EĞİTİM NEDİR? Kişinin yaşadığı toplum içinde değeri olan , yetenek, tutum ve diğer davranış biçimlerini geliştirdiği süreçlerin tümüdür. Eğitim, önceden saptanmış esaslara göre insanların davranışlarında belli gelişmeler sağlamaya yarayan planlı etkiler sürecidir. Eğitim sürecinde bireyin kendi yaşantıları esastır.
Eğitim; bireyin davranışlarındaki yaşantısı yoluyla kasıtlı olarak ve isteyerek değişme meydana getirme sürecidir. Bir Çin Atasözü bunu doğru bir biçimde tespit etmektedir: -Eğer bir yıl ötesi için planlıyorsanız hububat ekin, -Eğer on yıl ötesi için planlıyorsanız, ağaç dikin, -Eğer bin yıl ötesi için planlıyorsanız, insanlar ekin, işte eğitim insan vasıtasıyladır ki insanlar ekilir ve asırlar inşa edilir.
EĞİTİMİN SÜRECİ Eğitimin üç temel öğesi vardır. 1- Amaç 2- Öğretme ve öğrenme etkinlikleri 3- Değerlendirmeler Eğitim amaçla başlar, öğretme-öğrenme etkinlikleriyle devam eder ve değerlendirme ile son bulur. Sürecin bu mantığı bütün kültürler için aynıdır. Amaçların içeriği ve öğrenme için kullanılan öğretme yöntemleri kültürden kültüre göre değişebilir, fakat sürecin doğası değişmez.
KURUMSAL BAŞARIDA EĞİTİMİN ÖNEMİ “Mademki biliyorsun, niye öğretmiyorsun” Ludingirra (sümerli eğitmen ve şair Günümüzden 4000 yıl önce) Bilindiği gibi, insanın eğitimi doğduğu andan itibaren başlar ve ölünceye kadar devam eder. Okul öncesi ve okul sürecinde devam eden eğitim, mesleğe atıldıktan sonra da sürer gider. İşe başlamakla kişinin eğitimi tabii ki sona ermez, görevinin gerektirdiği, kendisinden hizmet beklenen konularda sürekli eğitim görmezse başarılı olması mümkün değildir. Kısacası kişinin sistematik eğitim sürecine dahil edilmesi gereklidir.
Ünlü ingiliz iktisatçı “Adam Smıth” in güzel bir sözü var, Demiryollarının %5’i demirse %95’i insandır. Kurumların başarılı olabilmeleri öncelikle her çalışanı gerçekten başarılı olabileceği, bilgi, beceri ve yeteneklerini gösterebileceği doğru alanlarda çalıştırabilmek, önlerine mesleki bir vizyon koyarak kariyer gelişmelerine yardımcı olmaktır. Bunun için gerekli olan ana unsur ise, eğitimdir. Başarılı kurumlara baktığımızda başarılarının arkasındaki en önemli gücün eğitim olduğu görülmektedir. Çalışanlara düşen en önemli görev ise ; her şeyi kurumdan beklememek ve kişisel enerjileri en olumlu ve optimum şekilde kullanarak öğrenmek ve bütün bu öğrenilenleri bir takım ruhu içerisinde hayata geçirmek olmalıdır.
ATATÜRK VE EĞİTİM
Atatürk, büyük bir asker, büyük bir devlet adamı ve diplomat olduğu kadar, eğitim alanında da milletimizin çağ değiştirmesini, atılım yapmasını sağlayan büyük bir önderdir.
Atatürk'e göre, "en önemli, en esaslı nokta eğitim meselesidir".
Çünkü, "eğitim bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüce bir toplum halinde yaşatır, ya da bir milleti esarete ve sefalete terk eder.
Toplumumuzu hakikat hedefine, mutluluk hedefine ulaştırmak için iki orduya ihtiyaç vardır:
Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu,
öteki milletin geleceğini yoğuran irfan ordusu...
Özetle,
Atatürk'e göre, kaynaşmış bir millet haline gelmenin, çağdaşlaşmanın, kalkınmanın, hür ve demokratik bir toplum olabilmenin en etkili aracı eğitimdi.
ATATÜRKÜN EĞİTİME VERDİĞİ ÖNEMİ GÖSTERİR KÜÇÜK BİR ÖRNEK
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, yeni Türk harflerini halka bizzat öğretirken (20 Eylül 1928)
KİŞİLERARASI İLETİŞİM
İnsan yaşamı gözden geçirildiğinde kişiler arası ilişkilerin hem sıkıntılarda hem de mutluluklarda çok büyük bir yer kapladığı görülür.
Kişiler arası iletişim genellikle kendiliğinden ve teklifsizdir. İletişimi gerçekleştirenler birbirlerinde sürekli geri bildirim alırlar.
İletişimin kişiler arası iletişim sayılabilmesi için 3 şart aranır:
1- Yüz yüze olması,
2- Katılımcılar arasında bir mesaj alışverişinin olması,
3- Söz konusu iletişim sözlü veya sözsüz nitelikte olmasıdır.
Örneğin yazışmalar kişiler arası iletişim sayılmaz.
İLETİŞİMDE BAŞARILI OLMAK İÇİN SUNULAN BAZI ÖNERİLER
İnsan ilişkilerinde başarılı olabilmek için insanın doğasını iyi
tanımak gerekir. Başarılı bir iletişimde bulunabilmek için
insanın bu ilişkiden beklentilerini anlayabilmek gerekir.
Puanınız 81-100 arasında ise; Başkalarıyla iletişiminiz çok iyi bir
konumda. (Gözlem Yok)
Puanınız 101-120 arasında ise;Başkalarıyla iletişiminiz
mükemmel. (Gözlem Yok)
Değerlendirme sonucunda 40 soruluk ankette Başkanlığımız personelinden;
Değerlendirme sonucunda 40 soruluk ankette Başkanlığımız personelinden;
9 Kişi 41-60 arasında
17 Kişi 61-80 arasında puan toplamıştır.
Ankete 26 kişi katıldığından
9/26= 0,35
17/26=0,65
Olarak bir sonuç çıktığından Başkanlığımız personelinin %35‘inin başkalarıyla
İletişiminin gelişmeye ihtiyacı olduğu,
%65’inin ise başkalarıyla iletişiminin iyi bir konumda olduğu görülmüştür.
Ancak başkalarıyla iletişimimizin oldukça zayıf olmadığı gibi
çıkan sonuçlardan çok iyi bir konumda olduğu da söylenemez.
SONUÇ
Bozuk bir iletişim sorunların çözümü için hiçbir fayda sağlamadığı gibi aksine sorunları daha da arttırıp içinden çıkılmaz bir hale getirmektedir. Burada bir noktaya değinmekte fayda vardır. İletişimi sağlıklı sürdürmek isteyen kişinin insanın doğasını bilmesi hayati önem taşımaktadır. İnsanın doğasını bilmenin en iyi yolu da insanın kendisini tanımasıdır. Kendini tanımayı açıklayacak olursak; iletişim benimle başlar ilkesine dayanmaktadır. İnsan kendisiyle sağlıklı iletişimi, kendisini yargılamadan anlamaya çalışarak kurduğu iletişimdir. Bu sayede insan kendisinin eksik yönlerini görecek, duygu ve heyecanlarının altında yatan nedenleri keşfedecektir. Kısacası kendisiyle yoğun ve her zaman olabilecek bir iletişim içerisinde olacaktır.