Yoğunlaşma sorununu doğru kavramalıyız
Her yerel çalışma alanının raporunda, bölgesindeki fabrikaların dökümleri, bunlardan öncelikli olanlar vb. üzerinden değerlendirmeler vardır genellikle. Yayınlarımız, bültenlerimiz, özel sayılarımız, bildirilerimiz de öncelikli olarak buralara ulaşmaktadır doğal olarak. Pratik faaliyet dökümleri bu konuda yeterli bir fikir vermektedir. Bu alanda yeterince güçlü bir pratiğin sahibiyiz ve bu bizim en önemli kazanımlarımızdan biridir. Fakat gelinen yerde bununla yetinemeyeceğimiz de açıktır. Bu yoğun emeğin sonuçlarını alabilmek için belli mevziler/dayanak noktaları yaratmaya dönük bir planma içine girmeli, yükleneceğimiz alanları somut olarak saptamalı, sürekli, sistemli ve derinleşen bir pratik faaliyetin konusu haline getirebilmeliyiz.
Burada vurgulamaya çalıştığımız hiç de “temel sektörler”e ilişkin perspektifimize uygun uzun vadeli bir planlama değil, fakat çalışma yürüttüğümüz alanlardaki “öncelikli” fabrikalara dönük son derece somut ve planlı bir çalışmadır. Genel seslenme faaliyetinin dışına çıkan, içerde çalışan yoldaşlarımız olmasa bile o fabrikaya/fabrikalara çok değişik araçlarla ve özgün sorunları üzerinden somut müdahalenin sürekli gündemimizde olduğu bir çalışma olabilmelidir bu. Elbette bu öncelikle, o fabrikaya ilişkin bilgi ve gelişmelere hakim olabilmeyi gerektirir. Bunu sağlayacak bir faaliyet ve ilişki tarzının geliştirilmesini gerektirir. Bu, bu sayede, somut sorun(174)ve gelişmeler üzerinden bu fabrikanın sürekli bir müdahalenin konusu olabilmesi demektir. Örneğin kölelik yasasını işleyen genel bir bildiri, bülten ya da broşürü bu fabrikaya ulaştırmak, bir süre sonra savaş gibi yeni bir gündem üzerinden gitmek hiç de yüklenen ve yoğunlaşan bir faaliyet demek değildir. Bu, bu haliyle hala genel bir seslenme faaliyetidir. Yapmamız gereken bu “genel”liği aşmak, son derece somut-pratik bir yöneliş içine girmektir.
Örneğin X bölgesinde A ve B fabrikalarında yoldaşlarımız çalışmakta iseler, bölge raporlarının konusu da öncelikle bu fabrikalar olmaktadır. Bunların dışında hedef alınması gereken fabrikalar saptanmış olmakla birlikte, somut yönelişe ilişkin planlama ya da adımlar çok az yer almaktadır. Elbette yukarıda işaret ettiğimiz yoğun faaliyet çerçevesinde ulaşılmakta, işçi temsilcileri üzerinden ilişkiler kurulmakta, bültenler üzerinden bu tür fabrikalara ilişkin somut yazılara da zaman zaman rastlanmaktadır. Fakat bunun yüklenen, kuşatan, giderek derinleşen, giderek dayanak noktaları oluşturmamızı sağlayan bir faaliyet olmadığı da açıktır.
Dostları ilə paylaş: |