4- İFTİRA OLDUKTAN SONRA İNANMA
Meşhur politikacı Osman Bölükbaşı’nı kızdırmak için, zamanın siyasilerinden birisi ona takılmış;
—“Osman Bey! Çok güzel konuşuyorsun ama sana Kırşehir’in Alevilerinden diyorlar, ne dersin?”
Bölükbaşı gayet sakin;
—“Beyefendi, iftira olduktan sonra inanma. Sana da Müslüman diyorlar” demiş.
5- HERKESİN TERAZİSİ KENDİNE GÖREDİR
Serçe kuşu;
—“Avcı her tüfeğini atınca kırk okka yağım eriyor” demiş.
—“Senin etin, budun ne ki, kırk okka yağın erisin” demişler.
Serçe kanatlarını çırparak cevap vermiş;
—“Canım herkesin okkası, terazisi kendine göredir.”
6- İNİŞİ Mİ YOKUŞU MU SEVERSİN?
Deveye sormuşlar;
—İnişi mi çok seversin, yokuşu mu?
Deve;
—Düz yoldan ne zara gördünüz ki?” demiş.
7- SOR SOR Kİ ÖĞRENESİN?
Temel oğlu ile birlikte İstanbul’a gezmeye gitmiş. Tarihi yerleri ziyaret ederken oğlu sormuş;
—Babacığım! Şu camiyi kim yaptırmış?
Temel;
—Bilemiyorum uşağım!” demiş.
Biraz daha yürümüşler çocuk yine sormuş;
—Babacığım ha bu kale kimun eseridur?
Temel yine;
—Bilemiyorum uşağım!” cevabını vermiş.
Yine yürümüşler meraklı çocuk yine sormuş;
—Babacığım şu çeşme hangi tarihte yapılmiştur?
Temel;
—Bilemiyorum uşağım!” demiş.
Nihayet hiçbir sorusuna cevap alamayan çocuk;
—Babacuğum sorularımla canını sıkmayrum ya?” Diyerek özür dilemiş.
Bunun üzerine Temel;
—O da ne demek uşağım sor, sor ki öğrenesin daaa!” demiş.
8- ARAYA GİTMİŞSİNİZ
Everek(Develi)’te106 medrese tatil olmuş. Öğrenciler Erciyes yolu ile Kayseri’deki ailelerinin yanına gidiyorlarmış. Yolda devesinin yükü yıkılmış kısa boylu bir ihtiyar Yörük’e rastlamışlar. İhtiyar Yörük devesini ıhtırıp107 yükünü yüklemeye çabalarken medrese öğrencilerinden biri, yük denginin birini alıp devenin bir yanına, arkadaşı da öbür dengi alıp devenin diğer yanına kaldırıp yükleyivermişler.
İhtiyar Yörük imdadına yetişen bu uzun boylu delikanlılara teşekkür etmiş ve sormuş;
—Evladım siz ne iş yaparsınız?
Öğrenciler;
—Amca biz medrese öğrencisiyiz. Medrese tatil oldu, ailelerimizin yanına ziyarete gidiyoruz.” demişler.
Bunun üzerine ihtiyar adam;
—Vah evladım vah! Siz tam deve dengi çekecek ve yükleyecek kimselermişsiniz. Fakat yanlış meslek seçmişsiniz, araya gitmişsiniz!” demiş.
9- BAYRAM CAMİİNDE SÖYLEYİVERDİM
Adamın birisi, pek de ketum olmayan arkadaşına bir gün önemli bir sır vermiş. Vermiş vermesine de bu hususta ona tam güvenemediği için kimseye söylememesini sıkı sıkı tembih etmiş. Fakat ağzında yaş bakla bile durmayan arkadaşı bunu hemen bayram namazından çıkan kalabalığa anlatmış.
Bir gün adam sır verdiği arkadaşına bunu kimseye anlatıp anlatmadığını sormuş. Arkadaşı ise;
—“Emin olabilirsin kimselere söylemedim. Sadece bir defacık bayram cemaatine söyleyiverdim” demiş.
10- AMAN HA AMAN!
Kayserili manifaturacı İstanbul’a kumaş almaya gitmiş. Giderken ortağına;
—Şayet İstanbul’da kumaş fiyatlarına zam gelmişse sana şifreli bir telgraf çekerim;
— “Ortağım Hasan, aman hâ aman!” derim. Sen de meseleyi anlar, ben dönünceye kadar mağazayı kapatırsın. Yeni kumaşlar gelince fiyat ayarlamasını birlikte yaparız.” diye tembih etmiş.
İstanbul’a ulaşır ulaşmaz hemen kumaş alacağı toptancı mağazalarına uğramış ve kumaş fiyatlarının gerçekten zamlandığını görünce postaneye giderek memure kıza;
—“Kızım Kayseri’de şu adresteki ortağıma çok acele bir telgrafım var, yazıver” demiş.
Memure kız;
—“Buyur amca, söyle de yazayım” deyince. Kayserili yaşlı tüccar şu cümleyi yazdırmış;
—“Ortağım Hasan! Aman hâ aman!”
Memure kız bu cümleden hiçbir şey anlamadığı için yaşlı ihtiyarın yüzüne bakarak cümlenin devamını beklediğini hissettirmişse de Kayserili uyanık tüccar;
—Kızım! Telgrafım bu kadar. Malum, amcan Kayserili, okuryazarlığı yok. Ortağım beni anlar, sen bu telgrafı çekiver” demiş.
Telgrafı alan ortağı hemen mağazayı kapatmış ve yeni kumaşlarla birlikte İstanbul’dan gelecek ortağını beklemiş.
İşte ‘’Ortağım Hasan! Aman ha aman’’ sözü Kayseri bölgesinde bir şeyi iyice vurgulamak için kullanılır.
11- ACABA O GÜN OKULLAR TATİL OLACAK MI?
Öğretmen bir gün din dersinde Kıyamet gününü anlatıyormuş;
—İsrafil (a.s.) Sur’a üfleyince dünya yerle bir olacak, ortalık toz duman ve her taraf dümdüz olacak.
Çocukların merakını gidermek için;
—Sormak istediğiniz bir şey var mı? demiş.
Ayağa kalkan bir öğrenci heyecanlı bir şekilde sormuş;
—Öğretmenim! Öğretmenim! Acaba o gün okullar tatil olacak mı?
12- MEĞER HOCA DA BİR ÇOCUKMUŞ!
1974’lü yıllarda Adana Feke vaizi iken, Ramazan ayında geçici göreve gittiğim Tufanbeyli Çarşı Camiinde son teravih sohbetimde cemaatle vedalaşıp, bayram konuşmamı da yapıp asıl görev yerime döneceğimi ifade ettim.
Cemaat çok duygulandı. Hatta ayağa kalkarak;
—Hocam sizi çok sevdik. Müftümüz de vaizimiz de yok. Naklini buraya yaptırsan çok memnun oluruz.” dediler.
O esnada camiinin ikinci katında, mahfilde bulunan kadınlar da gayri ihtiyari perdeyi açıverdiler. Mikrofondan ses net ve gür gelince beni kelli felli, yaşlı başlı bir hoca zannetmişler. Beni görünce yaşlı bir teyze oranın mahalli şivesiyle;
—“Amanın! Meğer hoca da bir çocukmuş!” deyince camide bütün cemaat gülmekten kırıldı.
13- NEREM DOĞRU Kİ?
Deveye;
—Boynun neden eğri” demişler.
—Nerem doğru ki?” demiş.
14- BENİM OĞLUM BİNA OKUR…
Adam oğlunu, hocaya Arapça öğrenmeye göndermiş. Yıllar geçmiş çocuk bir arpa boyu yol alamamış. Arapçayı öğrenememiş.
—Oğlun ne yapıyor? Hala okulu bitiremedi mi?” diye soranlara adam;
—Benim oğlum bina108 okur, döner döner yine okur” demiş.
Dostları ilə paylaş: |