Keysâniyye’nin, onun ölmediği, Radvâ dağında gizlendiği (gaybet), bir gün
insanların arasına geri dönerek yeryüzünü adaletle dolduracağı (mehdî)
şeklindeki inançları, Şiî farklılaşmaların ilklerinden olarak kabul edilebilir.
Vasiyet nazariyesine dayanan Keysâniyye, Peygamber’in, Ali’yi vasî olarak
atadığını öne sürüyor; bunu ondan sonra Hasan ve Hüseyin’e, sonra da
İbnü’l-Hanefiyye’ye taşıyor; ondan sonra ise oğlu Ebû Hâşim’e götürüyordu.
Bu gelişme Şîa hareketinin parçalanmasına ve birinci asrın sonunda bir dizi
fırkaya bölünmesine yol açmıştır. Her bir fırka Ebû Hâşim’den vasiyetli
olduğunu iddia etmiştir.
Daha önceden Sebeiyye’de mevcut olmasına rağmen, özellikle İbnü’l-
Hanefiyye ve oğlu Ebû Hâşim’den sonra ortaya çıkan ve ğulât (aşırılar)
olarak isimlendirilen fırkaların ileri sürdüğü aşırı düşünceler (ğulüv), Şiîliğin
teşekkül sürecinde önemli bir yere sahiptir. Daha sonra İmâmiyye’nin bir
kısmını süzgeçten geçirerek kabul ettiği bu görüşler; ilâhî ruhun Hz.
Peygamber’e, sonra da Ali ve evlatlarına hulûl ve intikal etmesi, Allah’ın
kula, kulun da Allah’a benzemesi (teşbîh), Allah’ın bir şeyi bilmezken daha
sonra bilmesi (hudûsü’l-ilm) veya bir şeyin iyi yahut kötü olarak ortaya
çıkacağını bildirmişken aksinin zuhur etmesi (bedâ), peygamberliğin sona
ermeyeceği, zaman içinde imâmetin peygamberliğe dönüşeceği, imamların
Peygamber’in vasîsi olup nübüvvet otoritesine sahip bulundukları, gaybı
bildikleri, bir kısmının ölmeyip gözden uzaklaştıkları ve tekrar dönecekleri
(rec‘at), ruhların bir bedenden diğerine intikali (tenâsüh/ruhgöçü), bu yolla
ahiret hayatının iptali, dinî nassları bir gerekçeye dayanmaksızın batınî
anlamda tevil ve onlardan kastedilmeyen başka anlamlar çıkarma, bu
yöntemle haramı helal, helali de haram sayma ve ibadetlerin farziyetini
kaldırma (ibâha) gibi, İslâm toplumunca tasvip edilmeyen ve çoğu sahih
İslâm inancına ters konular üzerinde yoğunlaşmaktadır.
İlk dönemden itibaren ortaya çıkan bu gruplardan Hz. Ali’nin ilahlığını ve
ölümsüzlüğünü ileri süren Sebeiyye, Ali’nin ilahlığını, vasîliğini, Ali
evlâdının kutsallığını, geleceği bildiklerini, tenâsüh, rec‘at, bedâ ve ibâha ile
ilgili iddiaları ileri süren Keysâniyye müşterek ismi altında toplanan