Hukukun temel kavramlari



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə166/324
tarix31.12.2021
ölçüsü1,73 Mb.
#112305
1   ...   162   163   164   165   166   167   168   169   ...   324
huktemkavau211

7.2.2. Hukuka Aykırı Fiiller 
Hukuk  düzenin  onaylamadığı  ve  kendilerine  hukuksal  sonuç  bağladığı  insan 
davranışlarıdır.  Bu  davranışlar  hukuksal  düzenini  ihlal  ettiğinden  hukuksal  sonuç  oluşturur. 
Bunlar haksız fiiller ve borca/sözleşmeye aykırılık oluşturan fiiller olmak üzere ikiye ayrılır 
(Pulaşlı/Korkut 2017: 123).  
7.2.2.1. Haksız Fiiller 
Haksız  fiil,  hukuk  düzenin  izin  vermediği  ve  hoş  karşılamadığı  zarar  verici 
davranışlardır. Haksız fiilin üç tane unsuru vardır. Bunlar hukuka aykırı fiil, zarar ve illiyet 
bağıdır (Akıntürk 2013: 87-93): 
Hukuka  aykırı  fiil:  Hukuk  düzeninin  malvarlığı  ve  kişisel  değerleri  zarar  görmekten 
korumak amacıyla koyduğu emir ve yasaklara uymayan, onları ihlal eden, davranışla hukuka 
aykırıdır. Bununla birlikte öyle durumlar vardır ki bunlar zarar veren davranışı hukuka aykırı 
olmaktan çıkarır. Bu durumlar Borçlar Kanunda şu şekilde belirtilmiştir (m. 63): 
 
-Yasanın verdiği bir yetkinin kullanılması, 
 
-Zarar görenin zarara razı olması, 
 
-Üstün kamu yararının bulunması, 
 
-Üstün özel yararın bulunması, 
 
-Haklı savunma (meşru müdafaa), 
 
-Hakkını korumak için güç kullanma, 
 
-Zorunluluk (ıztırar), 
hallerden birinin varlığı, işlenen fiili hukuka aykırı olmaktan çıkarır.  
Kusur:  Hukuka  aykırı  sonucu  istemek  (kast)  veya  bu  sonucu  istememekle  birlikte, 
hukuka aykırılıktan kaçınmak için iradeyi yeteri derecede yormamaktır. Kusurun, kast ve ihmal 
olmak  üzeri  iki  çeşidi  vardır.  Kast,  hukuka  aykırı  sonucu  önceden  görerek  bu  sonucun 
doğmasını istemektir. Kastta bilme ve isteme vardır. Kişi, zararlı sonucun doğacağını bile bile 
fiili  işlemektedir.  İhmal,  hukuka  aykırı  sonucun  doğmasını  istememekle  birlikte,  bunun 
doğmaması için gerekli dikkat ve özeni göstermemektir. İhmalde ise kişi, sonucu istememekle 


156 
 
birlikte sonucun meydana gelmemesi için gerekli dikkat ve özeni göstermiyor. Gerekli dikkat 
ve özeni gösterseydi, ortaya çıkan zarar söz konusu olmayacaktı. 
Zarar:  Bir  kimsenin  malvarlığında  kendi  rızası  olmadan  meydana  gelen  azalmadır. 
Zarar  maddi  ve  manevi  olmak  üzere  ikiye  ayrılır.  Maddi  zarar,  bir  kimsenin  malvarlığında 
meydana  gelen  ve  parayla  ölçülebilen  zarardır.  Manevi  zarar  ise  bir  kimsenin  manevi 
değerlerine karşı yapılan bir haksız saldırı dolayısıyla duyduğu acı, elem ve içine düştüğü derin 
mahcubiyettir.  
İlliyet bağı: Haksız fiille zarar arasındaki nedensellik bağıdır.  
Hükümleri 
Hasız  fiilden  dolayı  ortaya  bir  borç  çıkar.  İşte,  haksız  fiil  dolayısıyla  zarar  görenin 
zararını zarar veren ödemek durumundadır. Bir başka ifadeyle haksız fiille zarar verenin bir 
borcu söz konusu olmaktadır. Bu borçtan dolayı ortaya çıkan edim ise tazminattır. Tazminat da 
maddi  tazminat  ve  manevi  tazminat  olmak  üzere  ikiye  ayrılır.  Her  iki  tazminat  türünde  de 
haksız  fiille  zarar  veren  kişi,  zarar  gören  kişiye,  yargıcın  belirlediği  tazminatı  ödemek 
zorundadır. 
Türk hukukunda sorumluluk esas itibariyle kusura dayansa da, bazı durumlarda kusura 
dayanmayan, objektif sorumluluk veya neden sorumluğu denen bir sorumluluk çeşidi de söz 
konusudur. 
Kusursuz Sorumluluk 
Bu (kusura dayanmayan) sorumluluk, çoğunlukla, olumsuz bir şekilde sorumlu olmayan 
kişinin  kusurunu  gerektirmeyen  bir  sorumluluk  çeşididir.  Sorumlu  kişinin  şahsiyetine,  irade 
zayıflığına yönelik sübjektif (öznel) nitelikte bir kınamayı gerektirmeyen ve buna karşın doğan 
bu  sorumluluğa  objektif  sorumluluk  veya  sebep  sorumluluğu  da  denilmektedir.  Kusursuz 
sorumluluğun ortaya çıkışı, belli bir olaydan veya olaylar karışımından doğan zararın, bu olay 
veya  olaylar  karışımını  ortaya  koyduğu,  yarattığı  veya  ona  hâkim  olduğu  kabul  edilen  bir 
kimseye yüklenmesi suretiyle olmuştur. Türk hukukunda kusursuz sorumluluğa, Türk Medeni 
Kanununda ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastası veya akıl zayıflığı 
bulunan  kimselerin  haksız  fiilleri  nedeniyle  üçüncü  kişilere  verdikleri  zararlardan  dolayı 
sorumlu olmaları; Türk Borçlar Kanununda düzenlenen işverenin sorumluluğu, hayvan idare 
edenlerin  sorumluluğu,  bina  maliklerinin  sorumluluğu,  araç  işletenlerin  sorumluluğu  örnek 
olarak verilebilir (Görgün/Kodakoğlu 2008: 222-223). 

Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   162   163   164   165   166   167   168   169   ...   324




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin