Rehber ansiklopediSİ 1



Yüklə 3,06 Mb.
səhifə107/133
tarix21.10.2017
ölçüsü3,06 Mb.
#8653
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   133
    Bu səhifədəki naviqasiya:
  • AKAİD

AKADEMİ


Alm. Akademie (f.), Fr. Académie (f), İng. Academy. Fikir veya bilim adamlarının toplanmasıyla meydana gelmiş topluluk veya kuruluş. Akedom bahçesi adı verilen, Atina yakınlarındaki ağaçlık bir yerde, Eflatun, talebelerine ders verirdi. Eflatun’un okuluna bu sebepten Akademia adı verildi. M.Ö. ve M.S. 4. yüzyıla kadar geçen sekiz yıl boyunca, Eflatun’un görüşlerine bağlı olan kurumun adı Akademi olarak bilindi. Bizans İmparatoru Jüstinyen, M.S. 529 yılında bazı putperest okullarla birlikte burayı da kapatmıştır.

Yaklaşık 900 yıl sonra İtalya’daki Rönesans hareketi çerçevesinde, Cosimo de Medici 1442’de Florens’de Platon Akademisini tekrar canlandırdı. Sadece yarım asır sürmesine rağmen bu okul sonraları gelecek toplumlar için bir örnek teşkil etmiştir. 1582’de ise Florens’de İtalyanca bir lügat hazırlamak için Academia della Crusca kurulmuştur. Ayrıca 1636’da Kardinal Rişliyö tarafından Paris’te önemli bir edebiyat akademisi olan Academie Française kurulmuştur.

İlmi konularla meşgul olan akademilere bir örnek de 1603’te Roma’da kurulan ve Galileo’nun da ilk üyelerinden olduğu Academia des Linceidir. Paris’te de 1666’da kimyacı, fizikçi, anatomist, astronom ve matematikçiler “Academie des Sciences”i kurmuşlardır. Laboratuvar ve gözlem yeri olarak kraliyet kütüphanesinin odalarını kullanmışlardır. Buna paralel olarak İngiltere’de 1662’de benzer bir akademi kurulmuştur.

Güzel sanatlarla ilgili kurulan ve önde gelen bir diğer akademi ise, Roma’da 1593’te kurulan Saint Luke Akademisidir. Bu, daha sonra 1648’de kurulan Fransız kraliyet ve İngiliz kraliyet akademilerinin bir örneği olmuştur. 1768’de Londra’da bazı sanatkarlar tarafından İngiliz Kraliyet Akademisi kurulmuştur. Bu sanatkarların sayısı 40 olup, ressam, heykeltraş ve mimarlardan meydana gelmekteydi. Ayrıca bunların, önceleri 20, daha sonra 30 yardımcıları bulunmaktaydı. Bunların arasından yeni asil üyeler seçilmekteydi. Akademinin ilk başkanı, buranın tanınmasında büyük gayret gösteren Sir Joshua Reynolds’dur. Akademinin yıllık sergilerinde pekçok meşhur tablosunu sergilemiş ve akademiye bağlı okullar kurmuştur. Bunlarda da yine ilk dersi veren 1769’da kendisi olmuştur. Bu akademide yaz sergilerine ilaveten belirli bir ressamın veya bir okulun resimlerinin sergilendiği kış sergileri ihdas edilmiştir (1965’te Goya Sergisi).



Türkiye’de akademi: Yurdumuzda da akademi kelimesi son dönemlerde yüksek okullardan bazılarında isim olarak yer verilmişse de bugün kullanılmamaktadır.

Akademilerin en eskisi 1848’de Mekteb-i Fünun-ı Harbiye-i Şahane ismi ile kurulan Harp Akademileridir. 1877 yılında Mearif Nazırı Raif Paşanın teşebbüsüyle sanayi-i nefise öğretimi için bir okul açılması kararlaştırıldı. Fakat bu okulun açılıp açılmadığı, ne kadar devam ettiği kesin olarak bilinmemektedir. 1882 yılında şimdiki Mimar Sinan Üniversitesi (Sanayi-i Nefise Mektebi) Hamdi Bey tarafından kuruldu. Öğretime 1884 Mart’ında başlandı. Okul, önceleri Ticaret Nezaretine bağlıyken, 1887’de oradan ayrılarak Mearif Nezaretine bağlandı. Bu okul, sanatçı yetiştirmek maksadı ile açılmıştı. İlk talebeleri çok az olup hemen hemen hepsini Rum ve Ermeniler teşkil ediyordu. Şimdiki Eti Müzesi binasında öğretime devam eden bu okulun müdürlüğüne Hamdi Bey, ölünce de (1910) kardeşi Halil Edhem Bey tayin edildi. Okul zamanla genişletilerek programları ve yönetmelikleri hazırlandı. Zamanla bulundukları binalar dar geldiğinden çeşitli yerlere taşındı. Son olarak Fındıklı Sultan Sarayı ve daha sonra Mebusan Meclisi olarak bilinen binaya geçilmiştir. Buraya ilave atölyeleri yapılmış ve okulun adı Güzel Sanatlar Akademisi olan bu okulda; mimarlık, resim, dekoratif sanatlar ve heykel bölümleri yer almıştır.

12 Eylül 1980’den sonra Türkiye’deki akademi ve yüksek okullar, 30.3.1983 tarihli ve 2803 sayılı kanunla üniversite bünyesinde toplandılar. Günümüzde akademi adı taşıyan yüksek öğretim ve eğitim kurumları; Gülhane Askeri Tıp Akademisi, Harp Akademileri ile Polis Akademileridir. Bunlar 2803 sayılı kanunun dışında kalarak eğitim ve öğretimine eski şekilde, Akademi olarak devam etmektedirler.

AKAİD


Alm. Glaube (n.), Fr. Croyance (f.), İng Belief, creed. İnanılacak şeyler, iman bilgileri.İbadeti değil, itikadı esas alan İslami kaideler. Akide kelimesinin çoğuludur. Akide kelimesinin kökü akd, yani düğümlemek demek olup gönül bağlamak anlamında kullanılır.

Allahü tealanın bildirdiği her din iki kısımdan meydana gelmiştir: 1) İtikadi (inanç) esaslar, 2) Ameli esaslar (emir ve yasaklar).

İtikadi esaslardan bahseden ilme, "akaid ilmi" denir. Bu ilme önceleri “fıkh-ı ekber”, "ilm-i tevhid" daha sonra “ilm-i kelam” denmiştir (Bkz. Kelam). Kelime-i şehadet ve Kelime-i tevhid ile bunlara bağlı olan  ve “Amentü” denilen imanın altı şartı, imanla ilgili bilgilerdir. Allahü tealanın zatı ve sıfatları, melekler, peygamberler, mukaddes kitaplar, ahiret, kabir, haşir ve neşir, Cennet ve Cehennem... hepsi bu ilmin konusudur.

Akaid ilminde söz sahibi olan alimlerin naklettikleri inanç esaslarına "itikadda mezheb" denir. İtikadda doğru yolu gösteren mezheb tektir. Buna da “Ehl-i sünnet vel-cemaat mezhebi” denir. Diğerleri bozuk fırkalar olup, bunlara"Bid'at ehli" veya  “fırak-ı dalle” yani sapık fırkalar adı verilmektedir. Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifinde bu hususta şöyle buyurmaktadır: “Ümmetim itikadda yetmiş üç fırkaya ayrılacaktır; birisi kurtulup Cennet’e gidecek, diğerleri Cehenneme gideceklerdir. Kurtulan fırka, benim ve Eshabımın yolunda olan fırkadır.

Ehl-i sünnet ve cemaat mezhebini bildiren itikad imamları ikidir. Bunlar; İmam-ı Ebu Mansur Maturidi ile İmam-ı Ebü’l-Hasen Eş’ari’dir. Bu ikisinin bildirdiği iman esasları aynıdır.

Eş’ari ve Maturidi, Selef-i  salihinin (daha önce gelen büyük İslam alimlerinin) bildirdikleri itikad ve iman bilgilerini açıklamışlar, kısımlara bölmüşler, insanların anlayabileceği şekilde açıklayıp, yazmışlardır. Bunların itikadları, inanışları; Eshab-ı kiramın ve Tabiinin ve sonraki alimlerin inanışlarıdır. (Bkz. Ehl-i Sünnet).

Akaid konusunda ilk eser yazan İmam-ı Azam Ebu Hanife’dir. Eserin ismi El-Fıkh-ül-Ekber’dir. En meşhur akaid kitaplarından biridir. Yazılan meşhur akaid kitaplarından bazıları şunlardır: El-Fıkh-ul-Ekber, Akaid-i Nesefiyye, Akaid-i Adudiyye, Beyan-u Ehl-is-Sünneti vel-Cemaa, Usul-üd-Din, Emali Kasidesi, El-Akidetüt-Tahaviyye vb.


Yüklə 3,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   103   104   105   106   107   108   109   110   ...   133




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin