Perspektifler ve Değerlendirmeler (Not 2: Dipnotlar yazıda kullanılan yere parantez içinde küçük puntolarla eklenmiştir.)



Yüklə 1,42 Mb.
səhifə33/98
tarix01.08.2018
ölçüsü1,42 Mb.
#64731
növüYazı
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   98

Fakat tüm bunlardan örgüt ancak tam bir yıllık gecikmeyle haberdar olabilmiştir. Bunun zamanında yapılamaması tasfiyeci dağılmanın örgüt üzerindeki tahrip edici etkisini artırmış, örgüt zamanında buna müdahale olanağından yoksun bırakılmıştır. Tümü olduğu gibi kamuoyuna sunulacak MK içi yazışmalarının tanıklık ettiği gibi MK’nın bir grubu, örgüt ilkelerinin suç derecede çiğnenmesi demek olan bu kapalılığı kırmak için her safhada çaba göstermiş, fakat nedenleri ne olursa olsun sonuçta bunu başaramadığı ölçüde, ortaya çıkan suçun sorumluluğuna bir yönüyle ortak olmuştur.

Devrimci bir örgüt yaşamının kurulup korunmasında, örgütün ve örgüt çizgisinin karşı karşıya kalacağı iç ve dış saldırıların örgütün tüm güçleri seferber edilerek göğüslenmesinde, açıklık ilkesinin, Lenin’in “Işık, daha çok ışık!” şiarının taşıdığı muazzam devrimci önem, EKİM’in son bir yıllık deneyimi ile yeniden kanıtlanmıştır. Örgütümüz bu ilkenin çiğnenmesine bir daha olanak tanımamak kararlılığındadır. Şu ana kadar örgüte sunulmuş bulunan ve son bir yıllık iç örgütsel süreçlerimize ışık tutan herşey konferansımız sonrasında olduğu gibi devrimci kamuoyuna sunulacaktır.(152)

***

EKİM, kamuoyuna Solda Tasfiyeciliğin Yeni Dönemi başlıklı bir broşür olarak sunulan 6. yıla giriş değerlendirmesinde, solda yaşanmakta olan tasfiyeci erozyonun son iki yılın kendine özgü koşulları ve sorunları içinde aldığı yeni biçimleri tahlil etmektedir. Bu değerlendirme tüm temel noktalarda içimizde yeşeren liberal tasfiyeciliğe de ışık tutmaktadır. İçimizdeki tasfiyecilik aynı koşulların ve aynı sorunların bir yan ürünü olmuştur. Benzerlik yalnızca aynı koşulların ürünü olmakta değil, fakat daha da önemlisi, bunun beslediği ideolojik, politik ve örgütsel eğilimlerin paralelliğinde de kendini göstermiştir. Bunu şaşırtıcı bulmuyoruz. Zira bugün içimizde tasfıyeciliğin taşıyıcısı olan öğeler, tam da geleneksel sol hareketin o geleneksel ideolojik platfomundan, politika ve örgüt anlayışından, zihniyet ve alışkanlıklarından köklü bir biçimde kopmayı başaramayanlardır. Zor koşullar içinde doğan fakat büyük umutlar yaratan EKİM, bir süre için bu öğelere de umut vermiş, onları beraberinde sürüklemiştir. Fakat siyasal koşullardaki ağırlaşmanın örgütümüzün gelişme süreçlerindeki ilk güçlüklerle kesiştiği yerde, bu kişiler geçmişten kopamadıklarını, EKİM’le bütünleşemediklerini göstermekte gecikmemişlerdir. Önemsiz gibi görünen sorunlarda kendini ortaya koyan kaymaların yarattığı kaygan zemin, hızla kendi içinde bir mantıksal bütünlüğe varmış, onları EKİM öncesinde bulundukları yerlere, halkçı oportünizmin o bugün artık yalnızca bir tasfiyeci yozlaşma zemini olan ideolojik-politik mevzilerine savurmuştur. Aydın oportünizmi ile halkçı oportünizmin bugüne kadar eleştiri adına EKİM’e yönelttiği ne varsa, geriye düşen bu öğelerin elinde bugün EKİM’e karşı bir “platform”a dönüştürülmüştür.

Bu bir ideolojik dağılma ve iflas platformudur. Tüm temel noktalarda EKİM’in ideolojik platformundan kopma, örgüte yabancılaşma, sınıfa güvensizlik, özgüven duygusunu ve misyon bilincini yitirme, bu dağılma ve iflasın birbirine eklenen, içiçe oluşan halkalarıdır.

Tasfiyecilik ideolojik çöküntüsünü, EKİM ile geleneksel halkçı-devrimci hareket arasındaki temel ideolojik-programatik ayrım(153)çizgilerini silme girişiminde ortaya koymaktadır. EKİM I. Genel Konferansı belgelerinde, bugün tasfiyeci saldırının ana hedefi olan bu ayrım çizgilerinin özü ve niteliği şöyle tanımlanır: “Halkçı bir ideoloji ve küçük-burjuva bir toplumsal kimlikle karakterize olan geçmiş devrimci hareketten bir kopma olarak ortaya çıkış, hareketimizin en belirgin özelliklerinden biridir. Halkçılıktan bu kopuş, özü ve niteliği bakımından, teoride ve pratikte küçük-burjuva sosyalizminden proleter sosyalizmine bir geçişti hiç kuşkusuz.” (Değerlendirme ve Kararlar, s. 14) Aynı yerde net bir biçimde ifade edilmektedir ki, EKİM’in yaşadığı ideolojik sıçramanın iki temel ve dinamik öğesi, “marksist dünya görüşünün proleter sınıf özü ve devrimci yöntemi konusunda ulaştığı açıklıklar” olmuştur. İlki halkçılığı anlamanın ve aşmanın itici gücü olurken, ikincisi onun dogmatik donmuş kalıplarını ve önyargılarını bir bir kırıp geride bırakma olanağını sağlamıştır. EKİM’in proleter sosyalizminde ifadesini bulan ideolojik, politik ve örgütsel kimliği, bu temel üzerinde ve bu çaba içinde şekillenmiştir.

Saflarımızda ortaya çıkan tasfiyecilik ise, EKİM’i Türkiye solunun sosyalist devrim programını savunan bir yeni grubu sanmakta, öyle algılamakta, buna indirgemektedir. EKİM’i sol hareketin “41. grubu” olarak sıradanlaştırma tasfiyeci eğilimi ve girişiminin gerisinde bu kavrayış yatmaktadır.

Tasfiyeci iflas “platformu”nun en ayırdedici unsurlarından biri olan liberal birlikçilik düşüncesi de bu çerçevede temellendirilmektedir. Tasfiyeci düşünüş tarzına göre, “lafta ne derlerse desinler” devrimci hareketi oluşturan tüm gruplar kapitalizme karşı sosyalizm için mücadele etmektedirler ve bölünmüş bir “genel sosyalist hareket”i oluşturmaktadırlar. Bu, Türkiye solunun liberal tasfiyeci çevrelerinin o çok bilinen liberal argümanıdır. EKİM’in ideolojik konumu sosyalist devrim programına indirgenince ve bu programatik ayrım da sokaktaki adam “sağduyusu”nu aşmayan bir muhakeme tarzıyla aşılınca, liberal tasfiyeci “platform” için geniş bir birlik alanı ve olanağı kendiliğinden doğmaktadır. Gerçekte ise deneyimlerin hep kanıtladığı gibi bu bir ideolojik omurgasızlaşma, politik kimliğini ve misyonunu yitirme, yitip gitme(154)alanıdır. Bu bir dağılma ve iflas alanıdır.


Yüklə 1,42 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   98




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2025
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin