Birinci Kısım: Temiz Artıklar;
1- İnsan Artığı; İster müslüman, ister kafir olsun insan artığı temizdir. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem; “Şüphesiz müslüman necis olmaz” buyurmuştur.106
Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm, (bir gün) bana (kendisi mescidde iken) "Humre'yi (elbiseyi) bana getiriver!" buyurdular.
"Hayızlıyım" diye cevap verdim.
"Senin hayızın elinde değil ki!' dediler."107
Abdullah İbnu Sa'd el-Ensari radıyallahu anh anlatıyor: "Rasûlullah aleyhissalâtu vesselâm'a hayızlı kadınlarla beraber yemek hususunda sordum. "Onunla beraber yiyin!" buyurdular."108
Kafirlerin artığı aslen temizdir. Kestiği helal olan ve kendilerinden evlenilmesi caiz olan müşriklerin bedenlerine veya elbiselerine dokunan şeyin yıkanması gerektiğine dair sahih bir delil yoktur. Ama Allah Teala’nın; “Müşrikler ancak bir necistir”(Tevbe 28) ayetine gelince; bedenlerinin necis olduğu kastedilmemiştir. Zira Allah Teala Ehli Kitabın yemeğini helal kılmıştır.109
2- Eti Yenenlerin Artığı; Enes r.a.’den; “Ben Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in devesinin boynunun altındaydım. Devenin salyası üzerime akıyordu. Efendimizin şöyle söylediğini işittim: "Allah Teâla Hazretleri her hak sahibine hakkını vermiştir. Bilesiniz, vârise vasiyet yoktur."110
Eti yenen hayvanların artığının temiz, içtiği suyun artanının da temizleyici olduğunda icma vardır.111
3- Kedinin Artığı; Kebşe Bintu Ka'b İbnu Malik -ki, İbnu Ebi Katade'nin nikahı altında idi- anlatıyor: "Ebu Katade radıyallahu anh yanıma girdi. Kendisine abdest suyu hazırladım. Bu sırada, sudan içmek üzere bir kedi geldi. Ebu Katade kabı uzattı, kedi içti. Ebu Katade kendisine bakmakta olduğumu gördü ve:
"Ey kardeşimin kızı, buna hayret mi ediyorsun?" dedi. Ben de: "Evet!" demiş bulundum. Bunun üzerine: "Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm:
"Kedi necis değildir. Kedi sizin etrafınızda çokça dolaşır" buyurdular." dedi."112
İkinci Kısım: Necis Artıklar;
1- Köpeğin Artığı; köpeğin yaladığı kabın yedi defa yıkanması gerekir. Hadis daha önce geçti.
2- Eşeğin artığı; Enes r.a.’den gelen rivayette Rasulullah Sallallahu aleyhi ve sellem ehlî eşeklerin etinin yasaklandığını ve onun pislik olduğunun duyurulmasını emretmiştir.113 İmam Nesai bu hadisi “Eşeğin artığı” başlığı altında nakletmiştir.
3- Domuzun artığı; Allah Azze ve Celle buyuruyor ki; “De ki: Bana vahyolunanda, leş veya akıtılmış kan yahut domuz eti -ki pisliğin kendisidir- ya da günah işlenerek Allah'tan başkası adına kesilmiş bir hayvandan başka, yiyecek kimseye haram kılınmış bir şey bulamıyorum. Başkasına zarar vermemek ve sınırı aşmamak üzere kim (bunlardan) yemek zorunda kalırsa bilsin ki Rabbin bağışlayan ve esirgeyendir.”(En’am 145) eti haram kılınan her hayvanın artığının da necis olduğuna hükmedilir. Ancak kedi bundan müstesnadır.
4- Yabani hayvan artığı; İbnu Ömer (radıyallâhu anhümâ) anlatıyor: "Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ı dinledim. Kendisine çöl bir arazide bulunan bir sudan ve ona uğrayan hayvan ve vahşilerden soruluyordu. Şöyle cevap verdi:
"Eğer su iki kulle (İki varil) miktarında olursa pislik taşımaz!"114 bunun zahiri sorulan yabani hayvanların artığının necaset olduğudur. Aksi takdirde böyle bir şart konulmazdı.115
NECİS OLMADIĞI HALDE NECİS ZANNEDİLENLER Birincisi; Meni;
Aişe radıyallahu anhâ'ya bir zât misafir oldu. Adam sabahleyin, elbisesini yıkamaya başladı. Hz. Aişe ona:
"Sana, (meni) bulaşan yeri (gördüysen) orasını yıkaman kâfi idi, göremediğin takdirde etrafını yıkardın. Ben, Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın elbisesinden (meni bulaşığını) ovalamak suretiyle çıkardığımı biliyorum. O, (bir de yıkamaksızın) onun içinde namaz kılardı."
Bir diğer rivâyette şöyle gelmiştir: "İyi biliyorum kurumuş meni bulaşığını Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'ın çamaşırından tırnağımla kazıyarak çıkarıyordum."116
Aişe r.a.’nın meni izini bazen yıkaması çelişki değildir, yıkamanın müstehab olduğunu gösterir. Yıkamak vacip değildir. Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem kıble tarafında balgam görünce necis olmadığı halde onu temizlemek için uğraşmıştır.117 Balgam necis olmasa da kişi onu elbisesinden temizlemek ister. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in, sahabelerden hiç kimseye bedenindeki veya elbisesindeki meniyi yıkamasını emrettiği nakledilmemiştir.118
İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ buyurmuştur ki: "Meni, sümük menzilesindedir. Öyleyse bunu kendinden, izhir otuyla da olsa sil at!"119
İkincisi: Sarhoşluk Verici Maddeler (Hamr);
Sarhoşluk verici maddelerin içilmesi haram olup aslen temizdir. Allah Teala içki hakkında; “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir”(Maide 90) buyurması onun necis olduğunu göstermez. Zira ayetteki “rics”(pislik) kelimesi hükmî pisliği ifade eder. Aynı müşrikler hakkında; “Müşrikler ancak necistir”(Tevbe 28) ayetindeki gibi. Aksi halde aynı ayette geçen kumar ve fal oklarının da necaset olduğunu söylememiz gerekirdi. Yine bir şeyin haram kılınması onun necaset olmasını gerektirmez. Allah Azze ve Celle; “Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kız kardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, eşlerinizin anaları, kendileriyle birleştiğiniz eşlerinizden olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız size haram kılındı.”(Nisa 23) buyurmaktadır. Bu ayette haram kılınanların necis olduğunu söyleyemeyiz. Çalınan bir yiyeceğin yenmesi haramdır. Fakat o yiyecek necis değildir. Aynı şekilde altın ve ipek de haram kılınmış olup necis değillerdir. Kolonya gibi içerisinde alkol bulunan şeylerin necis olduğuna dair bir delil yoktur.120
Üçüncüsü; Eti Yenenlerin Dışkısı ve İdrarı
Enes (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ukl ve Ureyne kabilelerinden bir grup insan Rasulullah (aleyhissalâtu vesselâm)'ın yanına gelip:
“Ey Allah'ın Resûlü! Biz hayvancılıkla uğraşıp sütle beslenen (çöl) insanlarıyız, (çift-çubukla uğraşan) köylüler değiliz" dediler. Bu sözleriyle, Medine'nin havasının kendilerine iyi gelmediğini ifàde ettiler. Rasulullah, onlara (hazineye ait) develerin ve çobanın (bulunduğu yeri) tavsiye etti. Kendilerine oraya gitmelerini, develerin sütlerinden ve idrarlarından içmelerini söyledi. Gittiler, Harra bölgesine varınca, İslâm'dan irtidâd ettiler. Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'ın çobanını da öldürüp develeri sürdüler. Haber, Hz. Peygamber (aleyhissalâtu vesselâm)'e ulaştı. Rasulullah, derhal arkadaşlarından takipçi çıkardı (yakalanıp getirildiler). Gözlerinin oyulmasını, ellerinin kesilmesini ve Harra'nın bir kenarına atılmalarını ve o şekilde ölüme terk edilmelerini emretti. "121
İbni Abbas r.a.’dan; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem veda haccında, Ka’be’yi deve üzerinde tavaf etti. Rüknü de elindeki başı eğri asa (mihcen) ile selamladı.”122
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in deve üzerinde tavaf ettiği ve Mescidi Haram’a girdiği sabittir. Şayet deve idrarı ve dışkısı necis olsaydı, Mescidi Haram’ın bunlardan temizlenmesi emredilirdi.123
Dördüncüsü: Hayız ve Nifas kanı dışındaki kanlar
Hayız kanının necis olduğu daha önce açıklanmıştı. Diğer kanlar ise, ister insan kanı, ister eti yenen hayvan kanı olsun temizdir. Zira asıl olan -aksini bildiren bir nas olmadığı sürece- temizliktir. Delillere gelince;
Cabir (radıyallahu anh) anlatıyor "Rasulullah aleyhissalâtu vesselam'la birlikte Zâtu'r-Rikâ' gazvesine çıktık. (Askerlerden) bir kişi, müşriklerden birinin hanımına temasta bulundu. Kocası da:
"Muhammed'in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim'' diye yemin etti. Evinden çıkıp Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm'ı tâkibe koyuldu. Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm bir yerde mola verdi ve:
"Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?'' diye sordu. Muhacir ve Ensâr'dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. RasuIullah aleyhissalâtu vesselâm, bunlara:
"Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!'' diye buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensâri de namaz kılmaya başladı. Derken tâkipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) siluetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok attı ve ok, eliyle koymuşçasına hedefini buldu. Ensari oku çıkarıp (namazına devam etti). Müşrik (isabet ettiremedim düşüncesiyle atmaya devam etti.) Öyle ki üçüncü okunu da attı. Ensâri de (yaraya aldırmadan) aynı şekilde namazına devam etti. Bir müddet sonra arkadaşı uyandı. (Müşrik bunların iki kişi olduğunu görünce) yerinin farkına vardıklarını anladı ve kaçtı. Muhâcirden olan zât, Ensari arkadaşındaki kanı görünce:
"Sübhânallah! Sana ilk oku atınca beni niye uyandırmadın?" diye sordu. Arkadaşı:
"Öyle bir sure okuyordum ki, kesmek istemedim '' diye cevapladı.''124
Misver İbnu Mahreme'nin anlattığına göre: "Ömer İbnu'I-Hattab radıyallahu anh'ın hançerlendiği gece huzuruna girdi ve Ömer'i sabah namazı için uyandırdı. Ömer radıyallahu anh:
"Namazı terk edenin İslam'dan nasibi yoktur!'' buyurdu. Sonra Ömer, yarasından kan aktığı halde namaz kıldı.''125
Hasen el Basri r.a dedi ki; “Müslümanlar yaralarından kan akmasına rağmen namaza devam ederlerdi.”126
Tavus, Muhammed Bin Ali, Atâ ve Hicaz alimleri kandan dolayı abdest bozulmaz derlerdi.127
İbni Ömer r.a. sivilcesini sıkıp kanatmış ve abdest almadan namaz kılmıştır.128
İbni Ebi Evfa r.a., kan tükürdüğü halde namazına devam etmiştir.129
Enes r.a. hacamat olmuş (kan aldırmış) ve yeniden abdest almadan namaz kılmıştır.130
İbni Mesud r.a. karnında işkembe ve kurbanlık koyun kanı olduğu halde namaz kılmıştır.131
Aişe r.a.’dan; “Kan damlaları hasır üzerine düşse bile namaz kılabilirsin.”132
Beşincisi: Kadının Fercindeki Rutubet
Aksini belirten bir nas olmadığı sürece asıl olan temizliktir kaidesi gereği, kadının cinsel uzvundaki nemin necis olduğunu ilim ehlinden hiç kimse söylememiştir. Cima esnasında erkeğin menisi ile kadının menisi karışmaktadır. Şayet kadının menisi necis olsaydı Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem onun çitilenmesi ile yetinmez, yıkanmasını emrederdi.133
Altıncısı: İnsan Kusmuğu;
Bunun necis olduğuna dair sahih bir delil yoktur. Bazı hadisler varid olduysa da bunların hiçbirisi itibar edilecek derecede değildir, zayıftır.
Yedincisi: Cünübün ve Hayızlının Teri
Ebu Hureyre’den: Medine yollarından birinde, ben cünüb iken Rasulullah bana rastladı. Gizlendim, gidip yıkandım ve geldim. Rasulullah:
“Nerede kaldın? Ya Eba Hureyre?” dedi. Ben:
“Cünüb idim, temizlenmeden seninle beraber oturmayı doğru bulmadım.” dedim. Rasulullah şöyle buyurdu:
“Subhanallah, müslüman necis olmaz.”134
Sekizincisi: Akıcı kanı olmayan hayvanların ölüsü ve dirisi
Sinek, karınca, örümcek gibi hayvanların ölüsü de dirisi de temizdir. Ebu Hüreyre radıyallahu anh anlatıyor: "Rasulullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: "Sizden birinizin (yemek) kabına sinek düşecek olursa, onu iyice batırın. Zira onun bir kanadında hastalık, diğerinde şifa vardır. O, içerisinde hastalık olan kanadıyla korunur."135
Dostları ilə paylaş: |