Scan by pegasus BİRİNCİ bolum 7 Mart



Yüklə 1,23 Mb.
səhifə20/20
tarix28.08.2018
ölçüsü1,23 Mb.
#75642
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20

Katherine Collins'in önündeki ekran yine canlandı, «LÜTFEN BEND TAHRDK EDDN.» Mic-haels daktiloya yazdı. «KURALLARI BDLDYORSUN. DAHA SONRA DENEYLER BAŞLAYINCA.»

Martin'den yana döndü. «Programı çok kolay ve başarıyla geliştirmemiz, bizleri araştırma alanındaki amaçlarımızı genişletmeye yöneltti. Fakat bu zamanla, yavaş yavaş ve yıllar sonra oldu. Beynin tanımadığımız son bölümlerini araştırmak için daha yüksek dozda radyoaktif vermek gereği bizi zorluyordu. Ne yazık ki, bazı hastalarımızda yüksek doz rahatsızlıklar yarattı. Özelifkle beynin sağ ve sol bölümlerini incelerken sorunlarla karşılaştık. Araştırmanın bu bölümü çok nazikti. Çünkü seçtiğimiz hastalarda, belirtileri dayanılır düzeyde tutabilmek için neden olduğumuz tahribatı dengelemek


zorundaydık. Eğer üstünde deney yaptığımız kişide bulgular artarsa, hastaları buraya

getirip araştırmanın ilk asamasından başlıyorduk.» Micha-els eliyle cam silindirleri gösterdi. «Ve en

büyük buluşlar burada, bu odada gerçekleşti. Tabii çalışmalara ilk adımımızı atarken bu denli ilerleyeceğimizi tahmin edememiştik.»

«Peki, Marino, Lucas ve Liridquist gibi son hastalara ne oldu?»

«Ah, evet onlar, biraz heyecan yarattılar. Bunlar yüksek dozda radyoaktivite verilen hastalardı. Bulgular hızla belirmeye başlayınca, biz onları gözetim altına alana dek, hastalar başka doktorlara başvurdular. Fakat doktorlar tüm çabalarına rağmen, hastalığı asla tanımlaya-madilar. özellikle Mannerheim.»

Martin ipin ucunu kaçırmıştı. Dyice şaşkındı. «Bu araştırmalarda Mannerheim yok mu?»

«Mannerheim'ı? Dalga mı geçiyorsun? Bu denli önemli, büyük projelere, onun gibi bencil piçlerin burunları sokulsun istenmez. Her aşamayı kendi kisisel basanları haline getirip ayrı bir ödül toplamak isterler.»

Philips gözlerini odanın içinde dolaştırdı. Dehşete düşmüş ve şaşırmıştı. Üniversitenin Sağlık Merkezinin göbeğinde, böyle korkunç bir olayın gelismesine olanak yoktu. Martin, «Beni en çok şaşırtan sey,» dedi. «Yakanı bu isten kurtarman. Yani demek istiyorum ki, farmokolo-jideki zavallı piçin biri, fareye yanlış tedavi uygularsa.

Hayvanları Koruma Derneği garibin ensesine biniverir.»

«Çok yardim gördük. Dısardaki adömtarın FBI ajanları olduklarını biliyorsun.» Phil.ps ters ters Michaefs'a baktı. «Bunu bana anımsatmana gerek yok. Biliyorsun

beni öldüreceklerdi.»


  • 328 —

  • 329 —

«Çok üzgünüm. Bana telefon edene dek basma gelenlerden haberim yoktu. Bir yHddn beri gözaltında tutuluyorsun. Fakat bunu bama senin güvenliğin için yaptıklarını söylemişlerdi.» Martin'nin dili tutuldu. «Gözaltında mıydım?» «Hepimiz. Philips sana bir sey söyleyece-'ğim. Bu araştırmaların sonuçları toplumun tüm yapısını kökünden değiştirecek. Olayı dramatize ettiğimi düşünme. Dik zamanlar ufak bir projeyle deneylere başladık. Fakat ilk elde ettiğiniz sonuçların patentlerini aldık. Bu basarımız, büyük bilgisayar firmalarının bizleri araştırmalar için para ve yardım yağmuruna boğmalarına neden oldu. Buluşlarımızda ne kadar ilerlediğimiz umurlarında değildi. Bizden istedikleri tek sey sonuçtu. Ve bize yardım etmek için âdeta birbirleriyle yansa girdiler. Fakat sonunda kaçınılmaz bir durum gelip çattı. Dördüncü kuşak bilgisayar üretmemize ilk büyük istek, Savunma Bakanlığından geldi. Elimizdeki bilgiler silahlanma kavramını

temelinden değiştirdi. Küçük yapay akıl birimini, yazılı moleküller bellek, depolama

sistemiyle birleştirip ilk gerçek düşünen füze yönlendirme sistemini geliştirdik. Simdi ordunun elinde ilk 'düsen füzeler' var. Atom güçlerinin bulunuşundan bu yana savunma

alanında yapı lam en büyük asama. Ve hükümet, buluşlarımızın temelinin nelere

dayandığına, bilgisayar firmalarından dama az ilgi gösteriyor. Dsteseler de istemeseler

de, ellerindeki en yüksek düzeydeki güvenlik kuvvetlerini bizi korumak için seferber

ettiler. Atom bombası yapımındaki Manhattan projesi, bize sağlanan güvenlik yanında

hiç kalır. Bu odaya cumıhuroaskam bile giremez. Hepimiz gözaltında tutuluyoruz Dıscrdaki adamlardan çoğu paranoyak. Her gün burasının Rus baskınına uğramasından

korkuyorlar. Dün gece senin çılgın gibi davrandığını ve güvenliği tehdit ettiğini

söylüyorlar. Fakat ben. onları bir noktaya kadar kontrol altında tutabilirim. Sorunun

temeli sana dayanıyor. Kararı sen vereceksin.»

Martin bitkinlikle, «Ne kararı?» dedi.

«Bu büyük olayı sadece kendine saklayıp korkunç sır içinde yasayabilecek misin?

Geçirdiğin sokun derecesini anlıyorum. Açık konuşmak gerekirse, yaptığımız

araştırmalardan sana söz etmeyi asla düşünmüyordum. Fakat hayatını tehlikeye atıp

kendini ortadan kaldırabilecek kadar bilgi sahibi olduğun için her seyi açıkça bilmeni

istedim. Beni dinle, Martin. Bilgileri dışında, onların onaylarını almadan, insanlar üstünde

deneyler yapmanın, özellikle onları kurban etmenin, geleneksel tıp ahlâkına aykırı olduğunun farkındayım. Fakat sonuçların da yöntemlerimizi haklı çıkaracağına

inanıyorum. On yedi genç kadın bilinçlerinin dışında yaşamlarını feda ettiler. Bu doğru.

Ama bu fedakârlık bir ilke uğruna yapıldı. Üstün bir toplum yaratıp Amerika Birleşik

Devletleri'nin gelecekteki savunma üstünlüğünü sağlamak için yapıldı. Her özne, kendi yönünden biiyük özverilerde bulundu. Fakat iki yüz milyon Amerikalının geleceğini düşününce, yapılan özveriler, toplu iğne bası gibi minicik kalıyor. Her yıl kendi arzularıyla canlarına kıyan genç kadınların sayılarını düşün. Ya da yılda trafik ve diğer kozalarda kaç kişinin öldüğünü biliyor muşum? Oysa buradaki on yedi kadın topluma büyük bir katkıda bulundular. Ve kendilerine hep şefkatle davran ildi. Çok iyi ba— 330 —



A331

kıldılar ve hiç acı hissetmediler. Tam tersine büyük bir zevk içinde yaşadılar.» «Bunu kabul edemem. Niçin beni öldürmelerine göz yummadın?» diye Philips yorgun sesle konuştu. «Böylece vereceğim karardan endişe duymazdın.» «Philips, senden hoşlanıyorum. Dört yıl birlikte çalıştık. Zeki bir adamsın. Yapay akıl

geliştirmesinde yaptığın ve yapacağın katkıların sonu yok. Özellikle radyoloji alanındaki tıbbi atılımlar, bu operasyonu gizli tutmamıza yarıyor. Sana gerek duyuyoruz Philips. Tabii bu, sensiz yapamayacağımız anlamına gelmez. Hiçbirimiz yerine konulmaz değiliz ama sano yine de gerek var.»

Philips, «Bana gerek yok,» dedi. «Seninle tartışmak istemiyorum. Ama sanaı gerek

duyduğumuz bir gerçek. Bir noktayı daha vurgulamak istiyorum. Artık deneylerimizde insanları kullanmamız gerekmiyor. Aslında, bu büyük projenin deneme evresi pek yakında

sona erecek. Dstediğimiz bilgileri elde ettik. Simdi bu göriiş ve bilgileri elektronik hale



çevirmek »gerekiyor. Dnsan üstünde yapılan deneyler sona erdi.»

Philips, «Bu projeye kaç araştırmacı katıldı?» diye sordu.

Michael övünçle, «Programın en güzel yanı bu,» dedi. «Projenin büyüklüğüne göre çalışan personel sayısı çok az. Bir fızyolojist takımı, bilgisayarcılar ve mesleklerinde yetenekli birkaç hemşireden başka kimse yok.»

Philips, «Hiç doktor yok mu?» diye sordu.

Michaels güldü. «Nöroradyolojistlerden bir doçent doktor var.»

Dki adam birbirlerinin gözlerinin içine bakarlarken uzun bir sessizlik oldu.

Michaels, «Bir nokta daha var,» dedi. «Yeni bilgisayar teknolojisindeki tıbbi asamaiar, açıklanıp kanıtlanınca, bütün ödülleri sen alacaksın.» Philips, «Bana rüşvet mi teklif ediyorsun?» diye sordu.

«Hayır. Gerçek bu. Sen Amerika Birleşik Devletleri'nde tıbbi arastırmalardaki en

ünlü kisi olacaksın. Tüm radyoloji alanı senin denetiminde programlanacak. Böylece

bilgisayarlar hastalık tanılarını yüzde yüz yanılmaksızıri, büyük bir yetenekle yerine

getirecekler. Dnsanlığa sağlanacak en büyük yarar bu. Bir kez sen bana en iyi

radyologların bile tanıları yüzde yetmiş beş dolayında yanılmadan okuyabildiklerini söylemistin. Son bir sey daha var...» Martin gözlerini yere indirip âdeta utanır gibi huzursuzca ayaklarını oynattı. «Az önce söylediğim gibi, ajanları belirli bir noktaya kadar idare edebilirim. Eğer birisi seni güvenlik için tehlikeli görmeye baslarsa yönetim benim elimden çtkar. Ne yaztk ki, simdi Denişe Sanger de istemeden ise karışmış durumda. Araştırmanın özelliklerini bilmiyor ama, projeyi tehlikeye atacak kadar yeterli bilgiye sahip. Diğer bir deyişle, eğer bu programı kabul etmezsen, sadece sen değil. Denişe de ortadan kaldırılacak. Ve ben bu konuda söz sahibi değilim.»

Denise'in ölüm tehlikesiyle yüz yüz© olduğu açıklanınca, Philips yine korkunç bir öfkeye kapıldı. Tüm içini nefret doldurdu. Kendini zorlayarak, öfkeden gözleri dönmüş halde önüne gelene saldırmaktan kendini alıkoydu. Tükenmişti. Vücudundaki sinirler kopacak kadar ge


  • 332 —

  • 333 —

rilmislerdi. Tüm gücünü toplayıp duygusallığa kapılmadan akılcı yoldan düşünmeye kendini zorladı. Ve düşündü. Projenin arkasına gizlenen gücün büyüklüğüyle yüz yüze gelince, karsı koymanın anlamsızlığı artında eziliverdi. Philips kendisini feda edebilirdi ama Denise'i edemezdi.

Michaels elini Philips'in omzuna koydu. «Evet Martin? Sanırım her seyi açıkladım.



Buna karşılık ne diyorsun?»

Martin, «Seçme hakkım yok sanırım,» dedi.

Martin, «Evet var,» dedi. «Fakat çok küçük. Denise'i ve seni sıkı bir göz hapsine alacaklarından şüphe yok. Öyküyü basına yaı da Senatoya açıklamana fırsat vermezler. Her olasılığa karsı planları var. Denişe ile birlikte yasam kurmak veya acımasız ani bir ölüm arasındaki seçeneğini yap. Böyle açık konuştuğum için kendimden iğreniyorum. Eğer benim umut ettiğim yolu seçecek olursan, Denise'e Savunma Bakanlığının isteği

üzerine araştırmalar yaptığımızı ve senin güvenliği tehlikeye soktuğunu sanarak yanıldıklarını söyleriz. Olaydan kimseye söz etmeyeceği üstüne yemin ettirir, konuyu kapatırız. Biyolojik bulguları, Denise'den gizleme sorumluğunu sen taşıyacaksın.»

Philips derin bir soluk alıp önündeki cam silindirlere arkasını döndü. «Denişe nerede?»

Michaels güldü. «Beni izle!»

Kasa gibi çift kapılı odddbn çıkıp, anfilere geçtiler, iki erkek loş koridorda ilerleyip eski tıp okulunun yönetmenlik ofisine girdiler.

«Martin!» diye Denişe bağırdı. Dki ajanm arasında oturduğu katlanır koltuktan ayağa fırladı. Kollarını Philips'in boynuna dolayıp ağlamaya başladı. «Neler oluyor?» diye hıçkırdı.

Martin konusamıyordu. Dçinde biriken duygular Denise'i görünce sevince dönüşmüştü. Denişe güvencede ve yasıyordu. Onu öldürtmek sorumluluğunu nasıl yüklenebilirdi?

Denişe, «FBI senin tehlikeli bir vatan haini olduğuna beni inandırmaya çalıştı,» dedi. «Söylediklerinin tek kelimesine inanmadım. Onların bana yalan söylediklerini açıkla. Her şeyin korkunç bir düş olduğunu anlat.»

Philips gözlerini kapadı. Tekrar gözlerini açtığı zaman, kendisinde konuşacak gücü bulmuştu. Denise'in yaşamını kendi ellerinde tuttuğunu biliyordu. Kelimeleri özenle seçip ağır ağır konuşmaya başladı. Şimdilik örülen tuzağa düsmüstii. Ama günün birinde, belki yıllar sonra bile olsa, ellerinden ıkurtulacaktı. Philips, «Evet,» dedi. «Hepsi kötü bir düstii. Korkunç bir yanılgı. Fakat hepsi artık sona erdi.»

Martin, Denise'in çenesinden tutup yüzünü kaldırdı ve dudakları nddn öptü. Kadın erkeğine karsı duyduğu nişlerde yanılmadığı güvencesiyle, onun öpücüğüne karşılık verdi. Philips'e güvendiği sürece emniyette olacağını biliyordu. Philips bir on yüzünü kadının saçlarının arasına gömdü. Eğer bireysel yasaimın önemi varsa, Denise'in yasamı herkesinden çok değerliydi.



Denişe, «Artık sona erdi,» diye yineledi.

Philips kadının omzunun üstünden Micha-ets'o baktı. Bilgisayar uzmanı beğeniyle basını salladı. Fakat Martin olayların aslal sona ermediğini biliyordu!...

ON DKDNCD BÖLÜM NE W YORK TD1MES (A.P. STOCKHOLM)

BDRBDLDMADAMININ DSVEÇ HÜKÜMETDNDEN SDYASD SIĞINMA HAKKI DSTEMESD BDLDM DÜNYASINDA SOK YARATTI.

Son zamanlarda yaptığı bilimsel araştırmalarla uluslararası büyük'ün kazanan Dr.

Martin Philips, dün öğlenden sonra' Dsveç'te esrarengiz şekilde ortadan kaybolmuştur. Ünlü Carolinsha Enstitüsünde öğle saatiyle birde konferans verecek olan nöroradyolojist, salonu tıklım tıklım dolduran dinleyicilerini düş kırıklığına uğratmıştır. Ünlü bilimadamının dört ay önce evlendiği karısı Denişe Sanger de kendisiyle birlikte kaybolmuştur.

Altı ay önce Dr. Philips'in akıllara' durgunluk veren tıbbi buluş ve yenilikleri açıklamaya başlamasından beri, kendilerine gösterilen yakın ilgiden çiftin sıkılıp inzivaya

çekildikleri ilk akla gelen düşüncedir. Fakat kısa süre sonra çiftin güvenlik kuvvetlerince büyük bir ilgiyle korunduğu anlaşılınca, bu düşünce değerini yitirmiştir. BilimoçtoiTM ve karışırım Dsveç polisinin isbir

— 335 —

ligiyle ortadan kaybolduklarına inanılmaktadır.



Dışişlerinde yaptığımız araştırma I arsa sinir bozucu bir sessizlik içinde sonuçlanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri hükümetindeki yüksek düzeyde bazı kişilerin de heyecan verici olaya doğrudan doğruya isimlerinin karısması olayın ulaştığı boyutları genişletmiştir.

Elle tutulur hale gelen uluslararası heyecan, Dsveç yetkililerince hazırlanıp dün gece yansı yapılan aşağıdaki açıklama sonucu son haddini bulmuştur.

«Dsveç yetkilileri. Dr. Martin Philips'in istediği siyasi sığınma hakkını kendisine tanımışlardır. Doktor ve karısı yetkililerce gözaltında tutulmaktadırlar. Yirmi dört saat içinde Dr. Philips'in kısaca; kaleme aldığı bildiride, tıbbi araştırmaların kalkan ya

pılarak insan haklarının nasıl korkunç şekilde ihlâl edildiği kamuoyuna açıklana



çaktır. Bugüne dek Dr. Martin Philips, AmerikaA Birleşik Devletleri hükümetini de

içine alan, saklı hakları koruyan bir kon-sorsyum tarafından, düşüncelerimi ve bil diklerini kamuoyuna açıklamamaya' zorlanmıştır.

Bu belge topluma açıklanınca 1, Dr. Philips Dsveç televizyonunda bir basın toplantısı yapacaktır.»

Dnsan haklarının büyük çapta ihlâlinin ne anlama geldiği kesinlikle bilinmemektedir. Fakat Dr. Philips'in ortadan kaybolmasıyla' birbirini izleyen garip olaylar zinciri ciddi düşüncelere yol açmaktadırlar. Dr. Philips'in uzmanlık olan

— 336 —

tıbbî görüntülerin, bilgisayarlarla 1 belirlenmesi, bilim ahlâkına karsı büyük bir saygısızlık olarak nitelendirilmektedir. Bununla birlikte, Dr. Phi-iips'in ulaştığı ün (Bu yıl diğer saygıdeğer araştırmacılar tarafından verilen aylarla Nobel Tıp ödülünü kazanması kaçınılmazdı) büyük bir kitlenin kendisini izleyip inanacaklarını garanti etmektedir. Olayın Dr. Philips'in ahlâk anlayışını ne denli etkilediği, bilimaddıranın attığı dramatik adımla



meslek hayatını ne denli tehlikeye atmasından açıkça belli olmaktadır. Ayrıca, Tıp Dünyasında kendi alanında, bir VVatergate rezaletine karsı bağısıklı kalamayacağını meydana

koymaktadır.



SON

Yüklə 1,23 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   20




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin