Seçİm biLDİrgesi


KADIN Kadın yoksa eşitlik de yok…



Yüklə 180,12 Kb.
səhifə3/3
tarix30.04.2018
ölçüsü180,12 Kb.
#49637
1   2   3

KADIN

Kadın yoksa eşitlik de yok…

Kadın yoksa özgürlük de yok…

Kadın yoksa adalet de yok…

Kadın yoksa demokratik siyaset de yok…

Kadın yoksa demokrasi de yok…

Kadın özgürlük mücadelesi, insanlık tarihinin en önemli gerçeğidir. Tarih boyunca tüm toplumsal mücadeleler, kadın özgürlük mücadelesiyle paralel bir seyir izlemiştir.

İnsanlık tarihi bir anlamda; köleliğe, baskıya, sömürüye karşı ezilenlerin ve kadınların yürüttüğü özgürlük mücadelesi tarihidir.

Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloğu olarak, tüm kadınların, özellikle de Kürt Kadın Hareketi’ni selamlıyoruz.

Kürt Kadın Hareketi özgün örgütlenmesiyle beşbin yıllık erkek egemen zihniyetin dayattığı sömürü ve inkara karşı varlığını koruma ve özgürlüğünü kazanma mücadelesi vermiştir. Kendi özgünlüğünün bilinciyle bunun irade ve örgütlülüğünü ortaya çıkarmak için örgütlenmiştir. Demokratikleşmenin ve değişimin ana yapısını oluşturmada Kürt toplumunda öncülük rolünü üstlenmiştir. Kürt Kadın Hareketi, milliyetçiliğe, militarizme karşı örgütlenirken ve mücadele ederken, son otuz yılda, büyük bedeller ödemiştir.

Kadının kurtuluşu olmadan toplumun kurtuluşu olamayacağını bilmekteyiz. Bu yüzden en küçük yerleşim birimlerinden başlayarak mezra, köy, mahalle düzeyinde kadın komün meclisleri kurarak demokratik özerkliliği güçlendirmek için örgütlülüğünü büyüten Kürt Kadın Hareketi tüm kadınlara esin kaynağı olmaktadır.

Demokratik, ekolojik cinsiyet özgürlükçü paradigma ışığında, bugüne kadarki birikimlerimizi dünya kadın hareketlerinin deneyim ve tecrübeleriyle birleştirerek ve tüm eşitsizliklerin kaynağının kadın-erkek arasındaki eşitsizlik olduğunu kabul ederek yolumuza devam etmekteyiz.

Şimdi, kadınlar olarak, iddiamız çok daha büyüktür. İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılı, “Kadın Özgürlük Yüzyılı” yapmak istiyoruz. Dünya genelinde kadın hareketinin toplumsal dinamikleri ve devraldığı mücadele mirası, bu iddiamızı daha güçlü kılmaktadır.

Bu gerçeği gören, emeğe ve kadına yönelik baskının/sömürünün sahipleri, özgürlük iddiamızın içini boşaltmak için, türlü yol ve yöntemi denemektedir.

Ancak biz kadınlar biliyoruz ki, tarihsel olarak bizi özgürlüğümüzden yoksun bırakan, iktidarcı ve devletçi zihniyet olmuştur.

Erkek tarafından geliştirilen egemenlik ilişkileri, sistematik olarak toplumun tüm hücrelerine kadar nüfuz etmiş, tüm toplumsal, iktidarcı ve devletçi zihniyetle inşa edilmiştir. Erkek egemenliğine dayalı iktidar ve devlet, toplumsal sorunların baş aktörüdür.

Kaynağını cinsiyetçilikten alan, milliyetçilik ve militarizmle şekillenen devlet, toplumu da kendine göre şekillendirmiş, devlet ile erkek egemenlikli toplumsal yapı sürekli bir birini yeniden üretmiştir.

Bu zihniyet kadının kimliği, bedeni ve emeği üzerinden sömürü, güç ve iktidar ilişkilerini, eşitsizlikleri, militarist zihniyetle bütünleştirerek sürdürmektedir. Ötekileştirilerek toplumsal mekanizmalardan dışlanan kadın, her türlü şiddet, baskı ve sömürünün odağı haline getirilmektedir.

