sevimasiroglu.instagram.com
ÖĞRETİM İLKE VE YÖNTEMLERİ DERS NOTLARI-1
1.TEMEL KAVRAMLAR
EĞİTİM
Davranışçı psikolojiye göre: Ertürk (1993), ‘bireyin davranışlarında kendi yaşantısı yoluyla istendik yönde değişiklik oluşturma sürecidir
Yapılandırmacı kurama göre: Bireyin kendi deneyim ve yaşantılarına bağlı olarak problem çözme gücünü kazanması ve öznel bilgisini üretmesi sürecidir.Kültür: Toplumun üretmiş olduğu maddi manevi değerlerin bütünüdür.
Kültür: Toplumun üretmiş olduğu maddi manevi değerlerin bütünüdür.
Eğitim: Bireyleri belli amaçlara göre yetiştirme sürecidir.
Tartışalım: Eğitim ve kültür arasındaki ilişkiyi nasıl açıklarsınız?
Açık Sistem Olarak Eğitim
İnsan davranışlarını istendik yönde değiştirmek için düzenlenip işe koşulan eğitim açık bir sistemdir; çünkü İnsanın hali hazırdaki davranışları yeterli bulunmuyor ve o, istendik davranışlarla donatılmak isteniyor. İşte, kişide bulunması istenilen davranışlar eğitimin hedefleridir. Bu hedefleri gerçekleştirmek, bir açık sistemin yapılandırılmasını gerekli kılar. Bu iş, eğitimde yetişekler yoluyla yapılabilir; çünkü yetişek, kişide gözlenmesi kararlaştırılan hedefleri, bunları gerçekleştirebilecek düzenli eğitim ve sınama durumlarını içeren dirik bir bütün olarak ( Sönmez 1981: 1) tanımlanabilir. Böyle bir süreçte önce hedefler belirlenir. Sonra bu belirlenen hedeflere göre, kişide hangilerinin ne derece bulunup bulunmadığı saptanır. Böylece kişinin öğrenme gereksinimi ortaya çıkar. Buradan hareketle bir ders ya da kursta kazandırılacak hedef ve davranışlar belirlendikten sonra, bunların her bir öğrenciye nasıl ve ne yolla, ne kadar süre içinde kazandırılacağı saptanır. Sonuncul olarak da her bir öğrencinin bu hedef davranışları kazanıp kazanmadığı yoklanır. Bütün bu sürecin ve verilerin ışığı altında yetişekte ne gibi değişikliklerin ve düzenlemelerin yapılacağına karar verilir ve yetişek yeniden örgütlenip uygulamaya konulur. Uygulamada, uygulamanın sonunda ve gerekli her basamakta değerlendirme işlemlerine gidilir. Bu süreç biteviyedir.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı gibi bir yetişek, şu beş öğeden oluşabilir:
1. Kişide bulunması istenilen özellikler, yani hedefler.
2. Hedeflerin göstergesi olan davranışlar.
3. Içerik ve konunun örüntüsü yani üniteler.
4. Her davranışı, öğrencilerin her birine kazandıracak eğitim durumları.
5. Her davranışı, her bir öğrencinin kazanıp kazanmadığını, kazandıysa ne derece kazandığını yoklayan sınama durumları.
Bu bağlamda, açık bir sistem olan eğitim, toplumsal sistemin bir alt sistemidir. Toplumsal sisteme bağlı olan diğer alt sistemler ekonomi, siyaset, töre, gelenek, görenek, spor, felsefe, din ve inanç, iletişim, moda, güzel sanatlar, bilim ve teknik, nüfus ve yerleşim vb. gibi sistemler, eğitim sistemini, eğitim sistemi de onları etkiler ve değiştirir. Yani onların çıktıları eğitimin, eğitimin çıktıları da onların girdi ve işlemleri olabilir.
Tüm bu açıklamalara göre eğitim sistemi, girdiler, işlemler, çıktılar ve dönütten oluşan açık bir sistem olarak ele alınabilir; çünkü eğitim sistemi, bu öğelerden oluşuyor.
-
Eğitim Sisteminin Girdileri
Her sistem en az bir hedefi gerçekleştirmek üzere kurulur. Eğitim sisteminin de hedefleri, öğrencide gözlemeye karar verilen istendik davranışlardır. Eğitimde hedef ve davranış yazma daha sonra ele alınacağından, bu başlık altında sistemin girdileri üzerinde durulmuştur. Girdiler, bir sistemin hedeflerini gerçekleştirmesi için, dışardan alınan ve gerekli olan tüm değişkenlerdir. Eğitim siteminin girdileri öğrenci sayısı, yaşı, cinsiyeti, hazırbulunuşluk düzeyi, yatırım, yeni personel, yeni araç-gereç, yiyecek, içecek, giyim, kuşam, enerji ve yeni bilgiden oluşabilir.
1. Öğrenci sayısı, onun yaşı ve cinsiyeti: Okula, sınıfa, kursa alınan öğrencilerin sayısı, onların yaşları ve cinsiyetleri sistemin girdilerindendir; çünkü öğrenci sayısı, yaşları, cinsiyetleri sistemin tüm öğelerini etkileyebilir. Örneğin sınıflardaki öğrenci sayılarının 1O, 2O, 4O, 5O, 1OO, 2OO vb. gibi olması, öğrenme-öğretme sürecini, kazandırılacak hedef davranışların nicelik ve niteliğini, harcanan zaman ve parayı, fiziksel ortamı, öğretmeni vb. etkileyip değiştirebilir.
2.Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi: Öğrencinin bir okula, derse, kursa girmeden önce dağarcığında getirdikleri olarak ele alınabilir. Onun genel ve özel yeteneği, hedef davranışlarla ilgili bilgi, beceri ve duyguları yani ilgisi, tutumu, güdülenmişliği, kişiliği vb. gibi değişkenlerden oluşabilir. Bunlar bilişsel, duyuşsal, devinişsel, sezgisel alanlada ilgili özelliklerdir. Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi, işlemler ve dolayısıyla çıktıları etkileyen en önemli değişkenlerden biridir.
3. Yatırım: Eğitim ve öğretim için harcanan para ve emek olarak betimlenebilir. Yatırım bina, elektrik, su, yiyecek, araç-gereç, donanım, öğretmen ve hizmetliler vb. için harcanan para ve emektir. Devletin, kurumların her yıl bütçelerinden ayırdıkları paradan başka bir de ailenin yaptığı harcama vardır. Ayrıca devletin, kurumların, ailenin ve öğrencinin vazgeçme maliyeti de bu başlık altında toplanabilir.
4. Araç-gereç ve donanım: Eğitim sistemi için gerekli olan ve satın alınan, hibe edilen her türlü ders araç-gereçleri de girdidir. Önceden alınan ve var olanlar değil, ders yılının başında, gerekli zamanda yeni alınanlar ve alınacak olanlar söz konusudur. Sisteme giren ve kullanılmaya başlanan araç-gereçler girdi olmaktan çıkarlar.
5. Yiyecek, içecek, giyim, kuşam, enerji: Bunlar da eğitim sisteminin girdileri olabilir. Özellikle yatılı okullarda yiyecek, içecek, giyim, kuşam, tüm okullarda ise, aydınlatma, ısıtma, havalandırma, temizleme ile ilgili her türlü değişken, sistemin girdisini oluşturan diğer öğelerdir.
6. Yeni bilgi: Sisteme çevresinden ve bağlı olduğu üst sistem ve sistemlerden yeni gelen her türlü emir, yasa, yönetmelik, tavsiye, eleştiri, bildiri, araştırma, inceleme ve denetleme sonuçları, sistemin işleyişiyle ilgili dönütlerden sağlanan bilgiler vb. onun girdisi olabilir.
7. Okula yeni alınan ya da atanan yönetici, öğretmen ve hizmetliler: Bunlar da sistemin girdileri olabilirler. Yalnız eskiler değil. Yeni gelenler de bir kez sisteme girip görev aldıktan sonra sistemin girdisi olmaktan çıkarlar. Sisteme her türlü değişken giremez. Her açık sistemin girdilerini saptayıp seçen, koruyan, planlayan, denetleyip değerlendiren, yöneten, uygulayan ve hizmetleri yerine getiren alt sistemleri vardır. Örneğin, İlköğretime her yaştaki çocuklar değil, ancak altı ve yedi yaşındaki çocuklar girebilir. Bu durumda okula öğrenci alınırken seçme, denetleme ve değerlendirme mekanizmaları işe koşulur. Bu ölçütlere uymayanları elerler. Eğer okula, belli bir zeka yaşında, ya da belli alanda özel yeteneği olan çocuklar alınacaksa, yine yönetici, seçici, denetleyici ve değerlendirici alt sistemler işlemeye başlarlar. Planlama sürecinde ise, yetkililer daha okul açılmadan alınacak öğrenci sayısını, niteliğini, okulun öğretim kapasitesine göre ilgili alt sistemlerin katılmasıyla yöneticinin başkanlığında ve birlikte düzenlerler. Yönetici, bu plana göre girdileri belirlemek üzere, hizmetler, uygulama, seçme, denetleme, değerlendirme-denetim ve yetişek sistemlerini işe koşar. Koruyucu mekanizma, sisteme istenmedik değişkenlerin girmesini engeller, girenler olursa, onları sistemden atar ya da attırır. Ayrıca sistem için gerekli olan enerjiyi, parayı, araç-gereç ve donanımı vb. depolar, korur. Entropiye karşı, olumsuz entropi geliştirir.
Seçme sistemi, sisteme giren öğrencilerin hazırbulunuşluk düzeylerini belirlemek ve belli yetişeklere yerleştirmek için “ tanıma ve yerleştirmeye dönük değerlendirme” yapabilir. Bu süreçte de tüm alt sistemler işe koşulabilir. Hizmetler alt sistemi, sisteme girecek olan ve giren öğrencilerin başvurularinı, kayıt ve kabullerini, muhasebe, rehberlik, kitaplık, yemekhane, yurt vb. alt sistemlerle ilgili giriş, çıkış ve yerleştirme işlerini düzenleyebilir.
Girdiler, hedeflerin istediği nicelik ve nitelikte, sistemin programlanmış dengesini bozmayacak özellikte olmalıdır. Bunun tersi bir durum, sistemi entropiye götürebilir.
-
İşlemler
İşlemler, girdilerin hedefler doğrultusunda, uygun ve etkili kimyasal, fiziksel, zihinsel ve işlemsel süreçlerin kullanılarak biçimlendirildiği bölümdür. Bir eğitim sisteminde, öğrencileri istendik davranışlarla donatmak için her türlü etkinlik, işlemler kısmında uygun yer ve zamanda işe koşulur. Bu kısma, eğitim durumu, çevre ayarlaması, ortam düzenleme de denir. Eğitim sisteminde işlemler şu değişkerılerden oluşabilir:
1. Ünite sırası ve niteliği: Üniteler hedef ve davranışlarla ilgili, çağdaş ve bilimsel bilgiyle donanık olmalıdır. Ayrıca kolaydan zora, somuttan soyuta, basitten karmaşığa, yakın çevre ve zamandan uzağa, birbirinin önkoşulu oluş özeliğine göre sıralanmalıdır. İçerik, öğrencinin anlayabileceği bir dille yazılmalı, resimler, şekiller, grafikler vb. istendik nicelik ve nitelikte sunulmalıdır; çünkü içerik öğrencinin derse hazırlanmasını sağlayabilir. Ayrıca dersin işlenişi sırasında etkili ve verimli bir araç olarak kullanılabilir. Dersten sonra eksiklerin tamamlanmasında, yanlışların düzeltilmesinde işe koşulabilir.
2. Pekiştireç, dönüt, düzeltme ve ipucu: Eğitim ortamında istendik davranışların kazandırılmasında pekiştireç,dönüt, düzeltme ve ipucu önemli değişkenlerdendir. Bunlar yeri ve zamanı gelince uygun olarak sunulmalıdır. Pekiştireç öğrencinin yaşına, cinsiyetine, içinde yaşadığı kültürel ortama, davranışın türüne ve pekiştirme tarifelerine göre kullanı!malıdır. Pekiştireç, istendik davranışın ilerde yinelenme olasılığını artİran uyarıcıdır. İpucu doğru yanıt gelmediği zaman, öğrencinin yanıtı bulması için ortama sunulan hatırlatıcı, sorunu çözücü uyarıcıdır. Düzeltme ise, eksik, yanlış, yarım yamalak yanıtları tarnamlamak için işe koşulan uyarıcıdır. Eğitim ortamında yanıtları bulan öğrencidir. Öğretmen ise, bu işi kolaylaştİran, öğrenciyi yüreklendiren, yol gösteren bir rol üstlenmelidir; çünkü davranışı öğrenci kazanacaktır. Eğitim ortamında cezaya yer verilmemelidir; çünkü ceza, istenmedik sonuçlar doğurabilir ve eğitim ortamında entropiye yol açabilir.
3.Öğrenci katılganlığı: Hedef davranışlar öğrenciye kazandırılacaktır. Bu nedenden dolayı, öğrenci eğitim ortamına etkin bir biçimde katılmalıdır. Bunun için öğrencinin işi, deney, gözlem ve araştırmaları bizzat yapmasına fırsat ve imkan verilmelidir. Bu tür etkinlikler, öğrencinin derse aktif katılımını sağlayabilir. Düzeyine uygun ve hedef davranışlarla ilgili sorular, onları güdüleyici ve yürektendirici uyarıcılar, ilgi ve dikkatlerini toplayıcı etkinlikler sınıf ortamına getirilmelidir. Ayrıca sorular ve yanıtlar, tüm öğrencilere adil biçimde dağıtılmalı, öğrencilerin hedef davranışlarla ilgili soru sormaları sağlanmalı, bu sorular işleme konulmalıdır. Öğretmen soruların yanıtlarını vermemeli; öğrencilere buldurmalıdır. Bunun için ipuçları, pekiştireçleri, düzeltme ve dönütü kullanmalıdır. Öğrencinin ilkeleri kullanmasına, ortam sağlamalıdır.
4. Araç ve gereçler: Hedef davranışlarla ilgili araç-gereçler sınıf ortamına getirilmeli, yeri ve zamanı gelince kullanılmalıdır. Araç-gereçler, istendik davranışları öğrenciye kazandırmada zorunlu olabilir. Daktilo makinesi olmadan, on parmakla daktiloda yazı yazabilme öğrencilere kazandırılamaz. Bu nedenden dolayı, araç ve gereçler hedef davranışlarla, içerikle tutarlı, öğrenci düzeyine uygun olmalı; ayrıca bunlar için gerekli ortam sağlanmalıdır.
5. Öğrenme-öğretme strateji, yöntem ve teknikleri: Hedef davranışların düzeyi değiştikçe, işe koşulacak öğrenme-öğretme strateji, yöntem ve teknikleri de değişebilir. Bilgi düzeyindeki hedef davranışlar için “sunuş yolu, düzanlatım”, kavrama ve değerlendirme düzeyleri için “buluş yolu, güdümlü tartışma, örnek olay”, uygulama ve daha yukarı düzeylerdeki hedef davranışlar için “araştırma-soruşturma, örnek olay, gösterip yaptırma, karma yöntem” birden fazla ve değişik düzeylerdeki hedef davramşlar için “tam öğrenme ve değişik yöntem ve teknikler” işe koşulabilir. Ayrıca,ders bir plan içinde, aşamalı olarak işlenebilir. Böyle bir ders planında dikkati çekme, güdüleme, gözden geçirme, geçiş, yöntem ve zihinsel süreçler sunulmalı, ara geçiş ve özetler, tekrar güdüleme, kapanış ve değerlendirme bölümleri belirlenmeli, bu bölümlerin gerekleri yerine getirilmeli, yani programlandırılmış bir öğretime gidilmelidir; çünkü istendik davranışların kazandırılmasında yöntem, zihinsel ve işlemsel süreçler, kullamiacak öğrenme-öğretme örüntüleri çok etkilidir (Sönmez 1989:17O,172).
6. Zihinsel süreçler: Hedef davranışların düzeyi ile zihinsel süreçler arasında anlamlı bir İlişki bulunmuştur (Sönmez 1989:17O,172). Bu araştırmaya göre, bilgi düzeyindeki hedef davranışların kazandırılmasında tümdengelim; kavrama düzeyindekilerin kazandırılmasında tümevarım, analoji, diyalektik; uygulama düzeyindekilerin kazandırılmasında ise, hipotetik-dedüktif süreçlerin daha etkili olduğu söylenebilir.
7. Öğretmen: İstendik davranışları kılavuzlayan ve sağlayan öğelerden biri de öğretmendir. Öğretmen, eğitim durumlarını düzenleyen ve uygulayanlardan biridir. Onun konu alanını çok iyi bilmesi, eğitim ve öğretimle ilgili bilgi, beceri ve tutumlarla donanık olması gerekir. Öğretmendeki eksiklikler, tutarsızlıklar eğitim ortamını olumsuz yönde etkileyebilir. Bunun sonucu olarak, sistem entropiye kayabilir. Alanında yetersiz, eğitimi bilmeyen, öğrenciye sevgi, ilgi ve saygıyla yaklaşmayan, öğrenciyle sınıf ortamında göz iletişimi kurmayan, psikolojik açıdan dengesiz, maddi ve manevi sorunları olan ve bunları çözemeyen bir öğretmen, istendik davranışları öğrenciye kazandırmada etkili olmayabilir. Şimdilik eğitim sisteminde, bütün bu nedenlerden dolayı, öğretmen önemli bir öğedir.F
8. Öğretme ortammın fiziksel koşulları: Sınıf, işlik, laboratuar, kitaplık, spor salonu, konferans salonu ve bunların ısıtma, havalandırma, aydınlatma, temizlik ve düzeni ile okulun bulunduğu konum da eğitim durumunu etkileyebilir. Pis, karanlık, rutubetli, soğuk, düzensiz vb. eğitim ortamında, istendik davranışları kazandırmak zorlaşabilir.
9. Zaman: Hedef davranışların kazandırılması için yeterli zaman verilmelidir. Zaman önemli öğelerden biridir. İki ders saatinde kazandırılacak davranışlar, daha kısa, ya da daha uzun zamanda kazandırılmaya kalkışıldığında, verimlilik ve etkililik düşebilir. Ayrıca haftalık ders çizelgeleri düzenlenirken derslerin günlere ve günün belli saatlerine konulmasına da dikkat edilmelidir. Pazartesi ve cuma günleriyle, günün ilk ve son saatlere daha kolay, ya da uygulamanın daha baskın olduğu atölye, müzik, resim, beden eğitimi gibi dersler konulabilir.
1O. Sevgi: Eğitim ortamının önemli değişkenlerden biridir. Öğretmen, her bir öğrenciye sevdiğini tutarlı davranışlarla eğitim ortamında göstermelidir. Bunun için, öğrencilerle duygu ve düşünceleri paylaşmalı; onlara karşı hoşgörülü olmalı, fakat vurdumduymaz davranmamalı; öğrencinin kendisini tanımasına, yeteneklerini geliştirmesini imkan ve fırsat vermeli; saydam olmalı; merkeze hiçbir varlığı koymamalı, İnsanın duyuşsal gereksinimlerini gidermeli; demokratik ortam sağlamalı, güvenilir ve geçerli bilgi ve beceriler sunmalıdır (Sönmez 199O :89-125).
11. Biçimlendirme ve yetiştirmeye dönük değerlendirme: Her dersin ve ünitenin sonunda, öğrenme eksiklerini, yanlışlarını ve yarım yamalak öğrenmeleri belirlemek, öğrenciye gerekli yardımı sunmak için yapılan değerlendirmedir. Bu tür değerlendirmede öğrenciye not verilmez. Bu tutum, bireysel öğrenmeyi sağlayabilir. Böyle bir değerlendirme, eğitim durumunun etkili ve verimli olmasına katkıda bulunabilir. Biçimlendirme ve yetiştirmeye dönük değerlendirme, diğer alt sistemleri de (yönetim, planlama, , seçme. denetleme ve değerlendirme, koruma, uygulama, yetişek ve hizmetler) harekete geçirir. Ayrıca tam öğrenmeyi sağlayıcı katkısı da vardır. Tüm bunlardan dolayı, bu tür değerlendirme, sistem için bir tür sigorta görevi de görür; çünkü bu değerlendirme sonuçlarına göre, eğitim durumu, gerekiyorsa sistemin tüm öğeleri yeniden gözden geçirilip, işlemeyen yanlar atılır ya da onarılır; eksikler tamamlanır; işlemler yeniden düzenlenip işe koşulur. Yani eğitim durumu için bir bakıma “iç dönüt” görevini görür. Görüldüğü gibi, eğitim durumu, okulun yetişek alt sistemiyle ılgilidir. Okuldaki tüm diğer sistemler, yetişek alt sistemi için düzenlenip işe koşulurlar. Yetişek sistemi, okul sisteminin temelidir (özüdür). O olmadan, okul sistemi işgörüsünü sürdüremez. Bu bağlamda yetişek sistemindeki her türlü eksiklik, yetersizlik, yani tutarsızlık, sistemi doğrudan etkiler ve entropiye götürebilir. Yetişek sisteminin dışındaki diğer alt sistemler, yetişek sistemine göre düzenlenmeli, onun gerçekleşmesi ( yani sistemin hedeflerinin gerçekleşmesi) için işe koşulmalıdır. Buna karşın, alt gistemlerdeki eksiklikler, yetersizlikler ve tutarsızlıklar da yetişek sistemini etkileyebilir. Şjstemdeki her türlü düzenleme yapılırken yetişek sisteminin özelliği göz önüne alınmalıdır. Diğer bir deyişle yetişek sistemine göre yenileme, düzenleme, onarma yapılmalıdır (Sönmez 199O: 2,43)
C.Çıktılar
Açık sistemin öğelerinden biri de çıktılardır. Çıktılar, ölçme ve değerlendirme sonucu belirlenir. Sistemin hedeflerini ne derece gerçekleştirdiğini belirlemek için yapılan her türlü etkinliği kapsar. Okul sisteminde çıktıları belirlemek için “ölçüt dayanaklı” ve “durum” muhasebesine dönük bir değerlendirme” yapılmalıdır. Çıktıları belirlerken niceliksel, iç ve dış, niteliksel iç ve dış verimlilik, maliyet-yarar analizi türü değerlendirmeler de kullanılabilir. Bu tür değerlendirmelerin sonunda aşağıdaki çıktılar ölçülebilir:
1. Öğrenci sayısı, onun yaşı ve cinsiyeti: Okula giren ve okuldan mezun olan öğrencinin sayısı, yaşı, cinsiyeti, sosyo-ekonomik durumu belirlenebilir.
2. Öğrencilerin bilişsel, duyuşsal, devinişsel ve sezgisel erişisi: Okula, sınıfa, derse, kursa giren öğrencilerin bilişsel, duyuşsal ve devinişsel, sezgisel alanların her bir basamağındaki erişileri saptanmalıdır.
3. Beklenmedik; fakat istendik davranışlar: Yetişekte hedeflenmediği halde, öğrencilerin eğitim ortamında kazandıkları davranışların niceliği ve niteliği söz konusudur. Bunlar da eğitim sisteminin çıktılarıdır.
4. Beklenmedik ve istenmedik davranışlar: Eğitim sisteminin sonunda, öğrencilerde gözlenen ve ölçülen; fakat yetişekte olmayan istenmedik davranış değişiklikleri söz konusudur. Bunlar da eğitim sisteminin çıktılarıdır.
5. Okulda yapılıp ortaya konulan ürünlerden elde edilen kazanç: Eğer okul, ekonomik yaşama mal ve hizmet üretiyorsa ( sanat ve meslek liseleri gibi ) dönem içinde, sonunda bu ürünlerin niceliği ve niteliği de eğitim sisteminin çıktılarıdır. Ayrıca, bu ürünIerin satışından elde edilen kazanç da çıktı olarak ele alınabilir.
6. Yeni deneyim: Tüm bu sürecin sonunda, okul yöneticileri, öğretmenler, hizmetliler, aileler, diğer kurumlar yeni görüş, düşünce ve savlara sahip olabilirler. Bu, yeni deneyimdir. Bu deneyime dayanarak olumlu ve tutarlı girişimlerde bulunabilir. Sistemin çıktılar kısmında, her türlü ürün ve davranış “deneteme ve değerlendirme sistemince” belirlenir; fakat bu demek değildir ki diğer alt sistemlerin bu sürece hiç etkisi yoktur. Denetleme ve değerlendirme sistemiyle, diğer alt sistemler arasında sıkı bir İlişki vardır, Denetleme ve değerlendirme sistemi, yetişek sistemi için işe koşulur. Ayrıca bu sistemin içinde, diğer alt sistemlerin tümü vardır. Denetleme ve değerlendirme sistemi olmaz; ya da etkili ve verimli bir şekilde işe koşulmazsa, sisteme dönüt verilemez, diğer alt sistemlerin hiçbiri işlemez ve sistem entropiye kayabilir.
D.Dönüt
Bir açık sistemin dördüncü öğesi dönüttür. Dönüt, sisteme her işlemin sonunda bilgi vermek, yani sonuçların bilgisini gerekli yer ve zamanda sisteme ulaştırmak olarak tanımlanabilir. Dönüt sistemi, bu açıdan açık sistemin vazgeçilmez bir öğesidir; çünkü sistemin içindeki her tür değişimi, işleyen, ya da işlemeyen öğeleri sisteme bildirerek, gerekli düzenlemelerin yapılmasını, sistemdeki dengesizliğin giderilmesini, sistemin yeniden tutarlı bir biçimde işlemesini sağlayıcı bir rol oynayabilir. Bu açıdan bakınca dönüt, sistem ve alt sistemler için girdi olur. Diğer yandan, sistem içindeki gerginlikler, çatışmalar, tutarsızlıklar, işleyen ya da işlemeyen özellikler vb. dönüt için girdi olarak iş görebilir.
Bazı sistem analizcileri, dönütün tümüyle olumsuz (negatif) olmasını savunur. Sistemin yeterli duruma gelebilmesi için tüm gerekli bilgilere sahip olması ve bunları depolaması zorunludur. Ayrıca hem olumlu hem de olumsuz dönüt sisteme bildirilirse, bu yükü iletişim ağı çekemez. Bazı sistem analizcileri bu ilkeleri savunursa da açık sistemlerde, özellikle de “İnsan-İnsan, “İnsan-makine”, “makine-makine” sistemlerinin üçünün de işe koşulduğu sistemlerde, her türlü dönüte, sistemin entropiye kaymaması için gereksinim vardır. Bu nedenden dolayı, sistem içindeki her alt sistem, kendi dönüt mekanizmasını oluşturur. Yani bir açık sistemin alt sistemlerinin de, kendi içlerinde dönütü vardır.
Dönüt, sistemin kendi kendini düzenlemesini (self-regulating) sağlar. Yani sistemin yenilikçi ve programlanmış bir denge kurmasına yardımcı olabilir. Bunu denetleme ve değerlendirme sistemiyle sağlayabilir. Bir sistemin beklenen, yani hedeflenen çıktıları vardır. Bu hedefleri gerçekleştirmek için sistem ve alt sistemler işe koşulurlar. Çıktılar değerlendirilir. Eğer beklenen çıktı ile gerçekleşen çıktı birbirleriyle çakışıyorsa, sistem etkili ve verimli işliyor demektir. Beklenen çıktı (hedeflenen davranışlar)ile gerçekleşen davranışlar (çıktılar) arasındaki fark ne kadar büyük ise, sistem o derece etkisiz ve verimsizdir. Eğer sistemin gerçekleştirdiği çıktılar, amaçlanan hedeflerle çelişiyorsa, sistem ters işliyor demektir. İşte bu tür değerlendirme ve denetleme sonuçları, dönüt olarak sitemin tüm alt sistemlerine bildirilmelidir. Dönüte göre, sistemin tüm alt sistemleri; önce teker teker, sonra İlişkiler kurularak, sonuncul olarak da bir bütün halinde gözden geçirilebilir. Işlemeyen, aksayan, eksik yanlar belirlenir; bunlar giderilir; sistem onarılıp yeniden düzenlenebilir ve uygulamaya konulabilir. Bu süreç beklenen çıktı ile, gerçekleşen çıktı çakışıncaya dek (şimdilik bu sağlanamaz) biteviye sürüp gidebilir.
Dönüt, sistemin yönetim, planlama, yetişek, seçme, koruma, denetleme ve değerlendirme, uygulama, rehberlik ve hizmetler alt sistemleriyle birlikte analiz edilmeli; yani bilimsel ve kubaşık çalışılmalı; kararlar (decision rule) demokratik etkileşim ortamında alınmalı ve vakit geçirilmeden yerinde uygulanmalıdır. Böyle bir tutum, örgüt içindeki çatışma ve gerginlikleri de önleyebilir. Bu açıdan açık sistemler, diğer sistemlere göre entropiye daha dayanıklı ve onlardan daha üstündür; çünkü böyle bir ortamda formal ve informal iletişim sağlıklı bir biçimde, tek tek her bireyin görüşü ve katkısı alınarak sürdürülebilir.
Olumlu ve olumsuz dönüt olduğu gibi, iç ve dış dönütler de vardır. Herhangi bir dersin öğretmeninde görülen istendik her davranış olumlu, istenmedikler ise olumsuz dönüttür. İç dönütler sistemin girdiler, işlemler ve çıktılar bölümlerinden, yönetim, seçme, koruma, denetleme ve değerlendirme, uygulama, yetişek, planlama, rehberlik ve hizmetler sistemlerinin her birinden ve her alt sistemin girdi, işlem ve çıktılarından elde edilen bilgilerinden oluşabilir. İç dönütler, sistemin iç dinamiğini sağlar ve düzenler; büyük kayıplar ve yıkımları önler. Bunlar sistemin iç sigortalarıdır. Dış dönütler ise, okulun içinde bulunduğu ve bağlı olduğu kurum ve kişilerden aldığı bilgilerden oluşur. İç dönütlere eğitim durumlarında (işlemler) öğretmenin “işe koşulan pekiştireç, ipucu, dönüt, düzeltme ya da strateji, yöntem ve tekniklerin işlemediğini gördüğü zaman, bunları değiştirip yerine işleyenleri anında koyması” örnek olarak verilebilir. Dış dönütlere ise, öğrencinin çalıştığı kurumdan, onun hakkında okulun aldığı her türlü bilgi örnek olabilir. Eğitim sistemi, yeri ve zamanı gelince hem olumlu ve olumsuz, hem de iç ve dış dönütleri etkili bir biçimde kullanmalı, bunlar için bilgi bankaları kurmalıdır. Bu, onun açık sistem olmasının bir gereğidir.
Dostları ilə paylaş: |