Seçme nükteler

26- FUZULİ VE RUHİ

Fuzuli ve Ruhi birlikte giderken yol boyunca yatan bir köpek görmüşler.

Ruhi arkadaşı Fuzuli’ye, yatan köpeği işaret ederek;

—“Şu köpeğin burada yatması Fuzuli” diyerek bir laf atmış.

Fuzuli ise eline bir taş alarak;

—“Bu taşı onun kafasına fırlatırsam, çıkar Ruhi” diyerek karşılık vermiş.

27- BALIK BAŞTAN KOKAR

Balık pazarında, balık almak isteyen müşteri, tezgâhtaki balıkların taze olup olmadığını incelerken kuyruklarına bakıyormuş.

Görenler sormuşlar;

—Beyefendi! Siz balıkların taze veya bayat olup olmadığını araştırırken hep kuyruk kısmına bakıyorsunuz. Hâlbuki atalarımız “balık baştan kokar” demişler. Bunu bilmiyor musunuz?

—Bilmesine biliyorum! Balık baştan kokar ama kokusu kuyruğa kadar yayılmış mıdır, onu araştırıyorum.” der.

28- HALEP ORDA İSE ARŞIN BURDA

Birisi arkadaşına palavra atarken;

—Ben Halep’te on arşın atladım” demiş.

Arkadaşı hemen arşını uzatarak;

—Haydi, atla da ölçelim. Halep orda ise arşın burada” deyince ölçüsüz atan palavracının sesi kesilmiş.

29- SEN DAHA ÖNCE BOZULMUŞSUN

Yenilikçi bir Hoca derste;

—Kur’an-ı yere koyarak okumak caiz midir?” diye bir soru sorar ve tartışma açar.

Öğrencilerin ekseriyeti, Kur’an’da ta’zim gereği onu belden yukarı tutmanın daha uygun olduğunu savunur. Öğrencilerden muzip birisi ise;

—Hocam Kur’an’ın yere konularak okunması caiz olsa bile, ben bu işe bozulurum.” der.

Hoca Efendi ise, Kur’an-ı Kerim’in alçak bir yere konularak okunmasının caiz olacağına işaret etmek için;

—“Hayır, ben bozulmam” deyince

Muzip öğrenci sanki taşı gediğine koyarcasına;

—“Hocam siz daha önceden bozulmuşsunuz!” cevabını verince sınıfta kahkahalar yükselir.

30- KIZ MISIN, DUL MUSUN?

Köyden şehre gitmek için yola çıkan yaşlı nine, minibüse binince yanında oturan uzun saçlı genci, kız zannederek;

—Kızım! Biraz daha ileri otursan da ben de sıkışsam olmaz mı? Görüyorsun ayakta kaldım” der.

Yaşlı kadının kendisine “kızım” diye hitap etmesine bozulan delikanlı, biraz sıkışmak şöyle dursun, istifini bile bozmaz. Fakat cevap vermeden de duramaz;

—Teyze görmüyor musun? Ben kız mıyım? Niye bana hakaret ediyorsun?

Yaşlı kadın yine işin farkına varamaz. Özür dilercesine;

—“Ah yavrum! Ben ne bileyim sen kız mısın? Dul musun?” der.

“İnsanlar ilk bakışta mazrufa değil zarfa bakarlar”

“Herkes kendi kimliğine bürünür ve kendi cinsiyetinde görünürse daha iyi tanınır”

31- EN TATLI UYKU

İki züğürt konuşuyorlar;

—En tatlı uyku nasıl olur?

—Baş altında bir kese altın bulunursa…¹¹⁰

32- TÜRKİYE NEDEN GERİ KALMIŞ?

Türkiye’yi ziyaret eden bir İngiliz gazeteciye sormuşlar;

—Sizce Türkiye neden geri kaldı?”

İngiliz gazeteci;

—Bizde sokaktaki çöpçüye ya da çobana sorsalar; “Sen başbakan olsan ülkeyi nasıl idare edersin” diye çöpçü der ki:

—“Ben ancak çöpleri toplamayı, sokakları temizlemeyi bilirim. Devleti idare etmek benim işim de değil, haddime de değil”, Çoban da “ben ancak koyunlarımı otlatmayı bilirim” der.

Hâlbuki aynı soruyu Türkiye’de bir çöpçüye sorsanız ahkâm kesmeye başlar;

— “Ben başbakan olsam ülkeyi şöyle idare ederim, şöyle asarım, şöyle keserim vs.” der.

Kanaatimce Türkiye’de herkes kendi işini nasıl daha iyi yaparım diye kafa yormazken, üzerine düşmeyen işlere karıştığı için Türkiye geri kalmıştır” cevabını vermiş.

33- ARTIK NE HALDEYİZ, ANLA!

Mithat Cemal, Berlin’den dönen Mehmet Akif’i ziyaret eder. Memleketin gidişatı hakkında bilgi almak için;

—Berlin’de ne var ne yok, ne oluyoruz?

Merhum Akif işlerin iyi gitmediğini şöyle itiraf eder;

—Ne olacağız. Berlin’e gittim. Büyükelçimiz Kur’an’a tefsir yazıyor. İstanbul’a geldim Fatih’te hocalarımız siyaset konuşuyor. Ne haldeyiz artık siz anlayın”

34- ÜÇ ZÜĞÜRDÜN HAYALİ!

Üç züğürt bir araya gelip hayaller kurarlarmış. İçlerinden biri;

—Hülya bu ya, dünyada ne kadar zerre varsa, o kadar param olsa! demiş.

Diğeri;

—Dünyada ne kadar su varsa, hepsi mürekkep olsa da bitip tükeninceye kadar bir rakamının önüne sıfır koysalar, işte benim onun meydana getirdiği yekûn kadar param olsa.” deyince.

Üçüncüsü;

—Bana bir şey bırakmadınız. İkiniz birden ölseniz de mirasınız bana kalsa.” demiş.¹¹¹

35- PEDERİN NEYİ ÇIKTI

Bir müflis adam vefat eder. Alacaklılarından biri, oğluna taziye için geldiği sırada;

—“Pederin neyi çıktı?” diye sormuş.

Oğlu şu cevabı vermiş;

—“Nesi çıkacak? Evvela canı, sonra cenazesi, sonra da senin gibi birçok alacaklısı çıktı.¹¹²

36- DIŞARDA ZIRLAYAN İÇERDE DIRLAYAN

Haşmet bir mecliste bulunuyormuş. Mecliste bulunanlar hep bir ağızdan konuşup, meclisi kadınlar hamamına çevirmişler. O sırada sokakta bir merkep anırmaya başlamış. Haşmet mecliste bulunanlara hitap ederek;

—Efendiler! Sözü birer, birer söyleyin. Zira dışarıda zırlayanla, içerde dırlayanları fark edemiyoruz.¹¹³

37- NERESİNİ DÜZELTELİM?

Polisler seyir halindeki arabaları kontrole çıkmışlar. En iyi araba kullananlara 100 milyon vaatte bulunmuşlar. Yolda otomobil sürücüsü bayanı durdurmuşlar;

—Hanımefendi! Tebrik ederiz! En güzel araba kullanan şoför seçildiniz. Alın hediyeniz olan yüz milyonu.” demişler.

Kadın şaşırmış;

—Olamaz yanlışınız var” demiş.

Polisler;

—Gerçekten tebrik ederiz hanımefendi! İyi araba kullanıyorsunuz.” demişler ve parayı uzatmışlar

Sonra parayı alan kadın sürücüye sormuşlar;

—Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Kadın;

—İlk işim gidip bu parayla ehliyet almak olacak.”

Yanında oturan kocası polislerin yüzüne bakarak;

—Kusura bakmayın beyler! Eşim sarhoş! Ne söylediğini bilmiyor.” demiş.

Bu sırada arka koltukta yatan şahıs söze karışmış;

—Arkadaşlar! Yavaş konuşun. Aksi halde polisler arabayı çaldığımızı anlayacaklar.” demiş.

Bu konuşmalara uyanan bagajdaki şahıs;

—Arkadaşlar! Sıkıldım, daha Almanya’ya gelmedik mi?” demiş.