Parti, sınıf çalışması ve siyasal mücadele
Temel önemde bir parti değerlendirmesi yakın dönemde şu tespite yer vermekteydi: “... Bugün partiyi güçlendirmek, öncelikle onun sınıfla devrimci temellere dayalı tarihi birleşmesinde güncel mesafeler almak demektir. Partiyi, çalışma ve mücadele ekseni, kitle tabanı, örgütsel zemin, kadro bileşimi vb. açılardan sınıfa dayalı bir siyasal güç haline getirmek demektir.”
Parti çalışması bugün esası yönünden sınıf eksenli bir çalışmadır ve son zamanlarda bunda gözle görülür bir yoğunlaşma da sağlanmıştır. Buna rağmen birçok bakımdan henüz işin başında sayılırız. Sınıf çalışması, hele de bugünün(67)Türkiye’sinde, kısa dönemde sonuç verebilecek türden bir çalışma değildir. Bu çalışmada başarıyı göğüsleyebilmenin temel önkoşullarından biri, hatta birincisi, tam da bu gerçeğin bilincinde olmak, çalışmayı bunun gerektirdiği bir sabır ve solukla sürdürebilmektir. Bu başarılırsa tüm öteki yetersizlikler zamanla giderilir, güçlükler parça parça aşılır.
Bugüne dek birçok kez vurgulaya geldik; sınıf çalışmamızın akibeti, partimizin geleceğini belirleyecek ve bütün bir iddiasını sınayacak niteliktedir. Burada pratik ve taktik değil, öncelikle teorik-ilkesel ve stratejik bir sorunla yüzyüze olduğumuzun bilincinde olmalıyız. Bunun anlamı halkçılığa karşı bütün bir ideolojik mücadelemiz içinde yeterli güç ve açıklıkta ortaya konulmuş, partili bilinçlerde köklü biçimde yer etmiştir. Tüm çalışmaya bu bilinçle, bunun gerektirdiği bir ciddiyet ve inatla asılmalıyız.
Bu özel önemden dolayıdır ki, sınıf çalışmasında mesafe almak parti mücadelesi, çalışması ve örgütlenmesinin tüm öteki sorunları için de tayin edici çözücü halkayı oluşturmaktadır. Basitleştirerek ifade edecek olursak; sınıf içinde güç olamadan siyasal sahnede güç olamayız, parti örgütümüzü ve kadrolaşmamızı sağlam temellere (bu proleter sınıfsal zemin anlamına geliyor) oturtamayız, dolayısıyla partinin sınıf kimliğini güvence altına alamayız. Ve nihayet, sınıfla devrimci birleşme zemininden yoksun olmaktan ayrı düşünemeyeceğimiz bugünün çeşitli zaaf ve yetersizlikleriyle boğuşup durmaktan da bir türlü kurtulamayız.
Bu kadarı sorunun bize ilişkin olan, sınıfın öncü devrimci partisi olmak iddiasındaki partimizi ilgilendiren yönüdür. Bir de sorunun bugünün ve geleceğin Türkiye’sindeki sınıflar mücadelesine ilişkin yönü var. Bunu da yine sözü edilen parti değerlendirmesinden aktarıyoruz:
“Teorik kavrayışın ötesinde olayların somut seyrinin de tüm açıklığıyla gösterdiği gibi, işçi sınıfı hareketindeki gerçek(68)bir ilerleme ve aynı anlama gelmek üzere devrimcileşme, Türkiye’de sınıf mücadelesinin genel seyrini devrimci açıdan etkilemenin ve ileriye taşımanın biricik gerçek olanağı ve güvencesidir. Bugünün Türkiye’sinde işçi hareketi kendini toparlayıp öncü ve sürükleyici ağırlığını hissettirmedikçe, öteki emekçi katmanların mücadelesinde ve bir bütün olarak devrimci sınıf mücadelesinde gerçek bir ilerleme beklemek neredeyse olanaksızdır.” (
Dostları ilə paylaş: |