Roma tarihi üç devreye bölünür



Yüklə 445 b.
tarix09.02.2018
ölçüsü445 b.
#42437


Peyzajla dengeli bir karşıtlık oluşturacak biçimde yerleştirilmiş heykel kütleleri olarak görülebilecek Yunan mimarlığının aksine Roma mimarisi büyük ölçüde bir mekan, kapalı bir iç mekan ve dış mekan mimarisidir.

  • Peyzajla dengeli bir karşıtlık oluşturacak biçimde yerleştirilmiş heykel kütleleri olarak görülebilecek Yunan mimarlığının aksine Roma mimarisi büyük ölçüde bir mekan, kapalı bir iç mekan ve dış mekan mimarisidir.


Roma Uygarlığında Kent kavramı çok önemlidir. Roma kültürü M.Ö. 753’de Roma kentinin kurulmasıyla başlar.

  • Roma Uygarlığında Kent kavramı çok önemlidir. Roma kültürü M.Ö. 753’de Roma kentinin kurulmasıyla başlar.



Roma tarihi üç devreye bölünür;

  • Roma tarihi üç devreye bölünür;

  • İlk Krallık, MÖ 753-MÖ 509

  • Cumhuriyet dönemi MÖ 509

  • İmparatorluk dönemi. MÖ 146 – MS 476





M.S. 285’de imparatorluk ikiye bölündü, M.S. 324’de Konstantin tarafından bir kez daha birleştirildi. Konstantin imparatorluğun başkentini eski Yunan kenti Bizans’ta Karadeniz’in girişinde kurduğu bir kente taşıdı; buraya yeni Roma denildi, kısa bir süre sonra Konstantin’in kenti, Konstantinapolis ismini aldı.

  • M.S. 285’de imparatorluk ikiye bölündü, M.S. 324’de Konstantin tarafından bir kez daha birleştirildi. Konstantin imparatorluğun başkentini eski Yunan kenti Bizans’ta Karadeniz’in girişinde kurduğu bir kente taşıdı; buraya yeni Roma denildi, kısa bir süre sonra Konstantin’in kenti, Konstantinapolis ismini aldı.



Roma uygarlığı faydacı ve gerçekçidir. Yunan Uygarlığı ise aksine kurgucu ve idealisttir. Romalı mühendisler, Portekiz sahillerinden Türkiye ve Suriye kıyılarına kadar imparatorluğun tüm bölgelerini birbirine bağlayan bir yol ağı kurdular. Yolarına bir dağ çıktığında onu delip geçtiler.

  • Roma uygarlığı faydacı ve gerçekçidir. Yunan Uygarlığı ise aksine kurgucu ve idealisttir. Romalı mühendisler, Portekiz sahillerinden Türkiye ve Suriye kıyılarına kadar imparatorluğun tüm bölgelerini birbirine bağlayan bir yol ağı kurdular. Yolarına bir dağ çıktığında onu delip geçtiler.



Akarsuları dizginlediler ve tepelerin içinden geçen tüneller ve su kemerleri yoluyla suyu kilometrelerce taşıyarak kentlere getirdiler. Roma’da kente günde 200 milyon galon su taşıyan, toplam uzunluğu 425 m’yi aşan ondört su kemeri vardır. Bu su kemerlerinin bazıları halen kullanılmaktadır.

  • Akarsuları dizginlediler ve tepelerin içinden geçen tüneller ve su kemerleri yoluyla suyu kilometrelerce taşıyarak kentlere getirdiler. Roma’da kente günde 200 milyon galon su taşıyan, toplam uzunluğu 425 m’yi aşan ondört su kemeri vardır. Bu su kemerlerinin bazıları halen kullanılmaktadır.



Roma Kenti:

  • Roma Kenti:

  • Erken Roma kentleri düzensiz dikdörtgenlerden oluşan cadde şebekeleri vardı. Romalılar Helenistik Yunanlılardan dikey planlama tekniğini öğrendiler ve imparatorluk boyunca sayısız kent planının temelini oluşturdu.



