surnelovani (s) güzel kokulu, bahar gibi kokulu olan, aromalý
suro (i) sarmaþýk bitkisi
sursaTi, sursaT-sanovage (i) yiyecek maddeleri, erzak, levazým, yemek
sustad (z) zayýfca, eksikce, yetersizce
susti (s) zayýf, dayanýksýz
susxva (i) arý vs gibi sokmasý iðne vs acýtma, ýsýrgan, biber vs. ile yakma
susxiani (s) don ve ayaz gibi soðuk, ayazlý, kýraðýlý
susxi hafif don, hafif soðuk
suspi çorba
sufTa (s) temiz
sufTad (z) temizce, tertemiz
sufTa wera (i) güzel yazý, hattatlýk
sufiqsi (i) ek, kelimenin sonuna eklenen edat, son ek
sufra (i) sofra sasadilo sufra yemek masasý
sufruli (i) içki içme adabý, içkili sohbet
suyvela hepsi, herkes
sfero (i) küre, felek, dünya
sferuli (s) küre þeklinde, küresel
sqeli (s) kalýn, koyu (sývý) sisqe kalýnlýk, koyuluk
sqelkaniani (s) vurdumduymaz, duygusuz
sqema (i) sema, proje, tasarý, plan
sqematuri (s)tasarý þeklinde, þematik
sqesi (i) cinsiyet, seks
sqesobrivi (s) cinsiyete ait, cinsi, seksi sqsobrivi sakiTxi cinsel sorun
sqolio (i) dipnot
scena (i) sahne
scenari (i) senaryo
swavla (f) öðrenmek, mütala etmek (i) öðrenim, mütalaa
swavla-ganaTleba (i) eðitim-öðretim, tahsil
swavleba (f) öðretmek (i) öðretim
swavluli (s) bilgin, bilgili, bilim adamý
sworad (z) doðrusu, haklý olarak, dürüstce, safca, düz olarak
sworeba (f) doðrultmak, düzeltmek (i) düzeltme,doðrultma sworeba marcxvniv
(ask) soldan hizaya gir !
swored (z) doðrusu, kesin olarak, aynen, hakkýnýz var
swori (s) doðru, düzgün, haklý,dürüst
sworkuTxedi (i) dikdörtgen
sworupovari (s) taklidi yapýlamaz, taklidi olmayan,eþsiz, rakipsiz
sworuflebianoba eþitlik
sworuflebianoba haklarýn eþitliði
sworxazovani (s) doðru çizgili,düz çizgi
swrafad (z) çabucak, hýzla, süratle
swrafi (s) çabuk, süratli, hýzlý
swrafmsroleli hýzlý atýcý
sxarti (s) kýsa ve manalý, veciz, vecizeli söz söyleyen, kýsa konuþan
sxdoma (i) miting, konferans, oturum,bir kaç kiþinin bir arada oturmasý
sxeuli (i) vücut, beden, bünye, gövde
sxva (z) baþka, ayrý, deðiþik, farklý
sxvagvarad (z) baþka türlü, baþka þekilde
sxvadsxva (s) baþka baþka, muhtelif, çeþitli, farklý farklý, deðiþik, çeþitli
sxvadasxvagvari (s) muhtelif, farklý farklý, deðiþik
sxvadasxvagvaroba (i) baþkalýk, farklýlýk, deðiþiklik
sxvadasxva droisa baþka baþka zamana ait, farklý zamanlara ait
sxvadasxvamxrivi (s) çok yön, baþka baþka, deðiþik yollarla iþin içinden çýkabilirlilik
sxvadasxvanairi baþka baþka þekiller, muhtelif, çeþitli,türlü türlü, farklý
sxvadasxvanairad (z) baþka þekillerde, farklý farklý, muhtelif olarak, türlü türlü
sxvadasxvaoba (i) baþka baþkalýk, farklýlýk, muhtelif, çeþitlilik
sxvadasxva saxisa baþka yüzle, farklý þekilde, bir çok þekilde, çok yönlü
sxvadasxvaferi (s) çok renkli, renk renk, rengarenk, çeþitli
sxvaTa Soris bu münesebetle, aklýma gelmiþken, sýrasý gelmiþken
sxvanairad (z) baþkaca, baþka türlü, baþka þekilde
sxvanairi (zm) baþka þekil, baþka, diðer, öbür
sxvaoba (i) baþkalýk, deðiþiklik, farklýlýk
sxveni (i) tavan arasý, çatý arasý oda
sxvisi baþkasýnýn
sxvla (f) budamak (i) budama
sxivi (i) ýþýn, radyoaktif ýþýn, parýltý, ýþýltý
sxiviani (s) parýltýlý, ýþýltýlý, ýþýklý, ýþýk saçan
sxleta (f) kaçmak, firar etmek
sxma (f) dökmek, akýtmak, boþaltmak
sxureba (f) serpmek, su vs serpmek
sja-baasi (i) muhakeme, mantýki neticeler çýkarma, dialog, iki kiþi arasýnda
geçen konuþma, sohbet
t
tabeli (i) masa, tablo, liste, sicil
tabiki (i) baðlantý civatasý
tabula (i) tablo, masa, liste, sicil
taepi (i) mýsra, nazým, beyit, þiir kýtasý
tavtologia (i) lüzumsuz söz tekrarý, baþka sözlerle ayný þeyi tekrarlama
tavtologiuri (s) lüzumsuzca
takatuki (i) takýrdama
talaveri (i) çardak, yazlýk ev
talanti (i) allah vergisi, kabiliyet
talaxi (i) çamur, pislik, kir
talaxiani (s) çamurlu, kirli, pis
talRa (i) dalga
talRiani (s) dalgalý
tanadi (s) yakýþýklý, biçimli, endamlý
tanadoba (i) yakýþýklýlýk, biçimlilik, endamlýlýk
tangaxdili (s) soyunmuþ
tandabali (s) alçak boylu
tanvarjiSi (i) beden eðitimi, jimnastik
tanT gaxda (f) soyunmak
tanT Cacma (f) giyinmek
tani (i) vücut, endam, gövde, ten
tanisamosi (i) elbise, giysi
tanki (i) tank, depo
tanksawinaaRmdego iaraRi (i) tanksavar silahý
tanmorCili (s) normalden küçük, cýlýz, cücemsi, cüce gibi, bodurca
tansacmeli (i) elbise, esvap, giysi
tanjva (i) ýzdýrap, eziyet, ýzdýrap çekme, eziyet verme (f) ýzdýrap çek(tir)mek,eziyet vermek
tareba (f) 1. (zaman) geçirmek 2. (bir iþi) iþlemek, sürdürmek
tari (i) sap (balta), kulp
taro (i) (mýsýr) koçaný
tarosi (i) iklim, hava durumu
tarxuna (i) tarhun bileþikgillerden hekimlikte kullanýlan ýtýrlý (f) ýzdýrap çek(tir)mek,
eziyet vermekbir bitki
tartari (i) sohbet, (f) 1. (zaman) geçirmek 2. (bir iþi) iþlemek, sürdürmekhoþbeþ,
gevezelik
tafa (i) tava (i) sap (balta), kulp
taqsi (i) taksi (i) (mýsýr) koçaný
taqti (i) rit (i) iklim, hava durumum, davranýþ inceliði, uyum, zamana, mekana yada
(i) tarhun bileþikgillerden hekimlikte kullanýlan kiþiye göre davranabilme yeteneði
taqtiani (s) ritimli, uyumlu, zamana göre davranabilen
taqtika (i) taktik taqtikis ukairatesobiT gamarjveba iyi taktik kullanarak
yenmek
taqtikosi (i) taktikci
taqtikuri (s) taktikce, taktikli
taSi (i) alkýþ
taSis dakvra, taSis cema (f) alkýþlamak (i) alkýþlama
taSti (i) leðen, yalak, havza, çanak, taþ, havuz
taZari (i) tapýnak, mabet, ibadethane, kilise
taxi (i) vahþi yada ehil erkek domuz, vahþi yada ehil erkek domuz eti
taxti (i) 1.taht, hükümdarlarýn oturduðu koltuk, 2.kanepe, sedir, birkaç kiþinin oturacaðý
geniþlikte koltuk
tba (i) göl, bataklýk
tbori (i) gölet, gölcük, küçük göl, herhangi bir sývý birikintisi, kirli su birikintisi
teva (F) tutmak, kavramak, belli bir biçimde tutmak, içermek içine almak
tevadi (s) geniþ, ferah, engin, bol
tevadoba (i) kapasite, hacim, alýþ kabiliyeti
tevri (i) çalýlýk, koru, çengel
telegrama (i) telgraf
telegramis gagzana (f) telgraf göndermek
telegrafisa(s)telgrafa yada telgraf metinlerine ait bölüm, telgrafla ilgili
televizori (i) televizyon
televizia (i) televizyon yayýný
televizioni (i) televizyon
teleskopi (i) teleskop
telefoni (i) telefon
telefoniT laparaki (f) telefonla konuþmak
telefonis sadguri (i) telefon santrali
telefiniT daZaxeba (f) telefon çalmak
telefonograma (i) telefon mesajý
temperatura (i) ýsý ölçer, hararet derecesi, sýcaklýk
tendencia (i) eðilim, meyil, temayül
teni (i) nem, rutubet, havada bulunan su buharý
teniani (s) nemli, rutubetli
tenianoba (i) nem, rutubet, su buharý
terasa (i) teras, taraça, set
teritoria (i) ülke, memleket, toprak, arazi, bölge
teritoriuli (i) araziye ait, karaya ait, bölgesel
termini (i) müddet, süre, vade, hudut, hat, sýnýr, devre, dönem, (matematikte) terim
terminologia (i) terminoloji
terminologiuri (s) terminolojik
terori (i) terör, anarþi, terörizm
teroristuli aqti (i) terörist hareketi
terfi (i) taban
teqnika (i) teknik
teqnikosi (i) teknikci, teknisyen
teqnikumi (i) teknik okul
teqnikurad (z) teknikce, teknik olarak, fenni
teqnikuri (s) teknik
teqnologia (i) teknoloji
teqnologi (i) tekniker, teknisyen
teqnologiuri (i) teknoloji
teqsti (i) metin,tekst
teqstobrigi (s) metne ait, metinde bulunan, metinsel
tvini (i) beyin
tvirTva (f) yüklemek
tvirTi (i) yük
tivi (i) sal
tivtivi (f) yüzmek, batmamak, su yüzünde gitmek yada durmak, yüzdürmek
tiki, tikWora (i) deri þarabý
tikina (i) oyuncak bebek, kukla
tiktiki (f) gevezelik etmek, çocukca ve safça konuþmak, (i) gevezelik
tili (i) bit
tiliani (s) bitli
tilo kuxeSic (i) çuval bezi, çul
tipi (i) tip
tipiuri (s) tipik
tipuroba (i) tipiklik, tipik olma, tip olma hali
tirani (i) zalim, gaddar, zorba, tiran tirania zorbalýk yönetimi,zorba hükümet,
gaddarlýk, zulüm, zorbalýk
tiranuli (s) gaddarca, zalimce, acýmasýz, zalim
tire (i) tire, çizgi
tiria (i) sulu gözlü kimse, aðlamaklý, yaþlý
tirili (f) aðlamak (i) aðlama, aðlayýþ
tirifi (i) söðüt
titanuri (s) dev gibi, muazzam
titveli (s) çýplak, açýk, yalýn, sade, süssüz, çok az, kýt, silahsýz
titini (f) gevezelik etmek, saçmalamak (i) gevezelik, bos boðazlýk, boþ laf
tituli (i) baþlýk, ad, baþ sayfa, lakap, ünvan, isim
tifi (i) tifüs, lekeli humma muclis tipi tifo, kara humma
tixri (i) bölme, bölünme
tkbilad (s) þekerli, tatlý, lezzetli, hoþ, taze
tkbileuloba (i) tatlý, þekerleme
tkbili (s) tatlý, þekerli
tkbilmoubari (s) pürüzsüz konuþan, düzgün konuþan, tatlý dilli
tkboba (f) sevin(dir)mek, zevk vermek/almak, hoþnut etmek/olmak
tkena (f) aðrýmak, aðrýtmak, incitmek, canýný yakmak
tkepna (i) geminin pruvadan bir baþka gemiye çarpmasý (f) çarpmak (geminin pruvadan
bir baþka gemiye)
tkivili (i) aðrý, sýzý, acý Tavis tkivili baþ aðrýsý
tlanqad (z) kaba, kabaca, aþaðý yukarý, yaklasýk, ana hatlarýyla
tlanqi (s) pürüzlü, pütürlü, cilasýz, kaba, sert, nezaketsiz, aþaðý yukarý
tlapo (i) bataklýk, çamur
tlinkebis srola (f) tekmelemek, çifte atmak (i) tekme, topa vuruþ, çifte
tokva (f) yerinde duramamak, kýpýr kýpýr etmek
tol-amxanagi (i) arkadaþ, yaþýt
toli (s) eþ, eþit
toloba (i) yaþýtlýk, eþit olma hali
tomara (i) çuval
tomi (i) 1.kabile, boy, uruk 2.cilt pirveli tomi birinci cilt
tomobrivi (s) ýrksal, ýrkla ilgisi olan, ýrki, kabileye ait
tona (i) ton
toni (i) doðru ses perdesi, tonlama, seslem, konuþma biçimi, ses tonu
tonuri (s) tonlu, vurgulu
topografia (i) topografi
topografiuli (i) topografik
torola (i) tarla kuþu, çavuskuþu, þaka
tortmani (f) durmadan yürümek yada aralýksýz ayakta durmak
toti (i) budak, dal
trabaxa (i) övünen kimse (s) övüngen, kendini metheden
trabaxi (f) övünmek, kendini methetmek
trabaxiT (z) övünerek, övünçle, kývançla
trabaxoba (i) övünme, yüksekten atma
tragedia (i) trajedi
tragizmi (i) trajedi
tragikomedia (i) trajikomedi, güldürülü trajedi
tragikosi (i) trajedi yazarý yada aktörü
tragikul (z) trajikce, trajik olarak
tragikuli (s) trajik
tradicia (i) gelenek, töre, anane, görenek, adet, sünnet, hadis
tradiciulad (z) geleneksel olarak, ananevi olarak
tradiciuli (s) geleneksel, ananevi
tramali (i) bozkýr, step
tramvai (i) tramvay
transkrifcia (i) kopya etme, transkripsiyon (radyo,teyp) kaydetme, kayýt
translacia (i) geçirme, nakil, intikal, gönderme, taþýma
transporti (i) nakliyat, taþýma, nakil, taþýmacýlýk
translacia (i) transmisyon, aktarma, vites, (radyo, tv) yayýn
trapecia (i) trapez, jimnastik trapezi
trafareti (i) resim veya marka kalýbý, delikli kalýp þablon
trafaretuli (s) adi,eskimiþ, dile düþmüþ, basma kalýp, kaþarlanmýþ
traqtati (i) antlaþma, müahede
traqtori (i) traktör
traqtoristi (i) traktörcü, traktör sürücüsü
triali (f) dönüp durmak, dönmek
tribuna (i) kürsü, platform, tribün
tribunali (i) mahkeme
trigonometria (i) trigonometri
trigonometriuli (i) trigonometrik
trilogia (i) üçlü eser, triloji
triumfi (i) zafer alayý, zarer, baþarý, muvaffakiyet, galebe, zafer sevinci
triumfaluri (s) zafere ait, zafer kabilinden
tropikuli (i) tropikal
trotuari (i) kaldýrým
trusva (f) yanmak, ýþýk saçmak, parýldamak, tutuþmak, yakmak, kavurmak
trfiali (f) sevmek, aþýk olmak, hoþlanmak (i) sevgi, muhabbet, aþk,
trfoba (f) sevmek, aþýk olmak
tualeti (i) 1.tuvalet 2.elbise, kýyafet
tubdispanseri (i) verem dispanseri
tuberkulozi (i) tüberküloz, verem
tura (i) çakal, baþkasýnýn hesabýna alçakça iþ gören kimse
turbina (i) türbin
turfa (i) sevgili, çok hoþ, pek cazip
tusaRi (i) tutuklu kimse, esir, tutsak, mahkum
