Peşaver geceleri


Busr Bin Ertat’ın Otuz Bin Gerçek Mümini Muaviye’nin Emriyle Öldürmesi



Yüklə 3,04 Mb.
səhifə146/185
tarix27.05.2018
ölçüsü3,04 Mb.
#51853
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   185

Busr Bin Ertat’ın Otuz Bin Gerçek Mümini Muaviye’nin Emriyle Öldürmesi


Muaviye’nin bütün amellerinden daha kötüsü, onun emriyle kan içici Busr bin Ertat’ın, binlerce Ali taraftarını acımasızca katletmesidir. Nitekim Ebu’l- Ferec İsfahani, Allame Semhudi (Tarih’ul- Medine’de), İbn-i Hallakan, İbn-i Asakir, Taberi (kendi Tarih’inde), İbn-i Ebi’l- Hadid (Nehc’ul- Belağa Şerhi c. 1’de) ve diğer alimleriniz de kendi kitaplarında yazdıkları üzere Muaviye Busr’a, büyük bir orduyla Medine, Mekke, San’a ve Yemen’e doğru hareket etmesini emretti. Ebu’l- Ferec’in rivayet ettiğine göre Zahhak bin Kays’a da şöyle dedi: “Ali bin Ebi Talib’in Şia’sı ve ashabını nerede bulursanız orada öldürün; çocuk ve kadınlara bile acımayın.”

Bu yüzden üç bin kişilik büyük bir orduyla Medine San’a, Yemen, Tâif ve Necran’a sefer düzenlediler. Yolda buldukları ve o bölgelerdeki bütün müminleri, hatta kadın ve çocuklarını bile katlettiler. Tarih bu utanç verici katliamlara şahit oldu. Vakit olmadığından bu cinayetleri kısa olarak geçiyorum, sonunda Yemen’e vardıklarında, oranın valisi olan Abdullah bin Abbas bin Abdulmuttalib’in evine gittiler. Süleyman ve Davut adındaki iki küçük çocuğunun başını annesinin kucağında kestiler!!

İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi c. 1 s. 121’de şöyle diyor: “Ateşte yaktıkları dışında 30 bin insanı katlettiler.”

Siz beyler, Kur’ân’ın, mel’un oğlu mel’unu dünya ve ahirette lanetlemesi hakkında henüz şek ve şüphe mi ediyorsunuz?


Muaviye’nin, Emir’ul- Muminin Hz. Ali’ye Lanet

Etmeyi Emretmesi ve O’nun Aleyhinde

Hadis Uydurtması


Muaviye’nin küfrüne ve mel’un olduğuna dair en önemli delil, Hz. Ali (a.s)’a lanet etmesi ve halkı da bu büyük günaha zorlamasıdır. Şii-Sünnî hatta yabancı tarihçilerin bile kaydettiği üzere namazın kunutlarında ve Cuma namazı hutbelerinde bu çirkin amel ve bidat uygulanmış, birçok insan lanet etmediği için de katledilmiştir. Bu cinayetler Ömer bin Abdulaziz dönemine kadar devam etmiştir.

Şüphesiz ki muvahhidlerin İmamı, Peygamber (s.a.a)’in kardeşi, Hz. Fatıma’nın eşi ve müminlerin emiri Ali (a.s)’a hayatında veya vefatında lanet edenler ve lanet etmeyi emredenler, mel’un ve kafirdirler.

Zira imam Ahmed Müsned’de, imam Nesai Hesais’ul- Alevi’de, Sa’lebi ve imam Fahr-u Razi Tefsir’de, İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi’nde, Muhammed bin Yusuf Kifayet’ut- Talib’de, Sibt bin Cevzi Tezkire’de, Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’de, Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet’ul- Kurba’da, Deylemi Firdevs’te, Müslim Sahih’de, Muhammed bin Talha Metalib’us- Süul’de, İbn-i Sebbah Fusul’ul- Muhimme’de, Hakim Müstedrek’te, Hatip Harezmi Menakıb’da, İbrahim Himvini Feraid’de, İbn-i Meğazili Menakıb’da, İmam’ul- Harem Zehair’ul- Ukba’da, İbn-i Hacer Savaik’da ve bilahare büyük alimlerinizin çoğu farklı tabirlerle kısa veya detaylı olarak Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

Ali’ye söven bana sövmüştür; bana söven de Allah’a sövmüştür.”

Bazıları da bu konuda başka hadisler rivayet etmiştir, ki genel olarak Ali (a.s)’a eziyet edenin mel’un olduğuna delalet etmekteler. Örneğin; Deylemi Firdevs’te, Süleyman Hanefi Yenabi’ul- Mevedde’de farklı senetlerle ve diğerleri de önceki geceler bazısına işaret etmiş olduğum şekilde Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

Ali (a.s)’a eziyet eden, bana eziyet etmiştir, bana eziyet edene de Allah’ın laneti üzerine olsun.”

İbn-i Hacer ise Savaik’ul- Muhrika’da genel anlamda “Ehl-İ Beyt’e (A.S) Söven ve Lanet Edenler Babı”nda Peygamber (s.a.a)’in şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir:

Ehl-i Beyt’ime söven, Allah’dan ve İslâm’dan dönmüştür. İtretim hakkında bana eziyet edenin, Allah’ın laneti üzerine olsun.”

O halde Muaviye namazın kunutlarında Hz. Ali (a.s)’a ve Resulullah (s.a.a)’in iki torunu Hasan ve Hüseyin’e, İbn-i Abbas’a ve Malik Eşter’e lanet ettiği için kendisi lanetli ve mel’un biriydi. Nitekim bunu İbn-i Esir Kamil’de ve diğerleri de kendi eserlerinde rivayet etmişlerdir.

İmam Ahmed bin Hanbel, Müsned’inde farklı yollarla Resulullah (s.a.a)’den şöyle rivayet etmiştir:

Ali’ye eziyet eden kimse, kıyamette Yahudi veya Nasrani olarak haşr olacaktır.”

Siz de biliyorsunuz ki, İslâm’ın zaruri hükümlerinden biri Allah ve Peygamber (s.a.a)’e sövmenin kafir ve necis olmasıdır. Bunu diyen kimse necis ve katli farzdır. Önceki geceler detaylı bir şekilde Resulullah (s.a.a)’in şöyle buyurmuş olduğunun zikrettiğim:

“Ali’ye ve Ehl-i Beyt’ime söven, lanet eden ve hakaret eden kimse, bana ve Allah’a sövmüş, lanet etmiş ve hakaret etmiştir.”

Hadisler ve muteber kitaplarınızda yer alan benzeri rivayetlerin hükmü gereği de Muaviye kesin mel’un ve kafirdir.

Nitekim Muhammed bin Yusuf, Kifayet’ut- Talib’in 10. babında kendi senetleriyle ve diğerleri de burada özet olarak aktaracağım şu rivayeti nakletmişlerdir:

“Abdullah bin Abbas, Said bin Cübeyr’le birlikte, Zemzem’in kenarında bir grup Şam ehlinin Hz. Ali’ye sövdüklerini görünce durarak onlara hitaben şöyle dedi: “Hanginiz Allah-u Teala’ya sövüyordu?” Onlar; “Hiçbirimiz Allah-u Teala’ya sövmedi.” dediler. Bunun üzerine; “Hanginiz Resulullah (s.a.a)’e sövüyordu? diye sordu. Onlar yine; “Bizden hiç kimse Peygamber (s.a.a)’e sövmedi.” dediler. Bunun üzerine; “Hanginiz Ali bin Ebi Talib’e sövüyordu?” diye sorunca, onlar; “Evet, biz Ali’ye sövüyorduk” dediler. Bunun üzerine şöyle buyurdu: “Resulullah (s.a.a)’in yanında şahit olun ki, ben O Hazretin bizzat Ali’ye şöyle buyurduğunu duydum:

Ya Ali, sana söven bana sövmüştür, bana söven Allah-u Teala’ya sövmüştür; kim de O’na söverse Allah-u Teala onu yüz üstü cehenneme atacaktır.”

Hz. Ali (a.s)’ın Düşmanı Kafirdir


Bu delillerden ilave, kendi alimlerinizden, Hz. Ali’ye sövenin ve O’na düşman olanın kafir olduğuna dair pek çok hadis nakledilmiştir. Örneğin: Suyuti Tefsir’inde, imam Salebi Tefsir’inde, Mir Seyyid Ali Hemedani Meveddet'ul Kurba’da, Ahmed bin Hanbel Müsned’de, İbn-i Hacer Savaik’da, Harezmi Menakıb’da, İbn-i Meğazili Fezail’de, Süleyman Belhi Yenabi’ul- Mevedde’de, İbn-i Ebi’l- Hadid Nehc’ul- Belağa Şerhi’nde, Taberani Evset’te, İmam’ul- Harem Zehair’ul- Ukba’da, Nesai Hasais’ul- Alevi’de, Genci Şafii Kifayet’ut Talib’de, Muhammed bin Talha Metalib’us- Süul’de, Sibt bin Cevzi Tezkiret’ul- Havass’da, İbn-i Sabbağ Fusul’ul- Muhimme’de ve diğerleri de kendi kitaplarında farklı ibarelerle Peygamber (s.a.a)’den şöyle buyurduğunu rivayet etmişlerdir:

Ali’yi sadece mümin sever ve O’na sadece kafir buğz eder.” Önceki geceler aktardığım gibi bazı rivayetlerde de, “...sadece münafık buğz eder.” diye yer almıştır.

Açıktır ki hadiste yer alan kafir ve münafık kelimesi, Hz. Ali (a.s)’ın düşmanının ateşte olduğuna delalet etmektedir. Zira Allah-u Teala Kur’ân’da kafir ve münafıkların yerinin cehennem olduğunu açıkça vurgulamaktadır.

Nitekim Muhammed bin Yusuf Kifayet’ut- Talib’in 3. babının sonunda Muhammed bin Menzur-i Tusi’den müsned olarak şöyle rivayet etmektedir:

“Biz imam Hanbel’in yanındaydık. Adamın birisi ona; “Ey Eba Abdullah, Hz. Ali’nin; “Ben cehennemi bölenim” sözü hakkında ne diyorsunuz?” diye sorunca, imam Hanbel şöyle dedi: “Bunu hiç kimse inkar edemez. Zira Resulullah (s.a.a) Hz. Ali’ye şöyle buyurmamış mıdır?: “Seni sadece mümin sever ve sana sadece münafık buğz eder.” Ben de; “Evet öyledir” dedim. Ardından imam Hanbel konuyu yorumlayarak şöyle dedi: “Söyleyin mümin nerededir?” Biz de; “Cennettedir.” dedik. Tekrar; “Münafık nerededir?” diye sordu. Biz; “Cehennemdedir” deyince şöyle dedi: “O halde Ali’nin cehennemi bölen olduğu doğrudur.”

Yani Peygamber (s.a.a)’in buyurduğuna göre ve Nisa suresinin şu ayeti gereği Ali (a.s)’ın düşmanı münafıktır:

Şüphesiz ki münafıklar, cehennemin en alt katındadırlar. Onlara asla bir yardımcı bulamazsın.”191

O halde Hz. Ali (a.s)’ın düşmanı cehennemin en alt katında olacaktır. Bu ayet gereğince münafıkların azabı kafirlerin azabından daha şiddetlidir.

Muteber kitaplarınızda yer aldığı üzere Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmuştur:

“Ali’ye buğz eden bana buğz etmiştir, bana buğz eden ise Allah-u Teala’ya buğz etmiştir.”

Bu tür rivayetler o kadar çoktur ki manevi tevatür derecesine ulaşmıştır.

Şeyh: Sizin gibi birine, ashaba dil uzatmak yakışır mı? Halbuki Allah-u Teala birçok ayette onları övmüş, müjdelemiş, bağışlamış ve hoşnut olduğunu bildirmiştir. Müminlerin dayısı Muaviye de değerli ashaptandır. Dolayısıyla bu ayetlere muhataptır. Sahabeye ihanet, Peygamber’e ve Allah’a ihanet değil midir?


Yüklə 3,04 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   142   143   144   145   146   147   148   149   ...   185




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin