İktidarımızın başarılı yönetimi sayesinde, krizin Türkiye’yi teğet geçtiği gerçeği artık geniş çevreler tarafından teslim edilmektedir.
AK Parti iktidarı pek çok ülkeden daha önce krizden çıkış stratejisini içeren bir Orta Vadeli Program hazırlamış ve kararlı bir şekilde uygulamıştır. Dünyadaki modaya, esen rüzgârlara göre değil, ülkemizin tecrübelerine ve gerçeklerine göre hareket edilmiş, beklentiler iyi yönetilmiş, dozajı ve süresi iyi tasarlanmış müdahaleler ile küresel krizin etkileri en alt düzeye çekilmiş ve Türkiye krizden en hızlı çıkan ülkelerden biri olmuştur.
Kriz ve krizden çıkış sürecinde, bir yandan mali disiplini sağlayıp kamu açıklarını azaltıcı politikalar uygularken, öte yandan kamu harcamalarında uzun vadeli büyüme potansiyelimizi destekleyecek şekilde altyapı yatırımlarına ve işgücünün niteliğini geliştirici programlara öncelik verdik. Büyümenin ağırlıklı dinamiğini ise artan güven ortamında özel kesimin tüketim ve yatırım harcamaları oluşturdu.
Birçok ülkede çalışanların ve emeklilerin ücretleri dondurulurken veya ücretlerde geriye gidiş yaşanırken, iktidarımız vatandaşlarını enflasyona ezdirmemiş, nispi olarak düşük ücret alanlara enflasyonun da üzerinde artışlar yapabilmiştir.
Bu süreçte Türkiye’de batan veya kurtarılması gereken bir banka olmamıştır. Servetler erimemiş, bir gecede zenginleşenler ya da bir gecede fakirleşenler olmamıştır. Krize rağmen Hazine’nin borçlanma faiz oranları hem nominal hem de reel olarak tarihi en düşük seviyelerinde seyretmektedir. Türkiye’nin kredi notu artmıştır. Merkez Bankası’nın Döviz Rezervleri tarihi yüksek seviyelere ulaşmıştır.
Dostları ilə paylaş: |