ADİLŞAHLAR
Hindistan’da Bicapur Devleti hükümdarlık ailesi. Hanedanın ve devletin kurucusu olan Yusuf Adil, Behmenilerin hassa askerlerinden idi. Kabiliyetli olduğundan, İkinci Muhammed Şahın takdirini kazanarak yükseldi. Muhammed Şahın vefatından sonra, taht kavgalarından faydalanarak Bicapur’un idaresini eline geçirdi. Ailesiyle Bicapur’a gidip, 1490 (H. 896) senesinde Şah ünvanını aldı ve bağımsızlığını ilan etti.
Dekken’de Behmenilerin yıkılmasıyla Dekken devletleri denilen dört devlet ortaya çıkmıştı. Yusuf Adilşah bu devletlerle sık sık savaşlar yaptı. Ayrıca Hind Denizi ve Hindistan’da hakimiyet kurmak istiyen Portekizliler ile mücadele etti. Portekizlilerin sahile yerleşip üsler kurmasının önüne geçmek istedi. Fakat Portekizliler, Dekken devletleriyle olan mücadelelerden gereği gibi faydalanıp, sahilde üsler kurdular ve git gide kuvvetlendiler.
1504 senesinde Yusuf Adilşah, şiiliği, devletinin siyasetine esas olarak kabul edince, ülkede ayaklanmalar başgösterdi. Bidar ve Ahmednagar hanlarına yenilen Adilşah önce Beras, sonra da Haniş’e kaçtı. Bir sene sonra topladığı ordu ile Bidar Hanı Ali Berid’i yendi. Bicapur’u geri aldı ve ömrünün sonuna kadar diğer Dekken devletleriyle mücadele etti. Yusuf Adilşah’ın hükümdarlığının son yıllarında Portekizliler Goa’yı ele geçirdiler.
Yusuf Adilşah 1516 senesinde vefat edince, yerine on üç yaşındaki oğlu İsmail Adilşah geçti. Fakat vefatından önce Kemal Hanı oğluna vasi tayin ettiği için, bir süre devleti Kemal Han idare etti. Kemal Han, Cuma hutbesini dört hak mezhepten Hanefi mezhebine uygun olarak okuttu. Ehl-i sünnet itikadına uymayı devletin resmi siyaseti olarak kabul etti. İsmail Adilşah tahta çıktığı sırada, Portekizlilerin ele geçirdiği Goa limanı geri alındı.
İsmail Adilşah 1521 senesinde Viceyanagar Devleti’nin elinde bulunan Rayçur Duab’ı geri almak için bir sefer düzenledi. İki ordu Krişna suyu kıyılarında karşılaştı. İsmail Adilşah askerlerini sudan geçmeye zorlayınca askerin pek çoğu boğuldu. Karşıya geçenler de öldürüldü. İsmail Adilşah bu savaşta kendi canını zor kurtardı.
Dekken devletleri sultanlarından Burhan Nizamşah, Ali Berid ve Alaüddin İmadşah 1525 senesinde birleşerek, Adilşahlara saldırdılar. İsmail Adilşah’ın başkumandanı Esad Han Lari Türk, bu birleşik orduyu Şalapur önlerinde bozguna uğrattı. İsmail Adilşah da babası gibi ömrünü diğer Dekken devletleri ile mücadele etmekle geçirdi.
1534 senesinde İsmail Adilşah’ın ölümü üzerine yerine geçen oğullarından Mallu ve İbrahim Adilşahlar dönemlerinde ülke iç karışıklıklar ve Dekken devletleri ile mücadele arasında kaldı. 1579’da Ali Adilşah’ın yerine hükümdar olan İkinci İbrahim Adilşah’ın dönemi Bicapur Devletinin en parlak yılları oldu. İbrahim Şah Hindistan'ın en büyük İslam Devleti olan Gürganiye Hanedanlığı ile iyi münasebetler kurdu. İkinci İbrahim Adilşah, Gürganiyye Sultanı Cihangir Şahdan oğul muamelesi gördü. Cihangir Şah, Adilşahları, Ahmednagar ve Gülkende memleketlerinin fethiyle vazifelendirdi. Adilşahlar, Gürganilerle beraber Dekken’de diğer devletlere karşı mücadele ettiler. Bu devirde Bicapur Devleti sınırları güneyde Maysor’a kadar genişledi. İkinci İbrahim Adilşah’tan sonraki hükümdarlar döneminde devlet yine iç karışıklıklar içerisine düştü. Bu dönemde Adilşahlar, Gürganilere karşı Merathalılara yardım ettiler. Bu olay üzerine Gürgani hükümdärı Evrengzib Alemgir Şah, 1686 senesinde ordusuyla Bicapur önlerine geldi ve şehri kuşattı. Kuşatma iki ay on iki gün sürdü. Bicapur’un düşmesiyle Adilşahlar Devleti tarihe karıştı. Son Adilşah hükümdarı İskender’e, Evrengzib çok iyi muamelede bulundu. Himayesine aldı ve yıllık maaş bağladı.
Hindistan’ın Dekken bölgesinde Bicapur’a iki yüz yıla yakın hakim olan Adilşahlar, bölgede Türk hakimiyetini kurdular. Uzun seneler Portekizlilerle mücadele ettiler. Muazzam san’at ve mimari eserleri inşa edip, kültür ve medeniyete hizmet ettiler. Fevkalade binalar, saraylar, camiler ve türbeler yaptılar. Bunlar arasında İkinci Ali Adilşah’ın Bicapur’da yaptırdığı cami çok meşhurdur.
Yusuf Adil Türkmen.........(1490-1510)
İsmail Adilşah.................(1510-1534)
Mallu Adilşah..................(1534-1535)
Birinci İbrahim Adilşah......(1535-1557)
Birinci Ali Adilşah.............(1557-1579)
İkinci İbrahim Adilşah.......(1579-1626)
Muhammed Adilşah..........(1627-1657)
İkinci Ali Adilşah..............(1657-1672)
İskender Adilşah..............(1672-1686)
ADLİ MAHKEMELER
(Bkz. Mahkemeler)
ADLİ MÜZAHERET
Alm. Armenrecht Einstwoilige Kostenbe - freiung (f), Fr. Assistance judiciaire gratuite, İng. Legal aid, judical assistance.Mahkeme veya icra masraflarını ödeyemeyecek kadar fakir olup, haklarını arayamayacak veya müdafaalarını yapamıyacak olanlara devletin yaptığı yardım. Hukuk Usulü Mahkemeleri Kanunu'nca düzenlenmiştir.
Adli yardım talebi davanın açılacağı mahkemeye yapılır. Dilekçeye fakirlik belgesi de eklenir. Adli müzaheret harçlardan muafiyet, ücretsiz avukat te’mini gibi hususlarda yapılır. Bir ülkedeki davayla alakalı bazı hukuki muamelelerin yerine getirilmesi, bazı durumlarda, bir diğer devlet tarafından yapılması icab eder. Bu adli muamelenin başka bir devlet tarafından ifasına uluslararası adli müzaheret denir. Mesela, Türkiye’deki bir dava ile ilgili bir sanık Almanya’da bulunsa, Almanya’daki yargı organlarının bu sanığın ifadesini alması gibi ceza muhakemesiyle ilgili uluslararası adli müzaheret şöyle bir tasnife tabi tutulabilir:
1) Suçlular hakkındaki adli bilgilerin karşılıklı verilmesi.
2) Suçluların bir ülkede yargılanması sırasında gerekli bazı işlemlerin yabancı ülkede yapılması.
3) Suçluların yakalanması bakımından ortaklaşa polis faaliyeti.
4) Suçluların iadesi.
ADLİ SİCİL
Alm. Strafregister (n), Fr. Cassier Judiciaire, İng. Register of previous convictions. Bir kimsenin mahkumiyeti olup olmadığının anlaşılması için konulmuş bir kayıt usulü. Bu usule göre, her adliye mahkemesinde aleyhinde ceza davası açılanlar hakkında zabıt katibi bir fiş tutar; bu fişe tahkikatın (soruşturmanın) veya mahkemenin neticesi yazılır. Şahıs mahkum olursa, bu fişin bir sureti o şahsın doğduğu yerin mahkemesine gönderilir. Bir kimsenin mahkumiyeti olup olmadığı Adalet Bakanlığı Adli Sicil Müdürlüğünden öğrenilebilir. Adli sicil, ceza ve haciz, iflas gibi hukuk muamelelerinde de tutulur.
Bir suçtan dolayı hüküm giymiş bir kimsenin adli sicil fişi, belli bir müddetin geçmesiyle adli sicilden çıkarılabilir. Bu durumda mahkumun hiçbir mahkumiyeti yok kabul edilir.
Dostları ilə paylaş: |