Savaş YÖnetiMİ ve YÖnetiMİn merkeziLEŞmesi



Yüklə 1,19 Mb.
səhifə13/20
tarix18.08.2018
ölçüsü1,19 Mb.
#72409
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   20

Personel Politikası

Yeni bir devletin kurulması aynı zamanda yeni devletin istihdam edeceği idari, askeri, adli ve akademik personelin durumuyla da ilgili bir konudur.183 Büyük Millet Meclisi’nin Ankara’da açılmasıyla birlikte yönetimin Ankara’dan sağlanabilmesi için bizzat Ankara Hükümeti’nin istihdam ettiği personele ihtiyaç duyulmuştur. Ancak, mevcut personelin Osmanlı İmparatorluğunun idari merkezi İstanbul’da olması nedeniyle önemli sorunlar yaşanmıştır. İstanbul Hükümeti karşısında iktidarını ilan eden Ankara Hükümeti, 1921 yılı içinde yeni devlet kendi memurunu yaratabilecek mi sorusuyla karşı karşıya kalmıştır.

Ankara Hükümeti, idari, askeri, adli ve akademik personel ihtiyacını mevcut kadrolardan, yani İstanbul Hükümeti’nin istihdam etmekte olduğu kadrolardan karşılamaya çalışmıştır. Bu durum, kadroların sınırlı olduğu bir dönemde İstanbul Hükümeti ile Ankara Hükümeti arasındaki mücadelenin personel istihdamı üzerinden de canlılığını korumasına yol açarken, Ankara Hükümeti’nin İstanbul Hükümeti’nden bağımsızlaşmasını engelleyen bir sorun olarak görülmesine de neden olmuştur. İstanbul Hükümeti, Ankara Hükümeti’ni zayıflatmak için personel maaşlarını sürekli yüksek tutmuştur. Bu politika, İstanbul Hükümeti’ni de zor durumda bırakan ve 1922 yılı içinde mali sorunlar yaşamasına yol açacak bir politika olmakla beraber Ankara Hükümeti’nin İstanbul’dan gelen personelin maaşını baskılayamamasına yol açmıştır.184 Dahası Ankara Hükümeti, İstanbul Hükümeti’nin istihdam ettiği personeli yanına çekmek için 28 Ocak’ta İstanbul Hükümeti’ne son verilmesi halinde İstanbul’daki memurların maaşlarının Büyük Millet Meclisi’nce karşılanacağını söylemek zorunda kalmıştır.

10 Ocak’ta Canik Mebusu Nafiz Bey, İstanbul'dan Ankara'ya gelen zabitan ve memurine harcırah verilmesi, zabitan ve memurinden mütekait (emekli) olanların Ankara'ya gelip durumlarını belgeyenlere eytam ve eramil maaşatı bağlanması ve İstanbul'dan gelen memurine mütedahil (ödenmemiş) maaşlarının ita edilmesi hakkında Maliye Vekâleti’ne istizah takriri vermiştir. Nafiz Bey, İstanbul'daki zabitan ve memurinin İstanbul'dan maaş alamayacaklarını anladıkları vakit Anadolu'ya geçerek maaş almak istediklerini belirtmiştir. Maliye Vekili Ferit Bey, zabitana ve kimi ihtisas başlıklarında memurine büyük ihtiyaç duyulduğu, Osmanlı Devleti'nin vârisi olma nedeniyle mütekadine maaşlarının verilmesi gerektiği yönünde açıklamada bulunmuştur. İstanbul memurlarının istihdamı konusunda ciddi değişiklikler yapılmak istendiği takdirde, Harcırah Kanunu, Tekaüt ve İstifa Kanunu'nda değişiklik talebinde bulunulması gerektiğini dile getirmiştir.185 Mustafa Kemal Paşa da zabitan ihtiyacının büyük olduğunu ve bu nedenle her zabitin kıymetli olduğunu söylemiştir.

Harcırah Kararnamesi’nin 10.maddesinin tefsiri hakkında Büyük Millet Meclisi Riyaseti Tezkeresi 11 Nisan’da Meclis’e geldiğinde, İstanbul ve işgal altında kalmış diğer mahallerden kendi arzusuyla gelip de açıktan bir memuriyete atananlar ile İcra Vekilleri Heyeti'nin talebiyle gelerek bir memuriyete atananlara ve ailelerine hangi usule göre harcırah verileceği müzakere edilmiştir. Harcırah Kararnamesi’nin 10.maddesinde İstanbul ve sair mahallerde bulunan kişilere, tayin emirlerinin tebliğ edildiği mahalden memuriyet yapacakları mevkiye kadar kendilerine ve ailelerine harcırah ita edileceği belirtilmekteydi. Ancak, İstanbul'dan kendi rızasıyla gelenlere ve ailelerine harcırah verilmediği yönündeki iddialar tartışma yaratmıştır.

1921 yılı içinde Ankara Hükümeti’nin personel politikasını belirlemeye yönelik alınan en önemli karar, 4 Ocak 1921 tarihli 87 sayılı Vekâletler Kadrolarının Tesbiti hakkındaki Heyeti Umumiye Kararı olmuştur. Karesi Mebusu Vehbi Bey’in, "Gelecek sene bütçesi tetkikatına esas olmak için her vekaletin merkez ve mülhakat kadrosu kanun tarzında tesbit edilmek üzere Meclisi Millice ikisi mütehassıs ve üçü gayri mütehassıs beş azadan mürekkep ve vekaletler müsteşarları da dahil olan birer encümenin hemen teşkilini ve işe başlamalarını teklif" ettiği takriri Heyeti Umumiye Kararı’nın içeriğini belirlemiştir. Bu Karar ile vekâlet kadroları, bir başka deyişle, vekâlet örgütlenmesi bir yandan bütçenin bağımlı değişkeni haline getirilmiş; diğer bir yandan ise, yıl sonunda bütçe kanununu çıkarma yönündeki çabalara kurban edilmeyerek ilmi esaslara dayandırılmaya çalışılmıştır. Usul yönünden çok önemli bir karar olmasına rağmen, söz konusu Heyeti Umumiye Kararı planlandığı gibi on beş gün içinde hayata geçirilemeyecek; 15 Şubat’ta Kadro Encümenleri’nin tetkikâtını bir an önce bitirerek, bütçe ile birleştirilmek üzere Muvazenei Maliye Encümeni’ne göndermesi istenecektir. Ancak, 28 Şubat’ta Avans Kanunu çıkarıldığında henüz bütün Kadro Encümenleri’nin kadro tetkikatları Muvazenei Maliye Encümeni’ne ulaşamamış olacaktır.186 Kadro Encümenleri’nin çalışmaları yer yer önemli kadro kararlarının alınmasına neden olacak; ancak, Kadro Encümenleri’nin çalışmaları tek bir elde birleştirilip bütçeye yansıtılamadığı için bütünlüklü bir kadro belirleme çalışması yapılamamış olacaktır.

Müdafaai Milliye Vekâleti Kadro Encümeni’nin teklifi üzerine 10 Şubat’ta çıkarılan 94 sayılı Kanun ile seyyar jandarma müfrezeleri ilga edilmiştir. 28 Nisan’da kabul edilen Ordu Maaşatıyla Cephe Zamlarının Sureti Tesviyesini Mübeyyin Kanun da, Müdafaai Milliye Vekâleti Kadro Encümeni’nin tetkikatına göre tanzim edilmiş; Kanunla, Müdafaai Milliye Vekâleti teşkilâtı, makam maaşı, rütbeler ve cephe zammı ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.

18 Haziran’da İcra Vekilleri Heyeti’nin, Muvazenei Maliye Encümeninin yaptığı tenkihat ve tenkisatı gözetmek kaydıyla harcama yapmasına izin verilecektir. Uygulama, 1 Temmuz 1921 tarihinden itibaren geçerli kılınacaktır. Kadro çalışmaları büyük ölçüde bitmiş olsa da, Dahiliye Vekâleti kadrolarında yaşanan itilâf nedeniyle çalışmalar genel bütçeye yansıtılamamış ve vekâlet bütçeleri özelinde kalmıştır. Kadro tenhikatına uygun hazırlanan bütçeler de müzakere edilmeden kabul edilmek istenmemektedir. Bu nedenle, genel bütçe Meclise gelememekte ve bütçe usulüne uygun harcama yapılamamaktadır. Bu duruma son vermek için, harcamalar ile kadrolar birbirinden ayrılmış; kadro düzenlemeleri yapılmadan harcama yapma imkanı tanınmıştır. Karar, teşkilât-kadro düzenleme tartışmasının 1922 yılına ve 1337 yılı Muvazenei Umumiye Kanunu kadar uzamasına neden olacaktır.

1921 yılı içinde bölgesel farklılıklar gözetilerek ayrı maaş rejimi uygulamasına devam edilmiştir. 22 Mart’ta, 761 sayılı İcra Vekilleri Heyeti Kararı ile Zonguldak sancağında merkez ve maden memurları gibi Ziraat Bankası memurlarına iki misli maaş verilmesine karar verilmiştir. Ancak, Ziraat Bankası’na tanınan kurumsal istisnaya 29 Ocak 1921 tarihli ve 93 sayılı Heyeti Umumiye Kararı ile son verilmiştir. Senede dört maaş altın olarak alan Ziraat Bankası memurlarının bütçe ile kararı katiyete iktiran edinceye kadar bütün maaşlarını evrakı nakdiye ile almalarına ve tediyesi lüzumunun İktisat Vekâletine bildirilmesine karar verilmiştir.

Mali Yönetim ile Bütçe ve Avans Kanunları

Bütçe kanunları görüşülürken yıl başlangıcı olarak 1 Mart esas alınmıştır. Bu nedenle, günümüz miladi takvimindeki yıllar ile o dönem rumi takvime göre esas alınan yıllar arasında tam bir örtüşme olmadığı akılda tutulmalıdır. Karışıklıklara yol açmaması için Bütçe Kanunları rumi takvim esas alınarak adlandırılmıştır.



1921 yılında 1336 yılının Muvazenei Umumiye Kanunu (Bütçe Kanunu) kanunlaşabilmiştir. Büyük Millet Meclisi, 1336 yılında, harcamalarını çıkarılan Avans Kanunları ile gerçekleştirmiştir. Bütçe toplamı, yıl içinde ihtiyaca göre verilen avansların toplamı şeklinde hesaplanmış; bütçe kapatılırken harcamaların gerçekleştirildiği göz önünde bulundurularak yapılan harcamalar ve bakiyesi hesaplanarak bütçe toplamı oluşturulmuştur. Bu özellikleri nedeniyle, 1336 yılı bütçesi, harcama yapılmadan önce fasıl fasıl tartışılarak Meclis’te kabul edilen bir Bütçe Kanunu değildir. Toplama ilişkin hesaplama esas alınmakla birlikte, Bütçe Kanunu kabul edilmeden önce fasıl fasıl oylama usulüne riayet edilmiş ve bütün vekâletler ile bağlı kuruluşların bütçeleri teker teker görüşülmüştür. Bu nedenle, kanun çıkarılırken mevcut bütçe usulüne uyulmuştur denilebilir. 1337 yılı bütçesi, şekil yönünden de bir bütçe kanununun sahip olması gereken bütün özellikleri taşımıştır.187

Tablo-10: 28 Şubat 1921'de Kabul Edilen 1336 (1920) Senesi Muvazenei Umumiye Kanunu – (A) Cetveli – Gider Bütçesi

Esamii Devair (Daire İsimleri)

Lira

Büyük Millet Meclisi

953.996

Dairei Riyaset

18.375

[Zatı Hazreti Padişahi ve] Hanedanı Saltanat

[551.012] 0

Divanı Muhasebat

[26.696] 0

Şûrayı Devlet

0

Maliye Vekaleti

6.413.629

Rüsumat Müdiriyeti Umumiyesi

356.160

Defteri Hakani

403.311

Düyunu Umumiye

7.680.696

Dahiliye Vekaleti

2.731.023

Posta ve Telgraf Müdüriyeti Umumiyesi

1.427.898

Emniyeti Umumiye Müdiriyeti

1.354.688

Jandarma Umum Kumandanlığı

4.858.976

Âşair ve Muhacirin Müdüriyeti Umumiyesi

874.735

Hariciye Vekaleti

303.748

Matbuat ve İstihbarat Müdiriyeti Umumiyesi

88.000

Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaleti

613.141

Adliye Vekaleti

2.759.274

Maarif Vekaleti

577.061

Nafıa Vekaleti

620.396

Şer'iye Vekaleti

522.062

Evkaf Dairesi

511.148

Müdafai Milliye Vekaleti

27.576.039

İmalatı Harbiye Müdiriyeti Umumiyesi

752.969

Bahriye

289.548

İktisat Vekâleti

1.264.921

Yekûnu Umumi

62.951.794 [63.018.354]

Yüklə 1,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   9   10   11   12   13   14   15   16   ...   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin