Rehber ansiklopediSİ 1


AHMED FARUKİ (Bkz. İmam-ı Rabbani) AHMED GAZALİ



Yüklə 3,06 Mb.
səhifə86/133
tarix21.10.2017
ölçüsü3,06 Mb.
#8653
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   133

AHMED FARUKİ


(Bkz. İmam-ı Rabbani)

AHMED GAZALİ


İslam alimlerin ve evliyanın büyüklerinden. Büyük İslam alimi İmam-ı Gazali hazretlerinin kardeşidir. İsmi, Ahmed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed et-Tusi’dir. Künyesi, Ebü’l-Feth veya Ebü’l-Fütuh; lakabı Mecdüddin’dir. Gazali nisbesiyle bilinir. Tus’ta doğdu. Doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. 1126 (H.520) senesinde Kazvin’de vefat etti.

İlk tahsilini memleketi olan Tus’ta yaptı. Zamanının alimlerinin pekçoğu ile görüşüp onların ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulundu. Şafii fıkhını tahsil etti. Birçok memleketler dolaşıp akli ve nakli ilimleri öğrendi. İlim ve fazilette üstün derecelere ulaştı. Irak’a gittiği zaman insanlar ilim ve fazileti sebebiyle ona aşık olup, vaz ve sohbetlerine koştular. Onun vaz ve nasihatlerini dinlemek için çok uzak yerlerden geldiler. Ahmed Gazali hazretlerinin vazları tesirli olup dinleyenlerin gönüllerini fethetti. Kendisi fıkıh ilmiyle meşgul olmasına rağmen, daha çok insanlara vaz ve nasihatleriyle faydalı olmaya çalıştı. Hafız Silefi onun için; “Hemedan’da onun vaz meclisinde bulundum. Aramızda dostluk ve muhabbet vardı. O, zamanındaki insanların en zekisi, en güzel ve metotlu konuşanı idi. O fıkıh ve diğer ilimlerde söz sahibiydi.” demek suretiyle ilim ve faziletteki üstünlüğünü taktir etmiştir. Ahmed Gazali, bir ara Bağdat’a giderek Nizamiye Medresesi müderrisliğini bırakıp, inzivaya çekilen ağabeyi İmam-ı Muhammed Gazali’nin yerine bu medresede dersler verdi. Ancak daha sonra tasavvufa karşı istek ve arzusu fazlalaştığından, o da inziva ve halvet yolunu seçti. Çeşitli yerleri gezip tasavvuf erbabının sohbetlerinde bulundu. Ebü’l-Kasım el-Cürcani’nin talebelerinden Ebu Bekr en-Nessac’ın sohbetlerine katıldı. Tasavvufda,  İmam-ı Gazali’nin marifet, şer’i hükümler ve ahlaki kaidelere uyarak Allahü tealanın rızasına kavuşulacağı anlayışına ilave olarak aşk ve vecde önem veren bir anlayışı yaymaya çalıştı. Yazmış olduğu Sevanih-ul Uşşak adlı Farsça eserinde bu anlayışı işledi. Hakim Senai, Ruzbehan-ı Bakli, Attar, Fahreddin-i Iraki gibi zatlar üzerinde tesirli oldu. 1126 (H.520) senesinde Kazvin’de vefat etti.

Ahmed Gazali hazretleri, ilim ve fazilet sahibi, güzel ahlaklı, güler yüzlü bir zat idi. Kerametler sahibi olup, va’zları gönülleri alıcı ve tesirliydi. Bir müşkille karşılaştığı zaman rüyasında Resulullah efendimizi görür, zor meseleyi arz eder, bu şekilde işin doğrusunu anlardı.

Buyurdu ki; “İlmin başka şeylere üstünlüğü iki şey sebebiyledir. Birincisi, ilmin bizzat kendisi tatlı ve lezzetlidir. İkincisi ve en önemlisi de, ilim insanı ahiret saadetine götürür ve Allahü tealaya yaklaştırır. İnsanlar için en önemli ve en kıymetli şey ahirette ebedi seadete kavuşabilmektir. En faziletli şey ise ahirette ebedi seadete ulaştıran şeydir. İlim insanı ahirette saadete ulaştırdığı için en hayırlı amel olmaktadır.”

“La ilahe illallah” kelimesi en büyük kal’adır. Allahü tealanın birliğini bildiren yüce bir sözdür. Kim onu kendisine kal’a edinirse ebedi seadeti ve nimetleri elde eder. Kim de bu mübarek kelimeyi kendisine kal’a edinmezse ebedi azaba düçar olur.”

Eserleri:

1. Lübab-ül-İhya; İmam-ı Gazali hazretlerinin İhya-ü-Ulumi’d-Din adlı eserinin özetidir.

2. Sevanih-ül-Uşşak; Konusu aşk olan bir eserdir.

3. Et-Tecrid fi Tercemet-it-Tevhid.

4. Ez-Zahire fi İlm-il-Basire.

5. Sırr-ul-Esrar ve Teşkil-ül-Envar.

6. Havass-üt-Tevhid.

AHMED HAKİ İZLER


Cumhuriyet devri Türk şairi. Türkistanlıdır. Doğum tarihi bilinmemektedir. Türkistan muharebelerinde bulunmuş ve burada yakınlarını kaybetmiş, uzun seyahatlerden sonra Konya'ya gelip yerleşmiştir. Her türlü gösterişten ve dünya mevkilerinden uzak durmuştur. Konuşmalarında daussıla (sıla hasreti) yani nostalji hissedilirdi. Çocukluğunun geçtiği maziye (geçmişe) hasret, Türkistan'ın istilasından dolayı nefret duyar ve memleketinin içine düştüğü kötü hali düşünürdü. Hafızası kuvvetli ve sağlamdı. Konuştuğu bir sözü icab etmedikçe tekrarlamazdı. Arap ve Fars edebiyatı ve lisanları ile Türkçenin bütün lehçelerine vakıftı. Anlaşılmayan beyitlerin anahtarı ondaydı. Bütün hurafeleri, batıl şeyleri rezil ederken, Fuzuli, Hafız-ı Şirazi ve Şa'd-i Şirazi'den sık sık şiirler okurdu.

Konya'nın Köprübaşı Mahallesinde Ovalıoğlu Camii bahçesinde hayatının son senelerini geçirmiş ve 1973'te vefat etmiştir. Kabri Üçler mezarlığındadır.

Hakıyem nar istemem,

Aldatıcı yar istemem.

 

Virane kalsın bu gönül,



Tamirine mimar istemem.

 

AHMED HAMDİ AKSEKİ


Türkiye Cumhuriyetinin üçüncü Diyanet İşleri Başkanı. İsmi, Ahmed Hamdi’dir. Antalya’nın Akseki ilçesi Sülles (Güzelsu) nahiyesi Camii İmamı Mahmud Efendinin oğludur. 1887 (H.1304) senesinde babasının imamlık yaptığı nahiyede doğdu. 1951 (H.1370) senesinde Ankara’da vefat etti. Kabri, Cebeci Asri Mezarlığındadır.

Küçük yaşından itibaren ilim tahsiline başladı. Beş-altı yaşlarındayken Kur’an-ı kerim okumayı öğrendi. İlk Arapça derslerini Güzelsu nahiyesindeki Mecidiye Medresesinde Abdurrahman Efendiden aldı. On dört yaşındayken Ödemiş’e giderek Karamanlı Süleyman Efendi Medresesine girdi. Orada, Gerçekli İsmail Hasib Efendi ve Aksekili Hacı Mustafa Efendiden Arapça, Farsça, akaid, tefsir ve hadis dersleri okudu. Bu sırada mühür kazıyarak geçimini sağladı. 1905 senesinde İstanbul’a gelerek, Fatih Dersiamlarından Bayındırlı Mehmed Şükrü Efendinin derslerine devam etti. 1914 senesinde icazet (diploma) aldı. Ayrıca, Tokatlı Hacı Şakir Efendi ile Aksekili Hacı Mustafa Hakkı Efendiden özel dersler gördü. Ayrıca Mehmed Akif ile tanışıp ondan Arap edebiyatı ile ilgili bazı metinler okudu. Bir taraftan medrese tahsilini sürdürürken diğer taraftan Darülfünun’un Ulum-i Aliyye-i Diniyye Şubesine girdi. Bu fakültenin lağv edilmesi (kaldırılması) üzerine Darü’l- Hilafeti’l-Aliyye Medresesinin yüksek kısmına nakledildi. Son sınıfı burada okuyarak diploma aldı. Daha sonra Medresetü’l-Mütehassısinin Felsefe, Kelam ve Hikmet-i İlahiyye Şubesine girdi. Ruus imtihanını kazanıp, otuz iki yaşındayken dersiam oldu. Sultan İkinci Abdülhamid Hana karşı kurulmuş olan İttihad ve Terakki Cemiyetinin Şehzadebaşı'ndaki kulübünün ilmi heyetine girdi. Temmuz 1912’de Sebilürreşad Mecmuası’nın muhabiri olarak Bulgaristan’a gitti.

Medresetü’l-Mütehassısinin son sınıfındayken Mart 1916’da Heybeliada’da bulunan Mekteb-i Bahriyye-i Şahaneye din ve ahlak dersleri hocası olarak tayin edildi. 1916-1918 senelerinde muhtelif zamanlarda Aksaray Pertevniyal Valide Sultan, Dolmabahçe, Üsküdar Mihrimah Sultan camileri kürsü vaizliklerinde bulundu. Ağustos 1919’da Medresetü’l- İrşadın Vaizin Şubesi tarih felsefesi müderrisliğine, Şubat 1921’de İbtida-i Dahil Medresesi psikoloji müderrisliğine tayin edildi. Aynı yıl Eylül ayında bu vazifesi sosyoloji müderrisliğine çevrildi.

Anadolu’da gelişen milli mücadele hareketini vaz ve konferanslarıyla destekleyen Ahmed Hamdi Akseki, Ankara Lisesi din dersleri muallimliği yaptı. Bu vazifeyi yürütürken Mart 1922’de Umur-i Şer’iyye ve Evkaf Vekaleti Tedrisat Umum Müdürlüğüne tayin edildi. Şer’iyye Vekaletinin ilga edilmesi (kaldırılması) üzerine Darülfünun İlahiyat Fakültesi hadis ve hadis tarihi müderrisliğine getirildi. Nisan 1924’te Diyanet İşleri Reisliği heyet-i müşavere azalığına tayin edildi. Daha önce kurulan Tarikat-ı Salahiyye Cemiyetinin üyesi olduğu ve bu cemiyetin faaliyetlerine katıldığı iddiasıyla 1925 senesinde Ankara İstiklal Mahkemesinde yargılandı. Suçsuz bulunarak beraat etti. 1939 senesinde Diyanet İşleri Reis Muavinliğine; M. Şerafettin Yaltkaya’nın ölümü üzerine 1947 senesinde Diyanet İşleri reisliğine getirildi. Bu vazifedeyken 9 Ocak 1951 senesinde Ankara’da vefat etti. Cebeci Asri Mezarlığına defnedildi.

Arapça, Farsça ve İngilizce bilen ve birçok ilimleri de tahsil etmiş olan Ahmed Hamdi Akseki, daha çok akılcı anlayışa ve felsefi düşünceye ilgi duymuştur. Bu sebeple meşhur mezhepsiz İbn-i Teymiyye’nin tesirinde kalmış; İslam alimlerinin büyüklüğünü anlıyamamış, aklı, dini konularda yanılmaz ölçü kabul eden, dinde reform (yenilik) yapılmasını isteyen ve din adamı perdesi altında İslamiyeti içeriden yıkmaya çalışan sicilli mason Cemaleddin Efgani ve Muhammed Abduh gibi kimselerin reformist fikirlerinin tesiri altında kalmıştır. Muhammed Abduh’un yetiştirmelerinden Mısırlı Reşid Rıza’nın, mezheb taklidini reddeden ve mezhepsizliği teşvik eden Muhaverat adlı kitabını, Mezahibin Telfiki ve İslamın Bir Noktaya Cem’i adıyla Arapçadan Türkçeye tercüme etmiştir.

Saltanat, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerini yaşamış olan Ahmed Hamdi Akseki, Müslüman-Türk toplumunun uğradığı siyasi, sosyal ve kültürel değişiklikleri yakından takib etmiştir. İktisadi, siyasi ve kültürel bakımdan geri kalmış olan İslam ülkelerini ilerletmek için Kur’an-ı kerim ve hadis-i şerifler esas alınarak yeniden yorumlanmasını, reform yapılmasını savunmuştur. Her üç dönemde de kendisini destekleyen siyasi kadrolarla iyi geçinmeyi bilmiştir.



Eserleri:

1) İslam Dini: Dini bilgiler el kitabıdır. 2) Peygamberimizin Vecizeleri. 3) Mezahibin Telfiki ve İslamın Bir Noktaya Cem’i: Talebeliğinde Mısırlı Reşid Rıza’dan tercüme ettiği bu eser daha sonra Diyanet İşleri Başkanlığınca sadeleştirilerek neşredilmiştir. 4) Dini Dersler, 5) Ahlak Dersleri, 6) Askere Din Kitabı, 7) Yavrularımıza Din Dersleri, 8) Köylüye Din Dersleri, 9) Yeni Hutbelerim, 10) Bir Misyonerle Müsahebe, 11) İslam Aleminin Gerileme Sebepleri.

Yüklə 3,06 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   82   83   84   85   86   87   88   89   ...   133




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin