4.OO DURUMA UYDURMA BASAMAĞINDA HEDEF VE DAVRANIŞ YAZMA
Kişi, beceri haline getirme basamağında kazandığı davranışları, devinişsel özellikleri ağır basan yeni bir problem durumu kolayca uygular. Bu düzeyde, önceden kazanılan becerilerin alana genellemesi söz konusudur. Ömeğin; belli bir tür keman çalan bir öğrencinin viyolonselle ilk kez karşılaştığında, onu da bir iki deneme sonunda kolayca çalması, ya da belli bir elektrikli freze makinesinde beceri elde eden bir kişinin, başka türden bir freze makinesinde kolayca çalışmasında olduğu gibi. Kemanı belli bir amaç için kullananın onu diğer amaçla da kullanabilmesi; frezede belli bir ürün yaratan kimsenin aynı araçla başka ürünler de elde edebilmesi bu basamağın kapsamı içindedir. Kişi bir iki deneme yapabilir; fakat yeni durumda tek başınadır. Ona yardım eden, yol gösteren kişi yoktur. Böyle olmakla birlikte istenilen beceriyi çok kısa zamanda kolayca kazanabilir.
Hedef
Endüstri meslek lisesi: ilk kez karşılaştığı altı silindirli bir motorun subap ayarını azami yirmi beş dakikada yapabilme
Davranışlar
1 .Motor katoloğuna bakarak subap ayar değerlerini bulma
2. Ateşleme sırasını saptama
3. Katoloğa göre subap ayarı sıcakken yapılacaksa, motoru çalıştırma
4. Motor ısınana dek bekleme
5. Katoloğa göre subap ayarı soğukken yapıtacaksa, motorun iyice soğumasını bekleme
6. Motor çeşidine göre külbütör kapağını ya da yan kapağı açma
7. Kompresyonu düşürme
8. Motoru kolayca çevirmek için bujileri sökme
9. Emme suboplarını saptama
1O. Egzoz suboplarını saptama
11. Kardeş çalışan pistonları saptama
12. Bir numaralı silindirin subap ayarını yapmak için 6 silindirin suboplarını subap bindirmesi durumuna getirme
13. Bu sırada bir numaralı silindirin her iki subabu kapalı, kapalı pistonu Ü.O.N’ da ateşlemeye hazır duruma getirme
14. Kontrol somununu uygun anahtarla gevşetme
15. Uygun şantili seçerek bir numaralı silindirin subap ayarını yapma
16. Ayarın normal olduğunu hissedince ayar vidasını tornavida aya açık ağızlı anahtarla tutarak kontra somununu sıkma
17. Ayarı tekrar kontrol etme
18. Normalse, diğer silindirlerin suboplarını ayarlamak için ateşleme sırasını izleyerek aynı işlemleri yapma
19. Değilse, madde 15’ten 17’ye kadarki işlemleri sırasıyla yineleme
2O. Külbütor ve yan kapağın contasını yerine koyma
21. Külbütor ve yan kapağı takma
22. Külbütor ve yan kapağın cıvatasını sıkma
5.OO YARATMA BASAMAĞINDA HEDEF VE DAVRANIŞ YAZMA
Bu basamak, özellikle bilişsel alanın sentez, bir dereceye kadar da duyuşsal alanın nitelenmişlik ve sezgisel alanın geçmiş ve gelecekle iletişim kurma basamaklarıyla iç içedir; fakat burada devinişsel alanla ilgili nitelikler ağırlık taşır. Yaratma, yeniden ortaya koyma, benzeri olmayanı yapma, devinişsel özellikleri ağır basan orijinal, benzersiz, yeni davranış örüntüsü oluşturma işidir, Ayrıca orijinal davranış örüntülerinin ekonomik olması, enerjide tasarruf sağlaması ve tutarlı olması da söz konusu olabilir. Yoksa yapılanın aynısı, benzerini yapmak yaratma olamaz.
Hedef
Konservatuar: Yeni ve orijinal bir beste yapabilme
Davranışlar
1. Bestenin ana duygusu olan motifi oluşturup müzik diliyle yazma/söyleme
2. Gerekiyorsa, motifin ses sınırlarını genişletip müzik diliyle yazma/söyleme
3. Motifi çeşitli yöntemlerle geliştirerek “müzik cümlesini” oluşturup müzik diliyle yazma
4. En az iki, en çok dört müzik cümlesinden dönem oluşturup müzik diliyle yazma
5. Dönemi yeter sayıda tekrar etme
6. En az İki dönemi bir araya getirerek periyot oluşturup müzik diliyle yazma/söyleme
8. Periyodu yeter sayıda tekrar etme
9. Gerekli düzeltmeleri yapıp müzik diliyle yazma/söyleme
1O. Müzik formunu özelliklerine (vals, caz, sonat vb.) bağlı kalarak ve anlam bütünlüğü bozmadan geliştirme çabalarını sürdürüp müzik diliyle yazma/söyleme
11. Besteyi tamamlayıp sunma/çalma/söyleme)
3. İÇERİĞİN DÜZENLENMESİ
İçerik, hedef davranışları kazandıracak biçimde ünite ve konuların düzenlenmesi gibi ele alınabilir. İçerik hedef davranışlar için bir araçtır; çünkü önce hedef ve davranışlar belirlenir; sonra bu hedef ve davranışların kazandırılmasına yardımcı olacak biçimde içerik düzenlenir. Oysa çoğu eğitim sisteminde hedef ve davranışlar değil, tersine içerik ön plana çıkmıştır. Bizim eğitim sisteminde de hedefler değil, eğitim ortamında içerik temele alınmıştır.
Bir içerik; hedef davranışlarla tutarlı, çağdaş bilimsel, sanatsal ve felsefi bilgiyle donanık, öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine uygun, somuttan soyuta, basitten karmaşığa, kolaydan zora ve birbirinin önkoşulu, bilinenden bilinmeyene, kendi içinde mantıki bir tutarlılığı olacak şekilde düzenlenmelidir. Ayrıca içeriğin “soyutlama, düzey, şema, vardama, materyal örgütleme, alıştırma (soru) , görsel düzen, değişik öğrenme-öğretme etkinlikleri ve içerik” ilkelerine uyması da gerekmektedir.
Hedef-Davranışlar ve İçerik
İçerik, hedef davranışlara göre düzenlenmelidir. Bu düzenleme yapılırken hedefin düzeyi, sınırlama ve basamak göz önüne alınmalıdır. “Yurdumuz, komşularımız ve diğer ülkelerle ilgili temel kavramların anlam bilgisi” temele alınmalı; buradan hareket edilerek aşamalılık ilkesine göre “Yurdumuz, komşularımız ve diğer ülkelerle ilgili temel olguları değerlendirebilme” basamağına dek çıkılmalıdır. İçerik de basit, kolay ve önkoşul oluş özeliğine göre hem kendi içinde, hem de diğer ünitelere göre sıralanmalıdır. Yıllık düzeydeki hedef bir içerikle (muhtevayla) kenetli olduğundan, hedef, içerikte hangi konuların olacağını belirler. Sözgelişi İlköğretim 4. sınıflar sosyal bilgiler için önerilen “ilimiz, bölgemiz ve yurdumuzla ilgili temel kavramların anlam bilgisi” hedefinin konuları il, bölge ve yurtla ilgili olmalıdır. Bir yıl için böyle bir hedef belirlenmişse, içerikte Bulgaristan, Yunanistan. ABD gibi devletler yer alamaz; çünkü hedefte, komşularımız ve diğer ülkeler ifadesi bulunmamaktadır.
İçeriğin neliğini belirleyen ikinci özellik ise hedefte geçen “temel” sözcüğüdür. Her türlü özellik değil, temel özelliklerin verileceği vurgulanmıştır. İlköğretim birinci kademe için içeriğin sınırlandırılması gerekmektedir; çünkü. öğrencinin yaşı, genel ve özel yeteneği, ilgisi, güdülenmişliği, özgüveni vb., yani hazırbulunuşluk düzeyi, her tür bilgi, beceri ve duygunun öğretilmesine elverişli değildir.
İçerikte nelerin verileceğini belirleyen üçüncü özellik; hedefin basamak düzeyidir. Yukarıdaki hedefte “kavramların anlam bilgisi” ifadesi bulunmaktadır. Bu ifadeye göre kavramların ne anlama geldiği içerikte belirtilmelidir. Tüm bu söylenenleri aşağıda örnek olarak verilen hedef ve davranışlarda görebiliriz.
Ünite Düzeyinde hedef
İlimiz ve bölgemizin doğal durumu ünitesinde geçen temel kavramların anlam bilgisi
Davranışlar
1. “Dağ, yayla, ova, vadi, iklim, bozkır, maki” kavramlarının ne anlama geldiğini yazma/söyleme
2. Yukarıdaki kavramların tanımlarını, bir dizi tanım arasından seçip işaretleme
Hedef davranışa bakılınca içeriğin ne olacağı bellidir. İçerikte; ilimiz ve bölgemizin doğal durumuyla ilgili temel kavramların ne anlama geldiği vurgulanmalıdır; çünkü hedef ifadesi bunu belirtmektedir. Davranışlarda ise, temel kavramların hangileri olduğu söylenmiştir. Bunlar “dağ, yayla, ova, vadi, iklim, bozkır, maki” kavramları ve bunların tanımlarıdır. İçerikte başkalarına yer verilemez; çünkü bunlar temel kavramlardır.
İlköğretim 1,2,3. sınıflarda üç; 4. ve 5. sınıflarda bir ünitede zorunluluk olmadıkça yedi kavramdan fazlasına yer verilmemelidir; çünkü bir ünite birinci, ikinci ve üçüncü sınıflar için üçten; dördüncü ve beşinci sınıflar için yediden fazla kavramla ifade edilirse, öğrenci açısından anlaşılması, o kavramların tekrarlanması zorlaşabilir. Ayrıca, öğretilecek kavramlar somuttan soyuta, kolaydan zora, basitten karmaşığa ve birbirinin önkoşulu olacak şekilde sıralanmalıdır. Yukarıdaki kavramlarda önce dağ öğretilmeli; sonra yayla, daha sonra ova, vadi, iklim, bozkır, maki birbirini izlemelidir; çünkü dağın öğrenilmesi yaylanın; yaylanın öğrenilmesi ovanın; ovanın öğrenilmesi vadinin öğrenilmesini kolaylaştırabilir. Böyle olmakla beraber öğrencinin yaşadığı coğrafi çevre dikkate alındığında; eğer öğrenci ovada yaşıyorsa, bu kez birinci kavram ova; yok eğer vadide yaşıyorsa, birinci kavram vadi olmalıdır; çünkü ayrıca hedef davranışlar yakın çevre ve zamandan uzağa doğru da sıralanmalıdır, Bu, öğrencinin bildiğinden başlayıp bilinmeyene gitme ilkesini de birlikte getirir. Kavramların doğru sıralanışını belirlemek için deneysel araştırmalar her okul, sınıf, ders, ünite düzeyinde ve her bölgede yapılmalıdır. Bunun için önce ünite analizine gidilmelidir. Deneysel olarak ünite analizi yapıldıktan sonra, o ünitede öğrenciye kazandırılacak kavramlar, olgular, sınıflamalar, ilkeler, açıklamalar, ilkeleri ‘uygulama, analiz etme, sentez ve değerlendirmeler, duyuşsal, devinişsel ve sezgisel hedef davranışlar saptanmalıdır. İçeriğin neliği, hedef ve davranışların düzeyine göre değişebilir. “Kavramların anlam bilgisinin” neliği, “temel ilkeleri açıklayabilme” hedefıni desteklemeli; fakat, ondan farklı olmalıdır. Aynı mantıkla “ilkeleri kullanabilme”, “temel İlişkileri saptayabilmeden” farklı olmalı; ama “kavramlardan saptayabilmeğe”, oradan da “yeni ve özgün bir plan oluşturabilmeğe, değerlendirmeğe, değer vermeğe, kendi başına yapabilmeğe” dek aşamalı ve birbirini destekler biçimde sıralanmalıdır.
Çağdaş Bilimsel, Sanatsal ve Felsefi Bilgi ile içerik
İçerik, çağdaş bilimsel, sanatsal ve felsefi bilgiye ters düşmemelidir. Burada kast edilen ters düşmeme; onu yadsıyan, yok sayan, onunla çelişen önermelerin bulunmaması anlamındadır. Söz gelişi “uygarlığın beşiği eski Yunan’dır’ gibi bir önerme, bugünkü bilimsel bilgiye ters düşmektedir; çünkü uygarlığın beşiği Sümer, Çin, Hint, Babil, Pers, Mısır, Fenike, Eti vb. olduğu bugünkü bilimsel araştırmalarla kanıtlanmıştır. Aynı şekilde “uygarlık, tüm insanların ortak ürünüdür” önermesinin doğruluk değeri çok yüksektir. Böyle doğruluk değeri yüksek önermeler içerikte yer almalıdır. Zaten hedef davranışlar yazılırken bu ilkeye uyulur.
İçerikte, gelişme ve değişmelere yer verilmelidir. Örneğin Türkiye’nin nüfusu 59.365.743 tür önermesinin yerine, 6O milyon civarındadır önermesi kullanılmalı ve her seferinde bu bilgi değiştirilmelidir. Bunun gibi köy-kent nüfusu, nüfusun dağılımı, fert başına düşen milli gelir, iç-dış ticaret, turist sayısı ve turizm geliri, ülkelerle ekonomik ilişkilerle ilgili veriler sürekli değişmektedir. Bu tür değişmeler içerikte yer almalıdır.
Konu alanlarıyla ilgili sorunların çözümünde kullanılan yöntem ve teknikler içerikte sunulmalıdır. Bu yöntem ve tekniklerdeki değişme ve yenilikler, yeni yaklaşımlar, stratejilerin iş ve işlem basamakları, dayandığı ilkeler ve hangi durumlarda nasıl kullanılacağı örnekler üzerinde gösterilmelidir. Sözgelişi; sosyal bilgiler için karar verme süreci, problem çözme, bilimsel yöntem, vak’a incelemesi, görüşme, anket gibi yöntem ve teknikler örneklerle öğrenciye sunulmalı, farklı verilerde bunların kullanılması onlardan istenmelidir. Bilgiden daha çok yöntem ve tekniklerin kullanılmasına ağırlık verilmelidir; çünkü her türlü bilgi genellikle yöntem ve tekniklerin kullanılmasıyla elde edilebilir. Üstelik bilgi çok çabuk unutulur; fakat yöntem ve tekniğin kullanımı ve bunun sonunda elde edilen bilgi kolay kolay unutulamaz. Örneğin “Türkiye’nin dış ve iç ticaret hacmi çok çabuk unutulur. Üstelik bu tür bilgi her gün değişebilir. Oysa “Türkiye’nin iç ve dış ticaretiyle ilgili verilen bilimsel yöntemle inceleyebilme” hedef- davranışıyla ilgili içerik öğrenciye kazandırılırsa, elde edilen beceriyle her zaman bu ve diğer konularda geçerli ve güvenilir bilgi elde edebilir.
Öğrencinin Hazırbulunuşluk Düzeyi ve İçerik
Hazırbulunuşluk, öğrencinin eğitim ortamına getirdiklerinin tümü olarak ele alınabilir. Bunlar bilişsel, duyuşsal, devinişsel, sezgisel alanla ilgili özellikler olabilir. Ayrıca öğrencinin zihinsel ve bedensel gelişimi ve olgunluğu da göz önüne alınmalıdır. İçerik, hedef ve davranışlara göre belirlenmelidir. Hedeflerin belirleyicilerinden biri de öğrenci ve onun hazırbulunuşluk düzeyidir. Durum böyle olunca, “Hedeflere uygun olan içeriğin bir daha öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine göre belirlenmesinin gereği ne olabilir?” sorusu gündeme gelebilir. Hedefler içeriğin sınırlarını belirler. “ İlimiz ve bölgemizin doğal durumuyla ilgili temel kavramların anlam bilgisi’ örneğinde olduğu gibi, verilecek kavramların temel olduğu vurgulanmaktadır; fakat bu kavramların nasıl bir içerikle verileceği söylenmemektedir. “Dağ, yayla, ova, vadi, iklim, bozkır ve maki” kavramlarının tanımları nasıl ve hangi boyutta verileceği, örneklerin nasıl sunulacağı hedef ifadesinde yoktur. Bu, içerikte karşımıza çıkar. İşte içeriğin yazılışında öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine bu açıdan tekrar bakılmalıdır. İçerikte, bu kavramlar tanımlanıp açıklanırken kullanılacak sözcükler onun yaşantılarına, bilişsel, duyuşsal, devinişsel, sezgisel hazır bulunuşluk düzeyine uygun olmalıdır. Cümleler uzun olmamalı, tanımlar kısa ve öz yapılmalı, genellikle yedi sözcüğü geçmemeli; açık, anlaşılır ve yalın olmalıdır. Örnekler onun yakın çevresinden seçilmelidir. Örneğin Karadeniz bölgesi için dağ, yayla, vadi ve iklimi anlatmak kolaydır; çünkü çevresinde bu yeryüzü şekilleri ve iklimle ilgili doğal veriler vardır; fakat ova, bozkır ve makiyi anlatmak çok zordur. Bu kavramlar öğrenciye açıklanırken içerik onun hazırbulunuşluk düzeyine göre yeniden düzenlenmelidir. Sözgelişi ova, bozkır, maki kavramlarıyla ilgili renkli, gerçek iki boyutlu resimler, tablolar, üç boyutlu maketler, kabartma haritalar, filmler içerikte yer almalıdır. Renkli, net ve anlaşılır resimler ve tabloların altında gerekli açıklamalara yer verilmelidir. Ayrıca bu yeryüzü şekilleriyle, bildiklerini karşılaştırmaları, aralarındaki benzer ve farklılıkları bulup anlamaları için içerikte birden fazla örnek bulunmalıdır.
İçerik öğrencinin içinde yaşadığı doğal ve toplumsal koşullara göre düzenlenmelidir. Bu da onun hazırbulunuşluk düzeyiyle ilgilidir. Sözgelişi İçanadolu bölgesinde, Konya yöresinde yaşayan bir öğrenciye yukarda belirtilen kavramları anlatırken öncelik dağa değil, ovaya verilmelidir; çünkü onun yaşamında ova, daha baskındır. Aynı şekilde trafiğin doğurduğu sorunları İstanbul, Ankara, İzmir gibi kent merkezlerinde anlatmak daha kolay; fakat Doğu Anadolu’da Van’ın Özalp ilçesinin Beyarslan köyünde anlatmak çok daha zordur. Onun yaşamında trafik hemen hemen yok gibidir; çünkü köyünde motorlu taşıt birkaç tanedir ve kente ancak hasta ya da bir işi olunca gitmektedir. Bu nedenlerden dolayı, bu üniteyle ilgili hedef davranışlar öğrenciye kazandırılırken onun yaşamında yer alan olaylardan başlanılmalı, içerik de buna göre düzenlenmelidir.
İçerik, öğrencinin içinde yaşadığı kültürel değerlere göre düzenlenmelidir. Köyde okuyan bir çocuğa demokratik yaşamla ilgili kavram ve ilkeler öğretilirken, “sınıf başkanının seçiminden, köy muhtarı, ihtiyar heyeti, milletvekili, belediye başkanı seçimine” doğru bir sıra izlenebilir; çünkü onun kültürel yaşamında önce sınıf başkanı, muhtar ve ihtiyar heyetinin seçimi vardır. Oysa Ankara’nın Çankaya ilçesinin merkezindeki bir İlköğretim okulunda okuyan çocuk için bu konu, “sınıf ve kol başkanı seçiminden, belediye başkanı, milletvekili, muhtar ve ihtiyar heyeti seçimine” doğru bir sırayla içerikte yer almalıdır. Köy çocuğuna “köyün ortak malları, gelenek ve görenekler, imece, dayanışma, tarım ve hayvancılıkla” ilgili bilgiler verilirken örnekler onun bulunduğu kültürel ortamdan seçilmeli ve sunulmalıdır. Büyük kent merkezinde yaşayan ve ilköğretim okullarında okuyanlara ise, bu değerlerle ilgili örnek olgular, onların yaşadığı kültürel ortamdan seçilmelidir. Sözgelişi “Kişinin yaşamını, içinde yaşadığı doğal ve kültürel ortam etkiler ve değiştirir” ilkesini Karadeniz’in bir dağ köyünde yaşayan çocuğa kazandırılırken örnekler onun bulunduğu kültürel ve doğal ortamdan; İstanbul’un Bakırköy ilçesindeki İlköğretim okulunda bulunan çocuk için örnekler ise, onun doğal ve kültürel ortamından alınmalıdır. Bu nedenden dolayı içerikteki örnekler, çocuğun içinde yaşadığı doğal ve kültürel ortam göz önüne alınarak yazılmalıdır.
Diğer İlkeler ve İçerik
İçerik somuttan soyuta, basitten karmaşığa, kolaydan zora, yakın çevre ve zamandan uzağa doğru sıralanmalıdır. Derslerinin içeriği bu ilkelere de uymalıdır. Örneğin; “İlimiz ve Bölgemizde Yaşayış” ünitesi köy okulunda işlenirken köyden, ilçede işlenirken ilçeden, ilde işlenirken ilden başlamalıdır. Eğer köy okulunda işleniyorsa, “köy, kasaba, il ve bölge” sırasına göre içerik düzenlenmelidir; çünkü böyle bir sıra yukarda belirtilen ilkelere uygundur. Aynı mantıkla “İlimiz ve Bölgemizde Turizm” ünitesinin konu sıralanması ildeki okul için il, ilçe, kasaba ve bölgemizde turizm şeklinde işlenmelidir. Tarihi olguların sıralanışında kronoloji dikkate alınmalıdır. Böyle olmakla birlikte öncelik yakın zamana verilmelidir. O il, ilçe, köyün yakın zamandaki tarihi olgularından başlanıp uzağa doğru gidilmelidir. Sözgelişi 29 Ekim’de Cumhuriyet, 23 Nisan’da Ulusal egemenlik, 19 Mayıs’ta Kurtuluş Savası ve Atatürk işlenebilir. Söz gelişi,”29 Ekim ve Cumhuriyet ünitesi” Cumhuriyetten önceki olaylar kronolojik olara alınıp işlenir ve 29 Ekim’ de cumhuriyet ilan edilir. İl, ilçe, köy ve bölgedeki tarihi olgular da aynı ilkelere uygun biçimde öğrenciye sunulmalıdır. İçerik buna göre düzenlenip yazılmalıdır.
Soyutlama ilkesi: Bir metinde öğrencinin ana fikri (ana noktayı, temel görüşü) öğrenmesi olarak ele alınabilir. Bu nedenden dolayı, içerikte ana nokta açık, yalın ve anlaşılır bir şekilde ya metnin başında ya da sonunda ortaya konmalıdır; çünkü böyle yapılmazsa, öğrenci içeriği anlamada zorlanmaktadır. Eğer ana fİkir metnin başında verilirse, yardımcı fİkirler tümdengelim yoluyla çıkarılmalıdır. Yok eğer metnin sonunda veriliyorsa, ana fikre; yardımcı fikirlerle tümevarım yoluyla ulaşılmalıdır. Sözgelişi iklimin tanımı metnin başında veriliyorsa, bu tanımla ilgili yardımcı fikirler tümdengelim yoluyla üretilmelidir. Eğer iklimin ne olduğu metnin sonunda verilecekse, bu kez de tümevarım yoluyla iklim tanımına ulaşılmalıdır.
Düzey ilkesi: İçeriğin aşamalı ve birbirinin önkoşulu olacak şekilde sıralanması gerekmektedir. Böyle yazılmış bir metinde bilginin öğrenilmesi ve hatırlanması daha kolaydır. Bunun için konular anlamlı temel kavram ve ilkelere dayandırılmalı ve bir bütünlük oluşturacak şekilde yapılandırılmalıdır. Sosyal bilgiler dersinde “harita ile ilgili temel kavramlar, haritada renkler ve şekiller, bir haritada renkler ve şekiller nasıl okunur, haritada istenilenleri bulma, harita çizerken uyulacak kurallar, bu kurallara neden uymalıyız, ilimizin ve bölgemizin sınırları nasıl çizilir, ilimizin ve bölgemizin sınırlarını ezbere çizme” yukarıdaki ilkelere uygun şekilde yapılandırılmalıdır; çünkü önce kavramlar, semboller verilmeli, ilkeler belirlenmeli, bu ilkelere neden uyulması gerektiği kavratılmalı ve sonuncul olarak da ilin ve bölgenin haritasını ezbere çizmeye gidilmelidir.
Şema ilkesi: İnsanlar yeni bir bilgiyi, kendi anlatım biçimiyle öğrenirler. Yani kişi hazırbulunuşluk düzeyine göre, yeni bilgiyi algılar ve öğrenir. İçerik; kişinin kendi öğrenme şemasını kurmasına izin verecek bir esneklikle yazılmalıdır. Bunlar ön örgütleyiciler tarafından sağlanabilir. İçeriğin ana ve alt başlıkları birbirleriyle ilişkili ve anlamlı olmalıdır. Bu başlıklar birbirlerinin önkoşulu olacak şekilde aşamalı dizilmelidir. Ön örgütleyicilere örnek olarak: bölüm başlarında yer alan özetler, bölüm ve alt başlıklar, ön bilgiler, grafikler, şemalar, haritalar, resimler, tablolar vb. verilebilir. Derslerde ünitelerin ana ve alt başlıkları anlamlı ve birbirleriyle ilişkili bir şekilde yazılmalı; içeriğin başında kısa özetler bulunmalı: içerik grafikler, şemalar, haritalar, resimler ve tablolarla desteklenmelidir.
Vardama ilkesi: İçerik; öğrencinin elde ettiği bilgi ve becerilere dayanarak geçmişi ve geleceği kestirmesine olanak vermelidir. Bunun için metinde “Kurallara Uymazsak Neler Olabilir”, “Bu Olgunun Başlangıcında Durum Ne Olabilir” gibi alt başlıklar bulunmalıdır. Dersler için bu ilke çok önemlidir. “Doğal ve Tarihi Yapılar Korunmazsa Neler Olabilir”, “Gelecekte Türkiye’de Nüfus Dağılımı ve Yapısı Ne Olabilir”, “Büyük Kentlerin Bugünkü Sorunları; Geçmişteki Hangi Yanlış Uygulamalara Dayanmaktadır”,”Sağlık Kurallarına Uymazsak Neler Olabilir” gibi başlıklar bu ilkeye uygun örnekler olabilir.
Materyal örgütlenişi ilkesi: İçerik, hedef davranışlarda belirtilen ve o bilim, sanat, felsefe için geçerli olan genel ilkeler etrafında örgütlenmelidir. Bu durumda içerikte ilkeler şemalarla, tablolarla, örneklerle desteklenmeli, öğrencilerin bu ilkeleri değişik ve uygun durumlarda kutlanmasına imkan verecek biçimde konular düzenlenmelidir. Sosyal bilgiler dersi için “İlimizin Haritasını Çizme”, “Bölgemizin Haritasını Çizme”, “Temel Toplumsal Olguları İncelemede Bilimsel Yöntemi Kullanma”, “Temel İlkeleri, Bellibaşlı Toplumsal Sorunların Çözümünde Kullanma” gibi başlıklar örnek olarak verilebilir.
Alıştırma ilkesi: Her içerikte bölüm başlarında, sonlarında ya da ünite sonlarında; hedeflenen davranışlarla ilgili sorular bulunmalıdır. Bölüm başlarındaki sorular öğrencinin üniteye hazırlanmasını sağlamak ve onun hazırbulunuşluk düzeyini belirlemek amacıyla yapılmalıdır. Ayrıca not tutma, önemli tümcelerin altını çizme, sorularla ilgili kısımların altını çizme, bu kısımları koyu, italik yazma hedef davranışları kazandırmayı kolaylaştırabilir.
Görsel düzen ilkesi: İçerikte sunulan kavramlar, olgular, semboller, sınıflamalar, ilkeler vb. tablolar, şekiller, resimler, akış diyagramları, haritalar, grafikler tarafından desteklenmeli ve bunlar aslına uygun, renkli olmalıdırlar. Görsel araç- gereç ne olduğundan fazla, ne de az kullanılmamalıdır. Ayrıca her tablo, resim, haritanın altına gerekli açıklama kısa ve öz olarak yazılmalıdır. Dersler için resimler, grafikler, haritalar, tablolar, maketler vb. her içerikte kullanılabilir (Annis ve Ferrill 1985: 153-172; Mayer 1981: 371-383. Schank ve Abelson 1976:93, Glover veCorlull 1983: 291-297, Anderson 1977: 373; Frederiksen 1975: 146; Brdomage ve Mayer 1981: 43; Sönmez 1986: 1O4; Leitner 199O: 158; Shniberg ve Celce 1982: 238-247; Duchastel ve Hungester 1984:276; Schmalz 199O: 16; Ozil ve Tapan 1991: 71; Warming 1982: 153;).
Değişik öğrenme-öğretme etkinlikleri ve İçerik: İçerik, değişik öğrenme-öğretme strateji, yöntem ve tekniklerine uygun biçimde düzenlenmelidir. Öğrenme strateji, yöntem ve teknikleri kazandırılacak hedef davranışların düzeyiyle ilgilidir. Hedef davranışlar bilgi düzeyinde ise, sunuş yolu stratejisi, düz anlatım yöntemi, takrir, öğretmen konuşması gibi teknikler; eğer kavrama düzeyinde ise buluş yolu stratejisi, güdümlü tartışma, örnek olay yöntemleri, tartışma, münazara, panel vb. teknikler; uygulama ve daha üst düzeyde ise, araştırma soruşturma stratejisi, örnek olay, gösterip yaptırma yöntemi, dramatizasyon, rol yapma, demonstrasyon, deney, gezi, gözlem vb. teknikler kullanılabilir (Sönmez 1993: 173,177).
(Sönmez, 2003)
İçerik Düzenleme Yaklaşımları
Doğrusal Programlama Yaklaşımı: Birbiri ile ardışık sıralı, yakın ilişkili ve zorunlu ya da önkoşul öğrenmelerin ağırlıklı olduğu konuların düzenlenmesinde doğrusal programlama yaklaşımı kullanılır. Özellikle aşamalılık özelliği taşıyan dersler için kullanılır.
Sarmal Programlama Yaklaşımı: Bu tip programda içerik doğrusal bir sıra izlemez. Daha önce öğrenilmiş olan bazı konular, gerektikçe tekrar edilebilir. Bu tekrarlar, tercihen konuyu sadece hatırlatmaktan çok kapsamını da genişletmelidirler. İçeriği bu tip yaklaşımla hazırlanmış programlar daha esnektirler. Ancak öğrenilecek konular ve öğrenme süresi kontrollüdür.
Konuların yeri ve zamanı geldikçe tekrar tekrar öğretilmesi söz konusu olduğunda bu düzenlemeden yararlanılır. Her konunun kendi içindeki konuları arasında da bir ardışıklık söz konusudur. Özellikle dil öğretim programlarının içeriğini düzenlemede bu yaklaşımdan yararlanılmaktadır.
Modüler Programlama Yaklaşımı:İçerik düzenlenirken konular öbekler halinde düzenlenir. Bu öbeklerin (ya da modüllerin) birbiriyle ilişkili olması beklenemez. Bu programla öğretim sonunda alınacak sonuçlar bellidir. Konuların hangi sırayla öğrenileceği açısından esnektir, ancak yine de program çıktısı açısından kontrollü bir yaklaşım özelliği taşır.
Öğrenme üniteleri modüllere ayrılır. Her modül kendi içinde doğrusal, sarmal ya da farklı yaklaşımla düzenlenebilir. Modüller arasında aşamalı bir bağ olması önemli değildir; önemli olan her modülün anlamlı bir bütün oluşturmasıdır.
Piramitsel Programlama Yaklaşımı: Piramitsel yaklaşımda ilk yıllarda geniş tabanlı konuların yer aldığı giderek uzmanlaşmanın küçük birimlerde olduğu ve daraldığı bir yaklaşım tarzıdır.
Bu yaklaşıma göre içerik, ayrıntılı ve kesin bir biçimde belirlenmiş konular bütününden oluşur. Program esnek değildir. Bilgiler karmaşık ve özel bir formata büründürülür ve konuların kapsamları giderek daralır. Öğrencinin programa başlamadan önceki ve programı bitirdikten sonraki durumu kesinlikle bilinmektedir. Öğrenci, programı bitirdikten sonra o alanın uzmanı olur.
Pramitsel Programlama Yaklaşımı'ndan temel farkı, birden fazla uzmanlık seçeneği sunuyor olmasıdır. Dolayısıyla program, öğrencileri bir noktadan sonra seçim yapabilmeleri açısından biraz daha esnektir. Bunun dışındaki tüm özellikler Piramitsel Programlama Yaklaşımı'yla aynıdır.
Öğretmenlerin hizmetöncesinde aldığı eğitimden sonra okullarda hizmetiçi eğitimle belli bir alanda uzmanlaşması piramitel programlama yaklaşımına örnek verilebilir. Matematik öğretmenliği programını tamamlayan bir öğretmenin ilkokul birinci sınıflarda matematik öğretimi konusunda uzmanlaşması için eğitim alması gibi.
Çekirdek Programlama Yaklaşımı: Çekirdek programda ise ortak çekirdek konular ilk öğrenilecek konular olarak planlanır ve piramit yaklaşımda olduğu gibi her öğrenci tarafından alınır. Bu çekirdek program etrafında her öğrenci ilgi duyduğu alanlarda ders alabilir. Sözgelimi Fen Bilgisi konulan çekirdek programla, Fizik, Kimya, Biyoloji konuları da ilgi alanlarıyla alınır ve buna göre içerik düzenlemesi yapılır.
Konu Ağı- Proje Merkezli Program Yaklaşımı
Konu Ağı- Proje merkezli program yaklaşımında öğrencilere konuların ağı bir harita gibi çıkartılıp verilir ve belirli zamanlarda nerelerde olmaları gerektiği söylenir. Bu yaklaşımda konuların içeriğine öğrenciler kendi kendine ya da grup halinde karar verirler. Konular küçük projeler olarak da belirlenebilir.
Sorgulama Merkezli Programlama Yaklaşımı: İçerik düzenlemesi öğrencilerin sorularına göre oluşturulur. Bu yaklaşım öğrencilerin sorularına ve gereksinimlerine yanıt verme gerekliliğini benimseyen felsefi görüşe göre temellendirilir. Özellikle ilkokul düzeyinde öğrenci soruları çok değerli bir öğrenme yaşantısı oluşturabilir. Eğitim düzeyi yükseldikçe daha sınırlı ve özel uzmanlık alanlarına ilişkin sorulara göre programların içerikleri düzenlenir.
Yeni İlköğretim programlarında içerik sarmal yaklaşıma göre hazırlanmıştır. Örneğin fen ve teknoloji dersi programında aşağıdaki şemada özetlenmiştir:
Yukarıdaki konular 4-8 sınıf fen ve teknoloji programında sarmal yaklaşımla işlenmektedir.
Yeni İlköğretim programında diğer derslerin içerikleri de sarmak yaklaşımla düzenlenmiştir. İlköğretim matematik programında ise matematiksel kavram ve ilişkilerin oluşturduğu dört öğrenme alanı bulunmaktadır.
4. ÖĞRENME VE ÖĞRETİM İLKELERİ
-
Konu Alanı Bilgisi
-
Pedagojik bilgi ve beceri
-
Öğretmen Deneyimi
-
Sağlıklı öğretmen-öğrenci etkileşim ve iletişimi
-
İşbirliği ortamı
-
Hazır bulunuşluluk
-
Öğretim etkinliklerini öğrenci ilgilerine göre dayandırma
-
Motivasyon
-
Dersin hedeflerinden haberdar etme
-
Aktif Katılım
-
Öğrenci sorumluluğu
-
Anlamlı materyal
-
Dönüt
-
Ekonomiklik
-
Çeşitli duyu organlarına hitap etme
-
Zengin konu içeriği
-
Özel iletişimde güvenlik
-
Teknoloji kullanımı
-
Anlamlı tekrar
-
İpuçları
-
Pekiştireçler
-
Aşamalılık
-
Mantık
-
Uygulama Fırsatları
-
Değerlendirme
Kaynaklar:
Leyla Özyürek. Öğretim İlke ve Yöntemleri. ALKIM,1998, İstanbul.
Leyla Küçükahmet. Eğitimde Planlama ve Değerlendirme. ALKIM,1999, İstanbul.
Özcan Demirel. Öğretme Sanatı. Pegem Yayıncılık, 2002, Ankara.
Özcan Demirel. Eğitimde Program Geliştirme. Pegem Yayıncılık, 2002, Ankara.
Veysel Sönmez. Öğretim İlke ve Yöntemleri. Anı Yayıncılık, 2007.
Veysel Sönmez. Öğretmen El Kitabı. Anı Yayıncılık, 2002.
Şeref Tan, Orhan Akınoğlu, Behçet Oral, Bülent Güven, Fatma Nur Köksal, Aynur Pala Hale Yetim, Esin Turan Güllaç, Hülya Çermik . Öğretim İlke ve Yöntemleri. Pegem Yayıncılık, 2015, Ankara.
Ergin Erginer. Öğretimi Planlama Uygulama ve Değerlendirme. Pegem Yayıncılık, 2004.
S. Savaş Büyükkaragöz. Genel Öğretim Metotları. Atlas Kitabevi, 1994, Konya.
İsmet Kemertaş. Uygulamalı Genel Öğretim metodu. Birsen Yayınevi, 1995, İstanbul.
Dostları ilə paylaş: |