5. SONUÇ Hem görsel hem de kişinin mekan içerisinde yer değiştirmesine bağlı olarak bilgisayar destekli tasarım ve sanal gerçeklik ile oluşturulmuş mimari mekanlar, “gerçek mekan- gerçek zaman” ilişkisini oluşturmaya başlamış, böylelikle gerçek mekan algısına yaklaşmıştır. Bunun için ön koşul, yaratıcının hem bilgisayar destekli tasarım (BDT-CAD) teknolojisine, hem de algı psikolojisine hakim olmasıdır. Günümüzde kullanılan bu teknolojiler ve sanal mekan kavramı ile günlük yaşantı, bilgisayar arayüzünde gerçekleşmeye başlamış; böylelikle zaman ve mekan kavramları üst üste binmiştir. Başka bir ifade ile herhangi bir kişi evindeki bilgisayardan dünyanın herhangi bir yerindeki kültürel aktiviteye katılabilir, müze gezebilir, ticari fuarlara katılabilir yada alış verişi yapılabilir hale gelmiştir.
İnternet, kablosuz iletişim ve bilgisayar destekli tasarım (BDT-CAD) ve sanal gerçeklik teknolojilerinin entegrasyonu ile, “gerçeğe yakın” sanal mekan oluşturulabilmektedir. Bunun için, ,günümüzde kullanılan bilgisayar destekli tasarım (BDT-CAD) ve sanal gerçeklik teknolojisi yeterlidir. Ancak internet altyapısında veri hızının artması ile bu teknolojilerin daha da gelişeceği ve önümüzdeki yüzyılın teknolojisi olacağı görülmektedir.