174
Dava Koşulları Şunlardır (HMK, m. 114):
a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması.
b) Yargı yolunun açık olması.
c) Mahkemenin görevli olması.
ç) Yetkinin
kesin olduğu durumlarda, temsilcinin gerekil niteliğe sahip olması.
d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetlerinin bulunması; yasal temsil söz konusuysa,
temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması.
e) Dava takip yetkisine sahip olunması.
f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip
olması ve geçerli bir vekâletnamesinin bulunması.
g) Davacı tarafından yatırılması gereken gider avansının yatırılmış olması.
ğ) Güvence gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi.
h) Davacının, dava açmakta hukuksal yararının bulunması.
ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hali hazırda görülmekte olmaması.
i) Aynı davanın, daha önceden kesin karara bağlanmamış olması.
Davada İspat Yükü (Sümer 2018: 194-195):
İspat, görülmekte olan bir davada davacının iddiası ve davalının savunmasının
dayanağının varlığı veya yokluğu konusunda mahkemede kesin veya yeterli kanı oluşturma
faaliyetidir. Bir davada iddia ve savunmanın ispatı, davanın taraflarına aittir. Ceza yargılaması,
idari yargılama gibi istisnalar dışında mahkemenin delil toplama yükümlülüğü yoktur. Türk
Medeni Kanununa göre, “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri,
hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” (m. 6). Buradan anlaşıldığı gibi,
bir alacak davasında alacaklı, alacağının bulunduğunu, borçlu ise borcunu ödediğini iddia
ediyorsa, borçlu borcunu ödediğini ispatlamak zorundadır. Aynı hususu düzenleyen bir hüküm
de Hukuk Muhakemeleri Kanunda bulunmaktadır. Bu düzenlemeye göre, “İspat yükü, kanunda
özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine
hak çıkaran tarafa aittir.” (HMK, m. 190/1). İspatın konusunu, tarafların üzerinde
anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişeli vakıalar teşkil eder
(HMK, m. 187/1).
Türk Medeni Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanununda ispat külfetine dair
düzenlemelerde yasada aksine hüküm olmadıkça ve yasada özel bir düzenleme olmadıkça
ifadelerine yer verilmiştir. Bundan dolayı, yukarıda yer verilen genel kuralın ayrık durumları,
yine yasalarda yer almıştır.