Kadın erkek eşitsizliği, her gün, kapitalist sömürü düzeninin işleyişinde, devlet mekanizmalarında, aile içinde, okulda, toplumda, çalışma yaşamında, kültürde, ideolojide, medyada kısaca yaşamın her alanında yeniden üretilmektedir.

Toplumun yarısını oluşturan kadınlar, toplum içinde, çalışma yaşamında, ailede, siyasal alanda erkeklerle aynı olanakları paylaşamamaktadır.

Siyasal temsil, ekonomik haklar, medeni haklar ve eğitim haklarından yararlanamayan kadınlarla erkekler arasında süren eşitsizlik her geçen gün daha da derinleşmektedir.

Yaşadığımız 21. yüzyılda kapitalist modernite, kurnaz ve güçlü erkeğin en kurumsallaşmış halini yansıtmaktadır.

Bir tarafta sermaye ve iktidar sürekli büyüme yaşarken, diğer taraftan toplum adeta modern kölelik sitemi içerisinde, açlık, yoksulluk kıskacındadır.

Erkek egemen zihniyetin bir ürünü olan iktidarcı-devletçi sistemler tüm toplumsal grupları, doğayı etkilemekte, baskı altına alarak karar alma süreçlerinin dışına itmektedir.

Bu durumdan en çok kadınlar etkilenmektedir. Kapitalist modernite, beş bin yıllık erkek egemen sistemin oluşturduğu toplumsal algılarla, kadınları adeta cendereye almış durumda.

Biz kadınlar buna itiraz ediyoruz. Kapitalist moderniteye ve kadınları toplumsal yaşamın dışına iten zihniyete karşı mücadele ediyoruz.

Kadınların yer almadığı demokrasilerin gerçek demokrasiler olmadığını biliyoruz. Bu nedenle “EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOK”unda yer alan kadın adaylar olarak, erkek egemen siyasete müdahale ediyoruz.

Biz kadınlar özgür, eşit, demokratik ve adil yaşam için mücadele ediyoruz.

Cinsiyetçiliğe, milliyetçiliğe, militarizme ve devletçiliğe karşı; demokratik, ekolojik, cinsiyet özgürlükçü bir toplum inşa ediyoruz.

Kadın duyarlılığıyla, savaşı ve nefreti tırmandıran politikalar değil, toplumsal mutabakatı sağlayacak demokratik çözümü için mücadele edeceğiz. Varlığımızı koruma, özgürlüğümüzü sağlama mücadelesini yükselteceğiz.

ÖRGÜTLÜ KADINLA DEMOKRATİK ÖZERKLİĞE!

Demokratik özerklik, özünde bir kadın projesidir. “EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU”nun kadın adayları olarak, Demokratik Özerklik projesini, demokratik çözüm ve birlikte yaşam projesi olarak hayata geçirmeyi esas alacağız.

Kadın Meclisleri ile kadınların yerelde ve yerinden ifade, katılım, karar ve temsil süreçlerine doğrudan ve etkin katılımını sağlayacağız.

Türkiye genelinde merkezi yönetimin yetkilerini sınırlayan yerinde yönetim sistemini geliştireceğiz.

Halkların demokratik siyasal iradelerini tanıyarak özyönetim hakkını gerçekleştireceğiz.

Ekonomik dengesizliğin, yoksulluğun ve işsizliğin aşılması için ayrımcı politikalara son vererek, yatırımlarda özelde Kürdistan olmak üzere geri bıraktırılmış tüm bölgelere öncelik tanıyacağız.



HAYATIN HER ALANINDA EŞİTLİK İSTİYORUZ!

“EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU”nun kadın adayları olarak, demokratik sivil anayasa yapma sürecini kadınlar ve tüm toplumsal kesimlerin taleplerini dikkate alan katılımcı bir yöntemle, toplumsal mutabakat ve uzlaşı içinde ele alacağız.

Kürt halkı gibi tüm farklı etnik ve inanç kimliklerini güvence altına alacak Demokratik çoğulcu yeni bir anayasa için öncülük edeceğiz.

Kürt kültürü ve çok kültürlülük önündeki tüm engelleri kaldırarak, serbest örgütlenme hakkı, ifade basın-yayın özgürlüğünü anayasal güvence altına alacağız.

Irkçılık, ayrımcılık, cinsiyetçilik ve asimilasyonu insanlık suçu olarak tanımlayacağız.

Son 30 yılda yürütülen savaşta yaşanan kirli olayların, faili meçhul cinayetlerin ve kayıp olaylarının aydınlatılması için Hakikatleri Araştırma ve Adalet Komisyonu’nu kuracağız.

Zorunlu göçe maruz kalan tüm vatandaşlarımızın zararlarının tazminini sağlayarak “mülk ve mesken hakları dahil” tüm haklarının iadesini sağlayacağız.

Başörtü yasağını kaldıracağız.

Pozitif ayrımcılık ilkesi ve cinsiyet kotasına açık ve net bir ifade ile yeni anayasada yer vereceğiz.

Yasalar Önünde Eşitlik ilkesi açısından Türk Ceza Yasası, Medeni Yasa gibi temel yasalarda var olan bütün anti-demokratik maddelere karşı mücadele edeceğiz.

Farklı cinsel yönelimlere karşı ayrımcı, aşağılayıcı, homofobik nefret suçlarının önlenmesi için, Nefret Suçlarının Önlenmesi Yasası için mücadele edeceğiz.

Tüm örgütlü kadın yapılarının, anayasa yapım sürecine doğrudan ve etkin katılımlarını sağlayacağız.



EŞİTLİK SAĞLANINCAYA KADAR KOTA!

“EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU”nun kadın adayları olarak kadınların karar alma ve uygulama süreçlerinde katılım ve temsil edilmesini engelleyen koşullar ortadan kalkıncaya kadar, her alanda pozitif ayrımcılık ilkesini esas alacağız.

Siyasette, sendikalarda, derneklerde, meslek örgütlerinde ve tüm yönetim kademelerinde yüzde 40 cinsiyet kotası uygulayacağız.

Ayrımcılığa karşı, kapsamlı, tam koruma sağlayan Eşitlik Çerçeve Yasasını, Eşitlik Bakanlığını ve “Kadın-Erkek Eşitliği Komisyonu”nu kuracağız.

“Cinsiyet Temelli Bütçe” çalışmalarını geliştirerek merkezi yönetim bütçesini kadın-erkek eşitliğini gözetecek biçimde hazırlayacağız.

Kadın örgütlenmesini desteklemek ve teşvik etmek için, merkezi ve yerel bütçeden kadın sivil toplum örgütlerine kaynak ayıracağız.

İki kat ayrımcılığa maruz kalan engelli kadınlar için pozitif ayrımcılık ilkesini uygulayacağız.

YOKSULLUK KADINLARIN KADERİ DEĞİL!

“EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU”nun kadın adayları olarak kadın emeğinin görünür kılınması ve örgütlenmesi önündeki bütün engellerin kaldırılmasını esas alacağız.

Tekelci üretim politikalarına karşı kadın eksenli ortak üretim alanlarının geliştirilmesini doğrudan ve etkin biçimde destekleyeceğiz.

Kadınlara istihdam alanında öncelik tanıyarak kadın istihdamını artıracak ve kamu istihdamında kota uygulayacağız.

Asgari yaşam koşullarından yoksun tüm kadınlara, düzenli ve sürekli vatandaşlık geliri vereceğiz.

Kadın emeğinin yoğun olduğu tarım sektöründeki kadınların ve ev eksenli çalışan kadınların sosyal güvencelerini kamu tarafından karşılayacağız.

Ev içi emeğin ücretlendirilmesini ya da eşitlik temelinde paylaşılmasını sağlayarak, çalışan kadınları sosyal güvenlik ve iş güvencesine kavuşturacağız.

Engelli, yaşlı, çocuk ve hasta bakımını kamusal bir sorumluk olarak ele alacağız.

Doğum öncesi ve sonrası dönemde gerekli hizmetleri sağlayarak, gebelik ve emzirme sırasında yeterli beslenme ile birlikte, ücretsiz hizmet vereceğiz.

KADINA YÖNELİK HER TÜRLÜ ŞİDDETİ “AMA”SIZ, REDDEDİYORUZ!

“EMEK, ÖZGÜRLÜK VE DEMOKRASİ BLOĞU”nun kadın adayları olarak kadına herhangi bir gelecek sunmayan “sığınma ev”lerini, kadınları sosyal, siyasal ekonomik yaşama katılabilecek şekilde “ÖZGÜR YAŞAM ALAN”larına dönüştürmeyi esas alacağız.

“Sığınma” ve ara istasyonların, merkezi bütçe desteğinde ve norm kadro uygulamalarından muaf olarak kurulmasını ve kadın kurumlarıyla eş güdüm içinde çalışmalarını sağlayacağız.

Nüfusu elli bini geçen her ilde kadın “sığınma evi” açmayı öngören yasanın uygulanma sorunlarının ortadan kaldırarak, kadın kurumlarının açtığı sığınakların genel giderlerini, kamu bütçesinden karşılayacağız.

Kadın cinayetlerinin önüne geçmek için “Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesi” yasasını çıkartacağız.

Küçük yaşta evlendirme, başlık parası, çok eşlilik, berdel gibi uygulamalara karşı her düzeyde etkin mücadele ederek kadını köleleştiren anlayışı değiştireceğiz.

Görsel ve yazılı medyanın şiddet içeren yayınlarına yönelik kontrol mekanizmalarını hayata geçireceğiz.

DOĞAL KAYNAKLARIN SINIRSIZ KULLANIMINA “DUR” DİYECEĞİZ!

Ekolojik denge esas alınarak sınırlı doğal kaynakların, sınırsız insan tüketimine karşı korunması ve yaşam döngüsünün devamlılığı için gerekli önlemleri alacağız.

Eril "modern kent" anlayışına karşı ekolojik, cinsiyet eşitlikçi ortak yaşam alanları yaratacak ve Kentsel Dönüşüm Politikalarına karşı mücadele edeceğiz.

Ekolojik ve kadın merkezli bir çalışma ve değer yaratma anlayışıyla hareket ederek tarımsal üretimin sürdürülmesini sağlayacağız.



daha çok kadın,

daha çok demokrasi,

daha çok özgürlük


    1. ÇEVRE, DOĞA VE EKOLOJİ

  • Her türlü yatırım ve sanayileşmede ekonomik kazanımdan önce çevresel etkiler hesaba katılarak, çevre ve doğa lehine bir politika izlenecek,

  • Ormanlık alanların ne sebep altında olursa olsun talanına, özelleştirilmesine, inşaat alanı olarak kullanılmasına izin verilmeyecek,

  • Akarsuların, denizlerin, göllerin, yer altı sularının ve toprağın sanayi atıkları ile kirletilmesi kesinlikle engellenecek,

  • Hasankeyf, Munzur, Allionai, gibi tarih ve kültür mirasları, Karadeniz’deki doğal güzlelikler HES’lere kurban edilmeyecek, buralarda başlayan HES faaliyetlerine derhal son verilecek,

  • Siyanürle altın arama uygulamasına son verilecek,

  • Kamu-sivil toplum kuruluşlarının, Bölgesel ve Yerel Yönetimlerin, demokratik kitle örgütlerinin ve derneklerin de içinde yer alacağı “Merkezi Enerji Konseyi” oluşturularak “Yenilenebilir Enerji Kaynakları ve Enerji Verimliliği Kanun Tasarısı” gözden geçirilerek, yeniden belirlenecek,

  • Enerji üretiminde radyoaktif maddelerin kullanıldığı nükleer enerji santralleri, insan ve doğaya yönelik sürekli yüksek risk taşıdığından, bu santrallerin kurulmasına yönelik çalışmalar durdurulacak ve sözleşmeler iptal edilecek,

  • Nükleer enerji ve fosil enerji kaynakları yerine; “Merkezi Enerji Konseyi”nce hazırlanacak; yeterli, yerli, çevreci, temiz, sürdürülebilir yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının sağlanmasını amaçlayan yeni bir; “Merkezi Enerji Strateji Planı” oluşturulacak, ekolojik yapıyı ve toplum yararını gözeten bir politika izlenecek, özelleştirmelere son verilecek, enerjinin üretimi, iletimi ve dağıtımı merkezi olarak planlanacaktır.



    1. GENÇLİK

Gençlik, yeniliğe, değişim ve dönüşüme, bilimsel düşünce ve gelişmeye en açık olanı ifade etmektedir Özgürlük, adalet ve eşitlik düşüncesi temelinde ütopya ve ideallere sahip olan ve yaşamı buna göre şekillendirme arayışından vazgeçmeyen gençlik, bütün toplumsal değişim ve dönüşüm süreçlerinin en temel gücü olmuştur Türkiye’de de var olan köklü çelişkiler ve bunların çözümsüz kalması sistemin statükocu yapısı en fazla toplumun yarısını oluşturan gençliği etkilemekte ve onu mücadele etme zorunluluğu ile karşı karşıya getirmektedir

Özgürlük ve eşitlik değerlerine doğası gereği kadınla birlikte en fazla ihtiyacı ve özlemi olan gençlik demokratik uygarlık çizgisi öncülüğünde bu rolünü 12 Haziran seçimlerinde oynayacaktır. Özgürlük ve demokrasi adayları gençleşen, gençliğin doğası, ütopya ve idealleri ile buluşan siyasetin, Türkiye’yi demokrasi ve özgürlük mücadelesinde ilerleteceğine inanmaktadır İtifak olarak;



  • Gençler sınav merkezli eğitimin yarattığı sömürü ortamından kurtarılacak, Anadillerinde eşit ücretsiz, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda eğitim almaları ve meslek edinmeleri sağlanacak,

  • Gençlerin sosyal, kültürel, akademik ve sporsal yeteneklerini geliştirebilecekleri gençlik akademileri kurulacaktır.

  • Çalışan gençliğin sosyal, kültürel, sportif, eğitim ve hizmet içi eğitim yapmaları için çalışma saatleri özel olarak düzenlenecektir

  • YÖK kaldırılarak, üniversiteler özerk, bilimsel ve demokratik bir yapıya kavuşturulacaktır Ailelerden ve öğrencilerden harç, katkı payı, masraf, bağış ve benzeri isimler altında para tahsiline son verilecektir.

  • Üniversite öğrencilerinin barınma, beslenme, ulaşım, eğitim öğretim ihtiyaçları, sosyal ve kültürel faaliyetlerine ilişkin giderleri ücretsiz olarak karşılanacaktır.

  • İhtiyacı olan bütün öğrencilere karşılıksız öğrenim bursu sağlanacaktır.

  • Yükseköğretim herkes için bir hak olarak kabul edilecek ve güvenilirliğini yitiren ÖSYM ile birlikte üniversiteye giriş sınavları kaldırılacak, isteyen herkes orta öğretimdeki başarısı, yetenek alanı ve talebi doğrultusunda bir üniversiteye yerleştirilecektir.

  • Gençliği ağır ekonomik baskı altında tutan, sosyal ve kültürel olarak yozlaştıran politikalara son vererek, gençlerin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik yaşama örgütlü katılımlarını engelleyen her türlü anayasal ve yasal uygulamaları kaldıracaktır

  • özgürlük ve demokrasi adayları, gençlikte enternasyonalist, kollektivist ruh ve emekçi-üretici özelliklerin geliştirilmesi için doğrudan üretime katılmasını teşvik edecek, diğer ulus ve halkların gençlikleriyle etkinlikler geliştirmeyi esas alacaktır

  • Gençliğe, uluslararası dayanışma, birlik ve mücadele bilinci kazandırmayı amaçlamak amacıyla; küresel kuşatma, yıkım ve yozlaşmaya karşı Dünya Demokratik Gençlik Enternasyonalinin oluşturulacak,

  • Gençliğin siyasete katılımını engelleyen tüm yasal düzenlemelere son verilerek, seçilme yaşı da seçme yaşı gibi 18’e çekilecektir.

  • Gençliğin bulunduğu tüm alanlarda bağımsız örgütlenmesine, siyasal partilerle ilişkilenmesine ve siyasal partilerde çalışmasına imkan sunan düzenlemeler yapılacaktır

  • Zorunlu askerlik uygulaması kaldırılacak. Vicdani red hakkı yasallaşacaktır.



    1. KENT

  • Emek ve Özgürlük Bloku, öngörülebilir yer, su ve hava hareketleri ile uyumlu, doğal çevreye zarar vermeyen, kent yoksullarını gözeten, toplumsal yararı, planlamayı ve katılımı esas alan kent planlaması öngörür.

  • Engellilerin kentsel yaşama katılmasının önündeki fiziksel ve psikolojik engellerin kaldırılması için gereken tedbirler alınacaktır

  • Kentte yaşayan tüm kadın, erkek ve çocukların karar süreçlerine katılımı esastır. Kentsel yönetim mekanizmaları (Demokratik Kent Konseyleri), kentsel mekânı sermaye birikim stratejilerine tabi kılma çabasına karşı direnen emekçileri ve ezilenleri yan yana getirecek biçimde tesis edilir.

  • Kentsel dönüşüm politikaları, yoksul kent emekçilerinin kent dışına sürgün edilmesiyle sonuçlanmakta; toplumsal dayanışma pratiklerini ve kültürel çeşitliliği zayıflatmaktadır. Kent topraklarını rekabete ve sermaye birikimine açan, rant doğuran kapitalist zihniyet ve politikalarla mücadele edilecektir.

  • Eko kentlerin kurulması teşvik edilecek, yerel yönetimlerin bu konuda ki projeleri desteklenecektir.

  • Kentler, mahalleler ve köylerde doğrudan demokrasinin ilkeleri yaşama geçirilecektir.



    1. ENGELLİLER

  • Engellilere yönelik gizli veya açık ayrımcılıkla etkin biçimde mücadele edilecek, engellilerin siyasetin karar mekanizmalarında etkili biçimde yer alabilmesinin koşulları yaratılacaktır.

  • Yeni yasama döneminde TBMM öncelikli olarak Birleşmiş Milletler Engellilerin İnsan Hakları Sözleşmesini onaylayacaktır.

  • Birleşmiş Milletler Engellilerin İnsan Hakları Sözleşmesi hükümleri ve yaşanan sorunlar, engellilerin talepleri dikkate alınarak 2005 yılında yürürlüğe giren 5378 sayılı Yasa yeniden biçimlendirilecektir.

  • Günümüzdeki standartlara uygun olmayan ve yüz binlerce engelliyi mağdur duruma düşüren engelli tanımı değiştirilecek, yüzde 40 sınırı kaldırılacaktır. En az yüzde 10 işgücü kaybından başlayarak engel derecesine göre haklar ve istisnalar yeniden düzenlenecektir.

  • 2005 yılında 2022 sayılı Yasa’da yapılan değişik sonucu binlerce engelli ve bakıma muhtaç yaşlı ağır bir borç yükü altına sokulmuştur. Kamunun yeterli düzeyde ve gereğince bilgi vermemesi sonucu oluşan bu sorun nedeniyle borçlu duruma düşürülen engelliler ve yaşlılar için bir defaya mahsus af yasası çıkarılacaktır.

  • Haklar ve özgürlükler ancak erişilebilir veya kullanılabilir olduklarında bir anlam taşımaktadır. Engellilerin haklarının olduğundan söz etmek için de bunların engelliler tarafından erişilebilir olması gerekmektedir. Bu nedenle tüm kamu alanlarının en kısa sürede, engellilerin erişebileceği biçimde düzenlenmesi sağlanacaktır. Öncelikle sağlık, eğitim, adli ve yerel yönetim binalarına giriş ve çıkışlarının, işlem yapabilmelerinin yolları hızla açılacaktır.

  • Çalışabilir durumdaki engellilerin işgücünden ülke ekonomisinin yararlanmasını sağlayacak özel istihdam politikası oluşturulacak ve kararlılıkla uygulanacaktır.

  • Yasaların sağlamış olduğu istihdam olanakları titizlikle uygulanacak İş Yasası’ndaki 50 kişiden fazla işçi istihdam edilen işyerinde uygulanan zorunlu istihdam kuralı, 25 kişi ve üzeri olarak düzenlenecek ve daha fazla engelli istihdamı için teşvik yoluna gidilecektir.

  • Çalışamayan tüm engellilerin insan onuruna yaraşır bir yaşam sürdürebilmesine yeterli aylık bağlanacaktır. Engelliler bu yolla başkalarına muhtaç duruma düşürülmeden, başkalarının istismarına uğramadan yaşayabilecekleri koşullara kavuşturulacaktır.

  • Bakıma muhtaç olan engelliler için sağlanan bakım yardımı mutlaka artırılacak, bu yardımdan yararlanabilmenin koşulları hafifletilecektir.

  • Engellilerin toplu taşıma araçlarından yararlanmaları için araçlar uygun hale getirilecek, bunlardan yararlanma koşulları teşvik edici nitelikte olacak, engellilerin motorlu araç alımına geçici değil kalıcı kolaylıklar sağlanacaktır.

  • Yasada olmadığı halde görme engellileri şahit huzurunda işlem yapmaya dönük her türlü işlem durdurulacak, bu yolla engellilere çıkarılan mali yükümlülüklerden engelliler muaf tutulacaktır.

  • Özellikle sağlık merkezlerinde engellilerin tedavi ve bakımlarında, araç ve gereç ihtiyaçlarının karşılanmasında öncelik tanınacaktır.

  • Engelli çalışanların emekliliğe hak kazanmaları için konulmuş 16 ve 18 yıllık süreler azaltılacak, bu yolla engelli istihdamında sirkülasyon artırılarak daha fazla engellinin çalışma yaşamına katılmasının olanağı yaratılacaktır.



    1. DIŞ POLİTİKA

  • Demokratik Özerk yönetimlerde, yeni siyasi ve idari yapı çerçevesinde diplomatik faaliyetler merkezi hükümetin görev alanında olacaktır. Dış politikayla ilgili olarak hiçbir gizli anlaşmaya gidilmeyecek, yapılan tüm çalışmalar merkezi meclisle paylaşılarak ve ortaklaştırılarak sonuca gidilecektir.

  • Silahlı Kuvvetler hiçbir şekilde sınır dışına gönderilmeyecektir. Hiçbir ülkenin toprak bütünlüğü ve sınır dokunulmazlığı ihlal edilmeyecektir.

  • Bütün komşu ülkelerle dostluk ve saldırmazlık paktları imzalanacaktır.

  • Türkiye, 1952’den beri dahil olduğu NATO’dan çıkacaktır. Türkiye’deki bütün yabancı askeri üsler kapatılacaktır.

  • Türkiye, dünya çapında nükleer silahsızlanma için çalışacak, hiçbir nükleer projeye dahil olmayacaktır. Emek, Özgürlük ve Demokrasi Bloku nükleer silahsızlanmayı perdeleyen her türlü nükleer enerji santrallerine karşı çıkacaktır. Her türlü biyolojik, bakteriyolojik ve kimyasal silahları yasaklayacaktır.

  • ABD ve müttefiklerinin kendi ülkelerine müdahalesine fırsat tanıyan Ortadoğu, Kafkasya, Kuzey Afrika, Güneydoğu Asya’daki diktatörlüklere ve oligarşik devlet yapılarına karşı hakları ve özgürlükleri için mücadele eden halklarla dayanışma içinde olacaktır.

  • Türkiye’nin ABD ve İsrail devleti ile birlikte bölge devletlerine karşı giriştiği hegemonya çabalarına karşı bloğumuz, tüm bölge halklarıyla ortak mücadele cephesini savunacak ve bundan hareketle bölgede Demokratik Halklar Konfederasyonu hedefiyle hareket edecektir.

  • Ortadoğu pratiği sadece devletlerin diplomatik faaliyetleriyle sorunların çözümlenmediğine dair sayısız ders vermektedir. Günümüz ulus ötesi toplum ihtiyacı bu yönlü dayanışma örgütlenmesini vazgeçilmez kılmaktadır. Ortadoğu somutunda devletlerin konfederalizmiyle sivil toplumun demokratik konfederalizmi eş düzeyde önemli ve gerekli olup, paralel ve tamamlayıcı yönde geliştirilecektir.

  • İsrail devletine karşı Filistin halkının, Esad rejimine karşı Kürtlerin ve Arapların, Molla rejimine karşı Kürt, Fars, Azeri ve Belluci halkının mücadelesini destekleyecektir.

  • Kıbrıslıların kendi kaderlerini tayin hakkına tümüyle saygı duyulacaktır.

  • AB ile tam üyelik ilişkileri yukarıdaki ilkeler çerçevesinde sürdürülecektir.

Bin bir emek ve bedelle yarattığımız, uğruna yıllarca mücadele ettiğimiz bütün değerlerimize bağlılığın en somut ifadesi olarak diyoruz ki;

Artık yeter!

Emekten, demokrasiden ve özgürlüklerden yana bir gelecek kurmanın,

Barış içinde kardeşçe yaşamanın zamanıdır.

EMEK, DEMOKRASİ VE ÖZGÜRLÜK BLOĞU




Yüklə 180,12 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin