R. R. Denktaşa bağışlayıram



Yüklə 6,07 Mb.
səhifə48/92
tarix01.01.2022
ölçüsü6,07 Mb.
#104369
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   92
- Kıbrıs masasında.

- Kıbrıs masası yoktur - diyoruz.



- Treni kaçıracaksınız.

- Hangı treni?



- Kıbrıs trenini.

- Kıbrıs treni yok, Rum treni var. Biz o trene binmeyiçz. O trenin gitdiyi yere de gitmeyiz. Orada Yunanistan var, kollarını açmış, bizi bekliyor. Anlaşmalar da diyor ki, Türkiye ve Yunanistanın birge olmadığı yere Kıbrıs gedemez. Yasa deriz!...



- Bırakın yasaları bir tarafa, siyasi meseledir - diyorlar.

- Anlaşmalar - diyoruz.



- Eski anlaşmalardır - derler.

Rum, Yunan ne deyirse, onu deyirler. Bizlere ve dolayısı ile bize kalan yegane seçenek, haklarımızı korumak, devletimizi korumak, devletimiz tanınıncaya kadar.

Rumların ikinci sınıf vatandaşıymışız gibi kendileri ile görüş­me masası arkasında oturmayız. Bunu söyledik. Bu da böyük suç oldu. Ama bu suçlar birikdi... Şimdi başlarını iki ellerinin arasına alıp düşünüyorlar. Bu insanların başını eğemedik. Kendilerini buna mahkum edemedik. Düşünmeye devam ediyorlar. Türkiye­nin yardımı ve desteyi ile yükseliyorlar. Türkiyeye de baskı yapamıyoruz. Türkiye de bunları sonuna kadar desteklemektedir.

O halde, bundan sonra ne yapacağız? Bu sorunun cevabını siz veriniçz? Bizim vereceyimiz cevap yoktur. Biz hiçbir şekilde Rumun tebeesi, ikinci sınıf vatandaşı olmayız. Devletimizi kurduk. Devleti kuran bir halk “benim devletim yoktur!”- diyemez. Bayrak göklerden endirilemez. Türkiyesiz Kıbrıs Türkü hiç yere gidemez. Dolayısı ile biz Türk dünyasından destek bekliyoruz, İslam dünyasından destek bekliyoruz. Ama üzülerek söylöyorum, maalasef, beklediyimiz destek henüz gelmiyor. Niye? Çünkü bu dünya böyük ölkelerin dünyası olmuştur. İstediklerini yaparlar, kılıfına uydururlar, bir sudan bahane ile masum halkın başını ezerler. Doğru yaptık - diye övünerler. Kimse kendilerine “böyle yapmaya hakkınız yoktur” - diyemez.

Bu dünyaya da baş kaldırmak lazımdır. Çünkü aksi taktirde küçük küçük milletlerin taleyini, kaderini başkaları halledecekdir. Halbuki Birleşmiş Milletler bu olmasın diye, devletler, milletler arasında eşitlik olsun diye kurulmuştur. Çünkü dostluk eşitliğe dayanır. Eğer siz bana eşit müamile yapmasanız, tebieti ile dost olmazsınız. Bana köle müamilesi yapacaksanız, köle ile köle sahibi arasında dostluk olmaz. Biz dostluk istiyoruz. Barışa inanıyoruz. Barışın temeli hukukun üstünlüyüdür, diyoruz. Hukukun üstünlüyü, 1960 anlaşmalarında bize verilmiş olan eşitliyi, egemenliyi, kendi kaderlerimizi tayin etme hakkını tanımaları anlamlarına gelir. Tanıdıkları gün zaten mesele biter.

Birşeyi daha söyleyeyim, ben Rum lideri ile Ağustos 1997’de Viyonda karşı-karşıya geldim. Birleşmiş Milletlerin genel sekreterinin temsilçisi de oradaydı. Kendisine dedim ki, füze getiriyorsunuz, ne olacak? Yunanistana üs veriyorsun, Yuna­nistandan paralı asker getiriyorsun, Kıbrıs benimdir - diyorsun. Egemenliyini bize de yaymak için silahlı hazırlık yapıyorsun ve tek yanlı olarak Avrupa Birliyine giriyorsun. Bütün bunlar bizim masada yapmağa çalıştığımıza ters düşer. Nasılyapıyorsun? Hangisini istiyorsun? Görüşme yoluyla halletmek, yoksa, bunları yaparak bizleri zabtetmek.

Dedi ki, “Hayır! Ben zabt etmek, falan demiyorum. Ama bunları yapmak hakkımdır. Çünkü ben Kıbrıs hükümetiyim. Görüşme var diye hökümetin icraatı durmaz.

- Yani sen bu icraatı Kıbrıs için yapıyorsun, bizim için yapıyorsun, bize iyilik için yapıyorsun? Sana öyle mi geliyor?

- Öyle geliyor!

- Peki, sen yani bizim hökümetimiz olduğunu mu söylöyorsun?

Allah söyletdi kendini:

- Hayır, ben sizin hökümetiniz olmadığını biliyorum, sizi temsiletmediyimi de biliyorum. Ama bütün dünya bana Kıbrıs hökümeti diyor. Benim dünyaya dönüb “hayır, ben Kıbrıs hökümeti deyilim” - sölemeyimi mi bekliyorsun.

- Senden bunu ben beklemem. Sen bu olasın diye yıktın ortaklığı. Halka bu kadar zülm yaptın, bu olasın diye. Biz sana müsaade etmedik. Böyle olasın deye yaptıklarınız iki devleti Doğurdu. Dolayısı ile bunu senden beklemem. Ama Genel Sekreterin temsilçisinden beklerim. Şimdi gördünüz - dedim. Kıbrıs meselesi niye halledilemiyor. Çünkü Kıbrıs hükümeti olmak için ortaklığı yıkan adama siz “her şey senindir” dediyiniz zaman, niye benimle anlaşsın, bir şey paylaşsın. Benim canım pahasına vermediyimi, siz bedava verdiniz. O da sahte ünvan arkasında saklanarak bu kötülükleri yapıyor. O halde size düşer: Sen Türkün hükümeti deyilsin, Kıbrıs Türkünü temsil edemezsin - cevabı.


Yüklə 6,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   44   45   46   47   48   49   50   51   ...   92




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin