“Dahiliye Vekaleti Kaldırılsın!”
1923 yılı içerisinde ilginç sayılabilecek bir konu Dahiliye Vekaleti’nin kaldırılması önerisidir; öneriyi Tunalı Hilmi Bey getirmiştir. Öneriden anlaşılan niyet Dahiliye Vekaleti’nin İcra Vekilleri Heyeti bünyesine katılması ve Vekalet’in kaldırılmasıdır. Tunalı Hilmi Bey tarafından hazırlanan layiha 26 Ağustos günlü içtimada155 Layiha Encümeni’ne sevk edilecektir. 1 Eylül günlü içtimada okunan Encümen mazbatası ise olumsuz olacak, “Teşkilâtı Esasiye ve icra vekillerinin sureti intihabına dair olan kanunlar”a uygun olmadığından oy birliğiyle reddedilecektir.156
Adli Örgütlenmede Değişiklik: “Daimi Yüksek Mahkemeler”
Savaştan çıkılmasının da getirdiği bir durum olarak, adli sistemin çok ağırlaştığı ve gerek Osmanlı’dan kalan yapı gerekse Ankara hükümetlerinin getirdiği yeni düzenlemelerle sistemin karmaşıklaştığı söylenebilir. Görev ayrımları net olan mahkemeler bulunmasına rağmen dönemin şartları gereği yüksek mahkemelerin işleyişlerinde sıkıntı yaşanmakta olduğu açıktır. Ayrıca İstiklal Mahkemeleri adıyla kurulan olağanüstü mahkemelerin de varlığı adli yapıyı daha da karmaşıklaştırmaktadır. Yıl içerisinde gündeme gelen adli reformlar sonraki yıllarda icra edilebilecektir. Bunun yanında yüksek mahkemeleri düzenleme girişimleri incelediğimiz yıla aittir Şûrayı Devlet kurulması talebi yıl içerisinde sıkça dile getirilmekte ve eksikliği hissedilmektedir. Şurayı Devlet, 1924 Anayasası’nda düzenlense de çalışmaya başlaması sonraki yıllara kalacaktır. 1923’te hem Yargıtay hem de Sayıştay ile ilgili düzenlemeler yapılacak ve “daimi” bir yapıya dönüşmeleri sağlanmaya çalışılacaktır.
Heyeti Temyiziye (Yargıtay)
1923 yılı Ekim ayına kadar, Heyeti Temyiziye merkezi Sivas’ta bulunmaktadır. Savaş şartlarında Sivas’a taşınmış olan mahkeme, gerek Sivas’ın ulaşım koşulları gerekse coğrafi şartları nedeniyle yargılamada adaletsizliklere ve uzun yargılama sürelerine neden olmuştur. Bu nedenle Heyeti Temyiziye’nin merkezinin Sivas’tan alınması gündeme gelmiştir. Farklı düzenlemelerde biri Konya biri Eskişehir olmak üzere iki farklı mahkeme merkezi önerilmiştir. İcra Vekilleri Heyeti imzalı 17 Ekim tarihli tasarıyla 8 Kasım tarihli Muvazenei Maliye Encümeni mazbatasında Heyet’in Eskişehir’e nakli öngörülmekteyken, 4 Kasım tarihli Adliye Encümeni mazbatasında geçici Heyeti Temyiziye yerine Konya’da kurulacak bir Temyiz Mahkemesi önerilmiştir.157
Tasarı genel gerekçesinde (esbabı mucibe) coğrafi şartlar ve ulaşım imkanları açısından Eskişehir’in Heyeti Temyiziye merkezi olmasının yukarıdaki olumsuzlukları ortadan kaldıracağı bildirilmektedir. Esbabı mucibede, Sivas’ın merkez seçilmesinin, seçildiği dönemin şartları gereği isabetli olduğu, ama artık bazı sorunlar doğurduğu bildirilmekte ve özellikle İstanbul, İzmir, Edirne gibi vilayetlerin yargı işlerinin ülkenin geneline kıyasla daha fazla olduğu, bu yüzden Sivas’ın Heyeti Temyiziye merkezi olmasının külfet doğurduğu belirtilmektedir. . Düzenlemeyle amaçlanan bir nokta da 7 Haziran günlü içtimada kabul edilen Muvakkat (Geçici) Heyeti Temyiziye kurulmasına dair kanunun hükümlerinin kaldırılması ve böylece düzenli bir mahkeme kurulmasıdır. Bunun yanında mevcut Heyeti Temyiziye dairelerine ayrı daireler eklenmesi ve idari ve adli personel tahsis edilmesi amaçlanmaktadır.
Adliye Encümeni mazbatasında ise Tasarıda önerilen Eskişehir’de geçici olarak kurulacak olan Heyeti Temyiziye yerine Konya’da bir daimi Temyiz Mahkemesi (Mahkemei Temyiz) kurulması öngörülmektedir. Mazbatada, Heyet’in yapısında da değişiklikler öngörülmekte olup yeni dairelerin kurulması da amaçlanmaktadır. Buna göre her daire “bir reisle dört azadan teşekkül” etmek üzere “Mahkemei Temyiz Şer'iye, Hukuk, Ceza, İstida ve Sulh Hukuk dairelerinden mürekkep” olacaktır (m. 2-3).
17 Ekim tarihli İcra Vekilleri Heyeti toplantısında kabul edilmiş olan tasarı ve diğer mazbatalar 12 Kasım’da Mecliste görüşülmeye başlanacak; ancak düzenleme bir sonraki içtimada kabul edilecektir.158
Eskişehir, Konya ve Sivas mebuslarının kendi seçim bölgeleri itibariyle tartışmaya daha hararetle dahil ol oldukları görülmektedir.. Sivas mebusu Rahmi Bey konu için Sivas’taki Mahkemenin ilga edilmesini teessüfle karşılayarak “…Yani Büyük Millet Meclisinin Sivas için verdiği bir şerefi bugünkü Hükümet nez'etmek istiyor. Binaenaleyh, dairei intihabiyem namına bunu protesto ederim.” diyecek ve kimi protesto ettiği sorularına karşılık olarak “Kabineyi” cevabını verecektir.
Sonrasında Adliye Vekili Seyyid Bey söz alacak ve Heyeti Temyiziye’nin taşınmasının gerekliliğini açıklayacaktır. Meselenin sadece memleket ya da bir memlekete fayda meselesi olmadığını, asıl meselenin ve Adliye Vekaleti’nin temel görevinin adaletin temini ve “menafii umumiyei millet” meselesi olduğunu ifade edecektir. Mahkemei Temyize gelen bir davanın geç sonuçlanması ya da sonucunun geç ulaştırılması zanlıların haksız yere hapis yatmasına neden olabileceğinden adaletin temin edilemeyeceğini belirtecektir. Vekil, Sivas’a bir ilamın gidip incelenip geldiği yere geri gönderilmesinin altı ayı bulacağını ifade ederek, Konya ya da Eskişehir’de veyahut Batıda başka bir yerde kurulması durumunda da benzer durumun doğu vilayetleri için ortaya çıkacağını söyleyecektir. Buna rağmen İstanbul ve İzmir’deki davaların toplamının diğer yerlerdeki davalar kadar olduğundan Heyeti Temyiziye’nin buralara yakın olarak kurulması gerektiğinden bahsedecektir:
Evet Mahkemei Temyiz Eskişehir veya Konya'ya veyahut Garp cihetlerinde başka bir yere naklolunduğu zaman vilâyatı Şarkiye mahakiminden sâdır olan ilâmat hakkında da aynı mütalâa ve mülâhazat varittir denilebilir... Yalnız İstanbul ile İzmir'in ilâmatı bütün vilâyatı Şarkiye ilâmatından fazladır. Ihsaiyata bakabilirsiniz: Vilâyatı Şarkiyede dâva azdır... Bunun için Mahkemei Temyizin vilâyatı Garbiyeye ve aynı zamanda vilâyatı Şarkiyeye de merkez olacak bir mahalle nakli lâzimedendir. Bu zaruri bir keyfiyettir.
Bu nedenle Adliye Vekaleti’nin, Heyeti Temyiziye’nin doğu vilayetleri ile Batı vilayetleri arasında bir mevkide kurulmasını önerdiğini belirtecektir. Sonrasında Ankara ya da İstanbul’un da bu mahkemenin kurulması için uygun olmadığını ifade edecek olan Vekil, Doğu vilayetlerinin zor durumda kalması konulu sorulara da cevap verecek, yörede davaların az olduğunu ve halkın zaten hukuk davalarını yörede adı geçen birine giderek uzlaşma yoluyla hallettiğini ifade edecektir. Diğer davalar için de kadıya gidildiğini ama onlara da nikah ve boşanma uyuşmazlıkları nedeniyle iş geldiğini ve bu nedenle yörede az iş de olsa her yerde bulunmaları gerektiğini söyleyecektir.159
Benzer bir tartışma da geçici olarak kurulan Sivas’taki mahkemenin durumudur. Mahkemenin geçici olmasının, mahkemede görev yapan hakim ve savcıların da görevlerinin bitmesi anlamına gelip gelmeyeceği sorularına da cevap veren Vekil, söz konusu mahkemenin sadece bina olmadığını ve içindekilerle beraber geçici olduğunu, ama görev yapan hakim ve savcıların hakimlikten çıkarılmadığını, yine Adliye Vekaleti’nce görevlendirileceklerini söyleyecektir. Aynı zamanda mahkemenin ve personelinin taşınmasının iki üç ay alacağı ve bu dönemde mahkemesiz kalınacağı yönündeki eleştirilere de gerekli hesapların yapıldığı yönünde cevap verecek olan Vekil, kış gelmeden bir buçuk ay içerisinde Samsun yolunu kullanarak mahkemenin naklinin mümkün olduğunu belirtecektir.
Kanunun maddeleri görüşülmeye başlandığında nakil öngören birinci madde uzunca tartışılmıştır. Benzer çerçevede dönen tartışmalarda Mazhar Müfid Bey’in itirazları dikkat çekecektir. Zamanın hükümeti aleyhinde çalışmış olan ve hatta kendisinin idamını talep etmiş olan bir kişinin bu mahkemede savcı olduğunu ifade eden Mazhar Müfid Bey, böyle isimlerin olabileceğini bu nedenle mahkeme üyelerinin yeniden seçilmesi gerektiğini ve böyle kişilerin görevden alınmasını hükümetten talep edecektir.
Maddeyle ilgili diğer tartışmalar mahkemenin taşınması ya da taşınacağı yer ile ilgilidir. Birinci maddenin görüşmeleri bittiğinde çok sayıda takrir gelse de söz konusu takrirler dört gruba ayrılabilir. Bir grup takrir (maddeleri görüşülmeye başlanan Adliye Encümeni mazbatasında taşınılacak yer olarak Konya’nın gösterilmesi nedeniyle) madde tasarısında Konya yerine Eskişehir bulunması gerektiğini önereceklerdir. Bir diğer grup Mahkemenin Konya’da kurulmasını talep edecektir. Üçüncü grup ise Mahkeme merkezinin ya Sivas’ta kalmasını ya da Ankara’ya taşınmasını istemekte olup, düşünülmeden hareket edilmemesi gerektiğini, Konya ya da Eskişehir yerine Sivas’ta kalmasını ya da yer değiştirilecekse Ankara’da kurulması gerektiğini savunacak ve talep edeceklerdir. Son olaraksa mahkeme merkezine hükümetçe karar verilmesi gerektiğini savunacak ve maddenin bu şekilde değiştirilmesini öneren takrirler vereceklerdir. Birkaç kişi de Yozgad, İstanbul ve Kütahya’nın Mahkeme merkezi olmasını talep edecektir.
Madde oylamasında her adı geçen yer ayrı ayrı ve mebusların ayağa kalkmaları usulüyle oylanmış ve yeterli çoğunluk, Eskişehir olması yönündeki takrirlerin toplu oylanmasıyla sağlanmıştır. Mahkeme merkezinin Eskişehir olması yönünde karar alınmış ve madde bu yönde değiştirilerek kabul edilmiştir. İçtimanın neredeyse tamamı bu tartışmaya ayrılmıştır. İki gün sonraki içtimada maddeler görüşülmeye devam edilmiştir. Düzenlemenin yeni bir daire ilavesini öngören ikinci maddesi görüşülmeye başlanmıştır. Tartışmalardan Mahkemeye yeni bir Sulh Hukuk dairesi ilave edildiği anlaşılmaktadır. Bunun yanında mevcut bir Hukuk dairesi olduğu bildirilerek, ikisi arasındaki tek farkın davaların maddi miktarı konusunda oluştuğu, bununsa ortak içtihat üretmek için kurulmuş olan mahkemenin temel amacı dışında kalarak ortak içtihat geliştirmeye engel olacağı belirtilmiştir. Adliye Vekili durumun önemini bildiğini ama yapabilecek başka bir şey olmadığını, Hukuk Dairesi’nin ancak işlerinin yarısını görebildiğini, bu nedenle bu duruma mecbur kalındığını ifade edecektir.
Dairelerin isimleriyle ilgili de değişiklik talepleri gelse de söz konusu takrirler kabul edilmeyecektir. Yapılan oylamada da maddeler değiştirilmeden kabul edilecektir. 371 sayılı“Heyeti Temyiziye Merkezinin Eskişehir'e Nakline ve Teşkilâtının Tevsiine Dair Kanun” ismiyle yayımlanacak düzenlemeyle Sivas’ta bulunan Muvakkat Heyeti Temyiziye Eskişehir’e Mahkemei Temyiz adıyla taşınmış olacak, “Mahkemei temyiz; şer'iye, hukuk, ceza, istida ve sulh hukuk dairelerinden mürekkep” bulunacaktır. Ayrıca "Her daire birer reisle dört azadan" oluşacak ve "Mahkemei temyizin üç ihtiyat âzası ve başmüddeiumumî refakatinde bir başmuavin ile dört muavini ve her dairenin lüzumu kadar başmümeyyiz, mümeyyiz ve ketebesi" bulunacaktır.
Divan-ı Muhasebat (Sayıştay)
Cumhuriyet’in ilk yıllarında ihtiyaca rağmen kurulamayan Divanı Muhasebat’ın (Sayıştay) görevleri Meclis içinde kurulan bir encümence görülmeye çalışılmıştır. 1920’den 1923’e kadarki dönemde gerek encümen gerekse iki ayrı daire biçiminde işlev gören yapıların düzenlenmesi ancak 1923 yılı sonlarında olacaktır. Divanı Muhasebat’ın çalışmalarına tam olarak başlaması ise 1924 yılına sarkacaktır.
Düzenli yapının inşasına kadar farklı yöntemler izlenmiş, bir dönem biri İstanbul’da diğeri Ankara’da olmak üzere iki “daire”li bir yapı kurulurken, bir dönem de Ankara’dakinin esas kabul edildiği bir yapıyla hizmet verilmiştir.160
1920 yılında kurulmaya çalışılan Divanı Muhasebat, dönemin şartları gereği kurulamasa da başka yapılarla mali denetim yapılmıştır. 1922’de Meclis içinde kurulacak olan Murakabe Encümeni olarak anılacak komisyonla bütçe denetimi yapılmaya çalışılmış, bu yapı yaklaşık bir yıldan fazla bu görevi yerine getirmiştir:161
Kurtuluş Savaşının ve yeni Devletin masrafı arttıkça, malî işlemlerin daha iyi denetlenmesine gerek duyulmuş; bu nedenle 28 Şubat 1338 (1922) tarihli Avans Kanununa 5 No.lu madde eklenerek, Meclis içinden bir komisyon seçilmesi ve Sayıştay kurulana kadar bütçe denetiminin komisyon tarafından yürütülmesi öngörülmüştür. Millî Savunma ve Mâliye Bakanlıkları için üçer, diğer bakanlıklar için birer üyeden oluşan bu komisyon, Devlet gelirlerinin toplanması ve giderlerinin yapılması hakkında Meclise her üç ayda bir rapor vermekle görevlendirilmiş; bütçe denetimi görevini bir yıldan fazla süreyle yürütmüştür.
1923 yılında seçim çalışmalarına gelinene kadar çalışan Murakabe Encümeni, seçim kararı alınmasından sonra, bir dönem ortadan kalkacak ve tekrar eski iki daireli yapıya dönülecektir. 24 Nisan tarihli bir kararla “birisi İstanbul'da, birisi de Ankara'da görev yapmak üzere yeniden iki Divan-ı Muhasebat kurulması”nın kararlaştırılmış olduğu anlaşılmaktadır.162 Murakabe Encümeni’nin görevleriyle aynı olmak üzere, bütçeye de Divanı Muhasebat için tahsisat konulduğundan 29 Nisan günlü kararla Hükümetçe bir çeşit yeni “Sayıştay” kurulacaktır.163
Millet Meclisinin, 16 Nisan 1339 (1923) tarihinde seçimlerin yenilenmesine karar vermesiyle, denetleme komisyonunun [Murakabe Encümeni] görevi de sona ermiştir. Ancak, Millet Meclisinin seçimleri yenileme kararına rağmen, bütçenin denetimini yapan komisyonun görevlerine ilişkin olarak daha önce çıkarılmış bulunan Divan Kararnamesi yürürlükten kaldırılmamış ve Sayıştay için de bütçeye ödenek konulmuş olduğundan, eski mevzuat içinde görev yapmak üzere, 29 Nisan 1339 (1923) tarihinde Hükümet tarafından bir Sayıştay kurulmuştur. Bu Sayıştay'ın yeniden kurulmasına kadar, yaklaşık olarak yedi ay süreyle görev yapmıştır.
1923 yılının sonuna doğru Divanı Muhasebat ancak düzenli bir yapıya kavuşacaktır. Çalışması her ne kadar sonraki yıla kalsa da asıl kuruluş 1923’te olacaktır.
Meclis içindeki mali tartışmalarda sıkça Divanı Muhasebat’ın kurulması gerektiği ifade edilmişse de kuruluş yıl sonuna kalmıştır. 24 Kasım günlü içtimada görüşülen tasarıyla bir Divanı Muhasebat kurulacaktır. İcra Vekilleri Heyeti Reisi Ali Fethi imzasıyla Meclise gelen 27 Ağustos tarihli tasarıda, çoğu devlette Meclis dışından bir denetim öngörülen yapıların olmasına rağmen Divanı Muhasebat’ın erkleri elinde bulunduran Meclisle ilişkisinin kesilmemesi için, kurumun Başkanının (Reisi Evvel) Meclisçe seçilmesi önerilmektedir.164
Kanun tasarısının görüşülmeye başlamasıyla birlikte ilk itiraz, mevcut yapının kurulmasının bir işe yaramayacağı, çünkü taşrada görevlilerin bulunmadığı yönünde olacaktır. Yine de en azından merkezde bir yapı inşa edileceğinden bahisle, söz konusu eleştiri geçiştirilmiş ve görüşmelere başlanmıştır.
Düzenlemenin kanunlaşması sırasında özellikle Divanı Muhasebat Heyeti’nin kuruluşunu düzenleyen madde konusunda tartışmalar olmuş, diğer maddeler çok uzun görüşülmeden kabul edilmiştir. Tasarının ikinci maddesi heyetin üyelerini, sayısını ve seçim usulünü düzenlemektedir:
“Bu heyet bir reisievvel ile üç reisisani ve sekiz azadan mürekkep olup işbu rüesa ve azalar erbabı ihtisas meyanında Meclis Heyeti Umumiyesince reyi hafi ve ekseriyeti mutlaka ile hariçten intihap olunur.” Aynı maddedeki hariçten gelme kısmı da özellikle vurgulanmış ve mebuslar arasından seçilen olsa bile istifa etmeleri gerektiği, Divanı Muhasebat Heyeti’nin Meclisten bağımsız olmasının koşulu olduğu düşünülerek, iki görevin aynı kişide birleşemeyeceği genel kabul görmüştür.
Divanı Muhasebat üyelerinin azli meselesini düzenleyen 3. madde de değiştirilerek kabul edilmiştir. Maddenin ilk halinde üyelerin azledilemez (lâyenazil) oldukları düzenlenmiştir. Bunun hükümetçe azledilemez olarak anlaşılması gerektiği ifade edilecek olsa da madde daha anlaşılır ve üyeler için daha korunaklı bir yapı oluşturacak biçimde “Divanı muhasebat rüesa ve âzası lüzumu azilleri Meclisi Millinin ekseriyetince tasdik olunmadıkça azlolunamazlar” şeklinde düzenlenecektir.
Kanun’un165 kabul edilmesiyle “Büyük Millet Meclisine merbut varidat ve masarifatı Devlet” namına denetlemek üzere bir Divanı Muhasebat kurulmuş olacaktır. Ayrıca Divanı Muhasebat Heyetinin kurulması hakkında yine İcra Vekilleri Heyeti’nce önerilmiş olan bir de karar kabul edilecektir (s. 540). Kararda İstanbul’da bulunan Divanı Muhasebat üyelerinin de başkentte bulunması öngörülmektedir. İstanbul dahil diğer vilayetlerdeki denetimin Divanı Muhasebata bağlı denetçiler (murakıp) tarafından yapılacağı bildirilmektedir. Bu kararın niteliği tartışılmış ve düzenlemenin kanuna ek olarak kabul edilmesi önerilse de Encümen takriri olarak oylanması gerektiğinde karar kılınacaktır. Karar metni şöyledir:
Divanı Muhasebat heyeti umumiyesi merkezi Hükümette bulunacaktır. Binaenaleyh bütçe murakabesi âtiyen vilâyatı sairede yapılacağı veçhile İstanbul'da dahi lüzumu kadar murakıp ikamesi suretiyle ifa edilecektir.
Divanı Muhasebatın kurulmasından sonra konu Meclise bir kez de üye seçimi için gelecektir. 3 Aralık günlü içtimada, Saruhan mebusu Reşad Bey ve arkadaşları tarafından verilen takrirde daha önce seçilmiş bulunan Divanı Muhasebat üyelerinin yeni düzenleme nedeniyle baştan belirlenmesi önerilecektir.166 Söz konusu kanunda üyelerin seçimi ve aday gösterme ile ilgili boşluk nedeniyle, Meclis dışından gelecek kişilerin belirlenmesi için Kütahya mebusu Receb Bey’in önerisiyle Muvazenei Maliye ile Kavanini Maliye Encümenleri ile Maliye Vekili’nden oluşacak ortak bir Heyet kurulmasına karar verilecektir. Aday belirleme, hem Reisievvel ve Reisisanilikler için hem de diğer adaylar için geçerli olacaktır. Reisievvel ve saniler için seçilecek kişilerin iki katı kadar aday gösterilmesi usulü kullanılacakken, geri kalan 8 Divanı Muhasebat üyeliği için 32 aday gösterilmesi önerilecek ve kabul edilecektir.167
Bu karar üzerine 10 Aralık günü, söz konusu müşterek encümenin kararı Meclise gelecektir. Kararda her makam için iki aday olmak üzere, iki Reisievvel ve altı Reisisani adayının belirlendiği görülmektedir. Adaylar şöyledir:168
Reisievvel: Fuad* : Halen Maliye Vekâleti Muhasebei Umumiye Müdürü Umumîsi
Reisievvel: Haşim Bey: İstanbul mülga Posta ve Telgraf ve Telefon Nazın esbakı
Reisisaniler: Salih Vahid Bey* : Halen Divanı Muhasebat Reisievvel Vekili ve Reisisanisi
Reisisaniler: Faik Bey* : Halen Divanı Muhasebat Reisisanisi
Reisisaniler: Remzi Bey* : Maliye Vekâleti birinci sınıf müfettişlerinden.
Reisisaniler: Cemal Bey: İstanbul mülga Divanı Muhasebat Sabık reisisanilerinden.
Reisisaniler: Zeki Namık Bey Sabık Maliye müfettişlerinden
Reisisaniler: Nureddin Bey: Halen Maliye müfettişlerinden ve yine halen Maliye Vekâleti Heyeti Teftişiye Müdürü Umumî Vekili
Belirlenen adayların seçimi, listenin basılıp dağıtılması işi nedeniyle bir sonraki toplantıya bırakılacak ve oylama 12 Aralık günlü içtimaya kalacaktır.169 Yapılan oylama sonucunda Reisievvel olarak 170 oyun 134’ünü alan Fuad Bey seçilmiştir. Reisisanilikler için ise 169 oy kullanılmış ve Salih Vahid Bey 133, Faik Bey 119, Remzi Bey 87 oy alarak Reisisani seçilmişlerdir.
Bu isimlerin seçilmesiyle konu kapanmayacak ve 17 Aralık günlü içtimada tekrar gündeme gelecektir.170 Başkanlıklar dışındaki üyeliklerin seçimi için her isme 4 aday olmak üzere toplam 32 aday ismi belirlenmesine karar verilecektir. Müşterek encümen tarafından belirlenecek isimlerin yanında “… her isim hizasında sicilinin ve memlekette hayatının ve sairesinin, yani kendisi hakkında mevcut bütün malûmatın” da yazılmasına karar verilecek ve karar müşterek encümene sevk edilecektir.
Böylelikle kurulan Divanı Muhasebat, Cumhuriyet tarihinin ilk Sayıştayıdır. 1920’lerde ya da seçim döneminde hükümetçe tesis edilen Divanı Muhasebat’ı düzenli bir yargı organı olarak görmek pek mümkün değildir. Kasım 1923’ten itibaren kurulan yapı hem yasal dayanak hem de kuruluşu itibariyle düzenli bir organın ortaya çıkmasını sağlamıştır.
Dostları ilə paylaş: |