkenlerdendir.
c.Sağlık ve beslenme koşullarının iyileşmesi ve
ortalama insan ömrünün uzaması: Hızla
kalkınmakta olan ülkemizde sağlık hizmetleri de
hızlı bir şekilde iyileşmektedir. Sayıları her geçen
gün artan hastane, sağlık ocağı, poliklinik,
dispanser gibi sağlık kuruluşları, ülkenin her yerine
sağlık hizmetleri yaymaktadır.
Gelişen tarım, hayvancılık ve sanayi sayesinde ülkemizdeki beslenme koşulları hızla iyileşmektedir. Ayrıca sanayi, ulaşım, turizm, ticaret gibi daha pek çok konuda yurdumuzun topyekün kalkınması, Türk insanının refah düzeyini yükseltmiş bulunmaktadır.
d.Dış ülkelerden göç alma: Türkiye nüfusunun
artmasında, dıştan gelen göçlerin de payı vardır.
Bağımsızlığını kazanan ülkelerde yaşayan Türkler,
çeşitli baskılarla karşı karşıya kalmıştır. Bu
ülkelerdeki Türklerin bir kısmı gerek ikili anlaşmalar
58-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
sayesinde değiş - tokuş yoluyla, gerekse diğer yollardan Türkiye'ye göç etmiştir.
3. NÜFUS ARTIŞININ DOĞURDUĞU SORUNLAR
Türkiye'de nüfus artışının özellikleri
» Nüfus sürekli ve hızlı biçimde artmıştır. Son 11 yılda (1927 - 2004 arası) 5 katına ulaşmıştır.
» Sayım dönemlerine göre artış oranları arasında farklılıklar bulunmaktadır. Bu da II. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı'yla ilgilidir.
>> Nüfus artış oranı gelişmiş ülkelerinkinden yüksek, gelişmemiş ülkelerinkinden ise düşüktür.
» Kadın - erkek sayısı birbirine eşittir. Bu eşitlik savaş yıllarında erkekler aleyhinde değişmiştir.
» Ülke nüfusunun artışının temel nedeni doğurganlıktır. Bölgeler ve kentler arasında farklı nüfus artışında iç göçler önemli etken olmuştur. Bunun sonucunda doğurganlığın en yüksek olduğu Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da nüfus artış oranı düşmüş buna karşılık doğurganlığın düşük olduğu batı bölgelerinde nüfus daha hızlı artmıştır.
>> Genç nüfus yaşlı nüfusa göre daha fazladır. » Ortalama insan ömrü uzamaktadır. Hızlı nüfus artışının neden olduğu sorunlar:
a.Kırsal kesimden kentlere yoğun göç: Çoğu
büyük kentlere olmak üzere, köylerimizden her yıl
çok sayıda insan kentlere göç etmektedir. Bu
yüzden yoğun göç alan büyük kentlerimizde çeşitli
sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Bunlar;
Alt yapı yetersizlikleri, göç alan kentlerde bu
durum; yol, elektrik, su, kanalizasyon gibi alt
yapı hizmetlerinin yeterince yerine getirilmediği
semtler oluşturmaktadır.
Büyük kentlerde yaşayan trafik kargaşaları,
polisiye olaylar, gürültü (ses kirliliği) gibi
olaylarda da kentlerimizin aldığı yoğun göçlerin
etkisi bulunmaktadır.
Eğitim ve sağlık hizmetlerinin aksaması sorunu
da göç olayının sonuçları arasındadır.
Eğitim ve öğretimin niteliğini olumsuz etkilemesi.
b.Konut yetersizliği: Ülke nüfusunun hızla
artmasının doğurduğu, önemli sonuçlardan biri de
konut yetersizliğidir. Konut eksikliği özellikle yoğun
göç alan büyük kentlerimizde kendini daha fazla hissettirmektedir. Kırsal kesimden gelen çok sayıdaki insan, sınırlı parasal imkânlarıyla sağlıklı konut temin edememektedir. Onun için de büyük kentlerin çevrelerinde devlet arazisi üzerine izinsiz, plânsız ve projesiz yapılan sağlıksız meskenlerde (gecekondularda) oturmak zorunda kalmaktadır. Gecekondulardan oluşan semtlerde:
Elektrik, su, yol, kanalizasyon gibi alt yapı hizmetleri yeterli değildir. Kalitesiz inşaat malzemeleri ve yetersiz inşaat teknikleriyle yapılmış olan bu meskenler, ısı izolasyonu yönünden de yetersizdir.
BilgiNotu/
i Türkiye'de giderek artan mesken eksikliğine kesin |
jçözüm bulmak ancak köyden kente göçün |
| durdurulması ile mümkündür. Bunun için de nüfusu |
| kentlere çeken eğitim ve sağlıklı hizmetleriyle, |
| kentlerde daha fazla olan iş imkânlarının köylerde l
I d® oluşturu Iması gereki r. I
c.Tarım alanlarının azalması: Nüfusun hızla
artması sonucu kentlere yönelik göçlerle, özellikle
büyük kentlerimiz yatay yönde hızla büyümektedir.
Kentlerin düzensiz ve hızlı bir şekilde büyümesi,
çevredeki verimi tarım arazilerinin tarım dışı
kalmasına neden olmaktadır. Miras yoluyla
toprakların küçülmesi de şehre göçün tarımsal
sonuçlarından biridir.
d.Çevre sorunları: Hızlı nüfus artışının doğurduğu
sonuçlardan bir kısmı da çevre sorunlarıdır. Artan
nüfus doğal olarak daha çok yakıt tüketir. Tüketilen
kalitesiz yakıtlar ise havaya yoğun olarak bırakılan
kükürt dioksit (SO2) ve duman havayı kirletir. Sanayi
kuruluşlarının toprağa saldığı asitli, zehirli ve
deterjanlı sular, toprak kirliliğine yol açmakta ve
böylece toprağın verimi azalmaktadır. Kanalizasyon
yetersizliği sonucu pis sular şehir içinden geçen
sulara karışmakta ve su kirliliğine neden olmaktadır.
Şehirlerde bulunan motorlu taşıtlardan çıkan sesler
gürültüye yol açmaktadır.
e.İşsizlik sorunu: Türkiye'de işsizlik oranı oldukça
yüksektir. (2004 yılı verilerine göre % 15 dolayında)
Bunda, nüfusun hızlı şekilde artmasının önemli
etkisi vardır. Çünkü hızla artan nüfus içinde, çalışma
çağına gelen insan sayısı da hızla artmakta mevcut
istihdam olanakları yetersiz kaldığından işsizlik
sorunu oluşmaktadır.
f. Kalkınmanın frenlenmesi: Ülkenin artan gelirinin nüfusa eklenen insanlara paylaştırılması sonucu, fert başına düşen gelir yeteri kadar
-COĞRAFYA-
59
yükselememektedir. Daha açık bir ifadeyle milli geliri pastaya benzetirsek, pastadan pay alanların sayısı artıyor, fakat pasta kendisinden pay alanlardan daha az artıyor. Böylece kişi başına düşen gelir miktarında beklenen artışlar sağlanamıyor.
TÜRKİYE NÜFUSUNUN ÖZELLİKLERİ
Nüfusun yapısı (özellikleri), yaş grupları, cinsiyet durumu, çalışanların iş alanlarına göre dağılımı, eğitim durumu, kırsal ve kentsel nüfus gibi özellikler hakkında bilgi verir.
EKREK
KADIN
1. NÜFUSUN YAŞ VE CİNSİYET GRUPLARINA DAGILIMI
MİLYON KİŞİ
4 3 2 1 MİLYON KİŞİ
2000 Nüfus sayımı verilerine göre Türkiye nüfus piramidi Nüfusun belirlenen yaş gruplarına dağılımı, nüfusun yaş yapısı olarak nitelendirilir.
Nüfus piramitleri, ülkelerin nüfusunun yaş yapısı hakkında ayrıntılı bilgi verir. Ülkelerin nüfusunun yaş gruplarına dağılımı genellikle bir piramide benzer. türkiye'nin nüfusu hızla arttığı için, genç ve çocuk yaştaki nüfus, yaşlı nüfusa göre çok fazladır. Onun için grafiğin tabanı geniştir ve tepeye doğru giderek daralmaktadır.
çocuk
Türkiye'de nüfusunun yaş gruplarına göre oransal dağılışı
genç
Türkiye'de nüfusun yaş gruplarına göre dağılımı incelendiğinde şu özellikler görülür.
Nüfusun büyük bir bölümü 15-64 faal yaş grubu
içinde yer almaktadır. Bu yaş grubundaki nüfus
kırsal kesimden kentlere göç nedeniyle kentlerde
daha çok olduğu görülür.
Nüfusumuzun % 4'ünü 65+(yaşlı) yaş ve
üzerindeki nüfus oluşturur.
Türkiye nüfusunun en belirgin özelliği, çocuk ve genç nüfusun fazla olmasıdır. Türkiye'de genç nüfusun fazla olmasının sonuçları maddeler halinde şöyle sıralanabilir:
Çeşitli ekonomik faaliyet alanlarında çalıştırmak
üzere iş gücü temininde kolaylık sağlamıştır.
Genç nüfusu az olan bazı batılı ülkelerde durum
bunun tersine olduğu için dışarıdan işçi bulmak
zorunda kalmaktadırlar. Bunun en tipik örneği
Almanya'dır.
Fazla nüfus, fazla tüketimi doğurur. Bu da
üretimi teşvik eder. Onun için sanayi ve ticaret
önemli ölçüde gelişme göstermiiştir.
Çalışma çağına gelen nüfus, iş bulmak ve
çalışmak ister. Ancak ülkemizdeki iş alanları
nüfus kadar hızlı artmadığı için, işsizlerin sayısı
giderek artmaktadır.
Sağlık ve eğitim hizmetlerinin aksaması da genç
nüfusun fazla olmasının başka bir sonucudur.
Kırsal kesimde iş olanakları yetersiz
olduğundan, genç nüfus iş bulmak ümidiyle
kente göç etmektedir. Böylece,
Türkiye nüfusunun kadın-erkek oranmda son yıllarda değişiklikler görülmektedir. 1940'a kadar kadın nüfusun fazla olduğu görülmektedir. Bunun başlıca nedeni, 1. Dünya Savaşı ve İstiklâl Savaşı'dır. Çünkü bu savaşlarda ve savaşın neden olduğu olumsuz ortamlarda ölenlerin pek çoğu erkektir. 1940'ta kadın-erkek nüfusunda eşitlenme, daha sonraki yıllarda ise erkek nüfus fazlalığı görülmektedir. Özellikle 1980-1985 ve 1990 sayımlarmda bu durum daha belirgindir.
Bir ülkede ya da kentte kadın-erkek nüfusu oranı göçlerle de yakından ilgilidir. Göçlere katılanlar büyük oranda erkekler olduğu için, yoğun olarak göç alan illerde belirgin bir erkek nüfus fazlalığı görülür.
60-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Buna karşılık göç veren kentlerde durum bunun tersinedir.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleriyle Doğu Karadeniz Bölümü'nün birçok illerinde kadın nüfus erkekten daha fazladır. Buna karşılık Marmara ve Ege bölgelerindeki illerimizde durum bunun aksidir. Bunun nedeni, genel olarak Türkiye'nin doğu yarısının göç vermesi, batı yarısının göç alması ve göçe katılan nüfusun çoğunluğunun (iş arama amaçlı) erkek olmasıdır.
2. ÇALIŞAN NÜFUSUN EKONOMİK FAALİYET KOLLARINA DAĞILIMI
Türkiye'de çalışan nüfusun ekonomik faaliyet alanlarına dağılımından şu sonuçlar çıkarılabilir.
Hizmetler
Hizmetler
Sanayi
Sanayi
Tarım
Tarım
1927 1990
Türkiye'de genç nüfustaki sektörel değişmeler
Cumhuriyet'in ilk yıllarında tarım sektörünün payı % 90 dolayında, buna karşılık sanayi ve hizmet sektörleri çok zayıftı. Ancak bu durum sürekli olarak değişmiş ve günümüze kadar sanayi ve hizmet sektörünün büyümesi, tarım sektörünün ise küçülmesi şeklinde gelişmiştir. 2000 verilerine göre kırsal nüfusun % 35 olmasına karşılık tarım sektöründe çalışan nüfus toplam nüfusun yarısını oluşturmaktadır. Bundan, kentlerde oturan nüfusun bir kısmının da geçimini tarımdan sağladıkları sonucu çıkarılabilmektedir. Hizmet sektörünün hızla gelişmesi ise ülkede turizm, ticaret ve inşaat alanlarında görülen hızlı gelişmenin sonucudur.
3. NÜFUSUN EĞİTİM DURUMU
Nüfusun özellikleri arasında eğitim durumu, önemli bir yer tutar. Çünkü bilgi çağı olan zamanımızda, yeterli eğitime sahip olmayan insanlardan oluşan nüfus, ülkelerin kalkınmasına yardımcı olamaz. Cumhuriyet'in ilk yıllarında % 10 olan okur yazarlık oranı, 2000'de % 85'i aşmıştır. Okuma yazma oranı, erkeklerde kadınlara oranla daha fazladır. Ama kadınlann eğitim düzeyi de hızla yükselmektedir.
4. KIRSAL NÜFUS VE KENTSEL NÜFUS
2000
i Kırsal nüfus IKentsel nüfus
Türkiye'de nüfusu 10.000'den az olan yerleşim birimleri kırsal yerleşmeler, bu yerleşmelerin nüfusu da kırsal nüfus olarak kabul edilir. Nüfusu 10.000'den fazla olan yerleşmeler ise kent yerleşmeleri, buralarda yaşayan nüfus ise kentsel nüfus olarak değerlendirilir.
1927
j Kentsel nüfus İKırsal nüfus
İlk sayım yıllarından günümüze kadar kırsal nüfus oranı sürekli olarak azalmakta, buna karşılık kentsel nüfus oranı artmaktadır. 1927 yılındaki ülke nüfusunun % 24.22'si kentlerde, % 75-78'i kırsal kesimde oturmaktaydı. Türkiye 1950'li yılların başından itibaren kentleşme sürecine girmiştir. Bu durum kentlerdeki alt yapı yatırımlarımn fazlalaşması ve sanayileşme ile ilgilidir. İlk kez 1985 yılında şehir nüfusu kır nüfusu geçmiştir. 1990'da nüfusun %41'i kırlarda, %59'u da kentlerde yaşamaktadır. 2000'de ise nüfusun 64.9'u kentlerde, 35.1'i ise köylerde oturmaktadır. Kentsel nüfus kırsal nüfusa göre daha hızla artmaktadır. Çünkü kentsel nüfusun artışı iki yolla olmaktadır. Kent nüfusunun doğumlara dayalı normal artışı ve kentlerin kırsal yerlerden aldığı göç nedeniyle artışıdır. Ülkemizde kentsel nüfusun en yüksek düzeye ulaştığı bölge Marmara Bölgesi'dir. Bölüm başında ise Çatalca-Kocaeli Bölümü'dür. Kırsal nüfusun en yüksek olduğu bölgelerimiz ise Doğu Anadolu ve Karadeniz bölgeleridir.
TÜRKİYE'DE NÜFUS HAREKETLERİ
Nüfus hareketleri denildiği zaman akla göçler gelir. Göçler; nüfusun azalmasında, çoğalmasında ve ülke içindeki dağılımında önemli rol oynar. Göçler, insanların bireysel olarak, aile fertleriyle birlikte ya da kitleler halinde yaşadıkları yerlerden geçici ya da sürekli olarak ayrılıp, başka yerlere gitmesi eylemidir.
Türkiye'deki göçler, üç grupta toplanır:
a. Doğal afetlerin neden olduğu göçler: Göçlere yol açan doğal afetlerin başında kuraklık gelir. İklim değişmeleri nedeniyle oluşan kuraklık, insanların yaşama koşullarını önemli ölçüde zorlaştırdığı için özellikle tarım ve hayvancılıkla uğraşanların göç etmelerine neden olmaktadır.