Peşaver geceleri


Han Hıyve’nin İran’a Saldırıları ve Ehl-i Sünnet



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə31/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   185

Han Hıyve’nin İran’a Saldırıları ve Ehl-i Sünnet

Alimlerinin Şiaların Katl ve Mallarının Yağmalanması İçin Verdikleri Fetvalar


Davetçi: Hayır, öyle değil. Bu katliam, saldırı, yağmalama ve ırzlara dokunma, Ehl-i Sünnet alimlerinin fetva ve hükümleriyle olmuştur.

Örneğin “Kaçar” Şahlarından olan “Nasıruddin Şah”ın saltanatının ilk yıllarında ve onun veziri “Mirza Taki Han Emir Nizam”ın zamanında İran ordusunun Horasan olayı ve Salar fitnesi ile başı karışıkken, Harezm’in emiri olan Özbekli Han Hıyve (Harezm) diye de meşhur olan Muhammed Emin Han bunu fırsat bilerek büyük bir orduyla, Horasan ve Merv’e saldırı düzenledi. Büyük bir katliam ve yağmadan sonra bir virane geride bırakarak birçok insanı da esir alıp götürdü.

Salar olayı bittikten sonra devlet Han Hiyve’yi nasıl alt edeceği üzerinde planlar yapmaya başladı, tedbirli insan olan merhum Emir Nizam, onu cezp etmek için girişimlerde bulundu, bu yüzden sarayın ileri gelen bilginlerinden Hidayet diye tanınan merhum Rıza Kulu Han Hezar Ceribi (Lillah Başi)’yi, Han Hiyve’nin yanına elçi olarak gönderdi. Bu elçiliğin ayrıntılarına gerek olmadığı için girmeyeceğim. Ancak Han Hiyve ile merhum Hidayet’in arasında geçen şu konuşmayı, işin içinde siyasi meselelerin olmadığını, aksine alimlerin fetva ve hükümleriyle gerçekleştiğini ispatladığı için aktaracağım.

Merhum Hidayet, Han Hiyve’yle görüştüğünde konuşmaları arasında ona şöyle dedi: Şu çok ilginçtir ki, İranlılar Rum, Rusya, Hindistan ve Avrupa ülkelerine gittiklerinde orada izzetle kalıyor ve sağ-salim olarak da dönüyorlar. Ama sizin bölgeye geldiklerinde, sizin taraftarlarınız onlara katliam uyguluyor, mallarını yağmalıyor ve esir alıp kafirler gibi horlayarak onları satıyorlar. Halbuki hepsi Müslüman, kıbleleri bir, kitapları bir, bir Peygamberin ümmeti ve bir Allah’a inanmaktalar. Öyleyse neden böyle yapıyorlar?

Han Hiyve cevaben şöyle dedi: “Siyasi açıdan bizim her hangi bir suçumuz yoktur. Ama mezhebi açıdan, Buhara ve Harezm’in alim, müftü ve kadıları Şiaları kafir, Rafızi ve bidat ehli olarak gördüklerinden onların cezasının katliam, yağmalama, korkutma ve kafirler gibi esir alınmasının gerekli ve farz olduğunu söylüyorlar!”

Bu olay, Rıza Kulî Han Hidayet’in yazdığı “Revzat’us- Safa-yi Nasıri ve Sefaret Name-i Harezm” adlı tarih kitabında genişçe ele alınmıştır. Bu kitap Tahran’da basılmıştır.


Ehl-i Sünnet Alimlerinin, Şiaların Katliam ve

Yağmalanmasına Dair Fetvaları ve Abdullah Han-ı Özbek’in Horasan’a Saldırıları


Yine, Abdullah Han-ı Özbek, Horasan’ı kuşattığı zaman Horasan’ın alimleri, onun yaptığı cinayet ve zulümlere itiraz edip; “Neden “La ilahe illallah Muhammed Resulullah” diyen ve Ehl-i Beyt’in yolundan gidenleri katlediyorsunuz, İslam böyle bir zulmü, hatta kafirler için bile izin vermemiştir” diye ona uzunca mektuplar yazdılar.

Abdullah Han da, Meşhed alim ve ahalisinin mektuplarını, yanında bulunan Sünni alim ve kadılarına vererek onlara cevap yazmalarını söyledi. Sünni alimler de uzunca cevaplar yazıp gönderdiler. Meşhed alimleri de bu cevapların karşılığını yazıp yolladılar. (Bu mektuplar “Nasih’ul- Tevarih” adlı kitapta genişçe yer almıştır.) Özbekli Sünni alimler mektuplarında; “şialar Rafızî ve kafir olup onların kanı, malı ve ırzı Müslümanlara helaldir” diye cevap yazmışlardır.


Afganlı Padişahların Afganistan

Şialarına Karşı Tutumları


Afganistan’daki Ehl-i Sünnet camiasının, özellikle Emir Dost Muhammed Han, Kohendil Han, Şah Şüca Malik Abdülmümin Han, Emir Abdurrahman Han ve Emir Habibullah Han gibi dönemin emirleri Kabil, Kandehar, Herat ve bu şehirlerin çevrelerinde bulunan şiaların alimlerini, halkı, hatta çocuklarını nasıl vahşice katlettiklerini anlatırsam, gerçekten utanç verici olur. Sizler kendiniz de, tarih boyunca yapılan cinayetlerin ne derecede olduğunu biliyorsunuz. Hindistan’da, özellikle de Pencab’taki gayretli Kızıl başlar, Afganlıların yaptıkları zulmün açık örnekleridirler. Onlar, yapılan zulümlerden dolayı kendi vatanlarını terk etmeye mecbur kalıp Pencab’a kaçmış ve oraya yerleşmişlerdir.

Tarihçiler, bu olayların hepsini, gelecek nesiller hükmetsinler diye yazmışlardır.

Can yakıcı bu olaylardan bir diğeri, H.K. 1267. yılın Aşura gününde, Kandehar Şiaları Resulullah (s.a.a)’ın Ehl-i Beyt’i için matem tuttukları zaman gerçekleşen olaydır. O gün şialar bir araya gelerek Aşura merasimini yerine getiriyorlardı. Aniden mutaassıp Sünniler, çeşitli silahlarla halkın toplanmış olduğu İmam Bare’ye saldırarak birçok savunmasız şiayı, hatta savunmasız çocukları feci bir şekilde katledip mallarını yağmaladılar.

şialar, yıllar boyunca horlanarak hakaret içinde yaşamış ve serbestçe amel edememişlerdir. Aşure günleri bile iki-üç kişi ancak bodrumlarda bir araya gelerek Kerbela olayı için yas tutabilmişlerdir.


Emir Emanullah Han’a Teşekkür


Bu toplantıda hem kendi tarafımdan, hem de bütün Şia alim, vaiz ve mübelliğleri tarafından, hatta tüm Şia camiası tarafından şu anda Afganistan’ın padişahı olan Emanullah Han’a teşekkür ediyorum. O başa geldiğinden itibaren Şia ve Sünni nifakını kaldırmış ve herkese tam bir özgürlük vermiştir. Mazlum ve muvahhid şialar da yıllarca süren katliam, sürgün ve firarlardan sonra, bir rahatlık yüzü görmüş, özgürlüklerini kazanmışlardır. Allah onu zamanın afetlerinden ve müstekbirlerin şerrinden Müslümanların beraberliğinin devamı için korusun.

Bu şefkatli padişahın düşürülmesi için, İngilizlerin çeşitli komplolara başvurduklarını duydum. Tüm Sünni ve şiaların, böylesine akıllı, vatansever, İslam isteyen genç bir sultanı, düşmanların karşısında korumaları ve onların planlarını etkisiz hale getirmeleri gerekir.79

Beyler tarihe göz atacak olursanız, bu Hindistan’ın kendisinde, yabancıların tahrikiyle Sünni ve şialar arasında birçok savaşlar çıktığını ve nice birçok kanların döküldüğünü ve nice takvalı ve faziletli alimlerin ve tertemiz müminlerin, cahillerin heva ve hevesleri uğruna kurban edildiklerini görmüş olacaksınız.


Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   27   28   29   30   31   32   33   34   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin