Peşaver geceleri


Allah biliyor ki Ben Cedel Ehli Değilim



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə113/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   185

Allah biliyor ki Ben Cedel Ehli Değilim


Hafız: Allah’ın ve büyük ceddiniz Resulullah’ın hakkına and olsun ki benim şahsen hiçbir inat, bağnazlık ve taassubum yoktur.

Huzurunuza geldiğim bu birkaç gecede benim cedel ehli olmadığımı bilmeniz icap eder. Ne zaman delil ve burhan üzere konuştuysanız sukut ettim. Bu sukutum haklı sözünüzü kabul etmiş olduğum manasınadır. Aksi takdirde oyunculuk yapmak isteseydim, cedelleşir ve tüm delillerinizi safsatacılıkla reddederdim. Nitekim geçmişlerimiz sürekli bunu yapmışlardır.

Ama bilindiği gibi tabiat olarak ben cedel ve oyun ehli değilim, özellikle söylemem icap eder ki daha önce başka niyetlerle gelmiştim. Ama sizi görünce temiz kalbinize, edebinize, güzel ahlakınıza, sadeliğinize ve cazibenize hayran kaldım, şahsi arzularımla uyuşmasa bile mantıklı ve delilli sözlerinizin karşısında inkarcı olmayacağıma dair Allah-u Teala’ya söz verdim.

Kesin olarak bilin ki ben o ilk geceki insan değilim, hiç kimseden korkum da yoktur; delil, burhan ve dertleşmeleriniz bende büyük etkiler yarattı. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt (a.s)’ın sevgisi üzere ölmeyi ve Resulullah (s.a.a)’in karşısına yüzü ak olarak çıkmayı istiyorum.



Davetçi: Sizin gibi alim ve insaflı birinden bundan başkası beklenemezdi. Bu sözleriniz bende bambaşka bir duygu yarattı, kalben size karşı özel bir ilgi duymaya başladım, sizden kabul etmenizi umduğum bir ricada bulunmak istiyorum.

Hafız: Rica ediyorum buyurun.

Davetçi: Rica ediyorum siz bu gece hakim olun, diğer beyler de şahit olsunlar, tam bir tarafsızlıkla insaflıca hükmedin. Bu söylediğim şeylerin hak olup olmadığını ve iddialarımı ispat edip etmediğini siz söyleyin. Elbette bahsedeceğim mevzu sebebiyle, önceki gecelerden daha uzun konuşabilirim, sizden tahammül etmenizi diliyorum. Ben de içimi dökerek biraz rahatlamış ve hafiflemiş olurum.

Bazı cahiller, 1300 yıl önce olan olayları bugün konuşmanın ne faydasının olduğunu soruyorlar. Halbuki ilmi sözler her dönem ve zamanda tartışmaya açıktır ve adil tartışmalarda gerçekler ortaya çıkmaktadır. Ayrıca bilmek icap eder ki miras konusu, kanunen her zamanda mirasçılardan biri vasıtasıyla mahkemeye intikal ettirilebilir, ben de o varisçilerden biriyim ve sizden insaflıca cevap vermenizi temenni ediyorum.



Hafız: Büyük bir ilgi ve alakayla sizi dinlemeye hazırız.

Davetçi: Eğer bir baba hayattayken evladına bir mülkü hediye ederse, babası öldükten sonra o mülkün zorla onun elinden alınması zulüm mü, zulüm değil mi?

Hafız: Şüphesiz başkalarının malında haksız olarak tasarrufta bulunmak zulüm ve gasptır.

Davetçi: Eğer bir baba Allah-u Teala’nın emriyle evladına bir mülk hediye ederse, baba vefat ettikten sonra o mülk zorla onun elinden alınacak olursa hükmü nedir?

Hafız: Açıktır ki, sizin anlattığınız şekilde olursa, bu en büyük zulümdür. Ama zalim ve mazlumdan, gasıp ve gasba uğrayandan maksadınızın kimdir? Lütfen daha açık bir şekilde buyurunuz.

Davetçi: Şüphesiz bizim büyük annemiz Hz. Fatıma (a.s) hakkında yapılan zulmün hiç kimseye yapılmadığı apaçık ortadadır.

Fedek’in Gasp Edilmesi


Hayber kalesinin fethinden sonra Fedek’in (Medine dağları eteklerinden Seyf’ul- Bahr’a kadar uzanan bölgede dağınık yedi köyü vardı. Tarıma elverişli ve hurmalıklarla dolu bir bölgeydi. Bir ucu Medine yakınlarındaki Uhud dağlarına, bir ucu Ariş’e, bir ucu Seyf’ul- Bahr’e ve bir ucu da Devmet’ul- Cendel’e uzanan çok geniş topraklara sahipti.) malikleri ve büyükleri Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in yanına gelerek barış antlaşması imzaladılar. Bu anlaşma esasınca Fedek’in yarısını kendilerine, diğer yarısını da Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’e bağışladılar. Nitekim Yakut Himvi, Futuh’ul- Buldan, c. 6, s. 343’de, Ahmed bin Yahya Belazuri Bağdadi, kendi Tarih kitabında, İbn-i Ebi’l- Hadid Mutezili, Ebu Bekir Ahmed bin Abdulaziz Cevheri’den naklen Nehc’ul- Belağa Şerhi, c. 4, s. 78’de, Muhammed bin Cerir Taberi, Tarih-i Kebir’de ve diğer muhaddis ve tarihçiler kendi eserlerinde bunu açıkça kaydetmişlerdir.

“Ve Ati Ze’l- Kurba Hakkahu” Ayetinin Nüzulü


Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Medine’ye dönünce Cebrail şu ayeti nazil etti: “Yakınlara, yoksula ve yolda kakmışa hakkını ver. Gereksiz yere de saçıp savurma.”149

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) zev'il- kurba’nın (yakınlarının) kimler olduğunu ve haklarının ne olduğunu düşündüğü bir halde Cebrail yeniden nazil olarak; “Allah Teala buyuruyor ki: “Fedek’i Fatıma’ya ver.” diye arz etti. Hz. Peygamber (s.a.a) de Hz. Fatıma (a.s)’ı çağırarak; “Allah-u Teala, Fedek’i sana vermemi emretti.” diye buyurdular. Bu yüzden o mecliste Fedek’i Fatıma’ya hediye etti.



Hafız: Acaba Şia’nın tefsir kitaplarında mı bu ayetin nüzulü hakkında bu sebep zikredilmiştir, yoksa bizim muteber kitaplarımızda bunun şahitlerini mi görmüşsünüz?

Davetçi: Müfessirlerin imamı Ahmed Sa’lebi, Keşf’ul- Beyan tefsirinde, Celaluddin Suyuti kendi tefsirinin 4. cildinde (Hafız bin Merduye Ahmed bin Musa, Ebi Said Hudri ve Hakim Ebu’l- Kasım Haskani’den naklen), İbn-i Kesir İmaduddin İsmail bin Ömer-i Dimaşki eş-Şafii Tarih kitabında ve Şeyh Süleyman Belhi el-Hanefi Tefsir-i Salebi, Cem’ul- Fevaid ve Uyun’ul- Ahbar’dan naklen Yenabi’ul- Mevedde’nin 39. babında şöyle nakletmişlerdir: “Ve ati ze’l kurba...” (Yakınlara... hakkını ver) ayeti nazil olunca, Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Fatıma’yı çağırdı ve ona büyük Fedek’i hediye etti.”

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) yaşadığı müddetçe Fedek Fatıma’nın elindeydi, kendisi kiraya veriyor ve kirasını üç taksitle alıyordu. Aldığı bu kiradan kendisine ve evlatlarına bir gece yetecek kadarını ayırıyor, bir bölümünü Haşim oğulları’nın fakirlerine dağıtıyor, geriye kalanları da diğer fakir ve yoksullar arasında bölüştürüyordu.

Peygamber-i Ekrem (s.a.a) vefat ettikten sonra halifenin memurları gidip Fedek’e el koydular. Lütfen Allah aşkına söyleyin, bu işin adını ne koymak gerekir?

Hafız: Peygamber-i Ekrem (s.a.a)’in Allah-u Teala’nın emriyle Fedek’i Fatıma’ya hediye ettiğini ilk kez sizden duyuyorum.

Davetçi: Sizin görmemeniz mümkündür. Ama biz çok gördük, söylediğim gibi birçok büyük alimleriniz muteber kitaplarında bunu kaydetmişlerdir. Nitekim Hafız bin Merduye, Vahidi ve Hakim kendi Tefsir ve Tarih kitaplarında, Celaluddin Suyuti Durr’ul- Mensur, c. 4, s. 177’de, Mevla Ali Muttaki Kenz’ul- Ummal’da ve Ahmed bin Hanbel’in Müsned’ine yazdığı haşiyede ve İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi c. 4’de Ebi Said Hudri’den gayri çeşitli yollardan şöyle rivayet etmişlerdir:

“Bu ayet (Ve ati ze’l kurba hakkahu) nazil olunca, Peygamber-i Ekrem (s.a.a) Fedek’i Fatıma’ya hediye etti.”



Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   109   110   111   112   113   114   115   116   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin