Tanrı’ya ait olanların kurtuluşu kesinleşinceye kadar, Kutsal Ruh mirasımızın güvencesidir! İsa’ya iman ettiğinde, Kutsal Ruh seni mühürler ve seni cennete götürene kadar garantiler!
27.12.
Rab’bin bir meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde Musa’ya göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.
Çıkış 3:2
Da erschien ihm der Engel des HERRN in einer Feuerflamme mitten aus dem Dornbusch. Und er sah hin, und siehe, der Dornbusch brannte im Feuer, und der Dornbusch wurde nicht verzehrt.
2. Mose 3, 2
der Engel: melek
İnsan günaha düştükten sonra, Tanrı kurtuluşun geleceğini ve bu kurtuluşun kesin ve emin olacağını ta başlangıçta belirtti. Çıkış kitabında kurtuluş vaat ile başlıyor. Bu nedenle Firavun İbranileri yok edemedi. Çünkü Tanrı bu halkın çoğalmasına karar vermişti. Sonuçta da Firavun İbrahim soyunun Mısır’dan çıkmalarını, kölelikten kurtulmalarını engelleyemedi. Firavunun tüm bu uğraşısı, düşüncesi Tanrı’nın isteğine, düşüncesine engel olamadı.
Çıkış 3. bölümde Tanrı’nın bir yanan çalı içerisinde Musa’ya gözükmesi kurtuluşla ilgilidir. Normal şartlarda ateşin kısa bir sürede o çalıyı yakıp bitirmesi gerekirdi. Ama ateş çalıyı yakmadı. Neden? Kutsal Tanrı insanlar arasına gelecektir. Peki bu mümkün mü? İnsanlar günahlıdır. Eğer Tanrı bir yol bulmasaydı, bu olanaksız olurdu. Tanrı bu yanan çalı ile tam bunu göstermek istiyordu. Ben aranıza geleceğim, ama kutsallığım sizi yakıp yok etmeyecektir, tam tersine yaşayacaksınız; çünkü kendim bir yol buldum. Kurtarıcı İsa’nın doğumu ve ölümü bunu mümkün kıldı.
28.12.
Rab’bin bir meleği bir çalıdan yükselen alevlerin içinde Musa’ya göründü. Musa baktı, çalı yanıyor, ama tükenmiyor.
Çıkış 3:2
Da erschien ihm der Engel des HERRN in einer Feuerflamme mitten aus dem Dornbusch. Und er sah hin, und siehe, der Dornbusch brannte im Feuer, und der Dornbusch wurde nicht verzehrt.
2. Mose 3, 2
der Dornbusch: çalı
Kutsal Kitap’ta ateş, 1. göksel yargıyı, 2. Tanrı’nın huzurunu, gücünü, öfkesini, 3. arıtma ve temizlemeyi simgelemektedir.
Kutsal Tanrı günahla karşılaştığında, o zaman yakıp bitiren ateş oluyor. “Tanrımız yakan bitiren bir ateştir” (İbr. 12:29). Tanrı Musa’ya bir ateş alevinde gözüküyor. Nerede ateş? Bir çalıda. Peki bu çalının anlamı, simgesi nedir?
Yaratılış 3:17--18’de günahın sonucunda dünyaya lanetin girdiğini, toprağın artık çalı ve diken vereceğini söylüyor.
Lanet, çalı ve dikenin günah ile ilişkisi vardır. Rab İsa Mesih’e dikenlerden bir çalı giydirdiler. Rabbin çalıdan diken giymesi, bizim günahlarımızı taşıdığının bir simgesidir. Sadece bu değil, İsa ağaca asılarak da lanetlendi (Gal.3:13).
Çalı aynı zamanda bizim işlerimizi simgeliyor. Bizler kendi iyiliklerimiz, işlerimizle Tanrı’nın önünde duramayız. Bizim işlerimiz çalı gibidir. Çok çabuk yanıp kül olur. Kurtuluş tamamen Tanrı’nın inayetine dayalıdır. İnayet, karşılıksız olarak sunulan armağandır, iyiliktir, kısacası kurtuluştur.
29.12.
RAB, halkımın... sıkıntısını yakından gördüm, dedi. Angaryacılar yüzünden ettikleri feryadı duydum, acılarını biliyorum.
Çıkış 3: 7
Der HERR aber sprach: Gesehen habe ich das Elend meines Volkes ... und sein Geschrei wegen seiner Antreiber habe ich gehört; ja, ich kenne seine Schmerzen.
2. Mose 3, 7
das Elend: sıkıntı
Rab’in görmesi, anlaması, duyması, bilmesi harika değil mi? Sıkıntı, acı, feryat insan günaha düştükten sonra başladı. Bugün acıdan, sıkıntıdan, sorundan daha çok ne var bu dünyada! Eminim ki senin de yaşamında bir sürü sorun, acı ve sıkıntılardan fazlasıyla vardır. İbrani halkı da umutsuz bir durumdaydı ve Rab’be yakarmaya başladılar. Rab, onların istedikleri zamanda bir çözüm getirmedi, bir yanıt vermedi, ama Rab onların yakarışlarını duydu, sonuçta onları en zor, en korkunç durumlarından, o kölelikten, yok olmaktan kurtardı.
Emin olabilirsin ki, Tanrı senin de acılarını, sorunlarını, feryadını bilmekte ve duymaktadır. Bu ulus gibi, Rab’be seslen, O’na yüreğinde olan sorunları ilet; emin ol ki, Tanrı kendi uygun gördüğü zamanda seni bu sorunlardan özgür edecektir. Bu sorunlar içerisinde bile, O’na seslendiğinde, yüreğin teselli bulacaktır.
30.12.
Rab, halkımın.. çektiği sıkıntıyı yakından gördüm... onların feryadını, acılarını biliyorum... onları kurtarmak için indim, dedi.
Çıkış 3:7--8
Der HERR aber sprach: Gesehen habe ich das Elend meines Volkes ... ich kenne seine Schmerzen. Und ich bin herabgekommen, um es ... zu erretten.
2. Mose 3, 7--8
der Schmerz: acı
“
Onları o diyardan kurtarmak için İNDİM!” Bu söz de çok çok önemlidir. Tanrı burada kendi sözleriyle, bu görünümüyle neler açıklamak istediğini bildiriyor. Buradaki ateş ve yanan çalı tam bu anlamı taşıyor. Ben bu halka iniyorum; ben aranızda yaşayacağım, ortanıza, aranıza iniyorum, diyor Rab. Kurtuluş budur! Tanrı, ben geliyorum, diyor. Biz Tanrı’ya, gel aramıza ve bizi kurtar, demedik. Tam tersine Tanrı,
kurtarmak için ben geliyorum, ben iniyorum, dedi! O yukarıdan bize, aşağıya iniyor ve bizi alıyor ve belirli bir yoldan geçirip yukarıya götürüyor.
Evet, Tanrı gerçekten aşağıya indi! İnsan oldu (Luka 2:7). O bir köle özdeşliğini aldı ve kendisini ölüme dek alçalttı. İşte bugünlerde Weihnachten dediğimiz Doğuş Bayramı, Tanrı’nın İsa Mesih’te aşağıya, bize, dünyamıza gelmesidir. Buraya inen kurtarıcı Mesih bizi alıyor, kendisinin yanına, yukarıya çıkarıyor. Bu sonsuza dek sürecek olan kurtuluştur ve bu kurtuluşa sen de sahip olabilirsin, eğer kurtarıcı Mesih’e iman edersen.
31.12.
Ya Rab..., bir soluk gibi tükeniyor yıllarımız... Bu yüzden günlerimizi saymayı bize öğret ki, bilgelikli bir yürek edinelim.
Mezmur 90: 9, 12
Denn alle unsere Tage schwinden durch deinen Grimm... So lehre uns denn zählen unsere Tage, damit wir ein weises Herz erlangen!
Psalm 90, 12
zu Ende gehen, schwinden: tükenmek
Bu takvimin ilk gününde 1971 yılında Almanya’ya geldiğimi, 40 yıldan beridir ki Tanrı Sözü’nü öğretmekte olduğumu, birden yaşımın 63’e, tarihin de 2015 yılına girdiğini, hayatımın 63 yılının bu takvim yaprakları gibi kopup gittiğini yazdım.
Senin hayatın da bu takvim yaprakları gibi, her gün bir sayfa kopup gitmektedir. Bugün takvim için o gündür! Takvimin son sayfası! Hiç kuşkun olmasın, bir gün senin de hayatının o son sayfası gelecektir! O gün geldiğinde ne yaparsan yap bir daha o eski günleri geri getiremeyeceksin! Peki bunun için bir hazırlığın var mı? Hayatının o son günü geldiğinde, geleceğin için bir güvencen var mı? Benim var! Çünkü ben önce neden bu dünyada olduğumu, Tanrı’nın benim tüm günahlarımı bağışladığını biliyorum. Artık bir Tanrı çocuğu olarak yaşıyorum bu dünyada. Tanrı çocuğu olmak, sonsuzluğu da kapsamaktadır. Hayatımın o son sayfası da koptuğunda cennete gideceğimi biliyorum. Bu güvenceyi bana Tanrı’nın kendisi verdi ve sana da vermek istiyor. Benim de içten dileğim, duam senin de bu yaşama sahip olmandır.