tutuci (s) sersem, þaþkýn, budala, akýlsýz, divane, gülünç, saçma, sersemlik
tuqsva (f) azarlamak, tekdir etmek, paylamak, sitem etmek
tuSi (i) hint/çin mürekkebi
tuxi (i) dudak
tyavi (i) deri, pösteki
tye (i) orman
tyemali (i) can eriði, yabani erik
tyve (i) esir
tyved wayvana (f) esir almak samxedro tyve askeri esir
tyveoba (i) esirlik, esaret
tyvia (i) kurþun, mermi, saçma
tyviisferi (s) kurþuni rengi
tyviamfrqvevi (i) makinalý tüfek, mitralyöz
tyvinakravi (s) yaralý (kurþun yarasý)
tyiani (s) ormanlýk, aðaçlýk, aðaç veya odun cinsinden oduna benzer, ahþap
tyis kaci (i) gulyabani, cin
tyis qaTami (i) dað tavuðu
tyorcna (f) atmak, fýrlatmak, (hayvan) yavrulamak, (zar) atmak (i) atýþ, fýrlatýþ
tyuilad (z) boþuna, beyhude
tyuili (i) yalan, aldatma, iftira
tyuilis Tqma (f) yalan söylemek
tyuilubralod (z) boþ, beyhude, nafile, faydasýz
tyupi (i) ikiz, çift, çifte
u
uadgilo (s) 1-yersiz, yurtsuz, 2-iþsiz, boþ, açýkta
uazro (s) amaçsýz, baþýboþ, duygusuz, anlamsýz, saçma, gülünç
uazroba (i) amaçsýzlýk, duygusuzluk, anlamsýzlýk, saçmalýk
uamaTod bunlar olmadan
uamindoba kötü hava
uamravi çok, sayýsýz
uangariSo (s) hesapsýz,ekonamik olmayan
uangaro (s) tarafsýz, menfaat düþünmeyen
uangaroba (i) tarafsýzlýk, menfaat düþüsmeme
uaresi (s) en kötü
uari (i) red, kabul etmeyiþ
uarisTqma (f) reddetmek, kabul etmemek (i) red etme, kabul etmeme, inkar
uaroba red
uaryofa (i) inkar, inkar etme (f) inkar etmek
uaryofiTi (s) negatif, olumsuz, iþe yaramayan
uasako küçük, önemsiz, ikincil konu, yaþ almamýþ
uaRresad (z) son derece, aþýrý, sýnýrsýz
uaxloesi (s) yakýn, sýký fýký, içten, en yakýn
ubadlo (s) eþsiz, emsalsiz, rakipsiz
ubadruki (s) acýnacak halde olan, merhamet uyandýran, acýklý, sefil miskin
ubani (i) mahalle, mýntýka, bölge
ubaraqo (s) verimsiz, kýsýr,bereketsiz
ubneli (s) mahalleli
ube (i) 1-göðüs, sine, kucak 2-koy, küçük körfez
ubedureba (i) belafelaket, þanssýzlýk, talihsizlik, uðursuzluk, mutsuzluk
ubeduri (s) bedbaht, mutsuz, þanssýz, talihsiz
ubileTo (s) biletsiz
ubinao (s) evsiz, barksýz
ubiwo (s) saf, safi, som, kusursuz, lekesiz
ubodiSod (z) laubalice, senli benli olarak
uboloo sonsuz
ubralo (s) basit, sade, süssüz, zararsýz, kolay
ubraloeba (i) basitlik, sadelik, kolaylýk, budalalýk, saflýk
ugamonaklisod ayrým yapmaksýzýn, istisnasýz
ugegmo (s) plansýz
ugegmoba (i) plansýzlýk
ugemovnoba (i) tatsýzlýk, lezzetsizlik
ugemuri (s) tatsýz, lezzetsiz
ugvirgvino (s) taç giymemiþ, resmi sýfatý olmayan, taçsýz
ugzooba yolsuzluk, doðru yolu bulamama, kötü yolda olma, ne yapacaðýný bilememe
ugzo-ukvlod yol-yordamsýzlýk
ugnuri aptal
ugrZnobeli (s) duygusuz, anlamsýz
ugrZnoblad (z) duygusuzca, anlamsýzca
ugrZnobloba (i) duygusuzluk, anlamsýzlýk
ugulebelyofa (f) ihmal etme, aldýrmamak, saymamak, itibar etmemek
ugulo (s) kalpsiz
uguloba (i) kalpsizlik
ugulod (z) kalpsizce
ugunebod caný sýkkýn, neþesiz
ugunuri (s) akýlsýz, mantýksýz, saçma, budalaca,anlamsýz
ugunureba (i) enayilik, akýlsýzlýk, boþ laf, anlamsýzlýk, budalalýk-mantýksýzlýk
udabno (i) çöl, sahra
udanaSaulo (s) suçsuz, günahsýz, masum
udanaSauloba (i) suçsuzluk, günahsýzlýk, masumiyet
udanaSaulod (z) suçsuzca, günahsýz olarak, masumca
udavo (s) davasýz, tartýþmasýz, sorunsuz, muhakkak, reddedilemez
udardelad (z) dertsizce, dertsiz olarak, ihmal ederek, düþüncesizce
udardeli (s) dertsiz, dikkatsiz, ihmalci, kayýtsýz, düþüncesiz
udardeloba (i) dertsizlik, ihmalkarlýk, dikkatsizlik, kayýtsýzlýk, düþüncesizlik
udedmamo (s) anasýz-babasýz, öksüz ve yetim
udedo (s) anasýz
udidesi en büyük
udidesi siswrafe en hýzlý
udisciplino (s) disiplinsiz
udreki (s) sert, haþin, hoþgörüsüz, eðilmez
udroo (s) zamansýz, yerinde ve zamanýnda olmadan, münasip olmayan
udrood (z) zamansýz olarak, münasebetsizce
udReuri (i) düþük, olgunlaþmadan kurumuþ çiçek, prematüre bebek
uebari (s) yeri doldurulamaz, yenisi tedarik edilemez
ueno (s) dilsiz, dili tutulmuþ, sessiz, suskun
uerTmaneTod birimiz olmadan
uecari (s) rastlantýya baðlý, tesadüfi, dýþtan gelen,ani,umulmadýk
uecrad (s) tesadüfen, umulmadýk biçimde, süpriz olarak, aniden
ueWvelad (s) þüphesiz, muhakkak
ueWveli (s) þüphesiz, kesin
uvado (s) vadesiz, süresiz
uvargisi (s) uygunsuz, münasebetsiz, yanlýþ, yolsuz
uvici (s) cahil, bilgisiz
uvicoma (i) cehalet, cahillik
uvneblad (z) güvenlikle, emniyetle, saðlamca
uvnebeli (s) korumalý, zarar görmemiþ, emniyetli, sað salim
uvnebloba (i) korumacýlýk, emniyet
uzangi (i) üzengi
uzarmazari (s) kocaman, hadsiz, hesapsýz, tahmin edilemeyen büyüklükte
uzbekuri (s) özbek
uzenaesi (s) en yüksek, ulu, yüce
uzenaesi sasamarTlo yüksek mahkeme
uzmad (z) boþ mide ile
uzneo (s) ahlaksýz, adi, günahkar, hayýrsýz
uzneoba (s) ahlaksýzlýk, adilik, günahkarlýk, hayýrsýzlýk
uzneod (z) ahlaksýzca, günahkarca, hayýrsýzca
uzomo (s) ölçüsüz, çok büyük, engin
uzomod (z) ölçüsüzce, engince, çok büyük olarak
uzrdelad (z) kabaca, terbiyesizce
uzrdeli (s) kaba, terbiyesiz
uzrdeloba (s) kabalýk, terbiyesizlik
uzrunvelad (z) ihmalkarlýkla, dikkat etmeden, düþüncesizce
uzrunveli (s) ihmalkar, ilgisiz, kayýtsýz, duygusuz, düþüncesiz
uzrunveloba (i) ihmalkarlýk, ilgisizlik kayýtsýzlýk, düþüncesizlik
uzrunvelyofa (s) emin, korkusuz, tehlikeden uzak, kaygýsýz, kefil, teminat
uzrunvelyofili (s) emniyetli, emin, korkusuz, tehlikeden uzak, kefilli teminatlý
uTavbolo (s) akýlsýzca ve beyhude, ahmak, aptal, gülünç
uTavboloba (z) akýlsýzlýk ve beyhudelik, ahmaklýk, aptallýk, gülüçlük
uTavbolod (s) akýlsýzca, beyhude, nasýl olursa öyle
uTavo (s) budala, akýlsýz, kafasýz, beyinsiz, ahmak, baþsýz
uTanabro (s) eþit olmayan, düzensiz, oransýz
uTanabroba (i) denksizlik, eþitsizlik, oransýzlýk
Dostları ilə paylaş: |