Dua ve Teşekkür 8-12 AÇIKLAMA
Pavlus Roma'daki inanlılardan bedence uzak olmasına rağmen onlarla olan ruhsal paydaşlığını dile getirir (ayet 8). En başta onlar için dua eder. Dualarında her şeyden önce onlar için Tanrı'ya teşekkür sunar. Pavlus'un dualarında teşekkür boldu. Bizim dualarımız nasıl? Dualarımız teşekkürlerle dolu olursa, Tanrı'yı sevindirmiş oluruz. O'na teşekkür sununca O'nun yüce işlerini anarız, onlardan duyduğumuz sevinci Tanrı'ya bildiriz. Bu yoldan O'nunla olan ilişkimiz gelişir. O zaman biz de Pavlus gibi O'na "Tanrım" diyebiliriz. Teşekkür etmekle imanımız da gelişecek. Düşüncemiz Tanrı'nın yüce işleriyle dolacak. Bu da Tanrı'nın yüce işlerini yapacağına iman etmemize yardımcı olacak. Dualarımız bir istek listesi sunmaktan çıkacak, Tanrımız'la karşılıklı konuşma aşamasına erişecek.
Pavlus Tanrı'ya teşekkürünü İsa Mesih aracılığıyla sunar. Her şey İsa Mesih aracılığıyladır. Dualarımız bile O'nun aracılığıyla Tanrı'ya ulaşır. Çünkü O'dur bizi Tanrı'yla barıştıran, çarmıhta canını vererek günahlarımızı ortadan kaldıran kefareti sağlayan ve bizi Tanrı'nın önünde "doğru kişiler" durumuna getiren.
Pavlus'un Tanrı'ya teşekkürü Roma'daki inanlıların imanının tüm dünyaya yayılmakta olması içindi (ayet 8). Onları imanda geliştiren ve bütün sorunlarda onları destekleyen Tanrı'ydı. Tanrı'nın onları güçlendirmesindendi ki, imanları her yere yayılmaktaydı. Bu nedenle Pavlus onlar için Tanrı'ya teşekkür eder. Başkent Roma'yı ziyaret edip Efes, Korint, Selanik, Antakya, ve Yeruşalem gibi imparatorluğun birçok kentindeki evlerine dönen Mesih inanlıları Roma'daki inanlıların sağlam imanını ve diri tanıklığını bildirmekteydi. Onlarla karşılaşan Pavlus böyle bir haberi duyunca Tanrı'ya teşekkür yükseltirdi.
Ayet 9 Pavlus kendisinin Roma'daki inanlıları duada anmak için bir fırsat kaçırmadığını doğrulamak için Tanrı'yı tanık olarak çağırır. Pavlus Tanrı'nın Oğlu'nun Sevinç Getirici Haberi'nde tüm varlığıyla Tanrı'ya ruhsal hizmet sunmakta olduğunu bildirir. Pavlus hizmetine "Tanrı'ya ruhta tapınış" gözüyle bakar. Kullandığı "latreuo" kelimesi her nekadar gündelikçi, işçi anlamlı bir kökten türetilmişse de, Kutsal Kitap'ta yalnız tapınma veya ruhsal hizmet anlamında kullanılır. "Tüm varlığımla" deyimi asıl metinde "ruhumda" anlamını taşır. Bu hizmetin insanın bedensel istekleriyle yapılan bir propaganda işi değil Tanrı'nın Kutsal Ruhu'yla yöneltilen ruhsal bir çalışma olduğunu vurgular. Bu hizmette yaydığı Sevinç Getirici Haber'in ana konusu ve merkezi Tanrı'nın Oğlu'dur. Pavlus bu konuyu üçüncü ayette vurgulamıştı.
Bizim de hizmetimiz tümden ruhsal olsun. Pavlus gibi hiç ara vermeksizin kardeşlerimiz için dua edelim. Dua için hiçbir fırsat kaçırmayalım. Herhangi bir kuyrukta beklemek zorunda kalınca kara kara düşünerek sabırsızlığa
düşmeyelim. Durumu Tanrı'nın dua etmemiz için sunduğu bir "ara" olarak kabul edelim. Yolda ve evde duayla doldurulabilen çok aralar vardır.
Ayet 10 Pavlus’un sürekli dua ettiği konu Tanrı'nın isteğine göre o dönemde Roma'daki inanlıların yanına gidebilmesiydi. Bu mektubu yazmadan iki yıl öncesi daha Efes'teyken Makedonya, Ahaya ve Yeruşalem'i ziyaret ettikten sonra "Roma'yı görmem gerekir" demişti (Elçilerin İşleri 19:21). Pavlus oraya gitmesinin Tanrı'nın isteğiyle uyumlu olması için dua ediyordu. Tanrı'nın isteğinin dışında hareket etmek istemedi. Pavlus'un en sonda oraya bir tutuklu olarak nasıl götürüldüğünü Elçilerin İşleri'nin bölüm 21-28 parçasında okuyabiliriz.
Ayet 11 Roma'daki kardeşlerin yanına gitmek isteğinin nedeni onları özlemesiydi. Pavlus müjde seferlerinde başka kentlerde tanıştığı ve o anda Roma'da oturan kardeşleri özlüyordu. Daha görmediği başka kardeşlerin imanı hakkında bilgi almıştı ve onları görmek için can atıyordu. Onları imanlarında sağlamlaştırmak için onlara "ruhsal bir bağış sağlamak" istiyordu. Buradaki bağış kelimesi "harisma"dır. Kökeni kayra anlamındaki "haris" sözcüğüdür. "Harisma" kayradan kaynaklanan armağandır. Tanrı'nın bunlara layık olmayan insanlara verdiği ruhsal zenginliklerdir. İnanlının doğrulukla donatılması kayradan kaynaklanan Tanrı'nın armağanıdır (5:15-19; 6:23). İnanlıların birbirlerine hizmet edebilmeleri için Tanrı'dan aldıkları bağışlar kayradan kaynaklanan armağanlardır (12:6; bu konu için Romalılar a Mektup Kısım 2’deki bölüm 12 ile ilgili açıklamalara bakınız).
Ayet 12 Pavlus sadece onlara ruhsal bağışlar vermeyi düşünmüyordu, onlardan bir şeyler alacağı sevincindeydi. "Öyle ki, karşılıklı olarak siz de, ben de imanımızda birbirimizi yüreklendirelim." Gerçekten böyledir. Rabbin Sözü'ünü bildiren inanlı, onlarla Söz'ü paylaştığı kardeşlerden cesaret alır. Ruhsal paydaşlık budur. Kardeşler karşılıklı olarak birbirlerine yardımcı olur, imanlarının gelişmesine katkıda bulunurlar.
Özel Bilgi 13-15
AÇILKLAMA
Pavlus birçok kez Roma'ya gitmeyi tasarladığını ama araya giren engeller yüzünden gidemediğini bildirir (ayet 13). Bu mektubu Korint kentinde yazmadan iki yıl önce Efesteyken Yeruşalem'den sonra Roma'yı görmesi gerektiğini söylemişti. (Elçilerin İşleri 19:21). Efes'te bir süre daha kalması gerekli oldu. Makedonya'da kalması da uzadı. Bununla sınır olan İlirya bölgelerinde Sevinç Getirici Haber'i duyurması bu dönemde olabilirdi (Romalılar 15:19). Yeruşalem'e gidişi de düşündüğünden çok fazla sürecekti (Elçilerin İşleri 21-28). Belki daha önceleri de Roma'ya gitmeyi tasarlamıştı ama bundan bilgimiz yoktur.
Ayet 13 Pavlus öbür uluslarda Sevinç Getirici Haber'i duyurunca çok kişinin bu müjdeye iman ettiğini gördü. Müjdenin yaşamlarında meyve verdiğine tanık oldu. Aynı şeyi Roma'da görmek istediğini belirtir.
Ayet 14 Pavlus Sevinç Getirici Haber'i bildirmeyi bir borç biliyordu. Bu konuda kendini herkese borçlu saydı. O çağda Roma İmparatoluğun çeşitli halkları birbirleriyle ticaret yaparken Yunanca'yı konuşurdu. Ama kendi ararlarında anadillerini kullanırlardı. Yunanlılar yabancı dil konuşan bu halkları "Barbarlar" diye adlandırırlardı. Bu adın, konuştukları dilin Yunanlılar'ın kulaklarına "barbarbar" gibi geldiğinden sanılır. Pavlus Listra'da Likaonya dilini konuşanlarla karşılaşmıştı (Elçilerin İşleri 14:8-20). Onlara Sevinç Getirici Haber'i bildirme borcunu ödedi. Atina'da Yunanlı filozoflara aynı borcu ödedi (Elçilerin İşleri 17:16-34). Oradan Korintos'a gidince müjdeyi duyurduğu kişilerin çoğunluğu bilge ve akıllı sayılmazdı (1.Korintoslular 1:26). İnsanların asılları ve yetenekleri ne olursa olsun Pavlus Mesih'in araştırılamayan zenginliklerini onlara paylaşmayı bir borç biliyordu. Ya biz?
Dostları ilə paylaş: |