Parti değerlendirmeleri-2


Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönem



Yüklə 1,28 Mb.
səhifə119/142
tarix05.01.2022
ölçüsü1,28 Mb.
#66107
növüYazı
1   ...   115   116   117   118   119   120   121   122   ...   142
Türkiye-ABD ilişkilerinde yeni dönem

ABD-Türkiye ilişkilerinde “stratejik” derinlik

Türkiye-ABD ilişkilerinin iki yılı bulan bunalımlı seyri bu ilişkilerin gerçek mahiyeti konusunda önemli bir yeni test işlevi görmüştür. Son iki yılda bu ilişkiler alanında olup bitenler Türkiye’nin ABD emperyalizmine çok yönlü bağımlılığının yeni bir teyidi olmuştur da diyebiliriz buna. Bunalımlı seyrin ardından bugün gelinen nokta bir kez daha açıkça göstermiştir ki bu ilişkiler gerçekten “stratejik” bir derinliğe sahiptir; ve tüm kesimleriyle işbirlikçi Türk burjuvazisinin ABD emperyalizmi ile tek yanlı “stratejik” kader birliği, bu ilişkilerin taktik sorunlardan ve geçici bunalımlardan kalıcı hasarlar görmesine karşı en büyük güvencedir.

Tek yanlı kader birliği diyoruz, zira aynı olaylar yine(340)bütün açıklığı ile göstermiştir ki, ABD emperyalizmi için böyle bir mecburiyet olmadığı gibi o bu konuda alabildiğine geniş bir hareket özgürlüğüne de sahiptir. Son iki yılda emperyalist efendisi tarafından itilip kakılan, hassasiyetleri hiçe sayılan, sözde “kırmızı çizgiler”i yerle bir edilen, kafasına çuval geçirilen, olmayan onuru yerlerde sürüklenen hep de Türk burjuvazisi ve devleti olmuştur. İşbirlikçi burjuvazi adına Türkiye’yi yönetenler tüm bunlara karşı hiçbir şey yapamadığı gibi, sonuçta ABD ve İsrail’den af dileme ve ilişkilerin onarılmasını isteme onursuzluğunu gösteren de yine kendileri olmuştur. Bu şaşırtıcı da değildir; zira her açıdan bağımlı ve dolayısıyla muhtaç durumda olan bizzat kendileridir. Dolayısıyla burada sözkonusu olan basitçe onur duygusundan yoksunluk gibi özel bir moral zayıflık değil, fakat tüm niteliği ve mahiyeti ile Türkiye’nin kapitalist düzenidir. Sözkonusu olan, Türkiye’nin ABD emperyalizmine çok yönlü bağımlılığı ve işbirlikçi Türk burjuvazisinin bu bağımlılık temelinde şekilenen köklü sınıf çıkarlarıdır. Olup bitenleri belirleyen son tahlilde bu temel, buna dayalı zorunlu sınıf tercihleri ve çıkarlarıdır. Böyle olduğu içindir ki, yüzeyde seyreden iki yıllık sıkıntı ve sorunların altından sonuçta bir kez daha bu ilişkilerin “sarsılmaz” temeli çıkmıştır.

Üzerine onca laf edilen Türkiye-ABD ilişkilerinin “stratejik” niteliği de kendini asıl işte bu katı gerçek üzerinden ortaya koymaktadır. Bu gerçekten stratejik düzeyde köklü bir bağımlılık ilişkisidir ve uzun vadede ancak iki biçimde değişebilir. Ya emperyalist dünyanın güç ilişkilerinde meydana gelecek köklü bir değişimin ardından mevcut düzen tabanı üzerinde yeni bir emperyalist efendiye bağlanma yoluyla, ya da bu ilişkilerin tüm iktisadi-sınıfsal temelini silip süpürecek, böylece kölece bağımlılık ilişkilerine ilelebet son verecek bir sosyalist devrim yoluyla. Bu iki durumdan biri gerçekleşmediği sürece, Türkiye’nin ABD emperyalizmine(341)bağımlılığı sürecektir ve geçici olmaya mahkum hiçbir konjonktürel bunalım bunu esası yönünden etkilemeyecektir. Bu arada ABD emperyalizmi ile ilişkilere belli mesafeler getirecek bazı ara biçimler elbette olanak dahilindedir, bunlar ilke olarak reddedilemez. Fakat bunların orta vadede kalıcı olma şansı yoktur. Sonuçta ya sözkonusu ilişkiler devrimci yoldan köklü ve kalıcı biçimde aşılacaktır, ya da ABD emperyalizminin dünya hegemonyası sürdüğü sürece Türkiye üzerindeki köleci egemenliği de gerisin geri yeniden kurulacaktır.




Yüklə 1,28 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   115   116   117   118   119   120   121   122   ...   142




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin