Seçimlerde Sosyalist Politika (Seçim Yazıları)



Yüklə 1,4 Mb.
səhifə25/54
tarix07.01.2018
ölçüsü1,4 Mb.
#37343
növüYazı
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   54

Politika ve Ahlak


(Bir ÖDP’liye (Doğan Arkadaşv) Cevap)

Sayın Doğan Arkadaş,

Sustuğumu yazıyorsunuz.

Neden susayım? Susacak bir şey mi var?

Ben yıllardır yazı yazarım ve bu yazılarımda bir hareketin haklılığının onun programından ve dayandığı, dile getirdiği sınıfların eğilimlerinden aldığını yazarım. Bir politika hakkında onun aptalca savunucularına göre karar vermemek gerektiğini yazarım; bir politikayı onun en mükemmel temsilcileriyle eleştirmek gerektiğini söylerim. Eğer bir parça okuduğunuzu anlasanız, bütün bunları bir de sizin için tekrar etmemin ayrıca bir güç ve zaman israfından başka bir anlama gelmediğini anlarsınız. O zaman da böyle niye susuyorsunuz diye feryat etmez ve bakın cevap veremiyor demek ki yanlış ve biz haklıyız demeye getirmeye çalışmazsınız. Bu feryatlarınız yazılanları hiç bir zaman anlamadığınızı bir kere daha kanıtlıyor.

Var sayalım ki, Özgür Politika istifa etmeyen ÖDP’lileri istifa etmiş gibi göstermiş olsun; var sayalım ki, ÖDP Pişkinsüt ile para için değil de aynı amaçları paylaştığı için birleşmiş olsun; var sayalım ki; ÖDP’liler dünyanın en ahlaklı insanlarıdır ve bütün dünyanın en ahlaksız, riyakar, hırsız uğursuz insanları DEHAP’ı desteklemektedir, bütün bunların gerçek olması halinde bile, ÖDP’ye oy istemek yanlıştır DEHAP’a oy istemek doğrudur. Bir yanlış politikayı namuslu insanların savunması onu doğru yapmaz, daha tehlikeli yapar. Bir doğru politikayı namussuz insanların savunması o politikayı yanlış yapmaz, sadece zayıflatır onun doğruluğunun görülmesini engeller.

Bütün bunların gerçek olması, doğru bir politikanın aptalca ve ahlaksız insanlarca savunulduğu; yanlış bir politikanın sizler gibi zemzem suyuyla yıkanmışlarca savunulduğundan başka bir anlama gelmez. Ve bu en büyük tehlikedir. Yanlış bir politikayı savunan namuslular, iyi niyetli oportunistler olarak bin kat daha zararlıdırlar. Yani sözde argümünlarınızın doğru olması halinde bile, yaptığınız iş ve bu işi yaparken yaydığınız anlayış, ezilenler açısından daha büyük bir tehlikeyi içerir, çünkü yanlış bir politikanın yanlışlığının görülmesini engeller ve yanlış hayaller yayar. Cehenneme giden yolun iyi niyet taşlarıyla döşeli olduğu, dünyanın en tehlikeli oportunistlerinin iyi niyetli ve namuslu oportunistler olduğu gerçeğini unutturur ve gizler.

Eğer bir parça okuduğunuzu anlıyorsanız, benim tavrımın her zaman böyle olduğunu görürsünüz. Bu veri iken bir de susmamdan söz etmeniz saçmadır.

ÖDP, Kürt Ulusal Hareketini bir müttefik olarak görmüyor; egemen ulustan bir parti olarak, ezilen ulusun hareketini desteklemiyor ve bu ulusal hareketi temsil eden partiyi özel savaş aygıtının diliyle tanımlıyor. Bunlar gerçek bayım. Bunları savunanlar ne kadar namuslu ise o kadar zararlıdırlar.

Siz ise aklınızca, diyelim ki bir gazete haberinden yola çıkarak, bu haberden hareketle, sizlerin namuslu karşı tarafın namusuz, dolayısıyla da sizin politikanızın doğru, karşı tarafın yanlış olduğu gibi bir sonuca ulaşmak istiyorsunuz. Ezilenleri biraz ciddiye alan bir insan, bu tür yaklaşımların saçma ve sakat olduğunu ezilenlere anlatmakla yükümlüdür. Tam da bunu yapmamak, böyle yanlış varsayımların yaygınlaşmasına hizmet etmek ezilenlere karşı en büyük suikasttir. Siz daha bunu anlama yeteneği gösteremiyorsunuz. Ama sizi suçlamak da anlamsız. Sizlere işçi hareketinin onlarca yıllık deneylerinin dersleri aktarılmadı; ona hor görüyle yaklaşmak öğretildi. Bu deneyin derslerini aktarmaya çalışanlara karşı düşmanlık aşılandı.

Siz okuduğunuzu anlamak istemiyorsunuz. ÖDP yöneticilerinin yazdığı, “Gerçekleşemeyen Bir İttifakın Hikayesi” adlı metnin, ÖDP yöneticilerinin kendi kalemlerinden DEHAP’ı nasıl SHP’nin kontrolüne alma planını desteklediğinin itirafı olduğunu bile görmek istemiyorsunuz.

Eğer seçim olmasa, başka önemli işler olmasa, oturup bu yazı ele alınarak satır satır yapılabilir. Türkiye devrimcilerinin ilk kez yakaladığı tarihsel bir fırsatta işi gücü bırakıp bu tür metinlerin analizlerine zaman ayırmalarını bekleyemezsiniz. Ondan sonra da, ortada muazzam bir kitle davranışı varken ve bu davranış bizzat miting alanlarında, pratik içinde ÖDP’yi tekzip ederken, insanlar enerjilerini başka işlere aktarmak zorundayken, zaten akıllı bir insanın kendiliğinden görebileceği kadar açık bir itiraftan başka bir şey olmayan metni ele alıp tartışmaya girişmeyişlerini sanki cevap verecek durumda değilmiş gibi gösterip de buradan puan toplamaya çalışmak, çocukça hilelerdir.

Ama gelelim ayrıntıya, Niçin aslı, astarı olmayan haber oluyormuş? ÖDP içinde ÖDP’nin bu günkü çizgisine muhalif olmayan ve oyunu HADEP’e vermeyecek kimse olduğunu söyleyebilir misiniz? (Daha birkaç gün önce bir ÖDP’li tanıdığım, Doğu’daki ÖDP üyelerinin muhtemelen DEHAP’a oy vereceğini, gri kalanların bir kısmının da CHP ve ÖDP arasında dağılacağını söylüyordu. Hem de bunu söyleyen Dev-Yol geleneğinden gelen, öyle muhaliflere de yakın olmayan, ama herkese biraz mesafeyle yaklaşan biriydi.) Bunların büyük bir kısmı ÖDP’den dışlanmış ve Blok içinde olmakla birlikte ÖDP’nin içinde hala böyle çok geniş bir kesim olduğunu inkar edebilir misiniz? Bu tür kişilerin ÖDP’den ayrılmaları veya bu yönde bildiri dağıtmaları olamaz mı? Siz sanki ÖDP bir bütünmüş gibi bir hava yayarak ve aslında bu unsurları, bakın karşı taraf ne kadar namussuz diyerekten ÖDP politikalarının destekçileri olarak tutmak veya kopmalarını önlemekten başka ne yapıyorsunuz? Çocuk mu kandırıyorsunuz?

ÖDP Genel merkezi bu gazete haberlerini tekzip etmiş. Bu tekzibe inanmak için bir neden var mı? ÖDP’den ayrılanlara niye inanmayalım da ÖDP genel merkezine inanalım.

Kaldı ki, ÖDP Samandağ konusunda yaptığı açıklamada ayrılmanın gerçek olduğunu inkar edemiyor, sadece kendi açısından gerekçeleri anlatıyordu.

Avrupa konusuna gelince, diyelim ki, o 230 imzalı bildiri işi dediğiniz gibi hikayedir. Bu neyi kanıtlar. Sadece Özgür Politika Redaksiyonunun işin önünü ardını aramadan bir haber yapmış olduğunu ve doğru bir politikayı yanlış araçlarla savunup onu kötü duruma düşürdüğünü kanıtlar. Bundan başka bir anlama gelmez. Yok buradan çıkıp ahlak dersleri vermek, buradan çıkıp ÖDP’nin politikasının doğru olduğu sonucuna ulaşmak ve ezilenlere bu tür çıkarsama alışkanlıkları yaymak, esas büyük cinayet budur ezilenlere karşı.

Ben ÖDP politikalarına ve ideolojisine ilişkin bütün eleştirilerimi bir yana koyarak, buyurun, bütün eleştirilerinizi yapın, var sayalım ki bunlar da doğru olsun, ama bu gün size verilecek oylar gerici partilerin meclise girmesine yol açar, HADEP’i eleştirin ama ona oy verilmesini isteyin dediğimde, ÖDP yöneticileri, kendini beğenmiş mağrurluklarıyla, böyle bir şeyin gündeme bile alınamayacağını söylediler.

ÖDP’nin kendine oy istemesi, bu günkü somut koşullarda, ezilenlerin davasına arkadan vurulmuş bir hançerdir. Onu hiçbir ahlaki niteliği bu gerçekliği ortadan kaldırmaz.

Buyurun politik eleştiri yapın baylar. Marksizm açısından seçimlerde tavırların ne olması gerektiğinin ilkelerini tartışalım. Kürt hareketinin sınıfsal özelliklerini ve taleplerini tartışalım. Bir gazete redaktörünün aptallığından yola çıkarak, bir politikayı mahkum edip, bir arkadan hançerleme politikasını savunmaya kalmayın.

Gerçeklik somuttur baylar. ÖDP’nin kendi adaylarına oy istemesi, hem de kendisine istediği oyların, boşa gideceğini bile bile kendine oy istemesi ezilenleri arkadan vurmaktır. Bloğa verildiği takdirde bunlarla Mihri’lerin, Celal Beşiktepe’lerin, Akın Birdal’ların, Pınar Selek’lerin meclise girmesinin yolunun açılacağı; buna yetmese bile ezilenlerin mücadele moralini güçlendireceği çok açık olarak ortadayken ÖDP’nin kendine oy istemesi, ezilenlerin mücadelesini, demokratikleşme mücadelesini arkadan vurmaktır.

Sorunun özü buralardadır. Bu konularda konuşun. Sosyalist geleneklerle ÖDP’nin bu tavrı arasında bir ilişki var mı bunu gösterin gösterebilir iseniz.

Bloğun artık yüzde onu geçeceği fikri yayılmışken, bu çağrıların ÖDP’ye yapılmasının ona bir kötülük değil aslında, yapılabilecek en büyük iyilik olduğunu göremiyor musunuz? Böyle bir durumda, ÖDP’nin kötülüğünü isteyen, bırak layığını bulsun der ve onu bloğa oy vermeye çağırmaz. Bunu bile anlama yeteneğinde değilseniz. Allah sonunuzu hayretsin.

1 Kasım 2002

Demir Küçükaydın

demir@comlink.de

http://www.comlink.de/demir/




Yüklə 1,4 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   21   22   23   24   25   26   27   28   ...   54




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©muhaz.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin