Ortaokuldan liseye geçiş. Bu dönemde de ortaokul mezunu olmak liseye
kayıt için yeter koşuldur. Ancak ortaöğretimi “talebenin sel gibi bastığı”
(MEB, 1991a, s. 75) düşünüldüğünden liselere alınacak öğrenci sayısının beş
yıllık insangücü ihtiyacına göre belirlenmesi ve liseye geçişte “bilgi testlerine
yakın bir imtihan tarzının” uygulamaya konulması ele alınmıştır (MEB,
1991a, s. 675). Dönemin başında, ortaokuldan liseye geçecek öğrenci sayısı
liselerin vermesi gereken mezun sayısına yüzde 20 ekleme yapılarak
hesaplanmış ve lise kapasiteleri normlaştırılarak kapasite fazlası öğrenci
alınmaması kararlaştırılmıştır (MEB, 1991a, s. 675). Meslek okulu
mezunlarına kendi işlerini kurabilmeleri için sermaye yardımı yapılmaya
başlanması, liselere öğrenci yığılmasını önleyen etkenler arasında
görülmektedir (MEB, 1991c, s. 34). Ayrıca meslek eğitimine geçişin hangi
kademeden sonra olması gerektiği de tartışılan konulardandır
11
. Dönem
sonuna yaklaşıldığında ortaöğretime “talebe tehacümünün” mesleki ve teknik
öğretimin yaygınlaşması sayesinde azaldığı saptanarak liselerin “kalitesi
üzerinde durmak için müsait bir zamana” gelindiği ifade edilmiştir (MEB,
1991d, s. 11). Lise sayısının yetersizliği (1949 yılında 63 ilden yalnızca
37’sinde lise bulunmaktadır.), ortaokuldan liseye geçişi sınırlayan bir etken
olmakla birlikte ortaokulların da yaygınlaştırılmasını yavaşlatmaktadır.
Çünkü yerleşim yerinde ortaokuldan mezun olanların gidebilecekleri bir lise
bulunmaması, ortaokulların işlevsizleşmesine neden olmaktadır. Bu nedenle
ortaokulların “muhtelif gayeli” okullar şeklinde açılması ve öğrencileri bir
yandan liseye, diğer yandan hayata hazırlaması gerektiği düşünülmektedir
(MEB, 1991d, s. 17).
Dostları ilə paylaş: |