Bu eski kentlerin coğrafi olmasa da kültürel merkezleri Forum’du, yani staolar ve kamu yapılarıyla çevrili olan kamusal açık alan.

  • Bu eski kentlerin coğrafi olmasa da kültürel merkezleri Forum’du, yani staolar ve kamu yapılarıyla çevrili olan kamusal açık alan.



Forum’un ayırt edici özelliği ve açık mimari tanımı, Forum’un eksenin bir ucunda yer alan Tapınağın hakim olduğu genellikle dikdörtgen şekildi.

  • Forum’un ayırt edici özelliği ve açık mimari tanımı, Forum’un eksenin bir ucunda yer alan Tapınağın hakim olduğu genellikle dikdörtgen şekildi.



Forum’un etrafında onu sınırlayan ve ona şekil veren Curia (kent ofisleri) ve adli davalara bakılan büyük çatılı bir yapı, Basilica ile birlikte değişik tapınaklarla kamu yapıları bulunurdu.

  • Forum’un etrafında onu sınırlayan ve ona şekil veren Curia (kent ofisleri) ve adli davalara bakılan büyük çatılı bir yapı, Basilica ile birlikte değişik tapınaklarla kamu yapıları bulunurdu.



Forumların en önemlisi Roma’daki Forum Romanum’dur. Bu uzun bir süreçte inşa edildiği için sıfırdan inşa edilmiş kentlerdeki gibi tam olarak dik açılı değildir. Özgün forumun kuzeyine ve doğusuna ek forumlar yapılmıştır.

  • Forumların en önemlisi Roma’daki Forum Romanum’dur. Bu uzun bir süreçte inşa edildiği için sıfırdan inşa edilmiş kentlerdeki gibi tam olarak dik açılı değildir. Özgün forumun kuzeyine ve doğusuna ek forumlar yapılmıştır.



Daha sonraki imparatorlar diğer forumları ekledi. Bu forumlar birbirlerine kenetlenmiş dik eksenler aracılığıyla karmaşık ama tutarlı bir sistem oluşturulacak şekilde birbirine bağlanmıştı.

  • Daha sonraki imparatorlar diğer forumları ekledi. Bu forumlar birbirlerine kenetlenmiş dik eksenler aracılığıyla karmaşık ama tutarlı bir sistem oluşturulacak şekilde birbirine bağlanmıştı.



Roma Dini ve Tapınakları:

  • Roma Dini ve Tapınakları:

  • Roma dininin merkezi ev yani Domus’du. Başlangıçta bu din animistik bir dindi; armağanlar doğanın her yönünü- ağaçları, kayaları, suyu ve ocağın ateşini yöneten insan olmayan ruhlara sunulurdu. Her evde bu ruhlara sunuların sunulduğu kutsal bölümler vardı.



Ertüsklü ilk örneklerinden türeyen Roma tapınağı, templum, Yunan tapınağına benziyordu. Yunan düzenleriyle ve mimari detaylara sahipti.

  • Ertüsklü ilk örneklerinden türeyen Roma tapınağı, templum, Yunan tapınağına benziyordu. Yunan düzenleriyle ve mimari detaylara sahipti.







Roma tapınaklarınınCellaları, içlerinde tanrının figürünün ve hazinenin bulunduğu, ancak rahiplerin girebildiği birkaç bölüme sahipti. Ama diğer din dışı yönetsel işlemler için büyük kapalı mekanlar gerekiyordu.

  • Roma tapınaklarınınCellaları, içlerinde tanrının figürünün ve hazinenin bulunduğu, ancak rahiplerin girebildiği birkaç bölüme sahipti. Ama diğer din dışı yönetsel işlemler için büyük kapalı mekanlar gerekiyordu.



Bu tür tapınakların en iyi korunmuş olanı Fransa/Nimes kentinde bulunan açık dikdörtgen geometrisinden dolayı Masion Carrée “Kare Ev” denilen ve M.Ö. 19 civarında yapılmış tapınaktır.

  • Bu tür tapınakların en iyi korunmuş olanı Fransa/Nimes kentinde bulunan açık dikdörtgen geometrisinden dolayı Masion Carrée “Kare Ev” denilen ve M.Ö. 19 civarında yapılmış tapınaktır.



Mekanı denetlemekte eksen kullanımının en etkili örneği İtalya/Palestrina’daki Fortuna Primigenia tapınağı’dır. Tapınağın tabanında üç dar terasa götüren beşik tonozlu dükkanlar vardı.

  • Mekanı denetlemekte eksen kullanımının en etkili örneği İtalya/Palestrina’daki Fortuna Primigenia tapınağı’dır. Tapınağın tabanında üç dar terasa götüren beşik tonozlu dükkanlar vardı.





Tüm kompozisyonun odağında yer alan dairesel bir tapınak vardır. Bu tapınak beton ve tüf taşlardan inşa edilmişti. Bu yapı daha sonra yapılacak beton yapıların ilk örneğiydi.

  • Tüm kompozisyonun odağında yer alan dairesel bir tapınak vardır. Bu tapınak beton ve tüf taşlardan inşa edilmişti. Bu yapı daha sonra yapılacak beton yapıların ilk örneğiydi.



Roma mekan çevirme tarzını en iyi simgeleyen yapı M.S.118-128 arasında Hadrian tarafından yaptırılmış Pantheon’dur. Tüm tanrılara adanmış bir tapınaktır.

  • Roma mekan çevirme tarzını en iyi simgeleyen yapı M.S.118-128 arasında Hadrian tarafından yaptırılmış Pantheon’dur. Tüm tanrılara adanmış bir tapınaktır.



Tamamen betondan inşa edilmiş olan yapı, çapı 43.4m olan bir gök kubbe ile örtülüdür. Bu yarım kubbe eşit yükseklikte bir kasnak üzerine oturur, dolayısıyla kubbenin tepesinden yere kadar olan mesafe kubbenin genişliği ile aynıdır.

  • Tamamen betondan inşa edilmiş olan yapı, çapı 43.4m olan bir gök kubbe ile örtülüdür. Bu yarım kubbe eşit yükseklikte bir kasnak üzerine oturur, dolayısıyla kubbenin tepesinden yere kadar olan mesafe kubbenin genişliği ile aynıdır.



Böylece çevrilmiş alan içinde tam bir küre çizilebilir. Tek ışık kaynağı, korunaklı girişin dışında kubbenin tepesinde olan 9.1 m çapındaki Oculus ya da pencere gözüdür. Kubbenin ağırlığı sekiz tane ayağa yönlendirilir. Bu payelerin arasında sekiz tane niş bulunmaktadır.

  • Böylece çevrilmiş alan içinde tam bir küre çizilebilir. Tek ışık kaynağı, korunaklı girişin dışında kubbenin tepesinde olan 9.1 m çapındaki Oculus ya da pencere gözüdür. Kubbenin ağırlığı sekiz tane ayağa yönlendirilir. Bu payelerin arasında sekiz tane niş bulunmaktadır.



Yapıya dışarıdan yaklaşıldığında yapı iç mekanı hakkında pek fazla ipucu vermemektedir. Çünkü yapının önünde silindirik yan duvarlarının açıkça görülmesini engelleyen sütunlu dikdörtgen bir Forum bulunmaktadır.

  • Yapıya dışarıdan yaklaşıldığında yapı iç mekanı hakkında pek fazla ipucu vermemektedir. Çünkü yapının önünde silindirik yan duvarlarının açıkça görülmesini engelleyen sütunlu dikdörtgen bir Forum bulunmaktadır.



Ayrıca Forum’a bakan beyaz mermer kaideli ve başlıklı monolitik sütunların oluşturduğu, geniş Oktastil (sekiz-sütun) Korent Portik bulunuyordu.

  • Ayrıca Forum’a bakan beyaz mermer kaideli ve başlıklı monolitik sütunların oluşturduğu, geniş Oktastil (sekiz-sütun) Korent Portik bulunuyordu.





Dış mekan son derece sade iken iç mekan renkli mermerlerle kaplıdır. Yapının bu kadar iyi durumda olmasının nedeni 609’da Papa IV. Boniface tarafından Santa Maria Rotunda Kilisesi olarak takdis etmesidir.

  • Dış mekan son derece sade iken iç mekan renkli mermerlerle kaplıdır. Yapının bu kadar iyi durumda olmasının nedeni 609’da Papa IV. Boniface tarafından Santa Maria Rotunda Kilisesi olarak takdis etmesidir.



Kamu Yapıları;

  • Kamu Yapıları;

  • Kentsel yaşam çok önemli bu nedenle farklı kamusal yapılar oluşmuştur.

  • Bazilika

  • Tiyatrolar

  • Anfitiyatrolar

  • Circuslar (araba yarışları için)

  • Hamamlar

  • Kütüphaneler



Bazilika ;

  • Bazilika ;

  • Krala ait ya da kraliyet anlamına gelir. Normal olarak Forum’a bitişik olarak yerleştirilen uzun dikdörtgen planlı bir yapıdır

  • Yargıçların oturduğu bir ya da iki ucunda yer alan bir apsist ya da silindirik çıkıntısıyla, birlikte, iç sütun dizisine sahiptir. Yarım daire apsistin geometrik merkezinde imparatorun tinsel varlığını ifade eden bir sunak vardır. Bazilika Ulpia bu tip yapıları en iyi örnekleyen yapıdır.







Tiyatrolar;

  • Tiyatrolar;

  • Değişik kamu yapılarının en büyüğü olan kamusal gösterilerin düzenlendiği açık mekanlardır.





Yunan modellerinde türetilmiş Roma Tiyatroları, Yunan tiyatrolarının yarı dinsel işlevine sahip olamamıştır. Bu yüzden tapınakların yanına değil, Roma kentlerinin ticaret merkezlerinin yanına yapılmışlardır.

  • Yunan modellerinde türetilmiş Roma Tiyatroları, Yunan tiyatrolarının yarı dinsel işlevine sahip olamamıştır. Bu yüzden tapınakların yanına değil, Roma kentlerinin ticaret merkezlerinin yanına yapılmışlardır.



Oturma yerleri , aralarında oturma yerlerine giden merdivenler ve rampaların bulunduğu taş ayaklar tarafından taşınan ve yan yatmış beton tonozlar sistemi üstünde eğimlenmiştir.

  • Oturma yerleri , aralarında oturma yerlerine giden merdivenler ve rampaların bulunduğu taş ayaklar tarafından taşınan ve yan yatmış beton tonozlar sistemi üstünde eğimlenmiştir.



Dış eğik duvar üst üste oturtulmuş- alt düzeyde yivsiz Dorik ve ikinci düzeyde İyonik düzen, üçüncü düzey bilinmiyor orta çağda yeniden yapıldığı için- gömme düzenli traverten arkatlar açılmıştır. Her biri aşağıdakinden daha dik eğime sahip üç katlı oturma sıralarıyla bu tiyatro 11.000 seyirci alabiliyordu.

  • Dış eğik duvar üst üste oturtulmuş- alt düzeyde yivsiz Dorik ve ikinci düzeyde İyonik düzen, üçüncü düzey bilinmiyor orta çağda yeniden yapıldığı için- gömme düzenli traverten arkatlar açılmıştır. Her biri aşağıdakinden daha dik eğime sahip üç katlı oturma sıralarıyla bu tiyatro 11.000 seyirci alabiliyordu.



Her Roma kentinin bir yada iki tiyatrosu bulunmaktadır. Bu güne kalmış en iyi örnek Türkiye/Aspendos tiyatrosudur.

  • Her Roma kentinin bir yada iki tiyatrosu bulunmaktadır. Bu güne kalmış en iyi örnek Türkiye/Aspendos tiyatrosudur.

  • Yarım daire oturma sıralarının kenarları tonozlar ve arkadlar tarafından taşınmaktadır.



7000 seyirci kapasitelidir. Sahnenin üzerinden dışarı taşan 8.1 m çıkıntı yapan eğimli ahşap tavan olduğu düşünülmektedir.

  • 7000 seyirci kapasitelidir. Sahnenin üzerinden dışarı taşan 8.1 m çıkıntı yapan eğimli ahşap tavan olduğu düşünülmektedir.



Amfitiyatro;

  • Amfitiyatro;

  • ’Tiyatro tasarımına Romalıların getirdiği temel yenilik gladyatör dövüşlerinin ve diğer büyük ölçekli gösterilerin düzenlendiği Oval Amfitiyatro’yu oluşturmak üzere iki tiyatroyu birleştirmektedir.



Bugüne kalan en eski örnek M.Ö.80 civarında yapılmış Pompei’de bulunmaktadır. 150x105 m ölçüsündedir ve 20.000 seyirci kapasitelidir.

  • Bugüne kalan en eski örnek M.Ö.80 civarında yapılmış Pompei’de bulunmaktadır. 150x105 m ölçüsündedir ve 20.000 seyirci kapasitelidir.



Romalılar döneminde amfitiyatro sözçüğü Colosseum diye adlandırılan Roma’daki dev Flavian Amfitiyatro’suyla neredeyse eş anlamlı hale gelmiştir.

  • Romalılar döneminde amfitiyatro sözçüğü Colosseum diye adlandırılan Roma’daki dev Flavian Amfitiyatro’suyla neredeyse eş anlamlı hale gelmiştir.



Betondan bir temel halkası üstüne, oturma sıralarına kabuk oluşturan beton tonozları taşımak için tüf ve travertenlerden payeler yerleştirilmişitr.

  • Betondan bir temel halkası üstüne, oturma sıralarına kabuk oluşturan beton tonozları taşımak için tüf ve travertenlerden payeler yerleştirilmişitr.



Bir uçtan bir uca, tiyatro 86’ya 54 m, açık arena katıyla birlikte 188x156m büyüklüğündedir. Aslanların ve diğer hayvanların arenaya alındığı bir dizi yer altı geçiti ve odanın üzerinde yer alan arena ahşapla döşenmişti; bu döşeme kaldırılabiliyor ve alt kat su sporları için su ile doldurulabiliyordu.

  • Bir uçtan bir uca, tiyatro 86’ya 54 m, açık arena katıyla birlikte 188x156m büyüklüğündedir. Aslanların ve diğer hayvanların arenaya alındığı bir dizi yer altı geçiti ve odanın üzerinde yer alan arena ahşapla döşenmişti; bu döşeme kaldırılabiliyor ve alt kat su sporları için su ile doldurulabiliyordu.



Dış duvarları dört adet üst üste binmiş arkad ile birlikte oturma yerleri 48.5 m’ye kadar yükselen sıralar halindeydi. Marcellus Tiyatrosunda olduğu gibi, taş arkadlar gömme sütunlarla bütünleşmişti.

  • Dış duvarları dört adet üst üste binmiş arkad ile birlikte oturma yerleri 48.5 m’ye kadar yükselen sıralar halindeydi. Marcellus Tiyatrosunda olduğu gibi, taş arkadlar gömme sütunlarla bütünleşmişti.



Zemin katında yivsiz Dorik, İyonik, Korent ve son olarak dördüncü katta Korent pilastrlar vardır. Oturma yerlerinin her birinin oturma sıralarının altındaki tonozlu geçitlerle birleştirilmiş kendi giriş- çıkış merdivenleri ve rampaları vardır. Bu stadyumda aynı anda 45-50 bin kişi oturabiliyordu.

  • Zemin katında yivsiz Dorik, İyonik, Korent ve son olarak dördüncü katta Korent pilastrlar vardır. Oturma yerlerinin her birinin oturma sıralarının altındaki tonozlu geçitlerle birleştirilmiş kendi giriş- çıkış merdivenleri ve rampaları vardır. Bu stadyumda aynı anda 45-50 bin kişi oturabiliyordu.









Araba yarışları için daha büyük stadyumlar Circus’lar kullanılırdı. Bunların en büyüğü Roma’daki Circus Maximus’dur. 550 m uzunluğunda, 115.8 m genişliğindeydi.

  • Araba yarışları için daha büyük stadyumlar Circus’lar kullanılırdı. Bunların en büyüğü Roma’daki Circus Maximus’dur. 550 m uzunluğunda, 115.8 m genişliğindeydi.



Bir diğer Roma yapısı Hamamlar’dır. Bir tek Roma’da değişik büyüklükte 925 hamam vardır. Bu yapılar (Thermae), yalnızca içinde yıkanılan yapılar değil; modern sağlık kulüplerinin özelliklerinin yanı sıra halk kütüphanelerinin ve okullarının özelliklerini kendilerinde birleştirmiştir.

  • Bir diğer Roma yapısı Hamamlar’dır. Bir tek Roma’da değişik büyüklükte 925 hamam vardır. Bu yapılar (Thermae), yalnızca içinde yıkanılan yapılar değil; modern sağlık kulüplerinin özelliklerinin yanı sıra halk kütüphanelerinin ve okullarının özelliklerini kendilerinde birleştirmiştir.



Büyük hamamlar (Roma’daki Caracalla Hamamı) heykelle dolu geniş bahçelerin çevresine yerleştirilmiş dükkanlar, yemekhaneler, beden eğitimi avluları (Palaestrae), kütüphaneler, ders salonları ve okuma odaları (Gymnasia) içerirdi. Bu yapı bir anda 1600 kişi alabiliyordu.

  • Büyük hamamlar (Roma’daki Caracalla Hamamı) heykelle dolu geniş bahçelerin çevresine yerleştirilmiş dükkanlar, yemekhaneler, beden eğitimi avluları (Palaestrae), kütüphaneler, ders salonları ve okuma odaları (Gymnasia) içerirdi. Bu yapı bir anda 1600 kişi alabiliyordu.



Su depoları güneyde olmak üzere, kuzey yanı boyunca dükkanlar yer alıyordu ve kenarlardaki eksedra içinde kütüphaneler ve konferans salonları vardı; depoların iki yanında ek kütüphaneler vardı.

  • Su depoları güneyde olmak üzere, kuzey yanı boyunca dükkanlar yer alıyordu ve kenarlardaki eksedra içinde kütüphaneler ve konferans salonları vardı; depoların iki yanında ek kütüphaneler vardı.



Calidaium hemen kuzeyinde yanlardaki iki havuzuyla ılık odalar (tepidarium), ve burası da üç gözlü serin odalara açılıyordu (frigidarium).

  • Calidaium hemen kuzeyinde yanlardaki iki havuzuyla ılık odalar (tepidarium), ve burası da üç gözlü serin odalara açılıyordu (frigidarium).



Yapının ortasındaki frigidarium, sekiz yarım daire ay pencerelerden ışık yayan çatının üzerinde 32.8 m yüksekliğinde üç çapraz tonoza sahipti. Bu hacmin kuzeyinde yüzme havuzu natatio bulunmaktaydı.

  • Yapının ortasındaki frigidarium, sekiz yarım daire ay pencerelerden ışık yayan çatının üzerinde 32.8 m yüksekliğinde üç çapraz tonoza sahipti. Bu hacmin kuzeyinde yüzme havuzu natatio bulunmaktaydı.



Bahçeler ve çevresindeki hizmet bölümleri de dahil olmak üzere tüm kompleks içinde sıcak havanın dolaştığı duvarlar ve katlardaki bacalar aracılığı ile tepidarium ve calidariumu ısıtan fırını ve tonozlu depo odalarını taşıyan 6m yüksekliğinde bir platform üzerine inşa edilmiştir .

  • Bahçeler ve çevresindeki hizmet bölümleri de dahil olmak üzere tüm kompleks içinde sıcak havanın dolaştığı duvarlar ve katlardaki bacalar aracılığı ile tepidarium ve calidariumu ısıtan fırını ve tonozlu depo odalarını taşıyan 6m yüksekliğinde bir platform üzerine inşa edilmiştir .



Her Roma kentinde tiyatro ve hamam bulunurdu. Bütün bunların yanında bir çok özel yapı daha vardır. Bunun en iyi örneği Türkiye/Efes’de M.S. 135’de yaptırılmış olan Celsus Kütüphanesi’dir.

  • Her Roma kentinde tiyatro ve hamam bulunurdu. Bütün bunların yanında bir çok özel yapı daha vardır. Bunun en iyi örneği Türkiye/Efes’de M.S. 135’de yaptırılmış olan Celsus Kütüphanesi’dir.



Bu yapı iki katlı dikdörtgen bir bloktur; 16.8x10.9 m büyüklüğünde ve üç kenarı kitapların raflarını tutan girintilerle sınırlanmıştır. Arka duvarın ortasında Celsus’un heykelinin bulunduğu bir niş bulunmaktaydı.

  • Bu yapı iki katlı dikdörtgen bir bloktur; 16.8x10.9 m büyüklüğünde ve üç kenarı kitapların raflarını tutan girintilerle sınırlanmıştır. Arka duvarın ortasında Celsus’un heykelinin bulunduğu bir niş bulunmaktaydı.



Bütün bu yapılar imparatorluk parasıyla yapılıyordu buradaki amaç yasadışı eylemlere yönelebilecek işsiz insanları/ halkı meşgul etmekti. Çünkü Roma’da işsiz oldukça fazla idi. Nüfus çok kalabalık!!

  • Bütün bu yapılar imparatorluk parasıyla yapılıyordu buradaki amaç yasadışı eylemlere yönelebilecek işsiz insanları/ halkı meşgul etmekti. Çünkü Roma’da işsiz oldukça fazla idi. Nüfus çok kalabalık!!



Ev Mimarisi:

  • Ev Mimarisi:

  • Roma uygarlığı özünde kentsel bir uygarlıktır. Kentler İmparatorluğun yapı blokları, toplumsal yaşamın ve ticaretin merkeziydi.



Çoğu kentli vatandaş, bahçeli iç avlulara açılan üç ya da dört katlı büyük bloklardan oluşan apartman evlerde yaşardı. Bu İnsulae (adalar) tüm blok halindeydi.

  • Çoğu kentli vatandaş, bahçeli iç avlulara açılan üç ya da dört katlı büyük bloklardan oluşan apartman evlerde yaşardı. Bu İnsulae (adalar) tüm blok halindeydi.



Roma kentindeki İnsuale zamanla yerini başka yapılara bırakmıştır. Ama bazıları günümüze kadar kalmıştır. Tuğla ve betondan yapılan bu yapılar tüm bloğu kuşatan balkonlara sahipti. Çoğu dar sokakların üzerindeki köprülerle komşu bloklara bağlıydı.

  • Roma kentindeki İnsuale zamanla yerini başka yapılara bırakmıştır. Ama bazıları günümüze kadar kalmıştır. Tuğla ve betondan yapılan bu yapılar tüm bloğu kuşatan balkonlara sahipti. Çoğu dar sokakların üzerindeki köprülerle komşu bloklara bağlıydı.





Evler genellikle simetrik planlıydı. Girişle bağlantılı geniş bir ortak oda, atrium çatıdaki bir açıklıktan gökyüzüne açılıyordu ve odacıklarla çevriliydi.

  • Evler genellikle simetrik planlıydı. Girişle bağlantılı geniş bir ortak oda, atrium çatıdaki bir açıklıktan gökyüzüne açılıyordu ve odacıklarla çevriliydi.



Bir blok nerdeyse tamamen büyük Pansa evi tarafından doldurulur. Kuzeye düşen büyük bahçesi dışında caddeye göreli kapalılığı ve içe dönük odağıyla tek katlı kent evinin tipik örneğidir.

  • Bir blok nerdeyse tamamen büyük Pansa evi tarafından doldurulur. Kuzeye düşen büyük bahçesi dışında caddeye göreli kapalılığı ve içe dönük odağıyla tek katlı kent evinin tipik örneğidir.



Atriumun çatısı içe doğru eğimliydi, böylece yağmur suyu odanın ortasında bulunan bir havuza, İmpluviuma toplanıyordu.

  • Atriumun çatısı içe doğru eğimliydi, böylece yağmur suyu odanın ortasında bulunan bir havuza, İmpluviuma toplanıyordu.



Atriumdan sonra eksen üzerinde perdeyle kapatılmış ana ortak oda, Tabilinium vardı. Onun arkasında bir sütun dizisiyle halkalanmış açık Peristil vardır.

  • Atriumdan sonra eksen üzerinde perdeyle kapatılmış ana ortak oda, Tabilinium vardı. Onun arkasında bir sütun dizisiyle halkalanmış açık Peristil vardır.



Bunun etrafında hücre odacıklar ve üç geniş sedirin sığabileceği büyüklükte bir yemek odası, Triclinium bulunurdu. Peristilin ötesinde eksen üzerinde Oecus kabul odası ardı.

  • Bunun etrafında hücre odacıklar ve üç geniş sedirin sığabileceği büyüklükte bir yemek odası, Triclinium bulunurdu. Peristilin ötesinde eksen üzerinde Oecus kabul odası ardı.



  • Roma “Barok” Mimarisi:

  • Geç Roma imparatorluğu sırasında mimari formlar daha büyük, daha süslü ve biçimsel olarak karmaşık hale geldi. Bu süslemeye yönelim özellikle Roma dışındaki kolonilerde etkisini göstermiştir.

  • Böylesine mekansal olarak kompleks mimariye bugün 17.y.y.’da İtalya’da gelişen zengin biçimli mimariyi betimlemek için ortaya atılan modern bir terimi kullanarak barok diyoruz.

  • Bu türden geç Roma İmparatorluk yapıtlarından biri, M.S. 3. y.y’da inşa edilen önünde bir alınlık taşıyan dikdörtgen bir Portik bulunan yuvarlak bir tapınak kompozisyonuna sahip Baalbek’deki Venüs tapınağıdır. Tapınağın podyumunda olduğu gibi korent sütun dizisinin saçaklığı derin iç bükey eğimlerle geriye itilir, böylece yapı taş kolon ve kirişlerin strüktürel düzenlenişinden çok kalıba dökülmüş bir heykel kütlesi gibi yorumlanır.





Romalılar mimarlığı daha önce görülmemiş şekilde kusursuzlaştırdılar ve Akdeniz dünyasının her yerine yaydılar. Grek-Romen mimarlığı Yunanistan’ın detaylardaki zarafetini ve formdaki sadeliği Roma’nın kentsel ölçekte ortaya koyduğu güç duygusu ve akılcı işlevselcilikle birleştirdi.

  • Romalılar mimarlığı daha önce görülmemiş şekilde kusursuzlaştırdılar ve Akdeniz dünyasının her yerine yaydılar. Grek-Romen mimarlığı Yunanistan’ın detaylardaki zarafetini ve formdaki sadeliği Roma’nın kentsel ölçekte ortaya koyduğu güç duygusu ve akılcı işlevselcilikle birleştirdi.

  • Öteki dünyaya odaklanan Mısır mimarlığının aksine Roma mimarlığı bu dünyaya odaklandı. Betonun yeni ve esnek kullanımını bulan Roma mimarları mekanı şekillendirmenin ve mekanla oynamanın gölge ve ışığı biçimlendirmenin yollarını keşfetti.

  • Ancak Konstantin’in imparatorluğun başkentini doğuya taşıdığı zaman bilim önemini Avrupa’da kaybetmeye başladı. Roma’nın ihtişamı Bizans’ta kurulan Konstantin’in yeni Hiristiyan Romasına taşındı.



Yüklə 445 b.

Dostları ilə paylaş:




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin