Sariyer belediye mecliSİ



Yüklə 136,87 Kb.
səhifə1/2
tarix18.01.2019
ölçüsü136,87 Kb.
#100827
  1   2

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ

-1-
2011 Dönemi Aralık Ayı Olağanüstü Toplantısına Ait Tutanak 19.12.2011


Mec. Başk. Şükrü GENÇ: Değerli arkadaşlarım 19 Aralık Olağanüstü Meclis Toplantısını açıyorum. Yoklama alıyoruz. Evet, arkadaşlar gerekli ilgiyi gösterdiler çok teşekkür ederiz. Türkiye’nin şu anda en önemli gündem maddelerinden biri olan deprem konusunu görüşmek üzere katılan arkadaşlarım ve sevgili misafirlerim öncülüğünde toplantıyı açıyorum. Bu gün şöyle bir yöntem izleyelim. Ben genel anlamda belediyenin şu deprem konusuyla ilgili neler oldu. Büyükşehir ile biliyorsunuz ortaklaşa çalışmalar var şu anda İstanbul’da çok önemli bir konsensüs sağlandı ve bunu komisyon çok önemli bir komisyon kuruldu ve bu komisyon ilk toplantısını yaptı. Bununla ilgili ve genel anlamda hizmetle ilgili bir takım bilgiler verdiler. Biliyorsunuz geçmiş dönemde bir Afet Koordinasyon merkezi vardı bütün belediyelerde şu anda o merkezler yok. Bunlarla ilgili bizim elimizde belediye olarak verilenler yaklaşık olarak bu 2,5-3 yıllık zaman süresinde neler planlandı neler yapıldı ve şu anda içinde bulunulan durumla ilgili genel bilgiler vereceğim. Bu arada önemli bir misafirimiz var. Pr. Dr. Naci GÖRÜR, biliyorsunuz bizim bilim kurulu başkanımız ve aynı zamanda da belediyemizin Naci hocam deprem konusunda Uluslar arası alanda da olmak üzere söylediği dinlenilen ve dinlenilmesi gereken önemli akademisyenlerden birisidir. Naci hocamın da bizlerle paylaşması gereken hem bilim kurulu başkanı hem de konusunda uzman bir bilim olarak özellikle de olması gerekenler konusunda bir takım önerileri olacak. Bunlarla beraber hem bu konuları da işlemiş olacağız. Sonrasında bizim dosya olarak dağıtmış olduğumuz bir çalışmalar var. Bu çalışmaları özellikle basılı hale getirdik ki takip edilmesi ve bakılması kolay olsun ama onun dışında arkadaşlarım kendi görüşlerini veya soru olarak sormak istedikleri açıklanmasını istedikleri konu olursa özellikle gelişmeler konusunda onları da konuşmak tartışmak için zamanımız olacak. Değerli arkadaşlarım depremin önemi değil genelde toplum olarak Türk toplumu olarak bazı olmazsa olmaz özelliklerimiz vardır. Bunlardan en başında da alaturka özelliğimiz var. Bu dünya literatürüne geçmiştir bu özelliğimiz, biz her şeyi inanılmaz önemseriz ama son anda bırakırız ve bu son anda bırakmanın bedellerini de çok ağır öderiz. Özellikle depremle ilgili Türkiye’de her dönemde özellikle afet sonrasında inanılmaz bir toplumsal dayanışma içine gireriz. Fakat bir müddet sonra unuturuz yaşam tekrar kendi seyrine döner. İkinci bir depreme kadar herkes işin farkına varmadan hiçbir şey olmayacak gibi yaşamına devam eder. Ondan sonra tekrar bir deprem olur yine ağır bedeller ödenir ama başka bölgelerde özellikle gelişmiş ülkelerde konusuyla ilgili bu çok daha ağır deprem koşulları altında kalan ülkelerden farklı olarak bizler özelliğimiz üzeri mal olarak değil can olarak ödüyoruz. En ağırı da bu dolayısıyla bunların önlemi var mı? Var. Yapılabilecek şeyler var mı? Kesinlikle var. Ama gerektiğinde bölge bölge şekline dönüştürürüz. Kadere yorarız, farklı etkenlere yorarız ama işin temeline +hiçbir zaman inmeyiz. Sonrasında da acı durum ortaya çıktığında Cumartesi Pazar geceleri futbol maçlarının arkasına geçen yorumcular gibi deprem yorumcuları çıkar. Ne idüğü belli olmayan ama olması gereken konuşması gerekenler konuşmaz onları dinlemezler hiç konuşturulmayacak dinlenilmeyecek insanlar çıkar inanılmaz fetvalar verirler herkes bu konuda konuşmaya başlar. Bu gün topluma hoş görünmek için özelliklede hafiften alır ki bu adam daha iyi adam daha iyi şeyler söylüyor bu işin önemini de biraz daha hafifletir. Sonuç itibarı ile biz Türkiye’nin neresinde olursa olsun ben sınıflanmıyorum inşaat mühendisi olarak sınıflanmıyorum deprem bizde hep var hep var olacaktır. O zaman biz depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız Bütün bu hazırlıkları da bu şekilde yapmak durumundayız. Özellikle tüm önlemlerimizi bu anlamda almak zorundayız. Şimdi ben her dönemin hep böyle başlarız. 99’daki büyük depremin hemen sonrasında da aynı başladık ama sonrasında maalesef devamını getiremedik. Çok sıkıntılılar yaşadık. Önümüzdeki Van depremi Büyükşehir Belediye Başkanları Toplantısında Kadir Beyin özellikle yaptığı toplantıda Kadir Bey yaptığı Basın toplantısında bu bir milat olsun dedi. Olsun artık yani milat olmalı ve bundan sonrada yapılan açıklamaların bu işin üstünde durulmasından dolayı ciddiyetinin önemi memnuniyet verici ve bunun hiçbir şekilde peşini bırakmamak gerekir ve devamını da getirmek gerekir ve şu anda yapılması gereken de odur. Bizde Sarıyer Belediye Meclisi olarak üzerimize düşeni mutlak bir şekilde yapmak zorundayız hatta fazlasını yapmak zorundayız. Ve hatta bu çalışmaların 3 tane çok büyük üniversite özelliklede İstanbul Teknik

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-2-
Üniversitesi bu alanda mühendislik anlamında çok ciddi adımlar atmış bizim sınırlarımızda olması bizim Sarıyer Belediyesinin bu işte mutlak bir şekilde deprem konusunda çok daha önemli verilen sunması ve de çözüm önerileri sunması ve de yaşam pratiği oluşturması konusunda çok önemli dolayısıyla da çalışmalarımızı bu yönde de organize etmek durumunda bu noktada Sarıyer Belediyesi olarak borcumuz diğer belediyelerden çok fazla olduğu sorumluluğumuzun daha fazla olduğunu bilmek durumundayız. Bunu yapabilecek olanaklarımız var. Geçmiş dönemde yapılan çalışmalar var. Bu çalışmaların devamında özellikle 87-2010 yılında Sarıyer’in Sarıyer Kalkınma Eylem Planı kitapçığı hazırlanırken yapılan çalışmalar var. Bu çalışmaların önemi tespitlerin sahadaki yapılan çalışmalardan sonra yapılan tespitlerin pratiğe dönüştürülmesi şeklinde çok önem arz eden ve bizlerinde zaman zaman aksayan var mıdır şeklinde ki bir ortamla karşı karşıya kalınmakta bu ortamın hiçbir şekilde oluşmaması tekrar depremin acilen öncesi ve sonrası için hazırlıkların mutlak bir şekilde yapılması gerektiğini ben özellikle vurgulamak istiyorum. Şu anda da herkes aynı konumda ve çok ciddi bir çalışma içindeler. Büyükşehir’de de deprem komisyonu çalışması yapıldı. Ben de o komisyonun üyesiyim. Bu yapılan komisyon toplantısında özellikle şu anda hazırlanmakta olan Afet Yasasının alt yapısını AFTI oluşturmak konusunda önemli bir toplantıydı. O toplantıdan çıkan sonuçları başlıklar olarak okuyabilirim ama öncelikle bu çalışma hemen bitmedi devam edecek etmek zorunda pratiğe yönelik konuşmaları tespitleri yapmak zorundayız. Şu anda yapılan çalışma öncelikle neler yapılması gerektiği kanun içeriğinde alt yapısında neler olması gerektiği konuşuldu. Şimdi bu güne kadar böyle bir Afet yasasının olmaması özellikle yetki karmaşası yaratıyor. Yetki alanlarında ciddi sorunlar vardır. Kimin ne yapabileceği belli ama şu anda yapılan tartışmalarda hemen ortaya çıkan bir şey var. Herkeste bunun peşine takılmış durumda ki, bunu atlatmak durumundayız sadece konu o değil, dönüşümler gündeme geldi. Deprem demek dönüşüm demek değil bunu bilmek durumundayız. Özellikle bu noktada akademisyenlerimizin bilim adamlarımızın ön görülerine mutlaka ve mutlaka önem vermek durumundayız. Çünkü depremi eğer dünya dönüşümü olarak algıladığımız anda ona ne paramız yeter ne gücümüz yeter sadece yine parası olan yine rantın döndüğü bir ortama dönüşmüş olur ki biz olayı mutlak bir şekilde bir toplumsal problem olarak düşünüp o şekilde bir çözüm önerileri ve yolları bulmak durumundayız. Bu çalışmanın sonrasında da oluşturulan Aftık ilgili kuruma gönderildi. Tahmin ediyorum yasanın oluşturulması sırasında bu çalışmalar o tespit edilen başlıklar göz önünde bulundurularak yapılacaktır kanun hazırlanması konusunda ben şimdi sevgili hocamı davet edeceğim. Hocam genel anlamda depremle ilgili özellikle yapılması gerekenlerle ilgili ve hem bir Türk yurttaşı vatandaşı olarak hem de bir bilim adamı olarak ve de Sarıyer Belediyesini de önemsediği için bizlerin yapması gerekenleri öneri olarak sırası geldiğinde bize öğüt olarak anlatacaktır. Kendisini bir dinleyelim ondan sonra gerekli çalışmalarımıza devam ederiz buyurun evet, Prof. Dr. Naci GÖRÜR
Bel.Deprem Araşt.Dan.Prof. Dr. Naci GÖRÜR: Sayın Başkan sevgili üyeler burada Sarıyer’li bir kişi olarak bulunuyorum. 99’dan itibaren Sarıyer’de Zekeriyaköy’de oturuyorum. Bildiğiniz gibi Marmara denizindeki bütün deprem araştırmalarını yapan ekibin başkanı ve koordinatörüyüm. Bu güne kadar 12 senedir ulusal ve uluslar arası denizlerde Marmara denizindeki fay sistemlerinin inceledik ve 11’ili etkileyebilecek depremin potansiyelini bütün özelliklerini ve bir deprem olursa Marmara bölgesi incelendi. İstanbul’dan özellikle bütün bu çalışmaları yaptık. Bir noktada fazla alçakgönüllü olmak istemiyorum. Türkiye Cumhuriyetinin Marmara Denizinden kaynaklanan depremle ilgili gerek resmi olarak gerekse özel kim ne biliyorsa bütün o bilgileri bilimsel olarak üreten ekip biziz, Başkanım konuşmasında burada söylediği için söylemek durumunda kaldım. Bizim dışımızda burada araştırma yapan başka bir üniversite başka bir bilim adamı yoktur. Şimdi ben burada deprem veya depremle ilgili araştırmalardan söz etmeyeceğim. Doğrudan doğruya Sarıyer’i depreme nasıl hazırlarız, nasıl hazırlamalıyız bunu söyleyeceğim. Sanıyorum bu gün bu konuşmayı yapmanın tam zamanı ve yeri nedeni de şu biz 99 depremleri olduğu zaman biliyorsunuz bir milat daha ilan ettik. 99 yılı milat olacaktır demiştir. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır demiştik. Ama maalesef bu dediklerimizin 12 sene içerisinde unuttuk. Ve son Van depremi bize depremin o acı yüzünü bir kez daha hatırlattı. 0nun

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-3-
üzerine ilk kez Sayın Başbakanımız çıkarak artık deprem sonucu bize neye mal olursa olsun iktidarı daha kaybetmek pahasına biz bu acıları bir daha yaşamak istemiyoruz dolayısıyla depremle ilgili yapmamız gerekenleri yapacağız. Ondan sonra Büyükşehir Belediye Başkanımız biliyorsunuz medyada bunun bir milat olduğunu Van depremlerini artık bu işi ciddi bir şekilde ele alacaklarını söylediler ve bilaharede Çevre ve Şehircilik Bakanımızda bu konuyla ilgili yasal düzenlemelerinin yapıldığını ve yakında da Bakanlar Kuruluna geleceğini ve ondan sonra meclise gideceğini söyledi. Tabi varlıklı olarak binaların çürük olanların yıkılması yerine yenisinin yapılması üzerinde duruldu. Elbette ki bu doğrudur yapılması gereken en temel nokta budur. Ancak bu yıkım aşaması gelinceye kadar bazı şeyleri yapmadan siz bir kenti depreme hazırlayamazsınız. Yani bir kenti depreme hazırlamak demek sadece çürük binaları yıkıp yenisini yapmak demek değildir. Bir kenti depreme hazırlamak o kentin içinde yaşayan halkında düşünce olarak yaşam biçimi olarak depreme hazırlayacaksınız. O da yetmeyecek o kentin halkının içinde oturduğu konutları da depreme uygun şekilde döşeyeceksiniz. Oturduğunuz evlerin döşemesinin mantığı da depremle uyumlu olacak. O da yetmez o kentteki sanayi yerlerini de aynı mentalize ile depreme uygun bir şekilde döşenmesi ve kullanılması gerekir. Şimdi Sarıyer Depreme hazırlanabilir mi? Benim görüşüme göre Sarıyer depreme en kolay hazırlanabilir. Bunun nedeni demin Başkanım söyledi. Burada ciddi üniversiteler var. O üniversiteler Sarıyer’in sınırları içinde dolayısıyla o üniversitelerden yararlanmak ve çok ekonomik olarak birçok problemleri bu işi bilen insanlar tarafından yaptırmak bir Sarıyer’de bu güne kadar depremle ilgili maalesef çok iyi yapılmamış bu sadece Sarıyer için değil aynı şeyi İstanbul içinde söyleyebilirsiniz. İstanbul’da hiçbir şey yapılmamış dersek haksızlık etmiş oluruz. Tabi ki bir takım şeyler yapıldı ama yapılması gerekenlerin yanında yapılanlar ancak hüsran mertebesinde dolayısıyla İstanbul genelde biz Sarıyer’i konuşuyoruz özelde depreme nasıl hazırlayacağız. Hemen böyle şurayı yıkalım yapalım o çok yanlış bir şey ben şöyle söyleyeyim. Belediye ile ilgili insanlar olduğunuz için bilirsiniz diyelim ki 3 katlı, 5 katlı bina yapacaksınız. Elinizde plan olmadan haydi Bismillah deyip temeli atalım ondan sonra Allah kerim nasıl olsa yaparız derseniz bir bina yaparsınız ama sonuçta o binayı nasıl yaparsanız hangi aranızda en bilinçli burnunuzdan geleceği de öyle sonuçta o bina neye benzer Allah bilir. Yani ama binanın planı programı olursa elektrik prizi osu busu bir plan çerçevesi içinde olursa neyi nasıl yapılacağını bilirsiniz. Çok daha ucuz çok daha ekonomik yaparsınız. Şimdi bence Sarıyer’de kendi sorunlarınızı kendiniz bir düşünün uzman olmanız gerekmiyor. Başka tehditleri tehlikeleri ben konuşmayacağım deprem konuşacağım. Şimdi Sarıyer depremden nasıl etkilenecek ben bilmiyorum. İçimizden bilen varsa açıklasın ama Sarıyer’de oturanlar bakın öyle diyorlar. Sarıyer deprem için çok iyi yani Zekeriyaköy deprem için çok iyi buralar sağlam zemini gibi hiç de doğru olmayan söylemler var. Sarıyer’in gerçekten zemini sağlam mı biliyor musunuz? Bana göre hayır sağlam değil sağlam olan yerleri var mı evet var, çürük olan yerleri var mı evet çok peki nereler sağlam nereler çürük onu bilmiyoruz. Şimdi diyelim ki deprem dalgaları Sarıyer’e geldiği zaman geldiği yön istikamet önemli ama hangi zeminde geçerken o zemini ne kadar sarsacak ivme değeri ne kadar yüksek olacak onu biliyor muyuz? Hayır bilmiyoruz. Demek ki bir bölgeye deprem dalgaları geldiği zaman zemine göre bazı yerler çok daha şiddetli sarsılacaktır bazı yerler daha az mesela oluşacak depremin büyüklüğü belli de Sarıyer’i hangi şiddette etkileyecek onu bilmiyoruz. Bu şiddetin dağılımı nasıl olacak bunu bilmiyoruz. Mesela Maden mahallesinde depremin şiddeti ne olur? Depremin şiddeti dendiği zaman o zeminin ve zemin üzerindeki yapıları sarsma gücü olarak düşünün. Bütün ilçe boyutunda bu ne olacak bilmiyoruz. Mesele en şiddetli sallanacak yerlerde acaba en iyi yapılarımız mı var henüz bilmiyoruz. Sarıyer’de deprem başladığı zaman mahallemizdeki insanların evlerinde nasıl davranacağını bilmiyoruz. Acaba uygun biçimde mi davranacaklardır yoksa kendilerini pencerelerden apartmanlardan balkonlardan aşağıya mı atacaklardır hiç bilmiyoruz tepkileri nasıl olacak bilmiyoruz. Şimdi buradan da şuna gelmek istiyorum biraz da uyumanızı engellemek için çünkü bazı uyuyanları görüyorum. Ben doğal olarak uyuyamıyorum da biraz sinirlenmeye başlıyorum bunu şunun için anlatıyorum size, Sarıyer’i depreme hazırlayacaksanız önce tehlikenin boyutunu bileceksiniz niteliğini bileceksiniz niceliğini bileceksiniz Sarıyer’deki bölgesel bağlılığını bileceksiniz. Yani kısacası bir tehlike analizine ihtiyacınız var. Yoksa böyle anlatınca bu gün birçok önemli devlet katında bile sadece bir

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-4-
söylem daha etkili olabilir. Deprem olacak. Madem olacak gelin ne iş yapacaksak onu yapalım. Böyle bir mantık olamaz olmamalı deprem bir tehlike madem bu tehlike ile ilgili bilgileri sayısal olarak bilmek zorundasınız. O halde Sarıyer’de biz bir tehlike analizi yapacağız tehlike haritalarını üreteceğiz o haritalarımızda hangi köşede hangi metrekarede tehlikenin niteliği, boyutu, niceliği depremin dalgalarının ivmenin değeri bütün o bölgenin yapısını zemin cinsini hepsini bilmemiz lazım. Neresi dolgu neresi sağlam bunların ortaya çıkması lazım. Vatandaş bun bilmeyebilir mesela siz bir binanın bir kısmını sağlam zemine bir kısmına dolguya ister doğal dolguya ister yapay dolguya o binayı oturtmuşsanız zemininizin bir yerleri dünyanın en güçlü zemini olsun depremde o bina ikiye yarılır. Oradan sağ çıkmanız mümkün değil şimdi biz bilmiyoruz acaba Sarıyer’de 67 bin binada kaç bin bina bu şekilde kısmen sağlam zemine kısmen dolgu zemine oturtuldukmuş bilmiyoruz. Sarıyer’deki yerleşim alanlarımızın ne kadarı alüvyon zemin üzerinde bilmiyoruz. Bu bölgedeki yer altı su seviyesinin düzeni nedir bilmiyoruz ne kadar sıvılaşır onu bilmiyoruz. Sizin uzaktır çok güzel Karadeniz kıyısına yakın depremden uzaktır diyorsunuz mesela bizim o Karadeniz kıyılarına yakın öyle binalar var ki deprem olduğu zaman o evlerin önemli bir kısmı futbol topu gibi yuvarlanarak denize doğru gideceğinden ben hiç kuşku duymuyorum. Yerlerinde durmayacaklar şimdi bizim demek ki bir tehlike analizine ihtiyacımız var birincisi bu, bu hiç belli olmaz bir saniyede 3 günde 5 günde olmaz böyle yalap şap Sarıyer’i göstermelik depreme hazırlıyoruz da diyemezsiniz yok böyle bir şey o halde ne yapacağız bir tehlike analizini ciddi uzmanlar eliyle bir sefer yapıp önünüze raporları getireceğiz. Yapılabilir mi yapılır. Şimdi ondan sonra tehlikeyi öğrendik diyelim o halde yapacağımız bir başka iş var. O da risk analizidir. Bu riskle tehlike birbirine karıştırılıyor. Anlatmak istiyorum mesela derler ki burası riskli bu laf çok yanlış tehlikeli diyebilirsin ama riskli diye bir şey yok. Risk tehlikenin boyutunu niceliğini belirlemenin bir ölçüsüdür yani şu tehlike gerçekleşirse belediyeyi zararın boyutu nedir onu hesaplama risk, şimdi yine size vereceklerimle soruyorum yani kafanızda yer etsin diye beklenilen deprem olduğunda Sarıyer’de ne kadar binanın ağır hasar alacağını ben bilmiyorum. Sanıyorum ki içimizde kimse bilsin. Ben (anlaşılamadı) hepsini 99’dan beri inceledim. Varsa da yeterli değil, Sarıyer’de ne kadar binanın yassı kadayıf haline geleceğini bilmiyoruz. Ne kadar hafif hasarlı ne kadar ağır hasarlı olacağını bilmiyoruz. Sarıyer’deki alt yapı sisteminin ne kadar dayanıklı olacağını bilmiyoruz. Alt yapı dediğim zaman mesela yollar doğalgaz şebekesi, elektrik, atık su şebekeleri bütün bunlar bunları bilmiyoruz. Ama İSKİ’ye sor her şeyimiz tamam diyor İDAŞ’a sor hepsi tamam diyor. Mesela doğalgaz borularının konutlara birleştiği yerlerin ne kadar toleranslı olduğunu depreme karşı bilmiyoruz. Olası deprem geldiğinde Sarıyer’in hangi yerinde ne kadar yangın çıkacağını bilmiyoruz. Ne kadar evimizin altında sıvılaştırma olacağını bilmiyoruz. Deprem bunları arttırabilir. Demek ki şimdi biz bu konuları bilmeden gelin Sarıyer’i depreme hazırlayalım ne hazırlıyorsunuz. Bu iş para meselesi bu iş zaman meselesi onun için bunları da düşüneceksiniz. Bir risk analizi yapacaksınız ne kadar can kaybımız olur bilmiyoruz ne kadar yaralımız olur onu da bilmiyoruz. Mesela şimdi mühendisler bize sorarlar ne kadar çadırımız var. Hiçbir anlamı yok. O soruyu bana sorsanız bir cevap da alsanız hiçbir anlamı yok. Neden biliyor musunuz? Siz Sarıyer’de ne kadar evin yıkılacağını bilmezseniz ne kadar insanın sokakta kalacağını kestiremezseniz şimdiden nasıl çadırdan söz ediyorsunuz. On bin mi beş bin mi elli bin çadır mı bak Van depremi size gösterdi. Bunlar önceden ciddi bir şekilde bilinip kabul edilir sınırlar içerisinde olmalı ki bunu yapanlarında bir anlamı olsun. Can kaybı mal kaybı da dahil bir de ekonomik kayıbı parasal olarak da bilmiyoruz. Yani bir deprem olduğu zaman Sarıyer’in ekonomik kaybı ne olur bilmiyoruz. Balıkçılık ne olur ticaretimiz ne olur. Burada varsa iş yerlerimiz ne kadar hasar olur bunun maddi olarak dolar olarak iş zamanı olarak kaybı nedir. Veya depremden sonra ne kadar zaman içerisinde bu sistem şartlarını döndürmeye başlar bunların hepsi daha şimdiden tehlike kapıyı çalmadan önümüzde olmalı bilmeliyiz ki bilinçli bir şekilde önlem alalım. İkinci yapacağımız risk analizi bu yapılabilir mi? Yapılabilir bunun uzmanları var mı var. Gelelim 3. yapacağımız zarar azaltma şimdi tehlikeyi belirledik. Olabilecek zararın boyutunu da belirledik. Şimdi bir korku gelmeli bize eğer bu deprem olursa bu kadar zararım olacak. Peki ben ne yapmalıyım ki zararım azaltayım. Şimdi depremi durdurabilir miyiz tabi ki hayır durduramayız. Ne yapmalıyız ki zararı azaltabileyim. Zararı nasıl

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-5-
azaltabiliriz şimdi bunlardan biri riski arttıracak işleri yapmayarak zararı azaltabiliriz. Mesela Sarıyer’e devamlı nüfus gelirse devamlı ev yapılırsa riski arttırıyorsunuz. Demek ki göçü azaltıp yapılaşmayı da azaltırsan riski zararı azaltabilirsin. Veya diğer yapım işlerini deprem yönetmeliğine uygun denetler gözetip yaparsan zararı azaltabilirsin. Alt yapı sistemi tabi ben şunun da farkındayım ama komplikasyonun ben insanların can güvenliğini diyorum. Yani onun İSKİ patlamış onun doğalgazı patlamış benim hiç umurumda değil devlet bunları koordine edebilmelidir. Alt yapıyı kontrol ederek varsa alt yapı zafiyetleri değiştirmek suretiyle oradaki zararı azaltabilirsiniz. Yani bir analizde biliyorsak ki Sarıyer’in belirli yerlerindeki atık su sistemleri ve yahutta o deşarj boruları bunlar bu depremde dayanmaz şuralar kırılacaktır diye kırılırsa yer altı suyu toprağı bilmem ne biz o boruları şimdiden değiştirebilirsek biz o zararı azaltmışız demektir. Mesela yollar şimdi yol deyince haklı Büyükşehirin hükümetin ilk akla gelen doğaldır da otobanları viyadükleri güçlendiriyor. Şimdi beyler bir insanın canı her şeyden daha önemlidir. İş o güne gelirse bakın herhangi bir depremde bu yollar önemlidir. Niye şehirlerarası yardım sağlanması bakımından hayati öneme haizdir. Ama bir mahallede göçük altında kalmış onlarca ev varsa o mahalleye giden tali yollar orada yaşayan insanlar için en az ana yollar kadar önem taşır. Şimdi Sarıyer’de deprem olduğu zaman uçacak çok yol, kapanacak çok yol vardır. İsteseniz de siz göçük altında kalan insanlara ulaşamazsınız. O halde bunları önceden tespit etmiş iseniz bu yolların kapanmaması için göçmemesi için gerekeni yapar zararı azaltırsınız. Veya nerelerde sıvılaşma olacağını risk analiziyle belirlemişseniz o sıvılaşma alanlarındaki evleri şimdiden tahlil ederek zararı azaltabilirsiniz. Yani bu işi uzatmayacağım ama demek ki zarar azaltma çalışmaları bizim yaptığımız risk analizlerine bağlı olarak azaltılabilir. İşte şimdi hükümetin dile getirdiği çürük binaları yıkacağım dediği şey zarar azaltma ama dikkat ederseniz oraya gelene kadar tehlike analizi risk analizi bütün o saydığım çalışmalardan sonra yapı stokunun zafiyetini giderme diye zarar azaltmak yoksa hemen hadi çürük binaları yıkalım kaldı ki hangisi çürük hangisi sağlam öyle kolay kolay söyleyemezsiniz. Bunu şimdi Bakanımız öyle söylüyor ama bu kolay bir iş değil. Zaten bu İstanbul’da yapımı bir daha yok diyor hadi İstanbul’da yapılmaz yani bir ön tarama arkasından da birinci evre tarama size bu işler yapıldı demek değildir. Her binanın kendine özgü zafiyeti vardır. Onun içinde ciddi araştırma ister. Burada 67 bin bina varsa İstanbul’da bir milyon altı yüz bin bina var. Hadi bunu yıkalım dediğiniz zaman ortaya büyük bir kaos çıkar aynı şey Sarıyer içinde geçerlidir. Yine 4. ana işi var yapacağımızın bu zarar azaltmadan sonra yapı stokunun zafiyetinin giderilmesi de zarar azaltmadır. Biz biliyorsak ki Sarıyer’de hangi binalar çürük o binaları ya tahliye ya da takviyeyle zararı azaltırız ama oraya gelmek için daha ciddi işler var onu söyleyeceğim. Bir de acil durum çalışmaları yani 4. madde buda önemlidir. O da nedir? Şimdi bir sefer belediyenin kendisinin hazır olması lazım bir zaman hazırlanıldı sonra unutulup gitti. Bütün ülke çapında bu acil arama kurtarma ekipleri şimdi yok ortalıklarda hatta biliyorsunuz bir çok yerlere arama kurtarma edevatları konteynerlar konuldu onlarda ortadan kalktı yok öyle bir şey, bu kalkmamalıydı şimdi Sarıyer’in de bu acil durum çalışmalarını yapması lazım. Acil durum çalışmaları nedir. Bu belediyenin tabi ki kendi ekipleri olacaktır ancak belediyenin sadece ekipleriyle olmaz. Sarıyer’de mahalle site gönüllü sistemle oluşturulmuş ve bizim Sarıyer’de çok insanlar vardır ki bu tür aktivitelere gönüllü olarak katılacak o insanları alıp o insanlara böyle acil duruma hazırlık, yangın söndürme, alt yapı kontrolu, afetle ilişkili tıbbi yardım, hafif düzeyde arama kurtarma gibi destekler kurslar vererek biz Sarıyer’de ciddi bir şekilde örgütlü afet gönüllülerini bu noktada oluşturabiliriz. Bu da yapılması gereken bir başka şey, şimdi depreme hazırlamada bu kaba işler yapılırken demin de söyledim bir sefer Sarıyerliler ben çok insanlarla konuştum. Çok az insan var ki bunlar her düzeyde okuma yazma bilmeyenden en yüksek tahsillisine kadar mesela deprem olmadan ne yapacaklarını insanlar yeterince bilmiyor. Bilenlerde yapmamış. Deprem olduğu zaman tam deprem başladığı sırada ne yapacağını insanlar bilmiyor. Deprem olup bittikten sonra ilk birkaç saat içerisinde ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. İlk birkaç gün içinde ne yapmaları gerektiğini bilmiyorlar. Ailenin bir deprem planı yok. Oturdukları evleri depreme hazır bir şekilde döşememişler. Eğer siz deprem kentinde bulunuyorsanız bulunduğunuz yer öyle ise istediğiniz gibi eşyaları kullanma lüksüne sahip değilsiniz. Ben istediğim yere aynayı asarım, bütün bu porselen ve cam şeyleri böyle açık rafta sergilerim, yatak odamın hemen

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-6-
başımın üzerinde kocaman dolapları duvara çakarım. Büyük gardolapları kurarım düştüğünde bizi ezebilecek boyutta hiç onları düşünmeden gerekeni yaparım derseniz bakın olan deprem evi yıkmayacaktır ama size garanti veririm eğer evi depreme uygun döşemediğiniz takdirde deprem sırasında sağa sola sıçrayacak düşecekler sizin ya ölümünüze ya da ciddi yaralanmanıza sebep olacaklar. Bu yaralanmanın boyutu da istatistik göstermiştir ki yıkıntı kadar neredeyse zarar vermiştir. Dolayısıyla biz Sarıyer’i depreme hazırlayacak isek Sarıyerliyi mantalite bakımından alışkanlık bakımından tepkisel olumlu tepkileri verme bakımından depreme hazırlamama olarak düşünebilir miyiz? Böyle bir mantık olabilir mi? Mesela deprem oldu ben göçük altındayım bir şekilde kurtuldum nereye müracaat etmek gerekir kime başvuracağım kim beni kurtaracak yardımı nereden çağıracağım veya o gün geldi yine Allah korusun diyelim ekmek nereden gelecek su nereden gelecek. Eğer ben komşuma yardım olacaksam nasıl yardımcı olacağı. Veya depremin verileri kısmen zararlı onuda bilmiyor insanlar benim ailemde dahil gaz vanası nereden kesilir gaz nasıl kapatılır bilmiyor veya su vanası nereden kapatılır bilmiyor veya elektrik şalterini nasıl indireceğini bilmiyor insanlar, deprem olduğu zaman nereye kaçacağını bilmiyor dışarı mı kaçacak binanın altına mı kaçacak üstüne mi kaçacak bilmiyor insanlar ve ya nerede saklanacak bunları bilmiyor. Bütün bunları düşünmeden haydi çürük binaları yıkalım yapmayın bu doğru bir yöntem değil. Bir de demek ki halkı depreme hazırlayacaksınız halkı doğru tepki verecek şekilde eğiteceksiniz. Bu Sarıyer belediyesinin en önemli görevlerinden biri unutmayın en acemi şöföre dünyanın en pahalı arabasını verin yine de o arabayı bir yere çarpıp yinede kendisini yaralamayı becerme başarısını gösterir. Ama arabayı kullanan usta bir adamsa külüstür bir arabayla emniyetli bir yere varabilir. Onun için bu işi küçümsememek lazım çok çok önemli bu gün Van örneğine bakın bu gün insanlar peçmurde ise bu gün çadırlarda yanıyorsa açsa susuzsa gereğinden fazla çadır almışsa daha fazla yiyecek için bir birlerini öldürüyorlarsa bu insanların kötülüğünden değildir. Bu insanların böyle bir afet karşısında eğitilmediklerinde neyi nasıl yapmaları gerektiğini önceden bilmediklerindendir. Aynen Sarıyer gibi şimdi makarayı geri çevirin 99 bu son Van depreminden önce orada belediye kontrolsuz bir yapı içindeydi. Belediye her şeyi yapmış olurdu. Vatandaşta her şeyi bilir olurdu. Van depreminde olan işte bu aynı şey Sarıyer’de de olabilir Beşiktaş’ta da olabilir bir başka yerde de olabilir. Dolayısıyla bu işleri küçümsememek lazım, hatta deprem olduğu zaman bu Sarıyer’de var. Çıkıp ailesini arıyor çocuğunu arıyor kızını arıyor televizyonlarda duyduk. Öğretmen ağlıyor kimin nerede olduğu belli değil hâlbuki depremde bir aile planlaması vardır. Yani oturun aileyle konuşun daha deprem yok. Bir tane televizyonda Fatma’nın günahını inceleyeceğimize yarım saat oturur konuşur aile diyebilir deprem olduğu zaman eğer herkes evde değil ise çünkü bilmiyoruz o gün okulda olabilir işte olabilir evde oluruz olmayabiliriz. Deprem olduğunda herkes bu kentin dışında akrabası vardır Malatya her neresi ise filan keze telefon edecek diyecek ki ben falan yerdeyim sağım her hangi bir şey yok. Bunu önceden aile planlaması lazım. Aile eğer eviniz çökerse göçersek ama sağ kurtulursak nereye gideceğimizi şimdiden karar vermeleri lazım. Bu durumda falan yerdeki akrabamıza filan yerdeki yazlığımıza gidiyoruz diye şimdiden planlaması lazım. Bu aile planlamasıdır bunlar hep vardır. Bu tür şeyler çağdaş ülkelerde yapılıyor. Bizler bunları söyleyince kimisi kibarca eğiliyor kimisi tebessüm ediyor kimisi bu adam neden bahsediyor diyor. Hayır onu diyoruz da iş ,işi olmasa içim yanmayacak en fazlada depremde ölen insan bizleriz, trafikte en fazla ölen insan bizleriz en küçük kazada en fazla kurban veren millet bizleriz. Dolayısıyla bu işi ciddiye almak mecburiyetindeyiz. Aynı şeyi kolonlar için iş yerleri için de diyorum. Mesela Sarıyer’de yok ama bazı yerlerde var Sarıyer’de şimdi kentle iç içe bir çok sanayi tesisi var. Bunların bazıları zehirli parlayıcı kimyevi toksit maddeler biriktiriyor depoluyor. Onları işliyor o tür sanayiler var sokakların içinde evlerle bire bir yarın deprem olduğu zaman buradan çıkacak parlayıcı patlayıcı toksit maddelerin vereceği zararı bir düşünün, bunları depreme hazır hale getirilmesi lazım bunların envanterleri lazım yani bu çalışmaların yapılması lazım. Şimdi bu halkı hazırlamak deprem bilinci geliştirme diye uzun uzun bunları söylemeyeceğim. Bir de tartışmak için zaman kalsın istiyorum. Halkı hazırladık, bütün analizlerimizi yaptık, kafamızda stok bilgi var. Sarıyer’de yapı stokuna şimdi geleceğiz nasıl hazırlayacağız yapı stokunu depreme nasıl hazırlayacağız? Şimdi ilk önce yapı stokunun zafiyetini ortaya koymak için çok hızlı bir ön tarama yapmak lazım. Zemin bilgileri olacak onu önceden

SARIYER BELEDİYE MECLİSİ



-7-
yapmış olduk. Hızlı taramada yine üniversitede sertifikalanmış belediyenin emrinde olabilecek veya ihaleyle alınabilecek veya sivil toplum örgütlerinden oluşturulacak hızlı tarama ekipleri Sarıyer’in her tarafına yayılacaklar belli bir programda ve bu işi bir ayda on günde bitirmek gibi bir sorumluluğunuz yok. Önünüzde seneler olacaktır depreme hazırlanmada, bu yanlış bir konu önce bir ön elemesini yapmamış lazım o ön elemenin de belirli ulusal ve uluslar arası kabul edilmiş standardı yani hızlı bir yerden bir yere bir binanın neyine bakıyor(anlaşılamadı) Bu insanlar gelir binalara sırf bakmak suretiyle burada o köyleri dolduracaklardır. Yani binanın tipine, kaç katlı çekme katı var mı? Yumuşak yerleri var mı? İşte şu mudur bu mudur gibi diğer binalarla ilişkisi ne çarpma payı verilmiş mi? Şudur budur gibi bir sürü şeyler var. Bunları ilk başta hızlı bir şekilde yapacaklar ve bunlar bilgisayarda programlar var. Onlar haritalanacak ve o programa yüklediğinizde ilk başta kırmızı bir bölge çıkacak size veya bölgeler yani o ilk değerlendirmede tehlikeli yıkılma riski fazla yerler çıkacak. O zaman ikinci evre taramaya geçeceğiz. İkinci evre taramadaki ekipler biraz daha yetkin onlarda yetkin ama bu iş işin yüzlerce adamada gerek yok. Bu insanlarda onların ellerinde farklı veriler var. İnsanların evlerinin kapısını çalacaklar. Kapıyı çaldıktan sonra diyecekler bunların alttaki zemin nedir diyelim bodrum, bodrumu inceleyecek, bodrumlara bakacak nemini inceleyecek işte kolon kirişine bakacak falan falan ama içeride bir takım şeyleri inceleyecek çok da hızlı değil belki bir yerde bir saat gibi bir çalışma yetecek. Bu çalışmaları yaptıktan sonra onunda programı var. Bilgisayara koyduktan sonra haritaya döktüğünüzde belli kırmızı yerler çıkıyor. Bu da ikinci evreden sonra riskli olan yerler bakın yavaş yavaş yaklaşıyoruz. Üçüncü evre taramada o kırmızı alandaki yerlere gidip bakmak olacak. Daha ciddi ekipler onlar gidip kolon kiriş bağlantısını kırıyorlar demirini kırıyorlar ellerinde çekiçleri var işte betonu ölçüyorlar bir takım şeyleri nasıl doğru yapılmış bir takım özellikleri alıyorlar geliyorlar bir kez daha haritalıyorlar ve çıkan kırmızı yerler bize şimdi Bakanımızın Başbakanımızın kast ettiği yıkacağız dediği yerler, şimdi dikkat edersen bir den bire nerden yıkalım yok böyle bir şey biri gelse benim evimi yıkmaya durun bakalım insan evini kolay kolay yıktırmaz. Bu çalışmalar yapılmalı, yapıldıktan sonra da tabi biz artık depreme kenti hazırlama noktasına gelmiş molacağız. Sarıyer belediyesi de bunları yapabilmek için organize olmalı ve yapılanmalı. Benim önerim Sarıyer’de ya bir Başkan Yardımcısı ya bir müdürlük Sarıyer’i depreme hazırlamada muhakkak ihdas edilmelidir. Her hangi bir müdürlüğün Başkan Yardımcısının sorumluluğuna vermek bu işi yapmamaktır. Yani bu kabul edilemez bir şeydir. Söylediğim şeyler çok önemli şeyler zaman alan şeyler 24 saat düşünülmesi gereken şeyler dolayısıyla böyle bir şey olursa Sarıyer hür iradeyle depreme hazırlanmaya başlanır. Ben başlanabileceğini kuvvetle umut ediyorum. Bilirsiniz medyada en fazla muhalif konuşan insanlardan birisi benim yani olumsuz konuşuyorum. Çünkü yapılmadık şeyleri görüyorum siyasiler yapılmış gibi öyle bir hava veriyorlar bende onu doğru bulmuyorum. Bilim adamı olarak halkıma doğruyu söyleme gereği hissettiğim için yapılmamışsa yapılmamış diyorum kimseye de bir diyet borcum yok. Kimsenin gözüne girmek gibi de bir derdim yok. Dolayısıyla bu dönemde yapılabilir. Eğer bir şart koşuluyla gerçekten Sayın Başbakanımızın, Büyükşehir Belediye Başkanlığımızın Çevre ve Şehircilik Bakanımızın dedikleri niyetleri gerçekse bu hazırlıkları yapıyorlarsa bu işler olur. Yani artık Sarıyer Belediyesinin bundan geri kalması mümkün değil yani herhalde o merkezi otorite bu yerel bölgedeki deprem hazırlığını da kendisi yapacak değildir. Bu gün yapmasa yarın onlar bize bunu yaptıracaklardır ve suçlamış olacaklardır. Ama ben diyorum ki bu gün Sarıyer İstanbul’daki bütün ilçelerin önüne geçebilir. Bilgi birikimi ile insan kaynağı ile kurumsal yapısı ile, dolayısıyla böyle bir çalışma bu meclis Belediye Başkanının iradesi ön plana çıkar hadi bu işi yapalım unutmayın yasal olarak yapmak zorundasınız çıkacak olan yasada bunu da göreceksiniz. O takdirde bu iş başarılabilir. Ben şunu da söyleyeyim Teknik üniversitedeki kendi ekibim arkadaşlarım da hiçbir maddi menfaat beklemeden bilhassa kendi adıma söylüyorum. Bütün gücümle Sarıyer’de gece gündüz bu konuyla ilgili halkla Sarıyer’lilerle ve belediyeyle çalışacağıma şimdiden de söz veriyorum ve hepinize teşekkür ediyorum.

Yüklə 136,87 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin