Ar-Ge ve İnovasyon
Güçlü Türkiye’nin artık güçlü bir Ar-Ge ve inovasyon vizyonu var. Bu vizyonun en üst düzeyde siyasi sahipliği var. İktidarımız, her alanda dünyayla rekabet edebilen bir Türkiye için bilim, teknoloji ve inovasyon alanına özel bir önem veriyor. 2004 yılından itibaren Başbakanımızın başkanlığında düzenli olarak toplanan Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu, Ar-Ge ve inovasyonda kabuğunu kıran özel girişime daha fazlası için umut ve güven veriyor.
Refah ve huzur için ihtiyaç duyduğumuz sürdürülebilir sosyo-ekonomik büyüme ve rekabet üstünlüğü, ancak araştırma, geliştirme ve inovasyon faaliyetleri ile mümkündür. Bu ise desteklenecek üniversite-sanayi işbirliği üzerine inşa edilmiş bir “ulusal bilim ve teknoloji tabanı”nın toplumumuzda yaygınlaştırılması ile kalıcı olacaktır.
Orta gelişmişlikteki teknolojilerle desteklenen otomotiv, kimya gibi sanayilerimiz, son 20 yılda Türkiye’mizi bugünlere taşımıştır. Ancak, teknoloji transferine dayalı üretimden elde edilen gelirin en büyük kısmı, Ar-Ge’yi yapan ve dolayısıyla ürün ve süreçlerin fikri mülkiyet haklarına sahip ülkelere gitmektedir. Bir ülke sanayide kendi Ar-Ge’sini yapmadan küresel rekabette fark yaratamaz.
“Bilgi Çağı”nı yakalayan ülkelerde, bilim ve teknoloji tabanı da tartışmasız olarak gelişmiş olur. Bu uluslar; geliştirdikleri ileri teknolojilerle beslenir, dolayısıyla da orta gelişmişlikteki teknolojilerle beslenen sanayiden; ileri teknolojiyle yakalanan uzay ve havacılık, elektronik, bilgisayar ve yazılım, iletişim, ilaç, hassas makine gibi alanlara kayarlar. Bu ülkelerin yıllık büyümelerindeki yaklaşık % 80’lik pay, teknolojik gelişimden kaynaklanmaktadır. Türkiye’nin bu anlamda ulaşmış olduğu kritik eşiği doğru değerlendiren iktidarımız, iddialı hedefler ile ihtiyaca uygun bilim ve teknoloji stratejisini oluşturmuştur.
Dünyanın en büyük ekonomilerinde olduğu gibi; son yıllarda hızla artan yatırımlarımızla savunma, enerji, uzay, sağlık, bilişim ve benzeri kritik ihtiyaçlarımızı içeren öncelikli sektörlere odaklı Ar-Ge stratejimizi, bu sektörlere girdi sağlayacak biyoteknoloji (genetik, farmakoloji, vb.) ve malzeme (nanoteknoloji, akıllı malzemeler, vb.) gibi pahalı ve nitelikli iş gücü gerektiren “bilgi yoğun” alanlarda mükemmeliyet hedefi ile güçlendiriyoruz.
21. yüzyılda yeni bir dünya doğuyor, teknoloji doğuya doğru kayıyor. Bugün Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Orta Asya’da doğal kaynak zengini, ortak değerleri paylaştığımız birçok ülke ile birlikte Ar-Ge projeleri yaparak bilim ve teknoloji tabanımızı geliştirip yaygınlaştıracağız. Türkiye, bu coğrafyada diğer gelişmiş ülkelerle Doğu-Batı ekseninde bir köprü kuracak ve orta vadede sanayimizle bütünleşik ve ondan beslenen bir ekosistemin cazibe merkezi olacaktır.
Hedefimiz; pek çok sahada fark yaratarak taklide değil inovasyona odaklı Ar-Ge ile teknolojide küresel rekabet üstünlüğü ve ekonomik değer geliştirmektir. Amaç günü kurtarmak değil, geleceğimizi kurmaktır.
Dostları ilə paylaş: |