7.3.1.4. Şekle Bağlı Olan ve Olmayan İrade Açıklamaları Türk Borçlar Kanunu, sözleşmenin geçerliliğini, yasa tersini emretmedikçe şekle
bağlamamıştır (TBK, m. 12). Örneğin bir menkul satım sözleşmesi hiçbir şekle tabi değildir
(TBK, m. 207). Fakat taraflar istedikleri takdirde bir sözleşmeyi mevzuatta gösterilen şekillere
uyarak yapmaları olanaklı olduğu gibi, mevzuatın kendisi de tarafları belirli şekillere uyarak
hukuksal işlem yapmaya zorlayabilir. Mevzuatta öngörülen hukuksal işlemlere ilişkin irade
açıklama şekilleri:
Sözlü şekil: İrade açıklamasının geçerli olması için mutlaka sözlü yapılması istenen
şekildir. Bir hukuksal işlemin/sözleşmenin geçerli olması için irade açıklamasının mutlaka
sözlü şekilde yapılmasını arayan bir hukuksal işlem türüne borçlar hukukunda yer
verilmemiştir. Türk Medeni Kanunu ise sadece iki durumda bu şekli zorunlu kabul etmiştir.
Bunlar evlenme sözleşmesi ve sözlü vasiyettir. Bu hukuksal işlemlerin geçerli olması için irade
mutlaka sözlü bir biçimde açıklanmalıdır (TMK, 142, m. 539). Bu şekil, en çok başvurulan
isteğe bağlı şekildir. Ancak evlenme sözleşmesinin de sözlü olmasını şart koşan Türk Medeni
Kanunu (m. 142), sözlü şekli, bu sözleşme için zorunlu kabul etmiştir (Akıntürk 2013: 37).
Yazılı şekil: Tarafların el yazısıyla, daktilo, bilgisayar veya herhangi bir aletle bir belge
düzenleyerek altını imzalamalarıdır. Kanun bazı sözleşmelerin geçerli olmasını yazılı şekilde
yapılmasına bağlamıştır. Bunlar yazılı şekilde yapılmadığı takdirde geçerli bir sözleşme olarak
kabul edilmez. Kefalet sözleşmesi, alacağın temliki (devri) sözleşmesi, rekabet yasağı
sözleşmesi yazılı şekilde yapılması gereken sözleşmelere örnek olarak verilebilir. Yazılı şekilde
yapılmış olan sözleşmenin unsurları metin ve imza olmak üzere iki tanedir. Metin, tarafların
irade açıklamalarını içeren belgedir. Diğer unsur olan imza ise bir kişinin kimliğini ortaya
koyan ve genellikle o kişinin esas adının ve soyadının yazılmasından meydana gelen bir
işarettir. Bu tanımdan geçerli bir imzadan söz etmek için imzada, kişinin ad ve soyadının
mutlaka bulunması gerektiği anlaşılmamalıdır. Yazılı bir iradenin bir kişiye ait olduğunu
ispatlamaya yarayan ve o kişinin eliyle yazılmış herhangi bir işaret de imza olarak kabul edilir
(Akıntürk 2013: 37-38).
Resmi şekil: Hukuksal işlemin yetkili resmi bir merci önünde yapılmasıdır. Bu merciler,
yargıç, noter ve tapu memurudur. Bu merciler önünde yapılan senetlere resmi senet denir.
Kanun, bazı hukuksal işlemlerin geçerli olması için resmi şekilde yapılmasını aramıştır.
Gayrimenkul bağışlama vaadi sözleşmesi (TBK, m. 288/2), gayrimenkul üzerindeki aynı hakkı
devir sözleşmesi, bir ayni hak kurmak için yapılan sözleşmeler (TMK, m. 706; TBK, m. 237),
resmi vasiyetname (TBK, m. 532; Akıntürk 2013: 41-42; Cansel vd. 2015: 263). Bu sözleşmeler
resmi şekilde yapılmadığı takdirde geçerli olmaz.