EY ÂŞIK-I DİLDÂDE Ey âşık-ı dildâde gel nûş edelim bâde Bir bâde gerek ammâ kim içile me’vâda Ol câma olan tâlib cân ile ola râgıp Nefsine ola gâlib dil bağlaya üstâda Sâkîsi ola Mevlâ akdâhı anın esmâ Bir kerre içen kat’â gam görmeye dünyâda
180
Nûş eyleyen ol câmdan subhu ne bile şâmdan Ta’lîm-i cünûn eyler Mecnûn ile Ferhâd’a Bir kez içen âşıktır yolunda hem sâdıktır Aşk öğrete lâyıktır Mecnûn ile Ferhâd’a İşit bu Sezâyî’den ne gördü Fenâyî’den Dost vechini gösterdi mir’aı mücellâda BÜLBÜL-İ GÜLZÂR-I AŞKIM Bülbül-i gülzâr-ı aşkım âşiyân olmaz bana Murg-ı lâhûtum anınçün bir mekân olmaz bana Pûte-i zillette beni kâl eyledi üstâd-ı aşk Dürr-i sâfiyem mehekk-i imtihân olmaz bana Gülistânım tâze tâze güllerim açmaktadır Ârzû-yı nev-bahâr etmem hazân olmaz bana Sûretim sîrette pinhân eylemiştir cânımı Sîretim sûrette cân oldu zamân olmaz bana Ey Sezâyî şem-i vasla Per yakar pervâneyim Hâlet-i vaslın safâsından figân olmaz bana
181
DOST BAĞIN GÜLÜ Dost bağın gülü oldu küşâde Bülbülüz güle figâne geldik Yârin elinden içmişiz bâde Anınçün bunda mestâne geldik Dostun illerin ederken seyrân Bunda uğrayıp olmuşuz pinhân Sanma sen bizi gezerinz hayvân Özümüz bilip irfâne geldik Aslımız bildik nûr-u ezelî Ayrılmayız ol sırrı sezeli Can ile sevdik biz o güzeli Yolunda el’an kurbana geldik Dert ile dâim yanmakta bu dil Aşk-ı nârına olmuşuz fitil Pervâne sıfat olmağa vâsıl Şem-i cemâle sûzana geldik Cismimiz bunda canımız anda Gevherimiz aslı ol kânda Sezaî şimdi biz bu dükkanda Biraz eğlenip seyrâna geldik