"Îmanın en sağlam tutanağı: Allah için sevmek ve Allah için buğzetmektir."1
Ebu Davûd’un rivâyet ettiği başka bir hadiste Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve selem- şöyle buyuruyor:
"Kim Allah için sever, Allah için buğzeder, Allah için verir ve Allah için yasaklarsa (vermezse) muhakkak ki o îmanını tamamlamıştır."2
Dostluk, adavetin (düşmanlığın) zıddıdır. Dostluğun aslı ise; muhabbet-sevgi ve yakın olmaktır. Adavetin (düşmanlığın) aslı ise; nefret etme ve uzaklaşmadır. “Bunun velî (dost) diye isimlendirilmesinin sebebi; taate devam ettiği yani sürekli itaat ettiği içindir” denilmişse de, birinci mana daha doğrudur. Şayet Allah’ın dostu (velisi) O’nun sevdiği, razı olduğu, hoşlanmadığı, kızdığı, emrettiği ve nehyettiğinde muvafık olursa, o halde O’nun dostuna düşman olan Allah’a düşman olur.
Allah Teâlâ’nın buyurduğu gibi:
ﮋ ... ﭔ ﭕ ﭖ ﭗ ﭘ ﭙ ﭚ ﭛ ... ﮊ الممتحنة من الآية: ١
"Benim de düşmanım olan, sizin de düşmanınız olan kimseleri dost edinmeyin; zira aranızdaki dostluğa istinaden onlara (peygamberlere âit haberler) sızdırırsınız."3
Her kim, Allah’ın dostlarına düşmanlık ederse Allah’a düşmanlık etmiş olur. [Her kim Allah’ın dostlarına düşmanlık ederse, Allah’a savaş açmıştır.]
Onun için Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:
Dostları ilə paylaş: |